Futbol Ekonomisi Genel Haber & makaleler
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel


Futbolda Yeni Arayışlar: Avrupa Yenilik Peşinde, Türkiye Yerinde Sayıyor

tffpg

Av. Mustafa Batmaz - 24 Ekim 2025  Avrupa futbolunda gelir modelleri ve rekabet dengeleri yeniden şekilleniyor. La Liga ve Serie A yönetimleri, yurt dışında lig maçları oynatarak yeni gelir kapıları aralamaya hazırlanıyor. Bu plan, hem yayın gelirlerini hem de global marka değerini arttırma hedefinin bir parçası. Örneğin, İspanya Futbol Federasyonu’nun ABD ve Orta Doğu’da maç oynatma düşüncesi, futbolun yalnızca yerel bir oyun değil, uluslararası bir endüstri haline geldiğini gösteriyor. Benzer bir strateji İtalya Serie A’da da gündemde. Lig yönetimi, ABD’de oynanacak sezon içi maçların hem yayın haklarına hem de sponsor anlaşmalarına katkı sağlayacağını öngörüyor. Bu adımlar, Avrupa futbolunun yeni dönemde saha dışında da gelir üretme zorunluluğunun farkında olduğunu ortaya koyuyor. 

 

La Liga ve Serie A yönetimlerinin maçları oynatmayı planladıkları şehirler ise bir rastlantı değil. La Liga’da Villarreal ve Barcelona arasında oynanacak maçın Miami şehrinde oynanması planlandı. Hem Latin Amerikalıların hem de İspanyol göçmenlerin çoğunlukta olduğu bu şehirde aynı zamanda Barcelona’nın efsanesi Messi ve İspanya milli takımından da tanıdığımız efsaneler Jordi Alba ve Sergio Busquets de yaşamakta ve Inter Miami forması giymekte. Bunun yanı sıra Serie A’da AC Milan ve Como arasında oynanacak maçın Avusturalya’nın Perth şehrinde oynaması planlandı. Perth şehrinin önemi ise İtalyan göçmenlerin ağırlıkta olduğu ve İtalyan kültürünün etkilerinin bu şehirde net bir şekilde görülmesi. Bir zamanlar TFF’nin de bu yönde çalışmaları vardı. Türkiye Süper Kupası 2 kez Almanya’da gurbetçi Türklerle buluşmuş bir kez de Suudi Arabistan’da bu maç oynanmıştı. Özellikle Almanya, günümüzde bu maçları kendi ülkesinde güvenlik problemi yarattığı gerekçesiyle oynatmak istememekte. Fakat dünyanın birçok yerinde gurbetçiye sahip Türkiye’nin, Süper Lig’i pazarlamak ve ek değer katmak adına yurtdışında tekrar bu tip maçları oynatarak hem ligin marka değerini hem de kulüpler için ek gelir kaynağı yaratması bana kalırsa önemli bir husustur.

 

Türkiye’de futbolun ekonomik ve sportif kalitesi son yıllarda ciddi biçimde düşüyor. Özellikle İstanbul’daki ilçe takımlarının sayısının artmasıyla birlikte, şehir takımları güç kaybederken tribünlerdeki seyirci sayıları da hızla azaldı. Bu durum, sadece gelir kaybına değil, futbolun izlenebilirliğinin de düşmesine yol açıyor. Sahadaki kaliteye bakıldığında, altyapı eksikliği her seviyede hissediliyor. Türkiye’de profesyonel liglerdeki birçok statta çim kalitesi bile standartların altında. Bu sadece estetik bir sorun değil; oyuncu sağlığını, maç temposunu ve yayın kalitesini doğrudan etkileyen bir faktör. Avrupa’nın futboldan kültür, ekonomi ve endüstri olarak bahsettiği noktada, Türkiye hâlâ temel fiziki koşulları tartışıyor. Dünyanın en verimli toprakları olarak bilinen Mezopotamya topraklarında bulunan Türkiye’nin, ülke futbolunun en üst liginde futbol oynamak için yeterli bir seviyede çim standardına sahip olmaması aslında çok övündüğümüz ligimizin ne kadar acınası olduğunun göstergesidir. Bir çim mi etkiliyor ülke futbolunu diyerek bana seslendiğinizi duyar gibiyim, evet etkiliyor. Oyunun temposunu ve kalitesini etkilemesinin yanı sıra hiç bir yabancı futbolsever ister Messi ister Ronaldo oynasın bu oyuncular “patates tarlasında” futbol oynuyorsa bir noktaya kadar o maçı izleyebilir. Bunları düzeltmeden yayın gelirlerinde bir artış beklenmesi akıl dışıdır çünkü çim ve benzeri unsurlar futbolun temel yapı taşlarıdır. Temeli bozuk olan bir binanın ise günün birinde yıkılması kaçınılmazdır. 

 

Biz daha futbol oynanan zemini düzeltmede zorluk çekerken dünyanın en çok gelir elde eden ligi hala daha nasıl gelişebilirim diye düşünmekle meşgul. İngiltere Premier Lig, futbolun ekonomik olarak en güçlü yapısı olmasına rağmen, gelir eşitsizliğini azaltmanın yollarını arıyor. “Big Six” olarak adlandırılan Manchester United, City, Chelsea, Arsenal, Liverpool ve Tottenham dışındaki takımların gelirleri tarihsel olarak bu takımlara nazaran daha düşük seviyelerdedir. Premier Lig yönetimi ise rekabet dengesini hem korumak istiyor hem de ligdeki rekabeti arttırmak istiyor. Bu amaçla, son dönemde “salary cap” yani maaş sınırı sistemi gündeme geldi. Gelirleri yüksek kulüplerin sınırsız harcama yaparak rekabeti bozmasının önüne geçilmesi hedefleniyor. Bu da aslında Avrupa futbolunun geldiği bilinç düzeyini gösteriyor: Zengin kulüplerin daha zengin, küçüklerin ise daha yoksul olduğu bir sistem yerine, herkesin ayakta kalabildiği sürdürülebilir bir yapı arayışı var.

 

Türk futbolunun içinde bulunduğu durgunluk, sadece kulüplerin finansal disiplinsizliğiyle açıklanamaz. Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) artık sadece düzenleyici değil, yönlendirici bir rol üstlenmesi gerekiyor. La Liga veya Premier Lig’de federasyonlar gelir paylaşımı, marka yönetimi ve uluslararası pazarlama konularında aktif stratejiler yürütürken; Türkiye’de federasyon hâlâ temel denetim ve lisans süreçleriyle sınırlı bir rol oynuyor. Futbolun ekonomik olarak büyümesi için TFF’nin hem kulüpler arası gelir dengesini sağlaması hem de yabancı yatırımcılar için güvenli bir ortam yaratması gerekiyor. Aksi halde, Türk futbolu kendi iç pazarında sıkışmış bir sistem olarak kalmaya mahkûm.

 

TFF’nin Türk futbol ekosisteminde iki temel görevi vardır. Bunlardan ilki profesyonel futbol liglerini yönetmek ve düzenlemek bir diğeri ise Milli takım ve genç milli takımlarla ilgili sorumluluğu. Bu sebeple sadece Süper Lig değil Milli takım cephesini de ele almak gerek. Milli takım cephesinde ise tablo daha umut verici görünüyor. Türkiye, oyuncu kalitesi ve piyasa değeri açısından tarihinin en güçlü jenerasyonuna sahip. Ancak dikkat çeken nokta şu: Bu jenerasyonun büyük bölümü Almanya, Hollanda, Avusturya gibi Avrupa ülkelerinde yetişmiş futbolculardan oluşuyor. 

 

Bu durum, Türkiye’deki altyapı sisteminin ne kadar zayıf olduğunu da ortaya koyuyor. İspanya örneğinde ise tam tersi bir tablo var. Bugünkü İspanya Milli Takımı, yıllar önce oluşturulan genç takımların doğal bir devamı. O dönemki altyapı hocaları bugün A takımda görev alıyor, jenerasyon geçişi planlı bir biçimde gerçekleşiyor. Türkiye’de ise bu süreç tesadüflere bırakılmış durumda. Bu da aslında 80 milyonluk bir ülkede 20 yılda bir gelen jenerasyonlarla yetinememize sebep oluyor. Türkiye’nin futbolu çok sevdiği bir gerçek ama bu sevgi için gerekli emeklerin verilmediği de bir gerçek.

 

Avrupa futbolu gelir ve rekabeti yeniden tanımlarken, Türkiye hâlâ geçmişin yapısal hatalarının etkisinde. Sadece kulüplerin değil, federasyonun da çağın gerektirdiği şekilde yenilenmesi gerekiyor. Futbol artık sadece 90 dakikadan ibaret değil; marka yönetimi, finansal sürdürülebilirlik ve uluslararası vizyon gerektiren bir endüstri.

 

Türkiye, bu dönüşümü yakalayamadığı sürece, Avrupa futbolunun hem ekonomik hem sportif olarak uzağında kalmaya devam edecek.

 

 
Futbolu 5G Deneyimlemek

1qazxsw2

Prof.Dr.Sebahattin Devecioğlu- 5G, 5. nesil mobil ağdır. 1G, 2G, 3G ve 4G ağlarından sonra yeni bir küresel kablosuz standarttır. 5G, makineler, nesneler ve cihazlar dahil olmak üzere neredeyse herkesi ve her şeyi birbirine bağlamak için tasarlanmış yeni bir ağ türünü mümkün kılar.

Devamını oku...
 
Spor Psikolojisinin Ötesinde: Kurumsal Dönüşümün Zorunluluğu

1qazaq121q

Prof.Dr.Fuat Tanhan- 19 Ekim 2025 Modern futbolun yüksek performans gerektiren ortamında spor psikolojisi giderek daha kritik bir disiplin haline gelmiştir. Ancak bu alandaki uygulamaların etkinliği, salt bireysel müdahalelerle sınırlı kalmayıp, kurumsal yapının bütüncül bir şekilde ele alınmasına bağlıdır.

Devamını oku...
 
Futbolda “Abi” Olmak: Unutulan Bir Değer mi, Aşılması Gereken Bir Kavram mı?

19.10.2025 19

Recep Cengiz- 19 Ekim 2025  Futbol sadece bir oyun değildir; içinde dostluk, güven, dayanışma ve aidiyet barındıran bir yaşam biçimidir. Bu dünyanın içinde, yıllardır varlığını koruyan ama anlamı giderek tartışılır hâle gelen bir kavram vardır: “Abilik.”

Devamını oku...
 
Dev Transferlerin Gölgesinde: Transferler Süper Lig’de Taraftara Nasıl Yansıyor?

18.10.2025-1GS FB BKJK

Dr. Gökhan ÇAKMAK- 18 Ekim 2025 Geride bıraktığımız transfer sezonu Türk futbolunda daha önce görülmemiş büyüklükte bir harcama çılgınlığına sahne oldu.

Devamını oku...
 
Barcelona ve Spotify İşbirliği Üzerinden Dinamik Sponsorluk

SPOTIFY-X-FC-BARCELONA-X-ROLLING-STONES-8-1440x1280

 

Ahmet Berke Gökçeoğlu - 18 Ekim 2025 Barcelona ve Spotify, sponsorluk anlaşmalarını 2030’a kadar uzattıklarını duyurdular. Anlaşma kapsamında Spotify, kulübün hem erkek hem kadın takımlarının forma sponsoru olarak kalmaya devam edecek ve Camp Nou’nun isim haklarını da elinde tutacak.

FC Barcelona x Spotify işbirliği ilk olarak 2022’de başlamış, Camp Nou’nun tarihinde ilk kez bir isim sponsoru olması ve anlaşmanın finansal büyüklüğü nedeniyle çok konuşulmuştu. Yeni anlaşmanın toplam finansal büyüklüğü ise yaklaşık 460 milyon avroya ulaşıyor. Şüphesiz bu yeni anlaşma da aynı ölçüde ses getirecek.

Ancak bu yazıda işin finansal boyutunu bir kenara bırakıp, FC Barcelona x Spotify işbirliğini yalnızca forma göğüs reklamı olmaktan çıkan, futbol ve müzik dünyasını birleştiren, taraftar deneyimini farklılaştırmayı hedefleyen bir model olarak inceleyeceğim.

 

Nedir bu işbirliğini farklı kılan?

Spotify ile Barcelona arasındaki ortaklık, büyüklüğünden çok biçimiyle geleneksel sponsorluk anlayışını dönüştürmeye aday.

Çünkü Barcelona, formanın göğsüne yalnızca Spotify logosunu yerleştirmekle yetinmedi. Kulüp, futbol dünyasının en büyük maçlarından kabul edilen El Clásico maçlarına anlaşmanın başından bu yana özel tasarım formalarla çıkıyor.

Bu karşılaşmalarda Spotify logosu kimi zaman Drake’in baykuş simgesine, kimi zaman Rosalía’nın “Motomami” yazısına, kimi zaman da Rolling Stones’un ikonik dil logosuna yerini bıraktı. Bugüne kadar altı farklı sanatçı Barcelona formalarının göğsünde yer aldı.

Bu strateji en büyük yankıyı sosyal medyada buldu. Bir El Clásico öncesinde Drake logosunu gören taraftar, artık yalnızca Real Madrid maçını değil, o formayı da konuşuyordu.

Futbol, müziğin yeni sahnesine dönüşmüştü. Üstelik El Clásico, dünya çapında yaklaşık 650 milyon izleyici potansiyeliyle devasa bir sahne anlamına geliyordu.

 

FC Barcelona ve Spotify işbirliğinde özel formalar

Drake, Ekim 2022

barcaspotify1

Gonzalo Arroyo Moreno/Getty Images

İşbirliği kapsamında Barcelona formasında yer alan ilk sanatçı Drake oldu. Spotify, sanatçının 50 milyar dinlenmeye ulaşmasını kutlamak için, Drake’in giyim markasına ait baykuş logosunu Barcelona formalarına taşıdı. Karşılaşmayı Barcelona 3-1 kaybetse de, Barcelona için yeni işbirliği modelinin başlangıç noktası olarak tarihe geçti.

 Rosalía, Mart 2023

barcaspotify2

Soccrates/Getty Images

2022-2023 sezonunun ikinci El Clásico’sunda ise Rosalía’nın "Motomami" albümünün birinci yılı ve Rosalía’nın dünya çapında en çok dinlenen İspanyalı sanatçı oluşu kutlandı. Karşılaşmayı Barcelona 2-1 kazandı.

 The Rolling Stones, Ekim 2023

barcaspotify3

Alex Caparros/Getty Images

The Rolling Stones grubunun ilk albümünün 18.yılı için grubun ikonik dil logosu formaya yerleştirilirken karşılaşmayı Real Madrid 2-1 kazandı. The Rolling Stones'un Spotify'daki günlük ortalama dinlenme sayısı bir önceki güne göre yüzde 125'ten fazla arttı.

 Karol G, Nisan 2024

barcaspotify4

Mateo Villalba/Getty Images

Spotify, Karol G’nin forma tasarımını “oyunun kurallarını değiştirenleri, engelleri aşanları ve gelecek nesillerin sahada ve saha dışında kendilerini ifade edebilmeleri için miras bırakanları kutlayan” bir çalışma olarak tanımladı. Sanatçının imzası haline gelen dikenli tel kalp logosu formanın ön yüzünde yer aldı. Real Madrid 3-2 kazandı.

 Coldplay, Ekim 2024

barcaspotify5

Diego Souto/Getty Images

Coldplay’in “Moon Music” albümü, Barcelona formasındaki logonun ilham kaynağı olurken Barcelona 4-0’lık bir galibiyet aldı.

 Travis Scott, Mayıs 2025

barcaspotify6

Joan Valls/Urbanandsport/NurPhoto/Getty Images

Barcelona formalarının göğsünde Travis Scott’ın logosu yer aldı. Rapçi, maçtan bir gece önce de Barselona’da sahne aldı. Real Madrid ilk yarının başlarında 2-0 öne geçti; ancak Barcelona müthiş bir geri dönüşle devreye 4-2 üstünlükle girdi. Kylian Mbappé 70. dakikada Madrid’in üçüncü golünü atsa da bu yeterli olmadı; Barcelona, özel logolu formalarla üst üste iki El Clásico galibiyeti elde etmiş oldu.

 

Dört Kazananlı Denklem: Marka, Sanatçı, Kulüp ve Taraftar

Spotify için bu işbirliği, müziğin sahaya indiği küresel bir vitrin anlamına geliyor. Barcelona’nın forması artık milyonlarca futbolseverin izlediği, Spotify’ın müzik ekosistemini anlatan canlı ve dinamik bir billboard gibi çalışıyor. Üstelik bu model, klasik sponsorlukların ötesine geçerek, geleneksel bir görünürlük kampanyasının başaramadığı organik yayılma ve sosyal medya etkisiyle küresel kitlelere ulaşabiliyor.

Sanatçılar açısından ise bu işbirliği, müzik endüstrisinin erişebileceği en büyük sahneye çıkmak anlamına geliyor. Bir şarkı, albüm ya da turne artık yalnızca bir afişte değil, tüm dünyanın izlediği 90 dakikalık bir futbol şöleninin tam ortasında duyuruluyor. Bu, sanatçılara yalnızca bilinirlik değil, yeni coğrafyalara ve kültürlere erişim fırsatı da sağlıyor.

FC Barcelona ise bu anlaşmayla yalnızca gelirlerini artırmadı, marka kimliğini yeniden tanımladı. Kulüp artık sadece sportif başarılarıyla değil, popüler kültürle kurduğu bağ üzerinden de konuşuluyor. Spotify’ın küresel erişimi ve sanatçıların farklı pazarlardaki bilinirliği, Barcelona’nın global marka stratejisini güçlendirdi. Bu model aynı zamanda kulübün mağazacılık gelirlerine de ivme kazandırdı; çünkü her özel forma, “koleksiyon ürünü” olarak algılanıyor ve satışa çıktığı anda tükeniyor.

Taraftarlar içinse sanatçılı formalar, futbolu bir yaşam tarzına dönüştüren trend parçalarına dönüştü. Koleksiyon değeri, sokak modasıyla birleşiyor; formalar artık yalnızca tribünde değil, şehirde, sosyal medyada, kliplerde ve konserlerde de karşımıza çıkıyor. Yine de bazı geleneksel taraftarlar için bu dönüşüm, kulüp kimliğinin sınırlarının fazla genişlemesi anlamına gelebiliyor.

 

 Trendin takipçileri: Inter Milan ve Paramount+

Barcelona ve Spotify, futbolun forma sponsorluklarını kültürel bir sahneye dönüştürerek yepyeni bir alan açtı. Ve bu yaratıcı yaklaşımın izinden giden kulüpler de şimdiden var.

Inter Milan, farklı bir sektörden gelen ortağı Paramount+ ile benzer bir deneyi hayata geçirdi. Paramount+ için amaç netti: Platformdaki yeni içeriklerin tanıtımını yapmak. Dijital içerik platformu, sahip olduğu eğlence içeriklerini Inter ile sahaya taşıdı:

Aralık 2023’te oyuncular Transformers temalı formalarla sahaya çıktı,

Şubat 2024’te, Halo dizisinin karakteri Master Chief, sahaya çıkarak oyuncularla tokalaşırken görüldü,

Mart 2024’te ise Ninja Kaplumbağalar logolu formalar giyildi.

Picture: Inter unveil special edition Teenage Mutant Ninja Turtles  sponsored kits - Football Italia

 

Peki bu dinamik sponsorluğun mucidi Barcelona ve Spotify mı?

Aslında değil. 2000’lerin başında Atlético Madrid, Columbia Pictures ile yaptığı anlaşma kapsamında bir sezonda tam 16 farklı film logosuyla sahaya çıktı. Spider-Man, Bad Boys II, Hitch, Hellboy gibi dönemin popüler yapımları sırayla formaların göğsünde yer aldı.

Amaç açıktı: Her maçı bir film lansmanına, her formayı bir sinema afişine dönüştürmek.

atletico-madrid-movie-sponsorship 6

Film logoları yalnızca maç için hazırlanan formalarda kullanıldı; taraftar formalarında yer almadı ve satışa sunulmadı. Buna rağmen bugün, o sezonun film temalı Atlético Madrid 2003/04 formaları, futbol koleksiyonerleri arasında büyük ilgi gören nostaljik parçalar haline geldi.

Geriye dönüp baktığımızda bu anlaşma, futbol tarihinde “dinamik sponsorluk” kavramının erken habercisiydi. Barcelona–Spotify örneğiyle fark ise şuydu: O dönemin medya yapısı ve taraftar alışkanlıkları bu fikri küresel bir kültürel fenomene dönüştürecek kadar gelişmiş değildi.

 

Trendin Geleceği ve Sonuç

Barcelona ve Spotify ortaklığı bugün için bir sponsorluk anlaşması gibi görünse de, aslında futbolun geleceğine dair bir deney işlevi görüyor. Çünkü bu model, kulüplerin finansal sürdürülebilirlik sorunlarını çözerken, markaların da klasik reklamın sınırlarını aşmasını sağlıyor.

Geleneksel sponsorluk modeli olan ‘sabit marka logosu, belirli dönem, belirli ücret’ yerine, dinamik sponsorlukların artacağını öngörmek zor değil. Artık taraftar, bir markayı forma göğsünde değil, hikayenin içinde görmek istiyor. Geleceğin spor pazarlamasında kazanan, en çok görünen değil; en çok anlam üreten, en iyi hikayeyi kuran ve taraftarı o hikayenin parçası haline getiren olacak.

Gelecek demişken, yazıyı bitirirken küçük bir not düşelim:

Barcelona, 26 Ekim’de oynanacak El Clásico’ya İngiliz sanatçı Ed Sheeran logolu formalarla çıkmaya hazırlanıyor...

 

Kaynakça:

https://www.futbolekonomi.com/index.php/component/content/article/103-

manet/6821-barcelona-spotify-sponsorluk.html 

 

https://www.espn.com/soccer/story/_/id/45149025/barcelona-fc-spotify-kit-artist-

round-drake-travis-scott-rosalia-karol-g-coldplay-rolling-stones

 

https://www.fevo.com/blog/inter-milan-paramount-reinvented-jersey-

sponsorship-tmnt-transformers 

 

 https://www.footyheadlines.com/2019/10/16-different-sponsors-in-one-season-when-

atletico-changed-sponsor-almost-every-match.html

 

 

 

 
Futbolda Değer(ler) Kaybedilirse, Ortada Sadece Fiyat Kalır

18.10.2025-Football value

Müslüm Gülhan- 18 Ekim 2025 Milli takımın başarısının toplumdaki karşılığı bir değerdir ve bütüncül duyguyu ifade eder.

Devamını oku...
 
Premier Lig Kulüplerine Ücret Tavanı Uygulaması Geliyor (mu?)

 18.10.2025PL

Futbolekonomi- 18 Ekim 2025 Premier Lig, 21 Kasım'da toplanacak ve üç yıllık raporlama döngüsünde 105 milyon sterlinlik kayıplara izin veren mevcut Kâr ve Sürdürülebilirlik Kuralları'nın (PSR) yerine, bu modellerden birini veya her ikisini de benimseyip benimsemeyeceğine dair oylama yapacak. 

Devamını oku...
 
İddialı Stadyum Projelerinin Spor Altyapı Yatırımlarına Ekonomik Etkisi

1219141

Sebahattin Devecioğlu- 17 Ekim 2025 Stadyumlar, oyun alanları ve eğitim tesisleri gibi spor altyapısına yapılan yatırımlar, hem kamu hem de özel sektörlere geniş sosyal ve ekonomik getiriler sağladığı için artış eğilimi göstermektedir.

Devamını oku...
 
Var Olmanın Anlam Arayışı!

12w23we3e4

Prof.Dr.Turgay Biçer- 15 Ekim 2025 Düşünen her varlık bir şekilde spor ve futbol dahil yaşamın her alanında, hayatın anlamını sorgular durur. Kimi bulur veya bulduğunu sanır kimi ise, hayatın bir anlamı olmadığı söyler; kimileri ise hayatın “hayatın anlamı manlamı yok, sadece sen ne anlam verirsen ona dönüşür” der.

Devamını oku...
 
Sayfa 1 / 108

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1809 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 53277833

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1