Ceza Yasamızda Teşvik ve Şike
x
Hata
  • JUser::_load: Unable to load user with id: 62
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Hukuk Diğer Yazarlar Ceza Yasamızda Teşvik ve Şike

Ceza Yasamızda Teşvik ve Şike

Av. Engin TUZCUOĞLU- 2 Ağustos 2011

Şike ve teşvikte son zamanlarda tartışmalar arttı. TCK.na yeni eklenilen ve bugünkü şike skandalının soruşturulmasına dayanak oluşturan  yeni yasada teşvik ve şikeye verielen cezalar ve bu suçların yargılanmasında hangi mahkemelerin görevli olduğuna ilişkin Av. Engin Tuzcuoğlunun kaleme aldığı makaleyi sizlerle paylaşıyoruz.ŞİKE VE TEŞVİKTE “ÖZEL GÖREV”

 

ŞİKE VE TEŞVİK SUÇUNDA

HANGİ ADLİ MERCİLER GÖREVLİ?

Spor Hukuku Enstitüsü Yönetim Ve Yürütme Kurulları Üyesi

Türk Ceza Hukuku Derneği Üyesi

 

“Hangi kulüp düşer? Kim ceza alır? Serbest kalırlar mı?” gibi daha deliller

görülmeden, şüphelilerin savunmaları dahi bilinmeden yorumlar yapılan “şike ve

teşvik” başlıklı bu süreçte, gözden kaçırılan ve tartışılmayan çok önemli bir husus

var aslında: Çıkış noktası “spor hukuku ve ahlakı” olan 6222 sayılı Yasa

kapsamında yürütülen adli soruşturma ve kovuşturmada “Özel Görevli [1] Savcı

ve Ağır Ceza Mahkemeleri” neden görevli? Ya da görevliler mi?

Kamuoyunun 17.12.2004 tarihli resmi gazetede yayınlanıp 01.06.2005 tarihinde

yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Bazı Suçlara İlişkin

Muhakeme” başlıklı bölümde yer alan 250.,251. ve 252. maddesi ile tanıştığı “özel

görevli” ağır ceza mahkemeleri ve savcılar, 6222 sayılı Yasa’nın 11. maddesinde

düzenlenen şike ve teşvik primine dair soruşturmada bir kez daha karşımıza çıktı.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250 maddesinde sayılan ve Türk Ceza Kanunu

kapsamında yer alan suçlar dolayısıyla açılan davaların; Adalet Bakanlığının teklifi

üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili

kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde

görüleceğine dair düzenleme sonrasında Türkiye’nin hukuk tarihinde önemli yer

edinecek birçok soruşturma ve dava “özel görevli” savcılar ve ağır ceza mahkemeleri

tarafından yürütüldü, yürütülüyor.

 

Bu makalede, şike ve teşvikle ilgili soruşturmanın ve sonrasında açılabilecek

davanın, “özel görevli” mi yoksa genel görevli mi savcı ve ağır ceza mahkemeleri

tarafından yürütülmesi gerektiğini değerlendireceğiz.

 

Şike ve teşvik meselesinde bilindiği üzere, şüpheliler hakkında iki ayrı suç nedeniyle

soruşturma yürütülmektedir:

 

 Şike yapmak veya şike yapmaya teşebbüs ile teşvik primi vermek veya buna

teşebbüs etmek suretiyle 6222 sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin

Önlenmesine Dair Kanunu’nun 11.maddesine muhalefet etmek [2];

[1] Doktrinde bahsi geçen mahkemeler ve savcılar kısaca “özel yetki” li olarak adlandırılmışlarsa da CMK da

yapılan düzenleme yetkiye değil göreve işaret ettiğinden “özel görevli”ifadesinin kullanılması daha doğrudur.

[2] 6222 SAYILI YASA;

MADDE 11 – (1) Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile

 Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek veya örgüte üye olmak

suretiyle Türk Ceza Kanunu’nun 220.maddesine muhalefet etmek [3].

6222 sayılı Yasa’nın 11. maddesine uyan eylemin basit hali için 5 yıldan 12 yıla

kadar; suç örgütü kurmak veya yönetmek eylemi için 2 yıldan 6 yıla; örgüte üye

olmak eylemi için ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir.

Bir suç nedeniyle açılacak davanın “özel görevli” ağır ceza mahkemelerinin görevine

girebilmesi için CMK.nun 250.maddesindeki şartlar yanında 5235 sayılı Adli Yargı İlk

Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri

Hakkında Kanun’un 12. maddesine de uygun olması gerekir:

“Madde 12 : Kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere,

Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m.148), irtikap (m. 250/1 ve 2),

cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır.

 

Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.

 

(2) Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur.

(4) Suçun;

a) Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle,

b) Spor kulübünün yönetim kurulu başkan veya üyeleri tarafından,

c) Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde,

ç) Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla,

işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Suçun bir müsabakada bir takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla teşvik primi verilmesi veya vaat edilmesi suretiyle işlenmesi halinde bu madde hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.

(6) Bu madde hükümleri;

a) Milli takımlara veya milli sporculara başarılı olmalarını sağlamak amacıyla,

b) Spor kulüpleri tarafından kendi takım oyuncularına veya teknik heyetine müsabakada başarılı olabilmelerini sağlamak amacıyla,

prim verilmesi veya vaadinde bulunulması halinde uygulanmaz.

(7) Suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde, ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verilir. Ancak, verilecek idari para cezasının miktarı yüzbin Türk Lirasından az olamaz.

(8) Müsabaka yapılmadan önce suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez.

 

[3] TÜRK CEZA KANUNU’NUN 220.MADDESİ:

MADDE 220 - (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.

(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.

(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.

(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.

(6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır.

(7) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır.

(8) Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 

Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(Değişik ibare: 5348 - 11.5.2005 / m.3) "resmi belgede sahtecilik

(m.204/2)", nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflas (m. 161) suçları ile

ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis

cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır

ceza mahkemeleri görevlidir.”

 

Buna göre, şike ve teşvik soruşturmasında, eylemler 10 yıldan fazla hapis cezasını

gerektirdiği için açılacak davada ağır ceza mahkemeleri görevli olacaktır. Ancak şike

ve teşvike dair davayı “özel görevli” ağır ceza mahkemelerinin mi, yoksa genel görevli

ağır ceza mahkemeleri mi yürüteceği tartışılması gereken bir husustur.

 

“Özel görevli” savcı ve ağır ceza mahkemelerinin hangi suçlara bakacağı Ceza

Muhakemesi Kanunu’nun 250. ve 251. maddesinde düzenlenmiş olup buradaki

“Türk Ceza Kanununda yer alan” suçlar kısıtlaması dikkat çekicidir. “Özel görevli”

savcıların ve ağır ceza mahkemelerinin sadece “Türk Ceza Kanununda yer alan”

suçlarda görevli olduğuna işaret edilen bu düzenleme ile 6222 sayılı Yasa’da özel

hüküm de bulunmadığı hususu birlikte değerlendirildiğinde, tek başına 6222 sayılı

Yasa’da suç olarak sayılan eylemler nedeniyle yapılacak soruşturma veya açılacak

davada, CMK.nun 250.maddesinde sayılan ve TCK nda yer alan suçlar söz konusu

değilse “özel görev” in de olmayacağını, bu halde soruşturma ve davanın genel

görevli savcılar ve ağır ceza mahkemeleri tarafından yürütüleceğini söyleyebiliriz.

Ancak 250. maddenin I. fıkrasının devamında hangi suçların “özel görev” hususuna

dâhil olduğu tahdidi olarak sayılmıştır:

“a) (Değişik : 5918 - 26.6.2009 / m.7) Örgüt faaliyeti çerçevesinde

işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imâl ve ticareti suçu veya

suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu,

b) Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir

örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak

işlenen suçlar,

c) İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci

Bölümünde tanımlanan suçlar (305, 318, 319, 323, 324, 325 ve

332 nci maddeler hariç),

dolayısıyla açılan davalar; Adalet Bakanlığının '74eklifi üzerine Hakimler

ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili kapsayacak

şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde

görülür.”

İşte soruşturmanın “özel görevli” savcı tarafından yürütülmesi de bu hükme

dayanmaktadır. Yani iddialardan birinin TCK. nun 220. maddesinde yer alan “suç

işlemek amacıyla örgüt kurmak veya bu örgüte üye olmak” suçu olması

nedeniyle soruşturma “özel görevli” savcı tarafından yürütülmektedir.

Ne var ki burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus “özel görev” in “suç

işlemek amacıyla örgüt kurmak veya bu örgüte üye olmak suçunun” ancak

CKM. nun 250/I,b maddesinde bahsedilen özel hali söz konusuysa mümkün

olacağıdır. Diğer değişle “özel görev” den bahsedebilmek için suçun,

  • Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş örgüt kapsamında,
  • Cebir ve
  • Tehdit kullanılmak suretiyle,

işlenmesi gerekir. Örgütün “cebir” ve “tehdit” kullanmaksızın yaptığı eylemler

hakkındaki soruşturma ve dava ise genel görevli savcılar ve ağır ceza mahkemeleri

tarafından yürütülecektir.

 

CMK. 153.maddeye göre soruşturmanın gizliliğinin sınırları genişletilmiş olmasına ve

deliller henüz paylaşılmamış olmasına rağmen, basına yansıyan kadarıyla

soruşturmada yer alan şüphelilerin önemli bir kısmının “cebir” ve “tehdit” e dayalı

eyleminin olmadığı görülmektedir.

 

Buna karşılık bir kısım şüphelilerin, diğer şüphelilerle “fikir ve eylem birlikteliği

olmaksızın”, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş örgüt kapsamında

cebir ve tehdit kullanılmak suretiyle gerçekleştirdiği eylemin “özel görev” kapsamına

alınmazı bizce uygun değildir.

 

Esasında başından beri izah ettiğimiz üzere şike ve teşvik soruşturmasında yapılan

en önemli hata, soruşturmanın tefrik edilmeyip birbirinden bağımsız birçok eylem ve

şüphelinin aynı soruşturma içinde yer almasıdır.

 

Şüphelilerden önemli kısmının yaptığı görev, eylemlerindeki olası amaç ile 6222 sayılı Yasa’nın 11.maddesinde tanımlanan suçun vasıf ve mahiyeti birlikte değerlendirildiğinde, bunlarla diğer şüphelilerin aynı örgüt içinde yer almasının mümkün olmadığı ortaya çıkmaktadır.

 

Sonuç olarak zorlama şeklinde “örgüt” çatısı oluşturmaktan vazgeçip aralarında “fikir

ve eylem birlikteliği olmayan” şüpheliler hakkındaki soruşturmanın diğerlerinden

tefrik edilmesi suretiyle adil yargılanma ve savunma hakkı sağlanabilecekken

meselenin tümüyle “özel görev” alanında tutulmaya çalışılması usule aykırıdır. 6222

sayılı Yasa’nın, sporun zamana tahammülsüzlüğü, kendine özel yapısı ile futbolun

disiplin amiri TFF’nin kanundan ve uluslararası mevzuattan kaynaklı görevleri dikkate

alınmadan yapılmış olması, adli soruşturma sürecindeki “gizliliğin” disiplinsel sürece

etkisinin bu kadar ağır olabileceğinin önceden fark edilmemiş olması, bu hatalar

sürecinden çıkmak için yol arayan arayan savcılık ve TFF’nin TCK.nun 285.

maddesinde düzenlenen gizliliğin ihlali suçuna rağmen delilleri paylaşması, bir

yandan bunlar yapılırken diğer yandan soruşturmanın ayrıştırılmaması (tefrik

edilmemesi) ve başında “şike ve teşvik” takkesi olan herkesin aynı cemaatten

olduğunu düşünmek gibi bir yanılgıya da düşülmesi kabul edilebilir hususlar değildir.

 

En azından bundan sonra; her ne kadar soruşturmada yer alan şüphelilerin bilinen

birkaçı, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş örgüt kapsamında

“cebir” ve “tehdit” kullanmak suretiyle suç işlemekle itham ediliyorsa da, önemli bir

kısmının eyleminin “cebir” ve “tehdit” içerdiğine, diğer şahıslarla örgüt kurduklarına ya

da bu örgüte üye olduklarına, daha doğru ifade ile “cebir” ve tehdit” suretiyle suç

işleyen diğer şüphelilerle fikir ve eylem birlikteliği içinde olduklarına, suç

işleme iradelerinde devamlılık bulunduğuna, belki de en önemlisi şüpheliler

arasında örgüt faaliyet çerçevesinde hiyerarşik bir bağ olduğuna dair yeterli delil

elde edilememesi halinde, bu ikinci grup kişiler hakkında davanın, soruşturma

aşamasında yapılan hatanın kovuşturma aşamasında yapılmaması uğruna gerekli

ayrıştırma (tefrik) yapılarak “özel görevli” ağır ceza mahkemeleri yerine genel görevli

ağır ceza mahkemelerinde açılması gerekir, kanısındayız.

http://www.sporhukuku.org/dosyalar/makale-sike-tesvik-ozel-gorev.pdf

 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  9217  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Pazartesi, 13 Ekim 2025.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici

Kimler Sitede

Şu anda 752 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 52903428

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1