Deniz Gökçe- 17 Ekim 2010

Milli takımımız 2012 Avrupa Şampiyonası elemelerinde 8 Ekim tarihinde deplasmanda Almanya ve 12 Ekim tarihinde gene deplasmanda Azerbaycan ile karşılaştı ve her iki maçı da kaybetti.

Milli takımımızı seviyoruz ve onları sahada izlerken gurur duyuyoruz, ama bazen de tüylerimiz diken diken oluyor. Milli takımımızın işi çok zor ama eleştirmenler sadece sonucu tartışıyorlar, esas nedenleri ise konuşmuyorlar, 'kolay fatura' da Hiddink'e çıkıyor. Aşağıdaki yazıyı maçlardan önce yazmıştık, tekrar basıyoruz. Kolay cevaplar vermek yerine, gerçekleri görmemiz gerek. Bu nedenle bazı istatistikleri tekrar tekrar gündeme getireceğiz!

Hiddink ülkemize yeni geldi, ülkeyi ve sporcuları tanımıyor, henüz sonuç alması zor, değişim zaman alan bir şeydir. Bu nedenle şu anda tercihlerini ve yaklaşımını eleştirmek yerine ülke futbolunun sorunlarını konuşulmalı. Hemen söyleyelim. Biz gol atmayı bilmiyoruz. Yerlerde sürünen İngiliz Milli Takımı'na henüz golümüz yok! Kapalı savunmalara gol atamadığımız ortada, bilinen bir şey! Savunma becerimiz de kıt! 

Fakat ülkemizin iddialı lig takımları Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor da Avrupa kupalarında sıradan takımlara yenilerek elendi. Bursaspor Şampiyonlar Ligi'nde tecrübe eksiği nedeniyle çok zorda, Beşiktaş da grubundaki CSK Sofya ve Rapid Wien gibi zayıfça takımları geçti, ama esas zorlu maçlar şimdi önünde! Yani lig takımlarımızın uluslararası başarı şansı artık çok küçük, hatta yok. Futbol düzeyimizin şu anda düşük olduğu açıkça ortada! 

Üzücüdür ki bizim milli takımımızın durumu da ayni İngiltere'nin durumu gibi, liglerde aşırı doz yabancı oynadığı için milli takımımız, Almanya'dan Türk asıllı oyuncu da ithal etmemize rağmen, çok kötü durumda.
Takımlarımız yabancı oyuncu kadrolarını ligin beşinci haftası civarında tamamlıyorlar. 2007-2008 sezonunda ilk beş haftada oynayan oyuncu sayısı 366 iken bunların 126 tanesi veya yüzde 34 kadarı yabancıydı. Bu yıl yani 2010-2011 sezonunda Emir Somer'in araştırmasına göre beşinci haftada toplam oyuncu sayısı 356 ve bunların 152 tanesi yabancı. Yani yabancıların oranı üç yılda yüzde 34 oranından yüzde 43 düzeyine çıkmış bulunuyor.

Ligin başlangıcından bu yana atılan toplam gol sayısı yedinci hafta itibarıyla 157. Bu gollerin 91 tanesi yabancılar tarafından atılmış. Yani gollerin yüzde 58 kadarını da yabancılar atıyor. Ancak işin kalite tarafını gündeme getirir ve 7 haftada 3 gol veya fazlasını atanlara 'ciddi golcü' dersek de gol krallığı listesinde 7 gol atan Niang'ın zirvede olduğunu ve toplam 13 oyuncunun 3 gol veya fazlasını atan ciddi golcü sınıflamasına girdiğini görürüz.  Bu 13 oyuncunun sadece bir tanesinin,  yani dokuzuncu sırada bulunan ve 3 gol atmış olan Karabükspor oyuncusu Hakan Özmert'in Türk olarak 'ciddi golcü' listesine girebildiğini görürüz. Milli takım kadrosundaki golcü adaylarından Sercan, Bursa'da az zaman alıyor ve gol sorunu yaşıyor. Fenerbahçe'de kenarda oturan Semih ve Beşiktaş'ta takıma zor giren Nihat da gol kısırlığı çekiyorlar.

Bir başka açıdan, takımlar yabancı transferini geç yaptığı ve ancak ligin beşinci haftasında kadro tamamlandığı için, kabaca yabancı transferlerini bitirdikten sonraki istatistiklerine bakmak gerek. Ligin beşinci haftasında atılan toplam gol sayısı 19 idi ve bunun yüzde 37 kadarını yerli oyuncular, yüzde 63 kadarını da yabancı golcüler atmıştı (Gaziantep-Bursa maçı sayılarda yok). Ligin altıncı haftasında ise atılan toplam 25 golün 19 tanesini yabancılar atmıştı, yani yabancılar gollerin yüzde 76 kadarını gerçekleştirmişlerdi.  Ligin yedinci haftasında ise toplam 20 gol atılmış ve bunlardan 11 kadarı yabancı ve dokuz kadarı yerli golcüler tarafından gerçekleştirilmişti (Niang'ın attığı ve Aykut'a çarpan golü TFF Niang'a yazmış bulunuyor). Yani gene yabancılar gollerin çoğunu, yüzde 55 kadarını atmış bulunuyorlar.  Bir genelleme yapılırsa yabancılar toplam oyuncunun yüzde 40 kadarını oluşturuyorlar ama gollerin, haftasına göre, ortalama yüzde 50-70 kadarını atıyorlar. Bizim golcüler de yedekte bekliyor.

Milli takım oyuncularının temel sorunu kendi lig takımlarında pek oynayamamak, bir başka bakış açısı ile açıkça ortaya konulabilir. Sabah Spor'un detaylı araştırmasına göre sadece tüm eylül ayını kapsayan istatistiklere bakıldığında milli kadroya çağırılan 26 oyuncudan 6 tanesi tüm maçlarda yer almış. Ama Arda ve Hakan Balta sakatlar ve pek oynamamışlar. Selçuk Şahin ve Aurelio da sakatlandı. Tuncay İngiltere'de zamanın sadece yüzde 23 kadarında oynamış. Altıncı haftaya kadar yapılan hesapta milli oyuncular oynanabilecek en fazla 9360 dakikadan, sadece yüzde 52 kadarında, yani 4851 dakika oynamışlar. Milli oyuncuların ciddi maç kondisyonu ve güç zafiyeti de var. Çoğu da başta golcüler olmak üzere, sahaya hiç çıkamıyor.  

Savunma açısından baktığımızda Fenerbahçe iki yabancı stoperle, Galatasaray, Beşiktaş, Bursa ve Trabzonspor da bir yabancı stoperle oynuyorlar. Yani savunmadaki tüm kritik mevkilerde de (kaleci hariç) ciddi boyutta sorunumuz var. Orta sahada oynayacak, başta Emre, bir iki kendi oyuncumuz var, o kadar!    

Milli takımın işinin zor olduğu yukarıdaki istatistiklerde gözüküyor. Ama iş milli takımla bitmiyor. Pahalı ama kalitesiz yabancı transferi takımlarımızı parasal açıdan da iflas durumuna getirdi. Dört büyüklerin her birinin 200 milyon doları aşkın borcu var ve UEFA da takımlarımızın ensesinde!
Yarın spor medyasına dönecek ve milli takım konusunda medyanın 'değerli yorum ve katkılarını' tartışacağız! {jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş