Frikik Tartışması ve Değerler Çatışması
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Diğer Yazarlar Frikik Tartışması ve Değerler Çatışması

Frikik Tartışması ve Değerler Çatışması

534d56f1be

Kaan Polat Cüreklibatır- 26 Aralık 2020 Takım kaptanı tutturmuş, ‘’frikiği ben atacağım’’ diyor.

 

Arkadaşının elinden topu zorla alıyor. Arkadaşı, takım kaptanının bu ani tavrına çok şaşırıyor. Başka bir takım arkadaşı, yaşanan gerginliği önlemek için yanlarına koşuyor. İkisinin arasına girip gerginliği yatıştırmaya çalışıyor. Ama başarılı olamıyor. Çünkü takım kaptanı, faulü kullanmakta ısrarlı; arkadaşını itiyor, topu yere koyuyor ve faulü kullanıyor. Bu vurdumduymaz tavırı, televizyondan izlerken çok rahatsız olmuştum.

 

Frikik Tartışması ve Değerler Çatışması

 

Rahatsız olunmayacak gibi mi? Maçın başlarında bir penaltıyı, yine kendi kullanıp gole çevirmişti. Artık bir faulü de, arkadaşına kullandırabilirdi. Çünkü arkadaşı çok iyi frikik kullanıyordu. Frikikten birçok gölü vardı. Takım kaptan otuzlu yaşlardaydı ve kariyerinde sadece bir frikik gölü vardı.

 

Takıma kaptan olmuş bir futbolcunun, bir faül için, takım arkadaşıyla çatışmasının nedeni ne olabilirdi? Üzerinde düşünülmeli. Hem takımdaşlık, hem spor yöneticiliği, hem birey psikolojisi hem de toplumbilim düzeyinde, örneğiyle incelenmesi gerekiyor.

 

Takımdaşlık Eğitimi’nin Önemi

 

Çatışmanın nedeni: Türkiye’de kulüplere ‘‘takımdaşlık eğitimi’’ verilmediği için mi ortaya çıkıyor? Türkiye gerçek manada (anlamda) altyapıdan başlayarak, takımdaşlık eğitimlerinin verildiği spor kültürü gelişmiş bir ülke olsaydı, sağlam bir takımdaşlık oluşturabilirdi. Böyle olmuyordu. Takımdaşlık, spor yöneticileri tarafından maç önceleri verilen barbekü yemekleri bir kenara bırakılırsa, ‘’takımın ağbisi’’ diye adlandırılan futbolcuların insiyatifiyle sağlanıyordu.

 

Sporcu çatışmalarının, ana nedeni buradadır işte. Altyapıdan üstyapıya sporcular geçerken kulüpler önceden ‘’takım olma’’ üzerine bir değerler düzenini yaratamadığından, bu zorunlu ‘’birey’’ odaklı bir değerler düzeni ile başarılmak isteniyor.

 

İşin Çözümü ‘’Kaptanlık Bandı’’nda Aranırsa

 

Örneğin, her sporcuya nasip olmayan ‘’Takım Kaptanlığı’’, takım içerisinde her sporcunun yapabildiği biranlayışıyla sıradanlaşıyor. Ama bu anlayışın garip bir sonucu oluyor. Türk futbolunu yakından takip edenler, kulüplere mal olmuş, efsane takım kaptanlarını hatırlayacaktır.

 

Spor yöneticileri, sahada mücadelelerini en üst seviyede tutan, arkadaşlarını en zor anlarda ayakta tutan, sağlam kişiliği ve karakteriyle altyapı sporcularına örnek olan takım kaptanları yerine koydukları; bencil, mutsuz, motivasyonu düşük, heyecansız, kişiliği ve karakteri zayıf sporcular olmamalıdır. ‘’Kaptanlık bandı’’, sporcu performansını artıracak bir motivasyon aracı, bir bez parçası düzeyine düşürülmemelidir.

 

Kaptanlık aynı zamanda saha içinde ve dışında takımına liderlik yapmak demektir. Sorumluluk üstlenen, inisiyatif kullanan, takımını ve kulübünü temsil eden bir misyona sahiptir. Bu bağlamda pazu bandı kola takılan bir bez parçasından çok daha fazla şey ifade eder.  

 

Yönetim düşünürü Peter Drucker yönetimi, ‘’ne yapacağını, nasıl yapılacağını bilmek ve yapmak sanatı’’ olarak tanımlar. Yöneticinin görevi de, yapılacak işleri, işin ehli insanlara vererek, istenilen amaç ve hedefleri gerçekleştirmek üzere, her türlü sorumluluğu üstlenmektir.

 

Ah O ‘’Yanılgı’’

 

Spor yöneticilerinin ‘’spor yanılgısı’ sporcularının gelişimini, bir altyapı sorunu olarak değil de, bir üstyapı olarak görmesi değil midir? Sanılıyor ki, kaptanlık bandını, morali bozuk bir sporcuya verdiğimizde, sporcunun morali düzelecek ve performansı artacak. Bu anlayışta sonuç olumsuzdur. Yerli oyuncu, yabancı oyuncuyla zıtlaşır. Çatışma çıkar. Oysa ki, spor yöneticileri morali bozuk sporcuyu düzeltmek için değil, takım içindeki tüm sporcuları, daha iyiye ve mükemmele götürmek için vardır. Sporcularını ortak hedefte buluşturacak bir eğitim tekniğinden geçirebilseler, hem kendisiyle mutlu, hem takım arkadaşlarıyla uyumlu bir takım kurabilirler.

 

Her ne kadar futbol ayakla oynansa da, onun bir akıl oyunu olduğunu unutmamalıyız. Temel doğruları ve futbolun gereklerini saha içinde sadece moral ve motivasyona dayalı vermeye çalışmak, oyunun bir yönünü eksik oynamakla eş anlamlıdır. Oyuncunun davranışsal, bilişsel, psikolojik ve sosyolojik gelişimini tamamlamadan sadece fizyolojik yönüne odaklanmak, uzun vadede beklenen başarıyı getirmez.

 

Ayrıca takım içindeki rekabet yıkıcı değil, yapıcı olmalıdır. Bunun için liderlik felsefesini takımda işlemek kaptanın görev ve sorumluğundadır. Ama diğer taraftan sadece takım kaptanının değil, tüm oyuncular da bu sorumluluk altındadır.  Takımı oluşturan tüm oyuncuların saha içinde bulundukları mevkii ve üstlendikleri sorumluluklar da lider gibi davranmalarını gerektirir.

 

Kaptan Olmak Kolay mı?

 

Kaptanlık: fazladan sorumluluk üstlenmek, eksiği olan arkadaşlarının açığını kapatmak, takım oyunu oynadıklarını bir saniye olsun akıldan çıkartmamak ve sonuç itibariyle başarıya ortak çaba ile ulaşılabileceği bilincinden de kopmamaktır, saha içinde kenardaki hocanın lideri olmaktır, kendi içinde ve sahada diğer oyuncularla olası ego çatışmasını yönetebilmektir, takımını her yönüyle saha içinde ve dışında temsil edebilmektir…

 

‘’Türk Takımları Niye Tekliyor?’’

 

Sorunu,Prof. Dr. Turgay Biçer, Türk fubol takımlarında, ‘’ Psikolojik Performans Eğitimleri’’nin verilmemesini, kulüp, antrenör ve çalışanların, sporcularını tanıyacak ‘’Etkili İletişim’’ becerilerine sahip olmaları gerektiğini; başarı için çok önemli olduğununun altını çiziyor.

 

‘’Antreman bilimlerinin önemli bir kısmını oluşturan, zihinsel, duygusal ve ruhsal faktörler genelde ülkemizde henüz antreman çalışmalarında yeteri kadar yer almamaktadır, Bunun altında; kulüp ve antrenörlerin bu çalışmaların henüz yeteri kadar önemsememeleri, yeteri kadar deneyimli uzmanın eksikliği, antrenörlerin isteksizliği, kulüplerin imkanlarının eksikliği, sporcuların bu çalışmaları henüz yeteri kadar benimsememeleri gibi nedenler yatmaktadır.’’

 

Peki biz ne yapıyoruz?

 

Sporcuları yarınlara gerektiği gibi hazırlıyabiliyor muyuz!!! {jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  3167  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Futbol Ekonomi Site Yetkilisi Perşembe, 22 Eylül 2011.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 858 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 54139340

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1