Recep Cengiz- 1 Şubat 2020 Büyük başkanlar, şampiyonluk, kurumsallaşma, çağdaş yönetim diye nutuk atanlar, her mikrofon gördüğünde mangalda kül bırakmayanlar! ...

-Modern stadyumlar yapılıp, seyirci sayısı azalıyorsa,

-Yayın geliri artıp, izleyici azalıyorsa,

-Bankalar kulüplere kredi veriyorsa,

- Televizyonlarda, okumak ve düşünmekle işi olmadığı belli, boş konuşarak gerçeği gizleyen kadrolu yorumcular mantar gibi türediyse,

-Hakemler, VAR’a rağmen hata yapıyorlarsa,

-Vergiden kaçınan (kaçıran) şirketler, kurumlar, kulüpler varsa,

-Yabancı futbolcu sayısı artıp yerli futbolcular oynama şansı bulamıyorlarsa,

-Devşirme sporcuların, kendi ülkelerinde yaptıkları antrenman yurt dışı kamp olarak yutturuluyor, alınan madalyalar büyük bir başarı olarak kabul ediliyorsa,

- Depremle mücadele ederken, sanal medya da birtakım insanların sinsilik, zavallılık, başıbozukluk ve aptallıkları ile savaşılıyorsa; depremin normal bir doğa olayı, bu insanların zihinsel bir afet olduğunu anlayamıyorsak,

- Deprem olan illerde kiralar ikiye katlanıyorsa, yağmacılık, fırsatçılık ve hırsızlık oluyorsa,

-Taraftarlık, sadece tribünden bağırmak olarak algılanıyorsa,

-Bir liralık oyuncu üç liraya alınıp bedava bir başka kulübe transfer olabiliyorsa,

- 2019 yılının "akademik teşvik yönetmeliği" 2020 yılında değiştiriliyor, nitelik ve nicelikten bilimsel kalite değil bürokrasi (zaman ve kâğıt israfından başka bir şey değil) anlaşılıyorsa, Uluslararası bildirilerde yarısından fazlasının yabancı ve davetli konuşmacıların sekiz farklı ülkeden (Türkiye’de böyle bir kongre olma olasılığı var mı?) olması isteniyorsa; alınan kararlar bilimin saygınlını korumuyor, sayıları çok az da olsa bencil bilim insanlarına dürüstlüğü önerip doğru yola yöneltmiyorsa,

-Futbol kulüplerine, menajersiz bir kilo elma bile alın(a)mıyorsa,

- Hacca (umreye) gidip kıblesi olan Kâbe’yi arkasına alıp foto paylaşanlar oluyorsa,

- Televizyon programlarında insanın aklı ile oynanıyor, çok bağıran haklı oluyorsa,

- Entelektüel olmayan akademik insanlar ahkam kesiyorlarsa,

- İlahiyat profesörü doğal afet ile çocuk yaşta evli arasında ilişki kuruyorsa,

-Atiba Hutchinson (37), Beto (38), Emre Belözoğlu (40), Sedat Agçay (39), Umut Bulut (37) gibi oyuncular ligimizin en iyisi olarak transfer yaparken, U16, U17, U18, U19, U20 ve U21 milli takım oyuncularının transferlerde esameleri okunmayıp “pişmesi için (!)” alt lig takımlarına kiralanıyorsa,

- Milli eğitimde müfredat değişiyor ama zihniyet değişmiyorsa; Millî Eğitim Bakanlığı hizmet içi eğitimleri kapsamında rehber öğretmenler için hazırlanan kitapta “Başı örtülü anneler şefkatli ve iyi, başı açıklar ise kötü ve acımasız... Bıyıksız erkek kötü ve sapık, bıyıklı erkek iyi ve güvenilir” gösteriliyorlarsa,

- Çocuklar ellerinde akıllı telefonlarla ailenin hayatına değil, refahına ortak ediliyorsa,

Bu olumsuzluklara karşın görevi, yetkisi ve sorumluluğu olanlar bunları denetlemek, gözetlemek ve uyarmakla yükümlü olanlar hala uyanmıyor veya uyanmak istemeyip gidişatı toz pembe gösterme çabasını elden bırakmıyorlarsa,

İş bilmezler, iş yapacağım diye işgüzarlık yapıyorsa,

Toplumsal değerlerimiz, güçlü bir boksörden midemize yumruk yemiş gibi çökmüşse, “Buyurun cenaze namazına…”

Devletin ilkelerini, Milletin inançlarını, Bilimin prensiplerini ve Sporun değerlerini korumak gerekiyor.

“İstiyoruz ki, cenaze musallayı kirletmesin.”{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş