Erdal batmaz- 1 Aralık 2010

Schuster; Türkiye de 60’ların futbolu oynanıyor! Demiş.

Bırakın doğru düzgün bir analizi, hemen “ kardeşim sen 60’larda çocuktun, nereden biliyorsun?” gibi şaheser yorumlar çıktı! Sanki İstanbul’un fethi üzerine yazı yazmak için surların önünde savaşa katılmak gerekirmiş gibi!

Asıl konu gözden kaçtı. Esaslı bir “Türk futbolu” analizi yapması gerekenler, bunu yapmak yerine hocaya bel altı vurmaya başladı! Bu tespitin, hem organizasyon, hem ekonomik kaynakların rasyonel kullanımı, hem de futbol kültürümüz açısından değerlendirilmesi ve sorgulanması unutuldu. En ilginç olan da 60’larda top oynayanları konuşturdular; yok biz öyle oynamıyorduk! Şaka gibi değil mi? Sorun Schuster değil ki? O olsaydı işimiz çok kolaydı. Yollardık olur biter. Daha öncelerinde olduğu gibi! Ne fayda sağladık? Hiç! Türk Futbolunu yönetenler, kulüp, federasyon ve Milli takım düzeyinde genç nesillere bir “gelecek hikâyesi” sunamıyor! Hedefi yok Türk futbolunun? Olmadığı için de Özil gibileri seçmiyor bizi. Hedef olarak ortaya konan şey tek başına Avrupa şampiyonasına gitmek olabilir mi? Ya da Dünya şampiyonasına? Hoş son iki turnuvada onu da başaramadık ya! Yeni bir Mesut Özil kazası olmasın diye Avrupa’da top koşturan ne kadar Türk kökenli futbolcu varsa Milli takıma çağırdık! Tek bir genç milli takım deneyimi olmadan bir maçlık performansını dikkate alarak Avustralya milli takımına gitmesin diye Ersan Gülüm’ü milli yaptık! Osieck;” Türk milli takımının hiçbir gelecek planı olmadan Avrupa’dan Türk kökenli futbolcuları toplamasını anlamıyorum!”diyor. Yanlış mı sizce? Bunları eleştiren kaç kişi var ki medyada? Milli takım’a genç futbolcuların yetiştirilmesi ve hazırlanmasında eksiklik gördüğü için Hiddink A2 Milli Takımı kendisine bağlıyor. Peki, Ersun Yanal ne iş yapıyor?

Bir dakika arkadaş ben bunun için ne kadar eş dost varsa yanıma alıp genç milli takımlardan sorumlu olarak görev yapıyorum, bu iş benim sorumluluğumdadır, diyor mu? Şatafatlı unvanı ve maaşı ile Futbol Genel Direktör’ü Ersun Yanal ve arkadaşlarının kamuoyunun önüne koyduğu bir plan, projeksiyon veya hedef var mı? Doğrusu ben duymadım, duyan varsa beri gelsin. Ha duyduğum ve kamuoyuna yansıyan tek şey, kimin kime randevu vermediği ve niye görüşmediği üzerine bir yığın boş laf! Hiçbir gelecek planı ve sistem yaklaşımı olmadan günlük çözümlerle yönetilmeyip, idare edilen Türk Futbolu ve onun temsilcilerinden bir başarı beklemek boş bir avuntudur! Böyle olduğu içindir ki Bursaspor tek başına eleştirilemez! Doğrudur Bursaspor da mevcut “hormonlu” büyümüş Türk futbolunun kötü alışkanlığına uyup, kendi kaynaklarında var olan gençleri kullanmak yerine hatalı transferler yapmıştır. Doğrudur, O gençler ile oynasaydı bundan daha kötü sonuç bir sonuç alınmazdı. Ancak futbolumuzda var olan hastalıklı yapıdan Bursaspor’u ayrı tutmak ve büyük başarılar beklemek de gerçekçi değildir. Bugünün futbol seyircisi ağırlıklı olarak genç, eğitimli, ilgili ve dünyadaki bütün bilgi kaynaklarına ulaşmada sonsuz seçeneğe sahip niteliktedir. Öyle radyo günlerinde olduğu gibi 90 dakika bastırdık ama 5 yedik yalanlarını yutmayacak kadar da açık kaynaklara ulaşabilmektedirler. Ve aynı zamanda her hafta açık kanallarda yayınlanan 5 büyük lig ile birlikte Arjantin ve Brezilya liglerini de izleyebilmektedirler. Bu insanları ülkemizde oynanan bu kalitedeki futbol ile kandırmak mümkün mü? Bizde oynanan futbol 60’ların futbolu değilse, Avrupa’da oynanan futbol hangi zamanın futboludur?{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş