Osman Ulagay- 28 Haziran 2021 Çarşamba Avrupa Futbol şampiyonası (EURO 2020) öncesinde yaratılan aşırı iyimser beklentiler ve milli takımımızın başarısına odaklanan reklam kampanyaları, hayal kurma yeteneğimizin ne kadar gelişkin olduğunu gösterdi bir kez daha.
EURO 2020 başlarken rakiplerimizi alaya alacak kadar emindik başarılı olacağımızdan. Yarı final, hatta final oynayacağımızı iddia edenler hiç de az değildi. Futbol uzmanı sayılan kimilerine göre Türkiye “EURO 2020’nin gizli favorisi” idi.
Sonuçta benzeri görülmemiş bir fiyasko yaşandı. Milli takımımız oynadığı üç maçta zor bela tek bir gol atabildi ve sıfır puanla grubunun sonuncusu oldu. Türkiye dışında sıfır puan alan tek bir takım vardı, o da Kuzey Makedonya idi. İktidarın hoşuna gitmeyecek haberlerden uzak durmayı tercih eden Hürriyet Gazetesi bile “2020 HEZİMETİ, Türkiye Avrupa Şampiyonası’nın en kötü takımı oldu” diye manşet atma ihtiyacını duydu bu fiyasko üzerine.
Ne kadar gelir, o kadar futbol
Futboldaki hezimetin nedenlerini daha iyi analiz edebilecek olanlara bırakıp ekonomide Avrupa’nın neresinde durduğumuza bakacak olursak karşımıza çıkan ülkelerden biri gene Kuzey Makedonya oluyor. Alaattin Aktaş’ın dünkü Dünya’da yayınlanan yazısında yer alan verilere göre Kuzey Makedonya, Bulgaristan, Karabağ, Sırbistan, Bosna-Hersek ve Arnavutluk, milli gelir(GSYH) endeksi Türkiye’den düşük olan Avrupa ülkeleri. Satınalma Gücü Paritesi(SGP) verileriyle hesaplanan endekse göre 31 Avrupa ülkesinin GSYH endeksi ise Türkiye’nin üzerinde. SGP endeksine göre AB ortalaması 100 olarak alındığında Türkiye’nin notu 64. Aynı endekse göre EURO 2020’de yoluna devam eden Almanya’nın notu 121, İsveç’in 123, Avusturya’nın 124, Hollanda’nın 133, Danimarka’nın 136, İsviçre’nin 160. Ülkelerin gelir düzeyiyle futbol düzeyi arasında yakın bir ilişki var gibi görünüyor. {jcomments on}