Tanrı’ya “neden ben” demeyen adam…
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Ömer GÜRSOY Tanrı’ya “neden ben” demeyen adam…

Tanrı’ya “neden ben” demeyen adam…

Ömer Gürsoy- 6 Ocak 2012 Büyük sporcular nasıl yetişir? Başarıya götüren hayat hikâyeleri ve ona şekil veren toplumsal koşullar nelerdir?

Yeni yılın ilk yazısında, sadece ülkemiz sporu için değil insanlık için de büyük dersler taşıdığını düşündüğüm, efsane tenis oyuncusu Arthur Ashe’in yaşam öyküsünden bahsedeceğim. Sporcu olan ve sporcu olmak hayali kuran binlerce gencimize rol modeli olacak bir kişi o.

 Üç Grand Slam kazanan ilk siyah tenisçi olmasının yanında bilge bir kişi ve insan hakları aktivisti.

10 Temmuz 1943 yılında doğdu. Daha 6 yaşındayken, 27 yaşındaki annesini kaybetti. Polis memuru babası ona ve kardeşine baktı. Babası o zamanki siyahî ailelerin yaptığı gibi oğlunun zayıf ve çelimsiz olduğu için futbol oynamasını yasakladı. Tenis oynamak için ne zengin bir mahallede oturuyordu ne de dolarları vardı. O dönemde, hem siyah hem yetenekli olmak şişedeki iki akrep gibiydi, ikisinden birisi yok olacaktı. Ama Ashe’in yeteneğinin önünde hiçbir şey duramayacaktı.. Tabii bunda yetenekli gençleri koruyan Amerikan eğitim sisteminin de hakkını yemeyelim. Önce kolejde, daha sonra California Üniversitesi’nde tenis bursuyla eğitimini sürdürdü.

Amerikan Davis Cup Milli Takımına seçilen ilk siyahi tenisçi olduğunda 20 yaşındaydı. 5 yıl sonra 1968 yılında Amerika Açık’ı kazandı. 1975 yılında Jimmy Connors karşısında Wimbledon tarihini değiştirecek ve bu kupayı kazanan ilk ve son siyahi oyuncu olarak tenis tarihine geçecekti.

Geçirdiği kalp ameliyatı sonrası 1980 yılında tenis kariyerine son verdi. Sivil hakların mücadelesi  kendisini öyle adamıştı ki, 1992 yılında Haitili göçmenler için uygulanan politikaları protesto için gittiği Beyaz Saray önünde gözaltına alındı. Siyahların gördüğü ikinci sınıf muamelemeyi anlatmak için “zenci olmak AIDS’li olmaktan daha zordu” diyecekti.

Ölümcül AIDS hastalığı sonucu 50 yaşında hayata gözlerini yumduğunda tenis tarihinin belki en başarılı değil ama hüzünlü sayfalarından biri kapanıyordu.

Bugün 254 milyon dolara malolan ve 23 bin seyirci kapasitesi ile Amerikan Açık’a ev sahipliği yapan dünyanın en büyük tenis stadyumuna O’nun ismi verildi. Öldüğü tarihten itibaren burada her yıl ‘Arthur Ashe Çocuk Günü’ etkinlikleri düzenleniyor.
Turnuvanın ana tablo maçlarından önceki pazar günü çocukların ve önemli tenis yıldızlarının katılımıyla yapılıyor ve televizyondan yayınlanıyor. “Kids Day” etkinliğine Agassi, Nadal, Federer, Roddick, Serena ve Venüs Williams, Steffi Graf gibi yıldızlar katılarak O’nu andılar.

Arthur Ashe’i bugün bile saygıyla anılmasını sağlayan sadece büyük bir sporcu olması değildi elbette… Belki de dünyanın en iyi tenisçisi arasında ilk 10’a bile giremeyecekti. Ama O’nu büyük yapan başka şeyler vardı..

        İnancınızı koruyun!

          Hastalandığında dünyanın her köşesindeki hayranlarından gelen mektuplara verdiği -Elif Şafak’ı dahi  hayran bırakacak edebi ve bilge dolu- cevaplardı..

 Bunlardan bir tanesi şöyle soruyordu: “Neden Tanrı böylesine kötü bir hastalık için seni seçti?”{jcomments on}

Arthur Ashe buna şu cevabı verdi:

“Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar, 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir, 500 bini profesyonel tenisi öğrenir, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50’si Wimbledon’a kadar gelir, 4’ü yarı finale, 2’si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı’ya ‘Neden ben?’ diye hiç sormadım. Ve bugün sancı çekerken, Tanrı’ya ‘Niye ben?’ mi demeliyim? Mutluluk insanı tatlı yapar. Zorluklar güçlü yapar. Hüzün ise insan yapar. Yenilgi mütevazı yapar. Başarı insanı ışıldatır. Ama yalnız Tanrı, yolumuza devam etmemizi sağlar. Tanrı’ya asla ‘Niye ben?’ diye sormayın… Ne olacaksa olacak. O’nun kendine has usulleri vardır. Her şey kendi iyiliği için olur. İnancınızı koruyun…”

Spora ve insana dair inancımızı koruyacağımız bir yıl diliyorum.                             


 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  6336  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Ömer Gürsoy Pazartesi, 21 Haziran 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1470 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 54097118

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1