Seviye Düştükçe Çirkinleşiyoruz!
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Ahmet TALİMCİLER Seviye Düştükçe Çirkinleşiyoruz!

Seviye Düştükçe Çirkinleşiyoruz!

aziz-yildirim-ergin-ataman-a-tepki-gosterdi-8470384 x 4436 o

Ahmet Talimciler- 27 Mayıs 2016 Dün sosyal medya üzerinden ‘yok artık’ denilen iki olaydan haberdar olduk. İlki bir otobüs firmasının muavininin şehirlerarası yolculuk sırasında sabaha karşı koltuğunda uyuyan bir kadına yönelik cinsel saldırısıydı.

Uyanan kadının bağırması sonrasında otobüs içerisinde yaşananların jandarmaya haber verilmesi ve olay yeri inceleme ekiplerinin gelinceye kadar, delillerin silinmemesi için yüzündeki spermleri temizleyemediği gelen haberler arasındaydı. Otobüs firması yaşananlardan ötürü özür dileyip, olaya karışan çalışanı ile ilgili ilişiğini kestiğini bildirmesine rağmen yaşanan olayı örtbas etmek isteyen ve koskoca bir firmayı karalayamazsınız diyen ‘namus bekçileri’ yine devreye tam zamanında girdiler.

 

Her zaman yaptıkları gibi benzer ifadeler kullanmaktan, alçalmaktan, seviyeyi yerlere çekmekten kaçınmadılar. İkinci olay, Fenerbahçe-Galatasaray arasında oynanan basketbol yarı final karşılaşmasının ardından Galatasaray antrenörü Ergin Ataman’ın telefonuna gönderilen mesajın içindekilerin, Ataman tarafından instagram hesabından paylaşılması ile ortaya çıktı. Mesajda, ‘bu gece validenizle girdiğimiz ilişkiden ziyadesiyle memnun kaldık. İki gün sonra tekrarını gerçekleştirmeyi can-ı gönülden istiyoruz’ yazıyordu. Bu olup bitenlerin arkasından yapılan yorumlar ve oradan ortaya saçılanlar ise çok daha vahimdi. İçimizdeki ‘kötü’yü dışarı dökmekten sakınmayan yanımız sayesinde giderek tuhaflaşan ve olanların ardından ikiye bölünen bir gündemi yakalamayı başarabiliyoruz. Olanların bir tarafında yaşayamadığı, hayal bile edemediği hayatları yaşayanlar üzerinden kendisini/kendilerini temize çıkararak ahlak bekçiliğine savunanlar var.

 

Sürekli olarak Batı’nın ahlaksızlığı üzerinden görüşler ileri sürerek kendi toplumunda olup bitenlere göz yummayı maharet zannediyorlar. Her olan olay sonrasında ‘orada ne işleri vardı, mini etek giyip adamları tahrik etmeselerdi, kadın başlarına dolaşmaları caiz değil, zaten hak etmişlerdir, kuyruk sallamasalardı’ vb. gibi yığınla mazeret üreterek suçluyu değil aslında kendilerini aklayabileceklerini sananlar. Farkında mısınız ister eski ister yeni Türkiye lafının kullanın giderek daha fazla bel altına iniyoruz. İndikçe biraz daha fazla çirkinleşiyor ve asıl yüzümüzü biraz daha fazla ortaya çıkartıyoruz. Hiç kimsenin rezil olmadığı, kimsenin sorumluluk almadığı bir ülkede bütün sorunları başkanlığa kilitleyebiliyoruz. Hoş orada da işler diğer taraflardan çok farklı değil; sonuna kadar destekleyenler ve aynı şekilde karşı çıkanlar: Ortası yok! Ortası aslında büyük bir boşluk ve o boşluk her geçen gün biraz daha hepimizi içine doğru çekmeyi sürdürüyor. Geleceğini karanlık olarak gören ve hiç kimseye güvenmeyen insan sayısı artıyor.

 

Buna karşın olan bitenlerden ülke içinde yaşayanlardan ziyade dışarıda bizde olup bitenlere bakanlar daha fazla endişeliler. Birbirini sevmeyen, birlikte/bir arada olmaktan nefret eden insan sayısı artıyor. Ayrışıyor, bölünüyor ve bütün bunlar olup biterken ‘birlik ve beraberlik’ edebiyatına daha fazla sarılıyoruz. Cinnet halinde yaşayan, her tarafından hata veren bir sistem içerisinde çocuk tacizlerini, kadın cinayetlerini, pisipisine ölümleri velhasıl kelam sürekli olarak iç karartıcı olaylarla günlerimizi geçirmeyi sürdürüyoruz.

 

Olanların sorumluları olarak günah keçilerini yargılamayı ve onlar üzerinden temizlendiğimizi düşünerek mutlu, mesut hayatlarımıza biraz daha sarılmakta herhangi bir sakınca görmüyoruz. Son olayda sapık muavini işten attık, cezayı erteledik ve sistemi temize çıkardık. Ya sonra? Tacizcilerini, katillerini adalet önünde cezalandıramayan buna karşın adaleti cezaevi içinde tecelli ettiren ve bundan mutluluk duyan insanlar topluluğu hepimizi kucaklıyor.

Hatırlayın Özgecan Aslan’ın katili cezaevinde öldürüldükten sonra yazılanları, cenazeyi kabul etmeyen mezarlıkları, en sonunda annesinin yaşadıklarına isyan etmesini. Katil, sapık öldürüldü, cenazesi gömdürülemedi sorun çözüldü mü? Sorunları çözmeyi değil sorunlarla yaşamayı ve bununla hemhal olmayı maharet sayan bir anlayış hayatlarımızı çepeçevre sarıp sarmalamış vaziyette. Bu öylesine yaygın bir bakış açısı ki hepimizi esir alabiliyor. Sapığın cezasının koğuştakiler tarafından verileceği için ‘içinin yağlarının eridiğini’ söyleyen kanaat önderleri var. Okumuşu, aydını, cahili hepsi bir potada az sayıda olayda buluşabilen yurdum insanı açısından bu tip olaylar adeta birer turnosol kağıdı işlevini yerine getiriyor. Kadınlarımız birer ikişer katlediliyorlar, bunu bize haber yapan medyamız her defasında öldürenlerin gözlerini bantlıyor, baş harflerini vererek katilleri koruyor/kolluyor. Öldürülenler ise afişe ediliyorlar, geride bıraktıkları çocukları, anneleri, babaları, kardeşleri, arkadaşlarının hiç ama hiç önemi yok. Çünkü onlar kurbanlar, onların haklarını savunacak bir düzen yok. Yaşananların medya tarafından bu şekilde haberleştirilme tarzı değişmediği sürece her defasında kadınların cinayetlere kurban gitmesi normalleştirilmiş ve erkek egemen değer yargıları bir kez daha güçlendirilmiş olacaktır. Tam tersini yapabildiğimiz öldürüleni değil öldüreni ön plana çıkartabildiğimiz ve adalet sistemimizi tüm yurttaşlarımızın haklarını koruyabilecek hale getirebildiğimiz zaman işler daha farklı bir mecrada akacaktır.

Kişiliklerimizin üzerinde geçmişten getirdiğimiz defolarımız gizil bir biçimde duruyor. Ne kadar uğraşırsak uğraşalım gerçek bir yerlerden patlak veriyor ve gözümüze doğru fışkırıyor. Sorunlarımız çok daha derinlerde gizli buna karşın gündelik olanı yaşayarak idare etme kültürü üzerinden kendimizi temizlemiş, ruhlarımızı arındırmış, namuslarımızı kurtarmış oluyoruz. Ama ne yaparsak yapalım içimizdeki rahatsızlıktan bir türlü kurtulamıyoruz, bu bazen bir takım taraftarı olarak rakibimize yönelik ifadelerde karşılık buluyor bazen sokakta yürüyen bir kadına atılan bakışta, lafta. Siyasetimiz de, adaletimiz de, sporumuz da kısacası hayatlarımızın her alanı benzer sıkıntıları üretip dolaşıma sokuyor. Çözümümüz ise çözümsüzlükten ve yaşadıklarımızı olduğu gibi tekrardan ibaret.{jcomments on}

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  2673  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

16/04/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

9.707,13

-1,09

 bjk BJKAS

77,15

+3,28

 fb FENER

96,80

+5,22

 gs GSRAY

6,92

+0,44

 trabzon TSPOR

1,59

-1,85

   SPOR ENDEKSİ

4.847,33

-0,18

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 39693885

TRENDYOL SÜPER LİG 2023-2024 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV
Galatasaray 32 28  3   1  73 20 53  87 
2 Fenerbahçe  32  27    4  1 85  28   57

85

3 Trabzonspor  32  16 4  12 54  42 12 52
4 Beşiktaş  32   14   6  12 42  38  4 48
5 Rizespor 32 14 6  12   43  47 -4 48
6 Başakşehir 32  13 12 42  38 

  4 

 46 
7

Kasımpaşa

32  13  7  12   55 57  -2 46
8 Sivasspor 32 11 11

10 

38  43 -5  44 
9 Antalyaspor 32 10  12  10  36  37  -1 42 
10

Alanyaspor

32 10  12 10 41  46   -5  42
11 AdanaDemir 32 9 13  10

48 

43   5  40
12 Samsunspor 32 10  14 36  42 -6  38  
13 Ankaragücü 32  8 13

11 

40  41   -1  37
14 Kayserispor 32 10  10 12  36  45  -9  37
15 Konyaspor 32  12  12 34  45  -11  36
16 Hatayspor 32

7

12  13 36  44  -8 33
17 Gaziantep 32  7 17  35  50  -15  31 
18 Karagümrük 32  9 16  35 41  -6 30

19

Pendikspor  32 7 9 16 36 64 -28   30  

20

İstanbulspor 32 4 7 21 25 59 -34 16

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.