Müslüm Gülhan- 21 Ağustos 2020 Futbol, ekonomi değerinin olmasının yanında kültürel kurgusu çok kuvvetli bir oyundur.

Kültür olarak futbolun küresel oyun olduğunu kabul etmeden yol almamız mümkün değildir. Ancak var olan durumu gerçek anlamda sorgulayarak futbolu anlamaya muvaffak olabiliriz. Aksi taktirde hepimiz birer yöresel figürandan başka bir rol edinemeyiz.

“Futbolun Kültür Kodları” isimli kitabımın içindeki önemli bölüm olan “Topsuz Oyun Kodları” bölümünü üç bölüm halinde yayınlayarak biraz kafa karıştırmak istiyorum.

Buradaki hedef şeytanı taşlamak ya da şeytanı bulmak değildir. Hedef, bu işin bu kadar kolay olmadığının farkına varılmasını sağlamaya katkı sunmaktır.

Öncelikle spor kulübünü bir bütün olarak ele almakla işe başlamak kaçınılmazdır. Kulübün kuruluş amacı, hikâyesi, kültür deseni futbolun her anı için önemli bir bilgi ve göstergedir.

Her kulübün bir kuruluş hikâyesi vardır.

Kulübü oluşturan yönetim kurulu kendi başkanını seçer. Amaç, mevcut durumu daha iyiye götürecek ve kulüp kültürünün ana unsurlarını devam ettirecek politikaların belirlenmesi ve buna uygun teknik oyuncu kadrolarını oluşturmaktır.

Bunu sağlayan, kulüp kimliğini oluşturan ana ilkeler ve ekonomik gerçeklere uygun güçlü stratejilerin uygulanmasıdır. Her şey bu prensipler çerçevesinde yapılır.

Kulüpler varlığını bu şekilde sürdürürler, çünkü kulüpler bugünkü koşullarda ekonomik varlık olmalarından dolayı kâr-zarar etkisi altında yaşamlarını devam ettirirler. Yani işin ticari kısmı dengelenir.

Belirlenen bu politikalar ve ekonomik koşullar, teknik ve futbolcu kadrosunun nasıl olması gerektiğini de belirler.

Belirlenen yapı aynı zamanda seyircinin beklentilerine de cevap vermelidir.

Kulübün tarihçesine, kültürüne ve seyircinin beklentilerine uygun olmayan yapı ve strateji, taraftarın ve yatırımcıların güçlü eleştirisine maruz kalır, yani ceza kesilir.

90 dakikanın sonunda elde edilen başarı sadece sihirli ayakların değil, ekonomik bilançoların da belirlediği bir sonuçtur. Bu hesaplar ve sonuçlar, futbol kulübünün şiirsel tarihçesi ile uyumlu söylemler haline getirilir.

Peki, ya 51,55 dakikalık topsuz oyun?

Başkan, yönetim kurulu, teknik heyet, futbolcular, taraftarlar, tarihsel süreç, sportif misyon ve hikâye, bunlar bu oyunu organize eden ve uygulayan ana bileşenleri oluşturur.

Hepsinin görevinin farklı olması ile birbirlerine duydukları güçlü bağ oyunun ana şeklini oluşturur. Hiçbirini diğerinden ayrı tutarak değerlendirmek mümkün değildir.

ahip oldukları özellikler, mesleki donanımlar, bu donanımları yönlendirecek entelektüel, ahlaki, sosyal donanımlar istikrarı sağlayacak temel değerleri oluşturur.

Zor olan topsuz oyunun istikrarıdır. Bu da güçlü bir irade ve sadakatli bir oyun anlayışını ister. Taktik bütünlüğü ise tüm takımı birbirine bağlar.

Antrenörün ilkeleri, becerileri, tarzı ve yaklaşımı toplu ve topsuz oyun kurgusunun ne olacağının başlangıcını belirler.

Oyuncu yapısı, oyuncuların kişilik özellikleri ve teknik becerileri, antrenörün ilkelerini anlayacak stratejilerine uygulamalarına cevap verecek düzeyde olmak zorundadır.

Futbolcu ve teknik adam, sahadaki güvencelerin farkında olmalıdır. Öz güven ve güçlü irade ile hareket etmeleri, oyunun kalitesi açısından önem arz eder.

Saha dışındaki topsuz oyun; yüz yıllık kulüp misyonu, hikâyesi ile süregelen süreç; bugünkü şartlara uyumu sağlayan yeni organizasyon etkenlerinin kalitesi ve başarısı, saha içindeki toplu ve topsuz oyunun başarısına yansır.

Birinin diğerini tamamlamaya olan bütünleştirici etkisinin başarısı; saha içindeki her oyuncu için 2,45 dakikalık ve toplamda 54 dakikalık topla oynanan oyunun başarıya dönüşmesini, kazanmayı, sevinci ve kutlamayı beraberinde getirir.

Futbolun gerçeği detaydadır.

2,45 dakikanın dışında kalan topsuz oyunun detaylarına geçmeden şeytanı da bulmak gerekir!

Futbol çok popüler bir spor dalı olmakla birlikte, daha önce belirttiğimiz güçlü bir yönetim aracı olması nedeniyle çok tehlikeli bir araç haline de dönüşebilir.

Buradaki seçenekler:

Ya amaç olarak futbolu futbol yapan ve futbol ağırlıklı kalmasını sağlayacak, kendi değerleriyle özgürleştirecek ve tüm oluşumları ve kurguları bunun üstünde yapılandırılacak; ya da futbolu farklı beklentiler elde etmek için güçlü bir “algı” aracı haline getirilecek.

Gol atmak o kadar kolay değil.

Önce özgürleşmek lazım…{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş