İlber Hoca’dan Emre Mor’a
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Müslüm GÜLHAN İlber Hoca’dan Emre Mor’a

İlber Hoca’dan Emre Mor’a

5027504

Müslüm Gülhan- 13 Haziran 2016 Geçen gün bir arkadaşımla sohbet ederken İlber Hocanın Milli Takım ile yaptığı söyleşi ile ilgili konuşuyorduk, tabi söz döndü dolaştı kitap okumaya geldi?

 

Dedi ki:” Türkiye’de kitap satış oranında artış varmış”

Şaşılacak durum…? Neyse sonra asıl cevabı verdi: “ama bu artış %70 test kitaplarından dolayıymış!” 

İşte bizim için asıl cevap buydu…

Kitap okumayan bir toplumda hangi evrensel bilgi ve değerleri nereye oturtabiliriz ki…

Yöresel figür kalmamızın nedeni budur.

Şimdi, futbolcuların eğitim seviyeleri, okuyamadıkları kitap sayısını ve gazetelerin sadece spor sayfalarını okumalarını bir kenara koyalım!

İlber Hoca Fatih Terim’in popülist (!) isteğini kırmayarak Milli Takım kampına gitti ve futbolcularla bir kısa söyleşi yaptı.

Sonuçlarından önce bazı saptamalar yapmak lazım:

Hiçbir sistematik kurgusu olmayan ve “ekol” diye tarif edeceğimiz hiçbir kimlik değeri olmayan bir ülkenin futbolu ancak anlık beklentiler üzerine kurgulanmış reflekslerle sonuç bulmaya çalışır.

Çünkü sistematik yapı bilgi gerektirir.

İlber Hocanın da yapmış olduğu söyleşi futbol adına bu reflekslerden biridir.

Üç büyüklerde oynamaktan başka hedefi olmayan futbolcuların, bir takım soyut kavramlar üzerine kurgulanmış hayat beklentileri ile uyuşan bu mesleki hedefleri global hale getirmesi mümkün olamaz.

Avrupa’da oynayan futbolcular bile maalesef bu beklentiler üzerinden Milli Takımı seçerek varmaya çalıştıkları Türkiye ve para beklentisi; hedef küçülmesine ve başarının daraltılarak para ve popülist endeksli bir kısır çekişmeye gitmelerini sağlamaktadır.

Kendileri için büyük futbol için küçük hedefler…

Sovyetler Birliği zamanında futbolcularının 16 yaşına geldiklerinde tüm klasikleri okumalarının dayanağı; kültürel bir yaşamın kaçınılmaz olmasıdır.

Çünkü hedefleri; insan olabilecek varlığın tüm bilgi donanımlarına sahip olarak hayatı kurgulamak ve mesleklerini icra etmektir.

Şimdi bağlantılara devam etmeye çalışalım;

İlber Hoca entelektüel birisi…

Bir söyleşi veya panele katıldığı zaman söyleyeceklerinin anlam kazanması, karşısındaki kitlenin bilgi zeminlerinin gerekli olan asgari düzeyde olması gerekir.

Eğer bu seviyeye ulaşmamış bir kitle ile yapılacak söyleşinin amacı ve sonucundan bir beklenti olmaz, ancak resmin kendisi kullanılarak popülist bir hedef oluşturulur. 

Birinci sonuç; içerik değil resimdir.

Gelelim Terim’in bir türlü getiremediği gurbetçi oyuncuları bir kıvama (gaza) getirme stratejisine.

İşte bu noktada Emre Mor devreye giriyor…

Emre Mor’un Dortmund ile yaptığı beş yıllık anlaşma kendisi için ne kadar önemliyse Alman ve Avrupa futbolu içinde o kadar önemli.

Eğer Türkiye Milli Takımını seçip ve bir de üç büyükler hedefi doğrultusunda hedef küçülterek devam etseydi ciddi bir kayıp olarak literatüre geçecekti.

Dortmund bir genç futbolcu için gelişimini tamamlaması açısından Avrupa’nın en iyi kulübü.

En önemli kazançları; bir “Alman ekolü” çerçevesinde yapıya sahip olması ve genel bir kurgu kültürü çerçevesinde var olması.

İkincisi; kulüp olarak da kendi oyun kültürleri ve sistemlerini bu “Alman Ekolü” üzerine oturtmalarıdır.

Emre Mor her iki kurgu çerçevesinde hem sistematik sadakat ve disiplinel bir kültüre sahip olacak, hem de görev bilincini ne olduğunu ve ahlaki sorumluluğunu bu sistematik kurgularda uygulamalı olarak görecek.

Bundan büyük zenginlik ve mesleki donanım olabilir mi?

Fakat en büyük çelişkisi; Milli Takımdaki kaos üzerine oturtulan oyun şekline nasıl adapte olacağıdır?

Bu kadar düzen ve kurgudan, bu kadar kaos ve refleks oyununa geçiş tüm dengesini bozacaktır ki; birinden birine olumsuz etkisi kaçınılmaz olacaktır.

Eğer Milli Takım ile şampiyon olunup büyük prestij kazanılacaksa, sanırım bu tarihsel analiz yanında güncel gerçeklerin ortaya konulması ile daha etkili olurdu.

Çünkü Terim Emre Mor ve diğer gurbetçi futbolcuları soyunma odasında ”Vatan Millet Sakarya” söylemleri ile istediği kıvama getiremediği için, İlber Hoca’nın tarihçi olarak belki farklı söylemler ile aynı hedefe, yani kendine yaklaştırabilir diye umdu sanırım…

Takım İlber Hoca’nın gazına gelir mi bilmem ama İlber Hoca Terim’in gazına geldiği kesin.

İkinci sonuç budur.

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  3109  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Müslüm Gülhan Cuma, 20 Nisan 2012.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 977 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 55331616

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1