Deniz Gökçe- 22 Eylül 2010

Bu hafta ligimizde oynanan 9 maç vardı. Bir tanesi olaylar nedeniyle iptal edildi ve sonucu Federasyon tarafından ilan edilecek.

Geriye kalan sekiz maçı göz önüne aldığımızda toplam 19 gol atıldı. Bunlardan sadece 7 tanesi yerli oyuncular tarafından atıldı, 12 tanesi ise yabancı oyuncular tarafından. Yani gollerin yüzde 37 kadarı yerlilerden yüzde 63 kadarı da yabancılardan.
Bu çok önemli bir olgu mu ki bunu gündeme getiriyoruz? Aşağıdakileri okuyun ve siz karar verin. Bizce bu olgunun sonuçları ülkemiz açısından son derece üzücü olacak!
Jonathan Clegg adlı İngiliz spor yazarı geçen hafta son derece analitik bir araştırma yazısı yazdı. Clegg'in tesbitine göre yazıyı ürettiği bir evvelki hafta, İngiltere liginde atılan toplam 29 golün sadece 3 tanesi İngiliz oyuncular tarafından atılmıştı.
Bir evvelki sezon da İngiltere liginde 38 maçlık sezonda toplam 1053 gol atılmıştı, ancak İngiliz futbolcular sadece 367 gol atmışlardı, bu toplam gollerin sadece yüzde 35 kadarı demek. Bu oran Premier Lig'in resmi başlangıç yılı olan 1992-1993 sezonunun yerli oyuncu gol oranının  yarısı kadar bir oran.   
Üstelik 10 yıl evvel İngiltere Premier Ligi'nde İngiliz oyuncuların oranı toplamın yüzde 57 kadarı idi, ancak Bosman Kuralı çıktıktan sonra bu oran düştü, yabancı oyuncular Premier Ligi doldurdu ve bugün Premier Lig'de oynayanların sadece yüzde 41 kadarı İngiliz.
Premier Lig'de bugün oynayan 34 golcü santrforun (striker ) da sadece 12 tanesi İngiliz.  
Yani, İngiltere liglerinde hem İngiliz oyuncu sayısı azalıyor hem de İngiliz golcü  sayısı azalıyor.
Bunun etkileri de  tuhaf bir durum ortaya koyuyor.
İngiltere ligleri dünyanın en üst düzey ligleri haline geldi. Ancak İngiliz Milli Takımı Avrupa ve dünya kupalarında nal topluyor, İngiliz Milli Takımı son Dünya Kupası'nda da gene erkenden elendi gitti, gol atamıyor.
Yani futbolu icat edenlerin milli takımı  etkili futbol oynayamaz ve gol atamaz hale geldi.
Bol sayıda ve pahalı ama kaliteli yabancı oyuncu transferi sonrası, İngiliz Premier Ligi'ndeki takımlar, dünyanın en kaliteli ve en çok seyredilen kulüp futbolunun bu ligde  oynamasına rağmen (Şampiyonlar Ligi'nde başarı kriterine göre), mali açıdan iflasın da eşiğinde.
İngiltere bu gerçek sorunların farkında. Milli takıma bir kere daha yabancı bir antrenör, İtalyan Capello getirilerek değişim sağlanmaya çalışılmıştı, bu da başarılı olamadı.
Hatta 1997 yılında FA denen Futbol Federasyonu İngiltere'nin milli takım düzeyinde başarılı olabilmesi için oyuncu yetiştirebilecek bir de altyapı düzeni planı bile yapmıştı (bizim 1989 yılında Şenez Erzik Federasyonu döneminde yaptığımız gibi milli takım altyapısı girişimi). Yetenekli olduğu düşünülen oyuncular okul takımlarından genç takım denen profesyonel kulüp altyapılarına aktarılacak ve profesyonel kulüpler tarafından yönetilen ve 'akademi ' denen futbol okullarında milli düzeyde dış alem sporcuları ile rekabet edilebilecek oyuncular yetiştirilecekti.
Ancak görülüyor ki on yıldır harcanan milyonlarca sterline rağmen sonuç gelmiyor. Sonunda bu yıl, İngiltere de, yabancı oyuncu sınırlaması getirdi! Ligde takım kadrosunda yer alabilecek yabancı sayısını 17'ye indirdi. 8 adet de altyapıdan gelen 21 yaş altı İngiliz vatandaşı bulundurmak zorunluluğu getirdi.   
Geçtiğimiz günlerde dünyanın önde gelen futbol yazarlarından ve ülkemizi de yakından tanıyan spor yazarı Simon Kuper İstanbul'a gelerek milli takımımızın başına geçen Guus Hiddink ile buluşmuş ve ona İngiliz Milli Takımı'nın neden başarılı olamadığını sormuş. Hiddink'in cevabı da basit olmuş.
Hiddink İngiliz futbolunu, hem takım hem de milli takım düzeyinde iyi tanıyor. 2006 yılında İngiliz Milli Takımı'nın başına gelmek için en önemli adaydı, ama İngiliz tabloid medyasının özel hayatına  musallat olacağını görünce kaçıp Rusya Milli Takımı'nın başına geçmeyi seçmişti. Sonra da Abramovitz'in ısrarlarını  kıramayıp Rusya ile beraber Chelsea takımının başına da (eşanlı) geçmeyi kabullenmişti. Hiddink bu yaz da Dünya Kupası'nı ve tabii İngiliz Milli Takımı'nı da yakından izlemiş. Hiddink İngiltere'de yapılan 'Bu futbolcular ruhlarını paraya teslim etmişler, maçlara asılmıyorlar, oynamıyorlar, milli ruh yok!' türü yorumlara katılmıyor. Hiddink'e göre İngiliz futbolcularının sorunu motivasyon eksikliği veya psikolojik zafiyet değil.
Hiddink'e göre İngiliz futbolcuları artık futbol zekasına sahip değiller. Birbirleriyle de, maç içinde veya antrenmanda pek diyalogları da yokmuş.  
Hiddink bu tesbiti John Terry, Frank Lampard, Steve Gerrard, Gareth Barry, Wayne Rooney ve Emile Heskey gibi en üst düzey futbolcular için söylemiş.
Buradan ne sonuç çıkarmak gerekli? Yavaş yavaş bizim liglerimizdeki takımlar da yabancı futbolculara ve en önemlisi yabancı golcülere teslim edilirken, milli takımımız da golcü bulmakta ve uluslararası turnuvalarda ciddi sonuçlar almakta zorlanacak. Sonra da takım ruhu ve futbol zekası kaybolacak.
Zaten gidişat açık seçik görülüyor. Bize gelen yabancıların da ya kariyer sonunda olduğu ya da alt düzey oyuncular olduğu düşünülürse, bizdeki sonuç iyice vahim olacak demektir.
Üstelik milli takımımızda bugün birkaç da Alman ekolünde yetişmiş, dolayısıyla iyi teknik eğitim almış futbolcu da yer almakta ama buna rağmen işimiz giderek  zorlaşıyor! Bu durumun farkında olan üst düzey Almancı Türk futbolcular da (Mesut Özil gibileri) artık ülkemize ve milli takıma gelmiyorlar!
Milli futbol takımımız ciddi tehlike altında! Kulüp takımlarımız da birer birer Avrupa kupalarından eleniyor! Zaten takımların mali sorunları da çok büyük! Bu ciddi bir ikazdır! {jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş