Deniz Gökçe- 16 Temmuz 2014 Hollanda - Kosta Rika maçının uzatmasının son dakikalarında Hollandalı gazeteci Hugo Borst tribündeki meslektaşı ve spor yazarı Simon Kuper’e bir telefon mesajı göndererek penaltılar başlamadan evvel “Şimdi dikkat et, van Gaal yedek kaleci Tim Krul’u penaltılar için oyuna alacak!” demiş ve gerçekten de öyle oldu.

Daha uzun boylu ve uzun kollu Krul’un kurtardığı 2 penaltı ile Hollanda yarı finale çıktı. Ama kaleci ile kazanan,  kaleci ile kaybeder.  Hollanda,  Arjantin maçında da  gol bulamayıp uzatmaların sonunda penaltılarda, en güvendiği Vlaar ve Sneijder’in penaltılarını Arjantinli kaleci Romero kurtarınca, bu sefer penaltılarla 4-2 yenilerek finale çıkamadı. Kosta Rika maçında medya van Gaal’i futbol dehası olarak değerlendirmişti. Peki Arjantin maçından sonra van Gaal hakkında neler dediler acaba? 

Sadece istatistik yeterli mi?

9 Temmuz Çarşamba günü Hollanda  -Arjantin maçından önce New York Times’ta yazar John Tierney “Futbol beceri mi şans mı?” başlıklı bir yazı yazmıştı. Yazdıklarının özetini aşağıya alıyoruz.  

Futbol maçı en azından 90 dakika süren bir olay ama beş on tane pozisyon ve hata, sonucu büyük çapta belirliyor. Bu nedenle de futbol maçını bir bilimsel deney gibi algılayıp istatistiklerle sonuca varmak pek mümkün değil. Hangi takımın teknik adamının daha akıllı ve hangi futbolcunun daha becerili olduğunu söylemek ve sonucu tahmin etmek de bilimsel bir gözle bakıldığında pek mümkün olamıyor. Sonuç büyük çapta tesadüfe bağlı diye düşünmek daha doğru bir yaklaşım. Bu durumda da futbol adil bir spor değil diye düşünmek ve şişinmemek de gerekiyor. Hollanda’nın İspanya’ya beş çekmesi ve Almanya’nın Brezilyayı yedi golle yenmesi kolay kolay tekrar edilebilir şeyler değil. 

Favorinin kazanma şansı yüzde 50

Darthmouth Profesörleri C.Anderson ve D.Sally tarafından yazılmış olan “The Numbers Game” adlı kitapta deniyor ki, araştırmalara göre iddia oynayanlar tarafından favori olarak görülen futbol takımının maç kazanması kabaca yüzde 50 civarında gerçekleşiyor. Halbuki örneğin ABD beysbolunda favori kabaca yüzde 60 oranının üstünde kazanıyor ve Amerikan futbolu ve ABD basketbolunda favorinin kazanması nerede ise yüzde 70 civarında gerçekleşiyor. Tabii bir de kim ile oynadığınızın önemi var. ABD’de takımların parasal gücü kabaca eşitlenip okuldan gelen oyuncuların ilk önce transfer hakları da bir önceki sezon en kötü sonucu almış takıma verildiğinden, büyük çapta güç denkleşmesi gerçekleşiyor ve bu nedenle de sonuca tesadüfler büyük katkı yapıyor. Bizim futbolda ise Real Madrid, Barselona, Manchester United ve Bayern Münich  gibi takımlar liglerindeki diğer takımlardan uzak ara daha fazla finansal güç sahibi olduklarından, aralarındaki ve büyük dev maç olarak medyaya lanse edilen maçlar da, oldukça can sıkıcı geçebiliyor.   

“Soccernomics” adlı bizim tür futbolun ekonomisi konulu kitabın yazarı Michigan Üniversitesi Profesörü Stephan Syzmanski der ki, eğer kalenin ebadını iki misline çıkartırsak bizim futbol basketbola döner,  gol sayısı çok yükselir ve o zaman da zengin takımlar çok daha fazla maçı kazanır. Şansın katkısı oldukça düşer. Uzun vadede mesela bir lig sezonunda da şans çok daha az etki yapar ve daha iyi becerisi olan takım daha çok maç kazanarak şampiyon olur. 

Dünya Kupası’nda olduğu gibi, tek bir maçta tahmin yapmak,  şansın rolünün fazlalığı nedeniyle, bizim tür futbolda çok zordur. Tilki Van Gaal’in ve Hollanda’nın başına gelen penaltı “felaketi” de  bunu gösteriyor.{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş