Recep Cengiz- 12 Aralık 2020 Medipol Başakşehir, Şampiyonlar Ligi H Grubu altıncı haftasında Paris Saint Germain ile oynadığı maçta, dördüncü hakemin, yardımcı antrenör Pierre Webo'ya kırmızı kart gösterirken "ırkçı söylemde bulunduğu" gerekçesiyle sahadan çekilerek soyunma odasına gitti.

Saha içinde bu tartışmalar yaşanırken PSG takımının müsabakanın orta hakemi Ovidiu Hategan'a ırkçı bir hakemle müsabaka oynamak istemediklerini ifade etmeleri ahlaki duruşun ortaya konulması açısından anlamlıydı. Özellikle PSG’li futbolcu Mbappe'nin: "O zaman o hakemi de atacaksın, ırkçılığa asla izin vermeyiz ve sorun çözülmediği sürece asla sahaya dönmeyeceğiz." Kimpembe’nın "Sahada ırkçılık varken futbol oynamak anlamsız" ve Neymar’ın "Başakşehir'in yanındayız" ifadesini kullanıyordu.

Paris Saint-Germain kulübünün duyarlı davranıp maça çıkmama ve protestoyu destekleme kararı alması, erteleme maçı öncesinde sahaya Irkçılığa karşı birlik olduklarını gösteren "Irkçılığa Hayır" yazan beyaz renkte takım logolu tişörtler giymeleri, maçın oynandığı Parc des Princes Stadı'nın tribünlerine ırkçılık karşıtı pankartlar astırmaları ve maç sonrasında kulüp başkanı Nasır el-Halifi’nin, Pierre Webo’ya özel forma hediye etmesi anlamlıydı.

Bu süreçte, Türkiye ve Dünya’da sosyal medya kanalı ile ırkçılığa karşı, Başakşehir takımının onurlu duruşunu destekleyen binlerce mesaj (bu mesajların içinde en zayıf mesajı, TFF Başkanı Nihat Özdemir’in "Yapılan bir suçtur! Ancak bu maç ne olursa olsun oynanmalıdır. Haklıyken haksız durumuna düşmeyelim. Çıkıp Başakşehirli futbolcuların bu maçı sonlandırmaları gerektiğini düşünüyoruz" sözleriyle verdiği söylenebilir) yayınlandı, uluslararası televizyon kanalları bu ırkçılık olayını gündem yaptılar.

UEFA’nın maçın hakemini değiştirip, Pierre Webo'ya gösterilen kırmızı kartı iptal ederek maçın kaldığı yerden devamına karar vermesi anlamlı, maç öncesinde hakemler ve iki takımın futbolcularının orta sahada diz çökerek Şampiyonlar Ligi müziği eşliğinde ırkçılığı protesto etmesi insanlık adına önemli mesajdı…

Gerçekte gelecek için yapılması gereken bir şey, ama değişim işareti vermeyen ve vurgulanması gereken bir nokta var. Bu nokta, Türkiye’de üstünden çok zaman geçmeyen bazı olaylara karşı benzer tepkilerin gösterilmemesi “Irkçılığa karşı olduğumuz, inandığımız için mi Webo’ya destek verdik, yoksa ilgi ve destek gördüğü için mi Webo ile aynı karede yer aldık?” Sorusunun yanıtını anlamlı kılmaktadır. Çünkü; bu maçta Webo’yu doğrudan hedef alan Irkçı söyleme olması gereken tepkilerle yakın zamanda ülkemizde yaşanan ırkçı, cinsiyetçi ve ayrımcılık içeren söylem ve olaylara karşı tepkisizlik arasında ciddi bir tutarsızlık olduğuna işaret etmektedir. Örneğin;

Hes Kablo Kayserispor Kulübü Başkanı, "müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareketi ve hakaretleri nedeniyle toplamda 90 gün hak mahrumiyeti ve 52.850 TL Para Cezası ile cezalandırıldı.

Bir futbol insanı olarak “Nasıl oldu da, seçildiği zaman büyük methiyeler dizdiğimiz, kadın başkan, 15+75 gün hak mahrumiyeti cezası alacak duruma geldi” diye sorguladık mı?

Hayır!

Geçen yıl "elimde silah olsa hakemi çeker vururdum" diyen Rizespor kulüp başkanı Yılın Spor Yöneticisi ödülü kazandı.

Herkesten önce hakem derneklerinin, “Sayın Başkan futbolun değerlerine nasıl bir katkı yaptı da, bu ödüle layık görüldü” diye sorguladı mı?

Hayır!

Futbolda verilen ödüller neye karşılık geliyor ki, protokol tribününde kol hareketini yapan Trabzonspor kulüp başkanına, üstelik o turnuvaya ilişkin onur ödülü verildi.

Kendilerine yapılan hakaret sonrası verilen ödül için Alanyaspor yönetiminin tepkisi oldu mu?

Hayır!

Katıldığı bir televizyon programında bir futbol yorumcusunun “Ülkende timsah yiyordun, buraya geldin de topçu oldun…” dediği, Galatasaraylı futbolcu Diagne’ye Webo’ya atılan destek tweetleri atıldı mı?

Hayır!

Bir başka futbol yorumcusunun, beIN Sports'un medya hakları direktörü Hande Sümertaş’a hitaben: "Şimdi bak Hande, tosun kızım benim... 40'lı yaşlarda biraz etine dolgun bir hanımefendi... Eğer Bein Sports'da bir daha saçının başının oynadığını hissedersem beni üzmüş olursun, ben de seni üzerim…" gibi tehdit ve aşağılayıcı söylemine benzer tepki gösterildi mi?

Hayır!

Bu Hayırları “yok”,

Bu sözleri “söylenmemiş”,

Bu olayları “yaşanmamış” saymak, Webo’nun “arkasında durmak değil, Webo’nun arkasına gizlenmek” olduğuna işarettir.

Futbol yorumcusu Emre Bol’un bir hafta önce Galatasaraylı futbolcu Mbaye Diagne için "cahil çocuklar, timsah eti yiyorlar" söyleminden sonra twitter hesabına "Webo benim kardeşimdir" bağlamında, Türk futbolundaki garipliklere Shakespeare kısa, duru ve net bir yanıt veriyor: “bugünün trajedisi yarının komedisidir.”

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş