Bildiğimiz Futbolun Sonu…
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Ekonomi Diğer Yazarlar Bildiğimiz Futbolun Sonu…

Bildiğimiz Futbolun Sonu…

868620-5

Anıl Aba- BirGün 26 Nisan 2021 İlk büyük taarruzu başarıyla savuşturduk. Perez ve ekibinin hatası futbol camiasında yeterli rızayı üretmeden hızlı bir darbe girişiminde bulunmak oldu. Bir sonraki girişimi daha uygun koşullarda, daha planlı, daha organize ve daha sert bir şekilde yapacaklardır.

 

Ne hafta ama!! “En iyi kulüpler. En iyi oyuncular. Her hafta.” sloganıyla kurulan Avrupa Süper Ligi neoliberal kapitalizmin futbola vurduğu son büyük darbe olacaktı… Gelen yoğun tepkiler üzerine darbe askıya alındı. Ama ilerleyen yıllarda tekrar masaya yatırılacağını bekleyebiliriz. Zaten Amerikalı iş insanları, ta ne zamandır, Şampiyonlar Ligi’nin toplam gelir potansiyelini gerçekleştirmediğini öne sürerek, Platini’yi Süper Lig konusunda kafalamaya çalışıyorlardı. Çünkü ŞL maçları 2-3 haftada bir, hafta içi geç saatlerde, iki güne sıkıştırılarak oynanıyor. Bu da maç günü, yayın hakları, reklam ve diğer sponsorluk gelirlerini kısıtlıyor. Ayrıca Juventus – Barcelona veya Man City – PSG gibi maçlar her zaman yüksek reyting alsa da gruplardaki Atletico Madrid – Ferençvaroş veya Benfica – Lokomotiv Moskova gibi maçlar pek bir ekonomik hacim yaratmıyordu. Hatta 2004 senesindeki Monaco – Porto finali reyting, sponsor ve reklam gelirleri açısından UEFA’ya büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştı.

Buna mukabil Amerikan işletme modeli, sinekten yağ çıkararak, spor endüstrisinde maksimum ekonomik hacmi yaratıyor. Nitekim “Büyük Dörtlü” denilen Kuzey Amerikan profesyonel spor ligleri (MLB, NBA, NFL ve NHL) hasılat bakımında dünyanın uzak ara en büyük organizasyonları. Avrupa’dan bunlara sadece İngiliz Premier League yaklaşabiliyordu. Latin Amerika ligleri, neoliberalizm ve küreselleşme sürecinde zaten tamamen konu dışı kaldı.

KULÜPLER KAPİTALİZME TESLİM OLUYORLAR

Buradaki esas sorun futbol ekonomisinin bir Ponzi finans fazına girmiş olması. Önce Arap, Rus ve Amerikan iş insanları futbol kültürünü, taraftar komünitesini ve spor ekonomisini sulandırdılar. Chelsea, Man City, RB Leipzig, RB Salzburg vesaire gibi ikinci sınıf takımlar zengin iş insanlarının elinde zirveye oynar oldular. Takımlar arasında büyük dengesizlikler oluşmaya başladı. Transfer borsası çok şişti. Neymar ve Mbappe’yi geçtim, Cenk Tosun bile, İranlı iş insanı Moshiri’nin satın aldığı, Everton’a 27 milyon euroya tranfer olmuştu (49 maç, sadece 9 gol).

Öte yandan, özellikle son 10 yılda, yayın hakları ihalelerinde de ciddi balonlar oluşmuştu. İngiltere, Almanya, Fransa ve İskoçya ligleri için inanılmaz rakamlara çıkıldı. beIN Sports, UEFA sıralamasında 11. olan Türkiye Süper Ligi ihalesinde maç başına, Avrupa’daki en yüksek 6. fiyat olan, 1.5 milyon Euro ödedi. Aylık 255 lira, taahhütlü kampanyalı aylık 120 lira, gibi Türkiye alım gücünün çok ötesinde fiyatlara istediği miktarda abonelik satamayınca da kabahati SelçukSports’a çıkardı. Yayıncı kuruluşlar, epeydir, önümüzdeki yıllarda artık bu rakamlara ihaleye girmeyeceklerini dillendiriyorlardı zaten. Dolayısıyla, başta Tottenham, Manchester United, Barcelona gibi büyük kulüpler olmak üzere, aşırı borçlu olan kulüplerin borçlulukları artarken gelirler artışları yavaşlayacaktı. Son 20 yılda Leeds, Portsmouth, Rangers, Parma, Malaga, Wigan gibi takımları iflas ettiren bilanço krizi yavaş yavaş bazı büyük takımlara da yayılıyordu.

Dolayısıyla Avrupa Süper Ligi ekonomik gidişatın getirdiği bir zorunluluktu aslında (önce zarar ettirilip sonra özelleştirilen kamu kuruluşları hikayesine benziyor biraz). Minsky’ye referansla, aşırı borçlanma ve sürdürülemez büyüme kapitalizmin en karakteristik özelliklerinden ikisidir. Sonunda ya batarsın ya da daha büyük bir ekonomiyle yoluna devam edersin. İkincisi olacaktı, olmadı. Şimdilik…

REKABETÇİ DENGE TEORİSİ

Havuz sistemi güçsüz takımlar lehine çalışan bir tasarım. Bizdeki formüle göre, toplam gelirin üçte biri her takıma eşit, üçte ikisi performansa göre dağıtılıyor. Mesela 2018-19 sezonunda havuzdan en fazla kazanan takım Galatasaray 216 milyon TL alırken en az kazanan Akhisarspor 73 milyon TL almıştı. Takımlar tek başlarına ayrı anlaşmalar yapacak olsa muhtemelen üç büyükler çok daha yüksek rakamlara yayın haklarını satabilirler, bir ara İtalya’da yapıldığı gibi. Fakat bu Galatasaray ile Akhisarspor arasındaki farkı açarak ligin rekabet dengesini düşürüp futboldan alınan keyfi ve taraftarların ilgisini azaltabilirdi (her ne kadar tersi yöndeki hipotezleri savunan makul argümanlar varsa da). Dolayısıyla havuz sistemi, rekabet dengesini koruyarak, kısa vadede büyük kulüplerin çıkarlarının tersine olsa da uzun vadede futbol camiasının ve ekonomisinin lehine oluyor.

Ancak Şampiyonlar Ligi’nin tasarımı, pazarlaması ve performans ödemeleri Portekiz, Hollanda, Türkiye, Romanya, Hırvatistan gibi küçük yerel ligleri güdük bıraktı. Vaktiyle üst düzeyde fırsat bulabilen Ajax, Benfica, Anderlecht, Galatasaray, Steaua Bükreş, Kızılyıldız gibi takımların esameleri bile okunmamaya başladı. Bunlar, ülke nüfusları ve/veya ekonomileri küçük olduğu için taraflar tabanları ve/veya toplam ekonomik hacimleri görece küçük olan kulüpler. Taraftar tabanı ve ekonomik hacim eskiden bu kadar önemli değildi, şimdi olduğundan daha yakın şartlarda mücadele edilebiliyordu. Ama Şampiyonlar Ligi sebebiyle ekonomik konsantrasyon ve tekelleşme giderek arttı. Tuğrul Akşar hocanın aktardığı üzere, “bugün Avrupa futbol gelirlerinin yüzde 60’ını beş büyük lig elde ediyor. Geri kalan yüzde 40 ise 50 lig arasında paylaşılıyor.” Bunun sonucu olarak, beş yıllık periyotlarda turnuvada çeyrek finale kalan farklı takım sayısı 30’lardan 18’e kadar düştü.

Ne kadar olsa da sistem hala küçük takımların sürpriz yapabilmesine olanak tanıyordu. Fakat Amerikan “franchise” modeli, düşmenin/çıkmanın olmadığı kapalı devre bir sistem olduğu için küçük takımların, tasarım gereği, hiçbir şansı yok. Bu durumda yerel ligler bitme noktasına geleceği için muhtemelen Portekiz, Hollanda, Belçika, Türkiye, Romanya, Rusya, Ukrayna, Norveç vb. ülkelerin takımları ile büyük liglerin küskün takımları bir araya gelip alternatif bir lig kurmayı düşüneceklerdir.

Vaktiyle Amerika’da birbirinden ayrı iki özel Amerikan futbolu ligi vardı, AFL ve NFL. Başlarda NFL yetkilileri AFL’i ciddiye almamış, sadece NFL takımlarından kontrat alamayacak oyuncuların oynadığı ikinci sınıf bir lig olacağını düşünmüşlerdi. Fakat AFL’in petrol zengini sermayedarları vardı. Zamanla iki lig arasında kıyasıya bir rekabet başladı. Draftlarda kolej oyuncularını kapmak için iki lig takımları açık arttırma yarışına giriyorlardı. Bu da oyuncu ücretlerini şişiriyordu. Bir noktada, bu rekabetin sürdürülemeyeceği anlaşılınca, NFL ile AFL birleşme kararı almıştı, 1969 senesinde. O zamandan beri Amerikan spor ligleri özel tekel olarak işliyor.

Şurası kesin ki havuz sistemi uygulanacak olan olası Avrupa Süper Ligi’nde, kazanma yüzdelerinin standart sapması veya CR5 ile ölçülen, takımlar arasındaki rekabetçi denge epey yakın olacak. Bu iyi bir şey belki ama rekabetçi denge tek başına yeterli değil. Avrupa Süper Ligi, her hafta üst düzey maçların oynandığı bir takvimin yanı sıra, küresel piyasaya oynuyor. Çin, Amerika, Endonezya, Katar vs. gibi ülkelerdeki yayın hakları, merchandising satışları ve reklam piyasası üzerinden bütün dünya taraftarlarını söğüşleyerek bu ekonomik değeri maksimize etmek istiyorlar. Bu neoliberal ve küreselleşmeci yaklaşım yereldeki komünite ruhunu zedeliyor. Çünkü küresel taraftar tabanları stadyumları doldurmuyor.

İKİNCİ KUŞATMA DA GELECEK

Olası bir Avrupa Süper Ligi’nde bilet fiyatları ve spor paketi abonelikleri daha pahalı olacak. Zamanla bu lige Çin’den, Katar’dan ve Amerika’dan takımlar da katılabilir. Daha distopik senaryoda, tıpkı NBA’de olduğu gibi, misal, Liverpool bir franchise haline gelip Şangay’a taşınarak maçlarını orada oynayabilir. 1800’lerin sonlarında maden ve fabrika işçilerinin kurdukları bu takımlar çoktan sermayenin oyuncağı olmuşlardı tabii ama endüstriyelleşme bu kadar ekstrem noktalara varmalı mıydı?!

İlk büyük taarruzu başarıyla savuşturduk. Perez ve ekibinin hatası futbol camiasında yeterli rızayı üretmeden hızlı bir darbe girişiminde bulunmak oldu. Bir sonraki girişimi daha uygun koşullarda, daha planlı, daha organize ve daha sert bir şekilde yapacaklardır. Belki o zamana kadar geliştirmemiz gereken bir hareket, Almanya’da olduğu gibi, taraftarların kulüplerin karar alma süreçlerinde pay sahibi olmalarını sağlamak olmalı.{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  2379  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Futbol Ekonomi Site Yetkilisi Perşembe, 22 Eylül 2011.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43364034

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.