Beklentiler boşa çıktı

Türk futbolunun 2011 yılındaki şike skandalı ve sonrasında açılan davaların ardından ilk olarak mütevazılıkla futbolseverlerin ve yatırımcıların güvenini kazanmayı deneyeceğini düşünenlerin çok geçmeden yanıldığını belirten dergi, Galatasaray’ın Wesley Sneijder transferinin mali yükümlülüklerini örnekleyerek eski takımı Inter’in ekonomik kriz ve Finansal Fair Play kıstaslarını yerine getirebilmek amacı ile oyuncunun maaşını düşürmek istediğini ancak buna razı olmayan Sneijder’in takımdan ayrıldığını belirtti.

Galatasaray Arena'ya taşınıyor

Yazıda, Avrupa’daki ekonomik krize karşın Türkiye’nin İstanbul’a ikinci bir Boğaz ve dünyanın en büyük hava alanını inşa etmeyi planladığını Türk takımlarının ise pahalı transfer turlarına çıktığı anlatıldı. Galatasaray’ın yaptığı transferlerle en büyük rakipleri Fenerbahçe ve Beşiktaş’a karşı üstünlük sağlamaya çalışmasının yanında Avrupa’da da büyük hedefleri olduğunu ifade eden yazıda, Galatasaray’ın Ali Sami Yen Stadı’ndan stadın bulunduğu arazinin aşırı değerlenmesi nedeniyle kamunun yarattığı fon ile şehrin biraz dışında Stuttgartlı bir mimarlık bürosunun projesini hazırlayıp devlete ait TOKİ şirketinin inşa ettiği yepyeni bir stadyuma taşındığını ve eski stat arazisinin 1,25 milyar Lira’ya bir holdinge verildiği de anlatıldı. Yeni stada Türk Telekom’un 7,5 milyon Euro yıllık ücretle sponsor olduğunu, Pegasus ve Ülker firmalarının da toplam 6 milyon vererek tribünlere isimlerini verdikleri de belirtildi.

Haksız rekabet tartışması

Galatasaray’ın bu şekilde stat sahibi olmasının en büyük rakibi Fenerbahçe tarafından hoş karşılanmadığını ve sarı-lacivertli kulübün kendi stadını kendi cebinden finanse ettiğini belirterek itiraz ettiğini, İstanbul’un en iyi konumunda bulunan Beşiktaş İnönü Stadı’nın da şu anda yeniden yapılmak üzere yıkıldığı, ancak yeni stadın finansmanının nasıl sağlanacağının henüz belli olmadığının büyük borçları bulunan Beşiktaş’ın bir kulüp yetkilisi tarafından Zenith dergisine söylendiği belirtilen yazıda, Galatasaray’ın yeni stadının bu bağlamda haksız rekabet yarattığı için eleştiri konusu olduğunu ve Sneijder gibi oyuncuları transfer etmenin bu sayede mümkün olduğu aktarıldı.

Burak varken Drogba!

Haberi hazırlayan muhabirler, gazetelerde çıkan transfer haberlerinin de futbol çılgını Türkiye gibi bir ülkede beklentileri üst düzeye çıkardığını, Türk kulüplerinin Çin ve Arap kulüpleri ile aynı çizgide davranarak kariyerinin son noktasına gelmiş futbolcuların büyük paralar kazandıklarını da anlattıkları yazılarında elinde Burak Yılmaz gibi bir golcü bulunan Galatasaray’ın pahalı transferlerinin kulübün yakın çevrelerde sorgulandığını anlatırken, Burak’ın hücum partneri olan 35 yaşındaki Didier Drogba’nın kulübe maliyetinin çok yüksek boyutta olduğunu ayrıntılı rakamlarla belirtiyorlar.

Her masraf ödeniyor

Çok yüksek ücretlerle transfer edilen oyuncuların ayrıca benzin, ev kirası, hizmetçi ücretleri, tercüman ve çocuklarının okul masrafları dahil, her türlü masrafının da karşılandığı anlatılırken, kulüplerin yabancı oyuncuları İstanbul’un kültür, eğlence ve gece yaşamındaki cazibesini de kullanarak etkiledikleri yazıda yine belirtilen unsurlar arasında...

Petrol, doğal gaz yok ama...

''Peki bunlar nasıl finanse ediliyor'' diye sorulan yazıda, imza paralarının ödenmesinin yanında transferi daha da cazip kılmak adına oyuncuların ayrıca gelir vergilerinin de kulüpler tarafından ödendiği bildirilirken, Türkiye’de milli gelirin artmış olmasına karşın Türk kulüplerinin Rus ve Arap kulüpleri gibi petrol ve doğal gaz rezervlerinin üzerinde oturmadığını ve boş zamanlarında kendi parasıyla kulübü dizayn eden milyarderlerin ülkede bulunmadığı anlatılıyor.

Toplam borç 723 milyon Euro!

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın ''Wesley Sneijder ve Didier Drogba bizim bütçemize uygun'' sözlerine de yer veren dergi, 273 milyon Euro borcu olan bir kulüp için bunun inandırıcı olmadığını ve Türkiye’nin 4 büyük kulübü Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un toplam borcunun 723 milyon Euro gibi inanılması zor bir rakama ulaştığını, bununla birlikte bu borcun elde ettikleri gelirlerin 5 katı olduğunu yazıyor

Buna rağmen kulüplerin gerçeklerle yüzleşmeye yanaşmadıkları ve kendi gerçeklerini yarattıklarını ifade eden Zenith dergisi, bu iş tarzının Türkiye’nin en eski kulübü Beşiktaş’ı batma noktasına getirdiğini ve kulübün taraftarları resmi kulüp ürünlerini almak için ricalarda bulunduklarını ve bunun kulübün geleceği için çok önemli olduğunu vurguladıklarını belirtiyor.

Beşiktaş'ın hikayesi

''Bir kulübü batırmak kariyer yapmaya engel değil...'' Bu ara başlık derginin Beşiktaş eski başkanı Yıldırım Demirören’e atıfta bulunduğu bir cümle…

Başlığın hemen altında yazının devamında Beşiktaş’ın Guti ve Quaresma transferlerinin anlatıldığı bölümde ise iki oyucunun transfer hikayeleri ve Türkiye maceralarına yer verilirken, kulübün geçen yıl batma noktasına gelmesinden dolayı oyuncu maaşlarının düşürüldüğü kabul etmeyenlerin gittiği bunların içinde Quaresma’nın da yer aldığı belirtilirken, bu noktaya gelinmesinin baş sorumlusu olan Yıldırım Demirören’in şimdi federasyon başkanı olduğunu ve bir kulübü batırmanın kariyer için bir engel teşkil etmediğinin gözüktüğü anlatılıyor.

Fenerbahçe... Türkiye'nin Bayern Münih'i

Yazının son bölümünde Fenerbahçe’ye de yer verilirken, sarı-lacivertli kulübün Türkiye’nin Bayern Münih versiyonu olduğu ve etrafa para saçtığı belirtiliyor. Dirk Kuyt’ın transfer harcamalarına yer verilen yazıda, Fenerbahçe’nin Daniel Guiza transferi de rakamlarla örnekleniyor. İspanyol oyuncunun büyük maliyetine karşın bedava olarak Getafe’ye gittiğini anlatan Zenith, 5 milyona 3 yıl için transfer olan Roberto Carlos’un da sözleşmesi bitmeden ayrıldığını yazıyor.

Enflasyon yeniden geri gelirse...

Bu borçlanma politikasının,''Acaba kulüpler kurtulduğu düşünülen enflasyon belası geri gelsin diye spekülasyon mu yapıyorlar?'' düşüncesi yarattığını ve ülkedeki bazı ekonomistlerin ülkedeki borçlanma ile enflasyonun yeniden geri geleceğini belirttiklerini anlatan yazının son cümlelerinde ayrıca kulüplerin borsaya açık oldukları ve piyasa değerlerinin miktarları belirtilirken, sportif anlamda iyi gitmeyen kulüplerin kağıtlarının kayıplar yaşadığı, hisse sahiplerinin de zararın çıkartılması için hareket bekledikleri ifade ediliyor.{jcomments on}

Spiegel'den Çeviri: Hüseyin Özkök