Deniz Gökçe- 16 Temmuz 2014 Ben Almanların üstün takım anlayışları nedeniyle galip geleceklerini düşünüyordum ama 7 gol yemelerini düşünemezdim tabii.

Almanların fark yaratan takım yaklaşımının en güzel örneği forvet Müller. Şu anda kupada en çok gol atan iki kişiden biri olan ve bu turnuvada 6 gol sahibi  Thomas Müller sıska, adalesiz ve uzun bacakları ile  aşırı adaleli, kısa boylu, oldukça “küt” Maradona’nın dikkatini çekmiş. Maradona “Müller’in adalesi yok ki nasıl oynar?” demiş. 7-1’lik skordan sonra Maradona bir cevap aldı herhalde. 

19 yaşında Van Gaal keşfetti

Maradona Brezilya forveti Fred hakkında ise bir şey söylememiş. Fred “orta yaşlı bir seyirci forma verilip sahaya oyuncu olarak inse ne yapardı” tablosu halinde. Saha içinden seyrediyor. Simon Kuper’in yazdığında göre Fred sık sık dengesini de kaybeder düşermiş. Fred 30 yaşında Müller ise 24. Fred geçen yıl oynanan Konfederasyon Kupası’nda beş gol attığı için milli takıma golcü kıtlığından da faydalanarak girmiş. Hiç hareket etmeyen, statik bir forvet. Brezilya’da yayımlanan günlük spor gazetesi Lance, Fred’in bugüne kadar en kötü olarak bilinen 1982 yılının santrforu Serginho’dan daha kötü bir forvet olduğunu sürekli yazmakta imiş. Fred gerçekten de modası geçmiş bir santrfor tipi, savunmacıların topu ıskalaması ve topun kendisine boşken gelmesini durarak bekliyor. Müller ise sahada ayak basmadık yer bırakmıyor. Fark burada!   

Müller Bayern Eyaletinde Münich yakınında bir küçük bir kasabadan gelme. Alman futbolunda da orta sınıf aileden gelen ve eğitimli futbolcu azdır. Müller eğitimli! Abitur denen lise olgunluk sınavını başarı ile geçmiş. Arkadaşları ona çok şey bilip çok da anlattığı için “Radyo Müller!” lakabını takmışlar. Mülller 19 yaşında Bayern Münich altyapısında o zamanki teknik adam van Gaal tarafından keşfedilmiş ve  derhal A takımına  çok çok genç yaşta alınmış. Birkaç ay sonra da Alman Milli Takımı ile 2010 Dünya Kupası’na götürülmüş. O kupada Almanya İngiltere’yi 4-1 yenerken de Müller turnuvanın gol kralı olarak da ilk defa televizyona çıkarılmış. 

Müller ilginç bir futbolcu. Ne tam bir orta saha oyuncusu, ne tam bir forvet, ne de tam bir golcü santrfor, ama tam bir takım oyuncusu. Müller’in sahada ideal bir pozisyonu yok. Forması da 13 numara. Durmadan koşan Müller rakiplerini, özellikle de onu marke etmeye çalışanları yorup mahvediyor. 

Bir gün Süddeutsche Zeitung adlı Bavyera gazetesi ona “Sen nasıl bir futbolcusun, takımda yerin ne?” demiş, o da kendisinin “Boş alanları gole dönüştüren bir tercüman!” olduğunu söylemiş. Sahada hep boş alanların ve ortadaki sahipsiz topun peşinde koşan sıska ama süper bir atlet Müller.  

Ne zaman para verirler, o zaman...

Sonuçta Brezilya 23,24,26,ve 29’uncu dakikalarda ve  durum bir sıfırken, altı dakikada yediği dört gol ile sürklase oldu. Scolari de anlşılmaz şekilde seyretti.  Brezilya’nın Scolari’si de zaten üstün taktik bilgisi ile tanınan bir menejer değildir.  Yanında yardımcı olarak bulunan Perreira (eski FB teknik adamı) ülkemizde FB’de iken sergilediği gibi iyi bir taktisyendir ama savunma organizasyonunu bilir ama Brezilyalıların kanında da savunma becerisi yok! Hele Neymar ve T.Silva’nın ikisi de olmayınca felaket ortaya çıktı.

Peki koca Brezilya’da Neymar’ın yerini dolduracak oyuncu yok mu? Yoksa neden yok? Brezilya ekonomisi toparlanıp oyunculara Brezilya’da da yüksek para verilebilir olunca yaşlı oyuncular içeride oynamaya devam ediyor, gençler de Avrupa’ya gitmiyor ve oyun anlayışları da değişmiyor. Bu arada altyapı da zayıf olunca eskisi gibi üstün becerili oyuncu da yetişmiyor. Aslında Neymar benzeri katkıyı verebilecek, Liverpool’da oynayan Philippe Coutinho ve P.S.Germain’de oynayan Lucas Mouravar ama henüz takımı taşıyacak birer yıldız olmalarına da zaman var.{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş