MAFYA VE FUTBOL
x
Hata
  • JUser::_load: Unable to load user with id: 62
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Diğer Yazarlar MAFYA VE FUTBOL

MAFYA VE FUTBOL

İsmail Güneş- 14 Ağustos 2010

Mafya en sade tanımıyla “sistemin açıklarını kollayarak, gerektiğinde güç kullanıp yasadışı yollardan maddi çıkar elde etmek için oluşturulan suç örgütüdür”[1]. Mafyanın ortaya çıkışı, kökeni, milliyeti vs. konularda çok farklı çalışmalar vardır. Kökeni, milliyeti vs. ne olursa olsun Mafia denildiğinde akla suç örgütü gelmektedir. Bu suçlar’da sıradan suç niteliğinden çok, organize suç kapsamında yer almaktadır. Ulusal ve uluslar arası düzeyde organizasyon oluşturarak, yasalara aykırı biçimde, haksız menfaat veya yüksek kazanç sağlamak amacıyla, ekonomik veya idari yapıyı doğrudan veya dolaylı olarak kontrol eden, ele geçiren ve deşifrasyonu için uzun süreli hassas çalışma gerektiren suçlar organize suçlar olarak adlandırılmaktadır.[2] [3]

Mafya kumar, parayla çalışan makineler, parayla çalışan müzik kutuları, pizza salonları, kadın ticareti, haraç, kaçakçılık ve kalpazanlık gibi yasadışı faaliyetlerle yakından ilgilidir. Mafya nakliye, restoran malzemesi, çamaşır yıkama servisleri, restoranlar, gece kulüpleri, işçi sendikaları, çöp kaldırma, bira ve alkolsüz içkiler dağıtımı, konfeksiyon, hazır beton ve daha pek çok karlı yasal girişim alanında derin bir şekilde kök salmıştır. Ve en önemlisi Mafya spor dünyasına da girmiştir. Suç krallığının adamlarının boks, at yarışları, köpek yarışları ve diğer profesyonel sporlar üzerinde güçlü etkinlikleri vardır.[4]

İşte bu noktada endüstri haline gelen Futbola mafya’nın duyarsız kalması düşünülemez. Zira ekonomik değerin olduğu her yerde mafya, organize suç örgütlenmeleriyle karşılaşılmaktadır.

Bir suç örgütün mafya sayılabilmesi için gerekli unsurlar sayılırken, mafyanın aralarında fonksiyonel işbölümü olan elemanlardan oluşan hiyerarşik yapıda, içerisinde kendine özgü  yaptırım sistemi olan bir örgütlenme olduğu, çok güçlü veya çok zayıf olanlar ile polisçe bilinenlerin derhal pasifize edildiği ve gizliliğin esas olduğuna önemle vurgu yapılır[5].  Aksi durumda mafyadan değil, kabadayılıktan, niteliksiz ve uluslar arası saygınlığı olmayan örgütlerden bahsedileceği ifade edilir.

Türkiye’de yazılı ve görsel medyamızda yer alan mafya tiplemelerinin bu özelliğe birebir uyduğunu söylemek güçtür. Çoğu olay kamuoyunun, televizyonların ve yazılı basının gözü önünde gerçekleşmektedir. Futbol dünyasına ilişkin tüm mafya söylemleri ve kişiler bu medya araçlarında yer bulabilmektedir. Bu anlamda adeta yeraltında olması gereken unsurlar ile yer üstündeki legal unsurlar hukuk kurallarının tam işletilemediği aynı düzlemde buluşmuş görünmektedir. Bu durum Türkiye’de hukuk hizmetlerinin tam bir acizlik içerisinde olduğunun en belirgin göstergesidir.

Ülkemizde özellikle 1980’lerden başlayarak bu tatlı kar, rant ve nüfuz alanı, kabuk değiştiren mafyanın basamağı haline geldi. kuralsızlık futbolda da gerçek bir mafya iklimi yarattı. İlk büyük hamlesi, 1982-84 yıllarında yapılan Fenerbahçe-Beşiktaş kongreleri ile oldu. Bu kongrelerle, mafya ile birebir ilişkisi olanlar, hatta mafya üyeleri kulüplerin yönetimlerine girmeye başladılar. ‘80 öncesi ilgisi, daha çok spor kulüplerine gelir olsun diye kiralanan çay bahçelerini adam saklamakta, uyuşturucu ticaretinde ve zula olarak kullanmakla sınırlı iken, ‘80 sonrası bu ilgi, futbolun katettiği yola paralel olarak genişleyip, derinleşti. Artık futbol hayali ihracatın, her türlü kara paranın aklandığı paha biçilmez bir alandı! Gelinen noktada mafya, futbolun temel ayaklarından biri haline geldi.[6] [7]

2005 Yılında Neşe Düzel; “Futbol, Türkiye'nin belki de en karanlık noktasını oluşturuyor. Futbolun, Türkiye'nin bütün büyük sorunları içinde öylesine garip ve dokunulmaz bir özgürlüğü var ki, her türlü karanlık ilişki bu özgürlüğün içinde kurulabiliyor. Mafyanın futbol dünyasındaki ilişkileri neredeyse açıkça, isim isim bilinmesine rağmen kimse bir tedbir almıyor. Futbol-mafya ilişkisi hemen hemen meşrulaşmış durumda. Bir suç örgütünün lideri olmaktan yargılanan bir sanıkla yaptığı telefon konuşmaları gazetelerde yayımlanan biri, hiçbir itirazla karşılaşmadan Milli Takımlar Sorumlusu oluyor. Futbol Federasyonu, bu ilişkiyi normal karşılarken, devletin hiçbir birimi de bu konuda bir uyarıda bulunmuyor. Bütün bu görüntüler, futbol dünyasındaki saldırılar, yaralamalar, futbolun Susurlukvari bir yapılanmanın içine girdiğini ya da girmek üzere olduğunu gösteriyor” tespitini yapmıştır[8].  

Düzel dönemin Spordan Sorumlu Bakanı Mehmet Ali Şahin'e “Hıncal Uluç, Engin Verel, Abdullah Çevrim, Feridun Nidelioğlu, Kazım Kanat, Osman Tanburacı, Fatih Altaylı... En son da Ahmet Çakar kurşunlandı. Bu saldırılar hakkında ne yaptınız?” sorusunu yönelttiğindeFutbola 'şike' işlerini karıştıran, haksız menfaat temin etmek için uğraşan bazı çevrelerin olduğu kamuoyunda çokça tartışılıyor. Futbola müdahale ederek haksız kazanç elde etmek isteyen insanların varlığını inkâr edemeyiz. Futbol sektörü haksız menfaat sağlamak isteyen insanların dikkatini çekmeye başladı son yıllarda.(…) Çünkü Türk Ceza Kanunu'nda 'şike suçu' diye bir suç yok. Yeni Ceza Kanunu son olarak ele alındığında ben hemen Meclis Adalet Komisyonu'na bir yazı yazdım ve şike suçunun Ceza Kanunu'nda yer almasını istedim. Komisyon ve Adalet Bakanlığı yetkilileri bir değerlendirme yapmışlar, Ceza Kanunu'nda böyle bir suç tipinin olmasında o aşamada yarar görmemişler. Şike gibi suçların mutlaka caydırıcı ağır cezaları olmalı.” yanıtı verirken  yasal mücadeledeki zafiyeti ortaya koymuştur. Yine aynı şöyleşide Düzel’in “Susurluk benzeri bir örgütlenmenin futbol dünyası içinde bulunma ihtimali var mı?” sorusuna Bakanın cevabı çok ilgi çekicidir :“Bu tür gayretler var. Ciddi para dönüyor burada. Pay almak isteyen kötü niyetli kişiler, mafyavari örgütlenenler buraya nüfuz etmeye çalışıyor.” Bu satırları Spordan sorumlu devlet bakanının söylemesi bir anlamda Mafya ilişkilerinin futbola nasıl bulaştığının en yetkili ağızdan itirafı olarak da değerlendirilebilir.

Futbol; seyircisi, bilet satışları, iddia, bahis gelirleri, görsel yazılı medyası ile büyük ve etkili bir sektör konumundadır. Parasal rantların varlığı nedeniyle ilgi odağı durumundadır.  Pek çok kaynakta, gazetede yazıldığı ve konuşulduğu üzere 1999 yılındaki Futbol federasyonu seçimleri Mafya’nın gölgesinde gerçekleşmişti. Ankara Sheraton otelin mafya mensuplarınca kapatıldığı günlerce konuşulmuştur. Kamuoyunun yakından tanıdığı mafios isimlerin kongrede kulis yapması, müdahil olması ne gariptir ki çok normal karşılanmasa bile, bunu engelleyecek bir mekanizma da işletilememiştir[9].

Mafya ve futbol ilişkisinin işleyişi temel dayanakları ve işleyiş tarzını özetlemek gerekirse; [10] [11] [12] [13]

  • Başlangıçta illegal yoldan kazanılan paraların aklandığı bir alan olarak Futbol’a ilgi duyan mafyanın ilerleyen yıllarda oluşan ranttan pay alma çabasına girdiği gözlemlenmektedir. Mafya Futbol sektöründen ciddi gelirler olduğunun farkında ve buradan gelir elde etmek istiyor ve elde ediyor.
  • Mafya Kendini ve görev verdiği elemanları özellikle futbol kulüplerini kullanarak toplum önünde bir statü sağlıyor ve meşruluk kazandırıyor. Mafya bir spor kulübü aracılığı ile arkasına aldığı kitleyle kendine meşruiyet ve güç sağlıyor. İhale alıyor, işler gerçekleştiriyor, statü kazanıyor.Elde ettiği statüyü siyasal, spor, sanat, medya, iş dünyası ve yer altı faaliyetlerinde etkin biçimde kullanıyor.
  • Özellikle Dernekler statüsündeki pek çok kulübü ele geçirmek çok kolay olduğu gibi mafya elemanlarını bu kulüplere veya onunla bağlantılı çevrelere kolayca nüfus edebiliyor. Mafya kumar ve bahis mekanizmasını kullanarak, elindeki paraları aklamakla kalmıyor, yeni paralar kazanma şansına da kavuşuyor.
  • Mafya spor kulüplerinin altyapı teşkilatlarını ve kulüplerin organizasyonlarını gerçekleştiren gençleri ele geçirerek militan kadrolarını oluşturuyor. Stadyumlarda izleyicileri sürüklemek, yönlendirmek görevini de bu kadrolar yerine getiriyor. Stadlarda anarşi, protesto, holiganizm, küfür vb faaliyetleri organize ediyorlar.
  • Mafya özellikle internet üzerinden oynattığı ve oynadığı bahis organizasyonları ile paralar kazanıyor. Yasal bahis sistemlerinden faydalanılıyor. Özellikle dikkatleri fazla çekmeyecek maçlar ayarlanıyor, ciddi paralar kazanılıyor. Bu konuya bahis başlığı altında daha detaylı olarak değineceğim.
  • Spor kulüplerinin yönetim kadrolarında veya profesyonel idarecileri arasında mutlaka mafyanın adamları yer alıyor. Bu yönetici veya idareciler Mafyanın direktifleri dışına çıkamıyor. İstenmeyen yöneticiler istifaya zorlanıyor, futbolcular bu militan kadro yoluyla kontrol edilmeye ve gerektiğinde yönlendirilmeye çalışılıyor.
  • Mafya gerek devlet memurlarını veya görevlilerini, gerekse özel sektör yetkilileri ve görevlilerini, korkutarak, parasal çıkarlar sağlayarak yolsuzluk yapar hale getiriyor.Bunun doğal sonucu olarak da emniyet, adalet, siyaset, medya ve ekonomide yardımcı, koruyucu, destekçi kişilerin mafya etrafında tampon bir alan oluşturmasını sağlıyor. Örgüt adına çeşitli suç eylemlerinde bulunmuş olan elemanlar, cezaevi süreçlerinden sonra tekrar örgüte dahil olmakta ve faaliyetlerine devam etmektedirler.
  • Mafya lider ve elemanlarının yaşadıkları ortamlarda, etraflarına kimsenin yaklaşmaması, zarar verememesi insanları bir taraftan korkutmakta, çevrelerinde kazandıkları saygınlık, gördükleri itibar ve rağbet onları özenilen insan tipi, hatta birer idol haline getirmektedir. Medya bu süreci özendirmekte ve onlara benzeme veya onlar gibi olma çabalarına da tetiklemektedir.
  • Mafya illegal ve legal faaliyetlerin yoğun kullanıldığı ortamlar oluşturuyor ve yasal faaliyet alanlarında yürütülen faaliyetler illegal faaliyetleri kamufle etme amacıyla kullanılıyor.Bu amaçla çok sayıda paravan şirket, dernek ve vakıflar kuruluyor. Aklanan kara para meşru finans kuruluşlarına ve şirketlerine aktarılarak teknolojik olanaklar kullanılarak uluslararası nitelik kazandırılıyor
  • Finansal gücün kazanılmasından sonra çeşitli hayır kurumlarına ve yardıma muhtaç insanlara bağış ve destekte bulunarak, spor kulüplerinde etkin yer alarak yardımsever, sevilen vatandaş görünümü çizmeye çalışıyorlar.
  • Mafya özellikle internet üzerinden oynattığı ve oynadığı bahis organizasyonları ile paralar kazanıyor. Yasal bahis sistemlerinden faydalanılıyor. Özellikle dikkatleri fazla çekmeyecek maçlar ayarlanıyor, ciddi paralar kazanılıyor.

Sonuç olarak şike, bahis ve mafya skandalının iç içe geçtiği olay futbolun karanlık yüzü olarak nitelendirdiğimiz bu üç durumun aynı anda gerçekleştiği örneği oluşturmaktadır. Türkiye bu olaydan alnının akıyla çıkamamış, temiz toplum idealinin yansıması olarak değerlendirebileceğimiz temiz futbol idealine derin bir darbe vurmuştur.

{jcomments on}

 



[1] Özsoylu, Ahmet Fazıl(1999) Yeraltı Ekonomisi, Akçağ Yayınları, Ankara s.3

[4] Dalkanat, 2002, a.g.e.

[5] Özsoylu, 1999,a.g.e.sh.3-4

Mafya ve Siyaset kolkola, Evrensel gazetesi, http://www.evrensel.net/04/05/30/spor.html#1

Ufuk Çizgisi, Futbol Sadece Futbol değildir, http://www.ufukcizgisi.org/index.php?in=31&p=898

[8] Düzel, Neşe (05/12/2005) Radikal Gazetesi, Mehmet Ali Şahin’le röportaj

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=172010

[9] Futbol dünyası, 1997'de yapılan Federasyon başkanlığı seçimlerini günlerce konuşmuştu. İddialara göre Mustafa Kefeli, seçimlere Alaattin Çakıcı'nın adayı olarak girmişti ve seçimi kaybetmesi Çakıcıyı hayli öfkelendirmişti. Öfkenin hedefinde de seçimin galibi Haluk Ulusoy vardı. Haluk Ulusoy'un kazanmasından sonra Alaattin Çakıcı tarafından tehdit edilmesinin arkasından, barıştırılıp söylendiğine göre, ortalık ancak Haluk Ulusoy'un Çakıcı adına "100 koyun kurban etmesi" ile yatışmıştır.

[10] Özsoylu, 1999, a.g.e. Sh.4-5

Haber 7, (2005-09-11) http://www.haber7.com

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  23594  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Salı, 18 Kasım 2025.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1176 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 54137841

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1