Deniz Gökçe- 11 Kasım 2010

Bugünlerde futbol kulüplerimizin yaratıcı muhasebe yaklaşımlarına, bilanço, gelir gider tablosu, nakit akım tablosu gibi mali kayıtlarına, vergi ve borçlarına 'takmış' durumdayım. Ancak bizim futbol kulüplerimizin 'yaratıcı muhasebe' yaklaşımlarını ve mali  sorunlarını bugün dünyanın bir numaralı kurumsal futbol kulübü olduğunu düşündüğüm F.C.Barcelona kulübünde göreceğimi hayalimden geçirmezdim. Ama gördüm! Raphel Minder, International Herald Tribune gazetesinde 9 Kasım 2010 tarihinde  döktürmüş.

Kısa bir özet aktaracağım.

Barcelona patronu olmayan bir kulüptür. 175 bin kayıtlı üyesi vardır ve hepsi kulübe 'şişkin' ödeme yaparlar.

Tabii ki Barcelona bir spor kulübü olduğu kadar siyasi bir kurumdur da. Katalanlar Diktatör Franco'nun 1931 yılında ordu, kral ve kiliseyi arkasına alarak yaptığı mücadelede 1936 yılında yenilmiş ve Bask'larla beraber 'ezilmeyi' kabul etme zorunda kalmışlardı. Ama gaddar Franco 40 yıl kadar sonra 1970'li yıllarda yok olduğu  zaman, Katalan kültürü ve direnişin sembolü olarak Barcelona Kulübü ve futbol takımı  geriye miras kaldı.
Kulüpte son yedi yılda da, Laporta yönetimin başı idi. Başkan Joan Laporta yedi yıl önce işbaşına geldiğinde kulüp 127 milyon euro gelir ile ayakta dururken, yedi yıl sonra ayrıldığında 415 milyon euro gelir üretir hale gelmişti.

Ancak Laporta ayrılınca farklı bir tablo ortaya çıktı. Laporta'nın son yılında kayıtlara göre kulüp yılı 11 milyon euro kar ile yılı kapatmıştı. Ama şimdi ortaya çıktı ki kulüp aslında  79 milyon euro ziyan etmişti ve  Laporta'nın eski yardımcısı şu andaki Barcelona Başkanı Sandro Rosell'in çağrısı üzerine toplanan Kulüp Genel Kurulu'nda, son yılda 79 milyon euro ziyan tespit edilmiş, Laporta'nın dönemindeki mali tablolarda usulsüzlük ve aleni hile yapıldığı, ortaya çıkmış, durum resmi kayıtlara geçmiş bulunuyor.
Diğer taraftan, Laporta kulüpten ayrıldıktan sonra siyasete atılmayı planlıyordu ve yeni Başkan Rosell'in onun hedeflerini mahvetmek için bu girişimi başlattığını ortaya atıyordu. Çünkü kendi beyanına göre Laporta Katalonya'yı İspanya'dan ayırıp kendi başına bağımsız bir Avrupa devleti yapmak için siyasete giriyordu (bu noktada kendi maçını kendisi yayınlamak isteyen 'Fenerbahçe Cumhuriyeti' terimi aklıma geldi)! Daha önce de kulüpte başkanlığa aday olup kaybeden  Marc İnglia da, 'Eğer, seçilse idim, ben de Laporta'nın mali kayıtlarındaki durumu gündeme getirecektim, ama bunu mahkemede değil, kulübün içinde yapar ve kurumu ve Katalonya'yı hırpalamazdım!' diyor.

Bu arada ortaya dökülen gerçekler, diğer kulüplerin de İspanya Maliye Bakanlığı tarafından incelemeye alınmasını getirmiş ve İspanya kulüpleri, 2010 Eylül ayında parlamentodan geçen yeni vergi kanunları çerçevesinde, toplam 632 milyon euroluk vergi kaçağını ödemek zorunda kalmış bulunuyorlar.

Son muhasebe kayıtları  Barcelona'nın stat projesini de zora sokacak. Çünkü Laporta döneminde Barcelona, ünlü İngiliz mimar Norman Foster'i devreye sokup, Camp Nou Stadı'nı 300 milyon euroya yenilemeye girişmişti. Ama bu proje şimdi aşırı bulunup mali nedenlerle rafa kalkmak durumuna geliyor gibi. 

Eski çok itibarlı ve şöhretli Barcelona Belediye Reisi ve son beş yıldır ise sadece taraftar  Narcis Serra ise 'Kim sorumlu bilmiyorum ama ortadaki olay tam bir felaket ve bu durumun gerçekleşmesine izin verilmemeliydi!' diyor.
Ülkemizde ise 2012 yılında UEFA kesin kontrola geleceği için, benzer olayların bizim 'en büyük' iddiasındaki kulüplerimizin yönetimlerinin de başına da gelmemesi için çok dikkat edilmesi gerekiyor. Sorumluluğun esas büyük kısmı da kulüplerimizin genel kurul ve divan üyelerinin! {jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş