Ömer Gürsoy- 06 Ağustos 2013 Geçtiğimiz hafta "Martıların Tenisi" başlıklı yazımda Ömer Çam'ın ailelere tavsiye ettiği Martı kitabı ile tenis sporu arasında bir bağlantı kurmuştum. Daha önceki gün biten 12 yaş "Europe Tennis" turnuvasında ülkemizin gerçekten yetenekli ama bir o kadar da sinirleri zayıf tenisçilerinin kritik yerlerde oyundan düştüklerini gördüm. Orada bir şey daha gördüm; milli oyuncular sahada mücadele ederken ve antrenörleri yanlarındayken "ileri çık" diye bağıran federasyon yöneticileri ile "voleni kullan" diye taktik veren aileleri ve "bunu da mı yenemeyeceksin" diyen seyircileri...
Görünen o ki, tenisle ilgili tüm aktörlerimize -bunun içinde antrenörlerimizde var elbette- güçlü bir mentor eğitimi gerekiyor. Eğitsel tarafını düşünerek Ömer Çam'ın değerli değerlendirmesini sizlerle paylaşmak istiyorum bu kez: Teniste sporcu, koç ve aile üçgeninde gereken işbirliğini mutlaka ortaya konulmalıdır. Bu sacayağını bir masaya çevirip daha güçlü kılmak içinde sporcuya kişisel gelişim desteği verecek bir uzmana ihtiyaç vardır. Tenis, bireysel sporlar içinde dayanıklılık, azim, iç motivasyon, özgüven, sabır, pes etmeme ve mücadelenin en çok gerektiği alandır. Üç günde tamamlanabilen ve 11 saat beş dakikada sonuçlanan Isner ile Mahut arasındaki Wimbledon tek erkekler ilk tur mücadelesi, tarihin en uzun tenis maçı olarak kayıtlara geçti. Hiçbir spor dalında dayanıklılığın bu kadar üst seviyede test edilmesi söz konusu değildir. O halde tenis başka bir gözle ve farklı açılardan görülmesi gereken bir spor dalıdır ve sporcuya da yaklaşımlar farklı olmalıdır.
Çin Bambu ağacının yetişmesi, başarı için güzel bir örnektir. Bambu ağacı 2. yılda da toprağın dışına filiz vermez. Ancak 5. yılın sonunda yeşermeye başlar ve 6 haftada yaklaşık 27 metre boya ulaşır. Akla gelen ilk soru şudur; Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mı yoksa beş yılda mı ulaşmıştır? Bu sorunun cevabı tabii ki beş yıldır. Büyük bir sabırla ve ısrarla tohum beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edebilir miydik? Bambuya verilen su ve gübre sporcuya verilen desteği anlatır. Su sporcunun başarı yolunda duyduğu her türlü iç ve dış kaynağı gösterir. 5 yıl boyunca acele etmeden sabırla ona destek vermek ise sporcunun çevresinde olan koç ve aile desteğini gösterir. Bu iş olmuyor, bir türlü başaramıyorsun, senden tenisçi olmaz gibi başarıyı engelleyen tavırlar sporcuyu tohum aşamasında çürütür. Psikolojide "Pygmalion etkisi" denen bir kavram vardır. Buna beklenti etkisi de denilmektedir. Buna göre eğer bir kişiden beklentiniz olumlu yönde olursa bütün davranışlarınız pozitif ve yapıcı olacağından o kişi başarılı olacaktır. Buna karşın beklenti olumsuz olursa da zaten yapamaz edemez gibi negatifdüşünceler ve beklentiler içinde olunduğunda, tahammül edememe, sabırsızlık, negatif yorumlar ardı ardına geleceğinden başarısızlıkta garanti olacaktır.
Sonuç olarak, pencereden dışarı bakan 2 kişiden biri yerdeki çamuru diğeri ise gökteki yıldızları görür. Tenis sporu gökteki yıldızlara bakacak, sporcu, aile, yönetici, koç ve destek uzmanlarına ihtiyaç duyuyor." Çam'ın bu değerlendirmelerini sadece tenis için değil diğer tüm branşlarımız için de okuyabiliriz; öyle "hadi aslanım, koçum, Türk gibi güçlü" diyerek 1960 model anlayışlarla dünya çapında sporcu çıkarma devri bitti artık..{jcomments on}.