Acı ve Sevinci Birlikte Yaşayamayan Ülke
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Ahmet TALİMCİLER Acı ve Sevinci Birlikte Yaşayamayan Ülke

Acı ve Sevinci Birlikte Yaşayamayan Ülke

fft107 mf6532804

Ahmet Talimciler- 4 Temmuz 2016 Son bir yıldır hemen hemen her gün televizyon ekranlarından verilen ölüm haberleri ile sarsılıyoruz. İnsanlarımızı kaybetmenin yanı sıra bir arada yaşama irademizi de her geçen gün biraz daha yitiriyoruz.

 

Birlik ve beraberlik laflarının ardında varolan asıl gerçeklik, hiç de aydınlık bir geleceği birlikte oluşturabilme umudunu içermiyor. Çünkü ölenlerin ardından etnik, mezhepsel kökenlerine ya da ideolojilerine bakılmak suretiyle tepkiler veriliyor.

 

Ölenlerin ne uğruna öldükleri üzerinden gidilmek suretiyle ölmeyi hak ettiklerine kadar gidebilen son derece gayri insani bakış açısı giderek daha fazla yandaş buluyor. Tüm bu tepkiler verilirken bu topraklarda bir zamanlar geçerli olan ‘ölenin arkasından kötü konuşulmaz’ anlayışı bile unutuluyor.

 

Ölümü kutsadığımızı, ölenleri bizim ölümüz ya da ötekilerin/onların ölüleri olarak gördüğümüz içinde bir türlü ölümlerin ardı arkası kesilmiyor. Adeta bir cinnet hali yaşıyor ve yaşadığımız bu cinneti her geçen gün biraz daha fazla besliyoruz. Nefreti artıran, şiddeti besleyen dili keskinleştirdikçe ölümleri çoğaltıyor ve biraz daha insanlıktan uzaklaşıyoruz.

 

Ne üzüntü de ne de sevinçte bir araya gelemeyen ama söylemsel düzeyde birlik ve beraberlik edebiyatını hiç ama hiç terk etmeyen bir ülke olmaktan ne kadar gurur duysak azdır! Çözüm üretmeyen, her yaşananın ardından komplo teorileri üzerinden ülke kurtaran yurdum insanı açısından, durum gayet açıktır: yaşananların ardında bizi bölmek, birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyen dış güçler bulunmaktadır! Ülke içinde politika üretmek için kurulan partilerin bunu yapmak ve sorumluluk almak yerine benzer komplolar üzerinden durumu idare etmeleri de işin bir başka trajikomik yönüdür.

 

Benzer olaylar dünyanın farklı ülkelerinde meydana geldiğinde gösterilen hassasiyeti eleştirenler kadar, onların olan bitenleri fazlasıyla hak ettiklerini düşünen büyük bir kitle var. Böylesi zamanlarda öylesine tuhaf bir yapıyı oluşturuyoruz ki, içinde ne isterseniz fazlasıyla bulunuyor. Evrensel değerlere hassasiyet gösterip ölenlerin ardından üzüntü duyanlardan, zaten onlar bu işin arkasında varlar ve biraz da onlar çeksin diyenlere kadar farklı pozisyonlardaki insanlara sahibiz.

Kendi ülkemizde geçtiğimiz sonbaharda yaşanan bombalamaların ardından bir dakikalık saygı duruşunda yaşananları hatırlayalım. Değil başka ülkenin insanına, kendi insanına bile saygı duymayan ve bu durumla adeta övünen bir kitlemiz var. İstanbul Atatürk Havalimanında yaşanan ve 45 kişinin yaşamını yitirdiği saldırı sonrasında büyük bir tedirginlik ve korku hali egemen hale gelmiş ve insanlar ne olduğunu can havliyle öğrenmeye çalışıyorlardı.

Her zaman olduğu gibi internetin yavaşlatıldığı hatta sosyal medyanın tamamen durdurulduğu bir gün yaşamak zorunda bırakıldık. Burada içinde yaşadığımız ülkeyi bir zamanların kapalı kutusu ‘Arnavutluk’ ya da halen dış dünyaya diktatör emriyle kapalı tutulmaya çalışan ‘Kuzey Kore’ gibi görmeye çalışanların atladığı bir nokta bulunmakta.

Ülkenin en azından bir kısmının dünya ile entegre olduğunu ve dış dünyayı takip etme konusunda son derece mahir oldukları gerçeğini görmezden geliyorsunuz. Haber almak için havuz medyasını takip eden ve sizlere oy veren kitle açısından bu durum olağanüstülük arz etmiyor olabilir. Ancak yaşananlardan kaygı duyan ve olan biteni öğrenmeye çalışanlar açısından getirilmeye çalışılan yasakların bir kıymeti harbiyesi bulunmamaktadır. Bu durum sadece ve sadece bir acziyetin göstergesi olarak görülmektedir.

Ülkemizde bir günlük ulusal yas ilanının ardından güvenlik zafiyetinin olup olmadığının konuşulduğu-uzun bir zamandan bu yana bu ülkede herhangi bir konu etrafında tartışma yapma imkanı ortadan kalkmış olup, ekranlardaki tartışma programlarında olup bitenlerin var olan durumun adının konulmasından öteye gidebilecek bir program formatını içermediğini, en azından program konukları olarak oraya çağırılan isimler üzerinden bile görebilirsiniz- televizyon kabarelerini ağzımız açık kalarak izledik! Sanki yaşananlar başka bir ülkede, bambaşka bir coğrafyada olmuş gibi anlatmayı sürdürebilen ve söylediklerine kendilerinin bile inanmadıkları görülen zevatları bir kez daha gördük!

Ölümler normalleşirken ülkenin tüm sorunun yeni anayasa olduğunu söyleyebilecek kadar inanmışlardı! Avrupa şampiyonasında oynanacak olan karşılaşmalar öncesinde bir dakikalık saygı duruşu konusunda taraftar hakları derneğinin girişimleri ve federasyon nezdindeki kişisel bazı çabalar sonuç verdi ve UEFA yanlıştan döndü! Ama sakın ola ki bu durumun siyasi girişimlerle falan olduğunu zannetmeyin. İşin asıl can alıcı noktası ise bir dakikalık saygı duruşu esnasında tek bir çıt sesinin dahi duyulmaması ve insanların kendi dinlerinden, etnik kökenlerinden olmasa bile sadece insan oldukları için üzüntü duyduklarını gösterebildikleri bir saygı duruşuna şahit olduk. Konya’da ve İstanbul’da oynadığımız milli maçlardaki saygı duruşu rezaletini hatırladığımızda durumun ne kadar farklı ve bazı konulara gerçekten ne kadar uzak olduğumuz bir kez daha ortaya çıktı. Biz ölenler ister insanımız olsunlar isterse olmasınlar, onların cansız bedenlerine saygı duymayı beceremezken, kilometrelerce ötede insanlar bizim acımızın ardından sessizce, huşu içerisinde ölenlerin ardından nasıl saygılı olunacağını da gösterdiler tabii ki anlayana! Bunun karşısında ölenlerin kanı kurumadan devlet erkanı adeta bir bayram havasında köprü açılışı yaptılar.

Mecliste iktidar milletvekilleri temsili kurdeleyi keserlerken, köprüden geçen yurttaşlarımız selfie çekerek bu anı ölümsüzleştirdiler. Ölümsüzleştirdiklerinin ülkenin bir zamanlar komşusunun ölüsüne hürmeten mümkün olduğunca sessizlik içerisinde hareket etme geleneğinin yok ettiklerinin farkında bile olmadan. Büyük köprüler, otobanlar, koca bir kentin her yerinden görünen camiler inşa ederek ülkeye, vatandaşlarına hizmet ettiğini zannedenler kadar, bütün bu olup bitenlerle insanileşebileceğini zanneden kitlenin de yaşadıklarımızda büyük bir sorumluluğu bulunuyor.

 

Milli maçlarda yaşanan ıslıklamaların ardından yazdıklarım ne yazık ki bugün de aynen devam ediyor. Ortak idealler ve acılar etrafında buluşmada bile ayrışan insanların ülkesinde sağlıklı bir toplum idealinden söz edilemez. Bir tarafta bireyciliğin tavan yaptığı bir bireysellik öte yanda ise içinde yaşadığı cemaatlerin altında kaybolan birey kimliği ve arafta kalanlar. Durum sadece tribünler açısından değil gündelik hayatın her alanı açısından biraz daha karmaşıklaşıyor. Seyredenler olan bitene müdahil olamazlar, arafta kalan kitlenin daha fazla oyuna katılması, şekillendirmede rol alması gerekiyor.{jcomments on}         

   

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  2629  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

16/04/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

9.707,13

-1,09

 bjk BJKAS

77,15

+3,28

 fb FENER

96,80

+5,22

 gs GSRAY

6,92

+0,44

 trabzon TSPOR

1,59

-1,85

   SPOR ENDEKSİ

4.847,33

-0,18

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 39680449

TRENDYOL SÜPER LİG 2023-2024 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV
Galatasaray 32 28  3   1  73 20 53  87 
2 Fenerbahçe  32  27    4  1 85  28   57

85

3 Trabzonspor  32  16 4  12 54  42 12 52
4 Beşiktaş  32   14   6  12 42  38  4 48
5 Rizespor 32 14 6  12   43  47 -4 48
6 Başakşehir 32  13 12 42  38 

  4 

 46 
7

Kasımpaşa

32  13  7  12   55 57  -2 46
8 Sivasspor 32 11 11

10 

38  43 -5  44 
9 Antalyaspor 32 10  12  10  36  37  -1 42 
10

Alanyaspor

32 10  12 10 41  46   -5  42
11 AdanaDemir 32 9 13  10

48 

43   5  40
12 Samsunspor 32 10  14 36  42 -6  38  
13 Ankaragücü 32  8 13

11 

40  41   -1  37
14 Kayserispor 32 10  10 12  36  45  -9  37
15 Konyaspor 32  12  12 34  45  -11  36
16 Hatayspor 32

7

12  13 36  44  -8 33
17 Gaziantep 32  7 17  35  50  -15  31 
18 Karagümrük 32  9 16  35 41  -6 30

19

Pendikspor  32 7 9 16 36 64 -28   30  

20

İstanbulspor 32 4 7 21 25 59 -34 16

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.