FutbolEkonomi - 16 Kasım 2025 Bu çalışma, Football Benchmark’ın “The Rise of Women’s Football Executives: Inside the WSL’s Evolving Leadership Structures” başlıklı analizinin FutbolEkonomi editörlüğünde Türkçe’ye uyarlanmış versiyonudur.

Kadın futbolunda profesyonelleşme artık yalnızca sahadaki gelişimle sınırlı değil; kulüpler, uzun vadeli büyümeyi destekleyecek özel yönetim yapılanmalarını giderek daha fazla hayata geçiriyor. Avrupa’da bu dönüşümü en net gösteren örneklerden biri ise İngiltere Kadınlar Süper Ligi (WSL).

Bugün birçok WSL kulübü, kadın futboluna özel genel müdürlük veya CEO pozisyonları oluşturmuş durumda. Chelsea 2024’te ilk Kadın Futbolu CEO’sunu atarken, Brighton bu adımı 2023’te attı. Diğer kulüpler de daha önce genel kulüp yapısı içinde paylaşılan görevleri artık kadın futbolu için bağımsız hale getiriyor. Bu eğilim, WSL’i Avrupa’nın organizasyonel açıdan en olgun kadın ligi konumuna taşıyan önemli bir dönüşümün işareti.
İspanya’da ise (sahadaki son dönem başarılarına rağmen) kadın futbolu için benzer bağımsız yönetim yapıları hala sınırlı.

Bu yazı, WSL’de kadın futbolunu yöneten liderlerin profilini üç boyutta inceliyor: cinsiyet, kadın futbolu deneyimi ve eski oyuncu geçmişi. Ayrıca bu verileri İspanya Liga F yapısıyla karşılaştırıyor.

WSL’de Cinsiyet Dengesi: Kadın Liderler Artık Çoğunlukta

WSL kulüpleri, kadın futbolunun sportif, ticari ve operasyonel taraflarını kapsayan özel kurumsal yapılar inşa ederek “paylaşılan sorumluluk” modelinden “belirgin liderlik” modeline geçiyor. Kadın futboluna odaklı profesyonellerin sayısı artıyor; ancak bu alan hala hem futbol bilgisi hem de iş yönetimi uzmanlığı gerektirdiği için dar bir yetenek havuzuna sahip.

WSL'deki 12 kulübün kadın futbolundan sorumlu 12 üst düzey yöneticisinin 7’si kadın (yaklaşık %58), 5’i erkek (%42). Artık çoğu kulüp kadın futbolunu kadın liderlere emanet etmiş durumda. Charlotte O’Neill (Manchester City Women) ve Maggie Murphy (Aston Villa Women) bu isimlerin öne çıkan örnekleri. Üstelik birçok kulüpte bu liderlerin altında Teknik Direktör/Director of Women’s Football gibi pozisyonlarda da kadın profesyoneller görev alıyor.
Bu yapı, yalnızca kadınların üst yönetimde daha görünür hale geldiğini değil, aynı zamanda çok katmanlı kadın liderlik yapılanmalarının oluştuğunu da gösteriyor.

West Ham United’da ise Karren Brady’nin kulübün genel başkan yardımcılığı görevini yürütürken kadın takımını da gözetmesi, sorumlulukların hala kulübün genel yapısı içinde dağıtıldığı farklı bir modeli temsil ediyor.

İspanya'da tablo daha farklı: Liga F’de kadın futbolunu yöneten 16 üst düzey yöneticinin 10’u erkek (%63), 6’sı kadın (%37). Buradaki dengesizliğin temel nedeni, kulüplerin çoğunda hala bağımsız kadın futbolu yönetim yapılarının bulunmaması. Görevler genellikle erkek profesyonellerin yönettiği genel futbol operasyonlarının içinde paylaşılıyor.

Kadın Futbolu Deneyimi: WSL’de Karma, Liga F’de Yoğun Futbol Geçmişi

Kadın futbolunu yöneten kişilerin kariyer geçmişleri, oyunun sahadışı profesyonelleşmesini anlamak için önemli bir gösterge.

WSL’deki liderlerin yarısı kadın futbolundan gelen, diğer yarısı ise genel futbol ya da iş dünyasından gelen profesyonellerden oluşuyor.
Örneğin Arsenal, Aston Villa ve Brighton’daki yöneticiler, kadın futbolunun farklı kademelerinde deneyim kazanmış kişiler. Diğer tarafta Chelsea’den Aki Mandhar ve Everton’dan Hannah Forshaw gibi isimler kadın futbolu dışından, ancak futbol endüstrisinin içinden geliyor.

İspanya’da ise tablo daha farklı: 16 liderin 14’ü (%88) kadın futbolu geçmişine sahip. Ancak bu veriyi doğrudan WSL ile kıyaslamak yanıltıcı olur; çünkü Liga F’de kadın futbolu için bağımsız yönetim yapılarının olmaması nedeniyle bu isimlerin çoğu teknik/sportif görevlerden yetişmiş profesyoneller.
FC Barcelona Women dahil birçok takımda kadın futbolu hala kulübün genel yapısına entegre biçimde yönetiliyor; bağımsız bir CEO veya genel müdür bulunmuyor.

Eski Oyuncu Kökeni: WSL Kurumsallaşırken, Liga F Futbol Kökenli

Eski futbolcuların yönetim pozisyonlarına gelmesi de kadın futbolundaki liderlik kimliğinin nasıl şekillendiğine dair önemli bir gösterge.

WSL’de 12 liderden sadece biri profesyonel oyuncu geçmişine sahip: Arsenal’den Clare Wheatley. Uzun yıllardır kulüpte görev yapan Wheatley, WSL’de istikrar ve kurumsal hafıza açısından önemli bir figür.

Liga F’de ise durum tam tersi: 16 liderin 7’si (%44) eski oyuncu. Ancak bu kişilerin çoğu işin teknik/sportif tarafında görev alıyor; yani İspanya’da yönetim yapısı hala futboldan yetişen profesyonellere dayanıyor.
Bu fark, iki ülkenin modelini netleştiriyor:

WSL: Kurumsal yönetim, profesyonel yöneticiler, iş odaklı yapı

Liga F: Futbol kökenli, teknik ağırlıklı liderlik

Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Evrilen Liderlik Yapıları

Kadın futbolunda bağımsız yönetim pozisyonlarının oluşturulması, profesyonelleşme sürecinde büyük bir eşik. WSL’de hem üst yönetimde kadınların çoğunlukta olması hem de kadın futbolu deneyimine sahip profesyonellerin artması, oyunun yönetimsel olarak da olgunlaştığını gösteriyor.

İspanya’da da gelişim var; ancak süreç, kulüplerin bağımsız kadın futbolu yönetim yapılarını yeni yeni oluşturmaya başlaması nedeniyle daha erken bir aşamada.

Her iki ligde de ortak tablo şu: Kadın futbolu hızla profesyonelleşiyor, sektör giderek daha fazla uzmanı kendine çekiyor ve bu alan artık hem futbol kökenli hem de kurumsal yönetim geçmişine sahip profesyoneller için gerçek bir kariyer yolu haline geliyor.

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş