Afrika Uluslar Kupası’nın Ekonomik Anatomisi
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Kriz Manşet Afrika Uluslar Kupası’nın Ekonomik Anatomisi

Afrika Uluslar Kupası’nın Ekonomik Anatomisi

 23.12afcon 2025

Dr.Tolga Genç- 23 Aralık 2025 Afrika Uluslar Kupası, sadece kıtasal bir spor organizasyonu değil, aynı zamanda küresel futbol ekonomisinin en dinamik vitrinlerinden biridir. Yazıda paylaşılan veriler, turnuvaya katılan ülkelerin ekonomik ağırlık merkezlerini, oyuncuların kariyer tercihlerini ve Avrupa ile olan derin bağlarını çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.

 

Afrika Uluslar Kupası’nın Ekonomik Panoraması ve Değer Dağılımı

Afrika Uluslar Kupası’nda turnuvaya katılan ülkelerin ekonomik değerleri incelendiğinde, kıta genelinde homojen bir dağılımın olmadığı, aksine belirli ülkelerin bazılarına göre devasa piyasa değerleriyle domine ettiği bir yapı göze çarpmaktadır. Turnuvanın toplamında piyasa değeri ortalaması 4.303.303 € olarak belirlenirken, bu rakamın üzerindeki ve altındaki ülkeler arasındaki uçurum, kıta futbolunun gelişim süreçlerini de yansıtmaktadır (Tablo 1).

Fas, 16.017.308 €’luk ortalama piyasa değeriyle listenin zirvesinde yer alarak, Afrika futbolunun finansal bayrak taşıyıcısı konumundadır. Fas’ı takip eden Senegal (15.218.519 €) ve Fildişi Sahili (13.862.963 €), elit seviyedeki oyuncu havuzlarını Avrupa’nın en üst liglerine ihraç edebilen ülkelerin başında gelmektedir. Bu ülkelerin ulaştığı yüksek rakamlar, oyuncu kalitesinin yanı sıra, futbolcuların piyasa değerini artıran prestijli kulüplerde oynamalarının bir sonucudur. Örneğin Faslı oyuncuların ağırlıklı olarak İspanya, Hollanda ve Fransa gibi üst düzey liglerde forma giymesi, bu yüksek ortalamanın ana kaynağıdır.

 

Tablo 1: Afrika Ülkeleri Milli Takım Kadrolarının Demografik ve Ekonomik Analizi

23.12Tablo 1 1

Kaynak: Transfermarkt

Afrika futbolunun finansal haritası incelendiğinde, en değerli kadroların tesadüf eseri değil, köklü bir futbol ihracat geleneği ve Avrupa ile kurulan derin bağlar neticesinde Kuzey Afrika’nın batı tarafı (Fas) ve Kuzey Batı Afrika (Senegal, Fildişi Sahili) bölgesinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu yığılmanın temel nedeni; Fas ve Senegal gibi ülkelerin, sömürge geçmişinden gelen tarihsel bağlarını modern birer futbol akademisi köprüsü haline getirerek oyuncularını elit liglere entegre edebilmeleridir. Ayrıca bu ülkelerin gelişmiş ekonomik altyapıları, Avrupa merkezli oyuncu izleme (scouting) ağlarının Avrupa2da doğmamış olan bu ülke oyuncularını Afrika’da en yoğun şekilde çalışmasına olanak tanımakta ve böylece oyuncuların 'etiket değerleri' küresel piyasa standartlarında şekillenmektedir.

Bu stratejik avantajın uzağında kalan listenin orta ve alt sıralarına doğru gidildikçe ise piyasa değerlerinin dramatik şekilde düştüğü görülmektedir. Yine Kuzey ve Kuzey Batı Afrika Bölgesi ülkeleri olan Cezayir, Nijerya ve Kamerun gibi ülkelerin ortalama piyasa değeri 8 ile 10 milyon € bandında seyrederek orta-üst segmenti oluştururken; kıtanın ekonomik olarak daha zayıf Doğu, Orta ve Güney tarafından olan Tanzanya (226.071 €), Sudan (84.444 €) ve Botsvana (65.000 €) gibi ülkeler, finansal açıdan turnuvanın en mütevazı ekipleridir. Piyasa değeri olarak en değerli ülke olan Fas ile en düşük değerli ülke olan Botsvana arasındaki yaklaşık 246 katlık fark, Afrika futbolundaki rekabetin finansal zeminini özetlemektedir. Bu ekonomik tablo, turnuvada 'sürpriz' olarak nitelendirilen sonuçların aslında ne kadar büyük bir finansal engeli ve imkan eşitsizliğini aşarak gerçekleştiğini de açıkça ortaya koymaktadır.

Yaş Profili ve Tecrübe Denklemi: Genç Yetenekler ve Olgun Kadrolar

Afrika Uluslar Kupası’nda başarıya giden yol sadece piyasa değerinden değil, aynı zamanda fiziksel kapasite ile tecrübe arasındaki hassas dengeden geçmektedir. Turnuvaya katılan ekiplerin genel yaş ortalamasının 27,4 olması, takımların genel olarak futbolcuların en verimli dönemleri olarak kabul edilen "altın çağ" seviyesinde olduklarını göstermektedir. Ancak bu ortalamanın arkasında, ülkelerin kadro mühendisliği tercihlerine dair farklı yaklaşımlar yatmaktadır.

Listenin en tecrübeli, yani en yaşlı kadrosuna sahip ülkesi 29,1 ortalama ile Botsvana’dır. İlginç bir tezat olarak Botsvana, 65.000 € ile turnuvanın en düşük piyasa değerine sahip takımıdır. Benzer şekilde Mısır (28,9), Sudan (28,8) ve Angola (28,8) gibi ülkeler de yaş ortalaması yüksek, 'tecrübe' odaklı bir profil sergilemektedir. Ancak bu ülkelerin finansal ve yapısal arka planları birbirinden keskin bir biçimde ayrılmaktadır. Mısır, 4.871.429 €’luk yüksek piyasa değeriyle Botsvana ve Sudan’dan çok daha gelişmiş bir futbol ekonomisine sahip olmasına rağmen, bu üç ülkenin ortak noktası kadrolarındaki oyuncuların neredeyse tamamının (Mısır ve Botsvana için 20’şer oyuncu) kendi yerel liglerinde forma giymesidir. Bu durum, Mısır’ın kıta içinde finansal olarak çok güçlü ama dışarıya kapalı bir ekol olduğunu, Sudan ve Botsvana’nın ise elit liglere oyuncu ihraç edemediği için bu 'yerelliğe' mecbur kaldığını göstermektedir. Öte yandan Angola, Mısır kadar yüksek bir piyasa değerine sahip olmamasına rağmen (1.972.500 €), oyuncularının büyük kısmını İtalya, Türkiye, İspanya ve Portekiz gibi Avrupa liglerinde oynatarak tamamen farklı bir model çizmektedir. Bu tablo; piyasa değeri düşük ülkelerin tecrübeyle açık kapattığı genel kanısının yanında, bazı ülkelerin tecrübeyi yerel istikrarla (Mısır), bazılarının ise Avrupa’daki profesyonel çeşitlilikle (Angola) sağladığını kanıtlamaktadır.

Madalyonun diğer yüzünde ise gençliğin enerjisine ve potansiyeline yatırım yapan ülkeler yer almaktadır. 25,6 yaş ortalamasıyla turnuvanın en genç takımı olan Kamerun, bu dinamizmi 9.366.071 € gibi yüksek bir piyasa değeriyle birleştirerek hem bugünü hem de geleceği hedefleyen bir yapı kurmuştur. Kamerun’un bu başarısının ardında, oyuncu havuzunun büyük bir kısmını (7 oyuncu) Fransa gibi dünyanın en iyi futbol okullarına sahip bir ligden alması yatmaktadır. Kamerun’u takiben Zambiya (25,7), Benin (26) ve Güney Afrika (26,2) gibi ülkeler, kıtanın yaş ortalamasının oldukça altında kalarak daha atletik takımlar kurmayı tercih etmişlerdir. Özellikle diğer ikisine göre daha değerli bir kadroya sahip olan Güney Afrika’nın genç kadrosunun 20 oyuncu gibi ezici bir çoğunluğunun kendi yerel liginde oynuyor olması, yerel liglerdeki gençleşme operasyonunun milli takıma doğrudan yansıdığını kanıtlamaktadır. Benzer bir yerel odaklılık Zambiya (13 oyuncu yerel lig) için de geçerliyken, Benin (3 oyuncu Fransa) daha çok dışa bağımlı bir gelişim izlemektedir.

Veriler dikkatle incelendiğinde, piyasa değeri bazında turnuvanın 'devleri' olan Fildişi Sahili (13.862.963 € / 26,5 yaş), Nijerya (10.207.143 € / 27,4 yaş) ve Senegal (15.218.519 € / 27,3 yaş) gibi ekiplerin genellikle turnuva ortalamasına (27,4) yakın bir yaş skalasında toplandığı görülmektedir. Bu 'elit' grubun kadro mühendisliği, yüksek piyasa değerine sahip Avrupa tabanlı oyuncularla (Örn: Senegal'in Fransa'dan 10, İngiltere'den 6 oyuncusu) hem tecrübeyi hem de yüksek bonservis potansiyeli taşıyan dinamizmi harmanlamaktadır.

Sömürge Mirasından Küresel Vitrine: Avrupa Hegemonyası

Afrika Uluslar Kupası'nda mücadele eden oyuncuların oynadıkları kulüp dağılımı, kıtanın siyasi tarihinin, göç hareketlerinin ve modern futbol endüstrisinin sahaya yansıyan bir haritası gibidir. Tablo 2’de görüldüğü üzere Avrupa ülkeleri arasında Fransa, 76 oyuncu ile turnuvaya en çok futbolcu gönderen ülke konumundadır. Bu sayısal üstünlük tesadüfi değildir; temelinde yatan derin tarihi ve kültürel bağlar, Senegal (10 oyuncu), Cezayir (6 oyuncu) ve Mali (8 oyuncu) gibi ülkelerin kadro yapılarında Fransız kulüplerinin ağırlığıyla kendisini hissettirmektedir. Fransız altyapı sisteminden yetişen bu oyuncular, turnuvadaki toplam piyasa değerinin %15,59’unu (yaklaşık 5.833.224 € ortalama ile) oluşturarak turnuvanın teknik kalitesini belirleyen ana unsur olmaktadır.

Tablo 2: Kıta ve Ülke Liglerine Göre Oyuncu Sayısı ve Ekonomik Değer Dağılımı Analizi

23.12.Tablo 2

Kaynak: Transfermarkt

Fransa'nın bu tarihsel hegemonyasına en güçlü stratejik alternatiflerden biri ise İspanya'dır. İspanya ligleri, 34 oyuncu ile turnuvaya en çok oyuncu gönderen üçüncü merkezdir. İspanya'nın etkisi, özellikle Kuzey Afrika ve kıtanın batı kıyısındaki ülkeler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Fas'ın 16 milyon €'yu aşan rekor piyasa değerinin arkasındaki en büyük güç, kadrosundaki 5 oyuncunun İspanya'da forma giymesidir. Benzer şekilde, Ekvator Ginesi'nin 27,2 yaş ortalamasına sahip kadrosunun 10 oyuncusu gibi çok baskın bir oranının İspanya liglerinden gelmesi, İspanyol futbol ekolünün (teknik kapasite ve taktiksel disiplin) Afrika'nın batı yakasındaki genetik atletizmle nasıl entegre olduğunu kanıtlamaktadır. İspanya, %6,53'lük toplam piyasa değeri payı ile Afrika futbolu için hem bir gelişim merkezi hem de ekonomik bir sıçrama tahtası görevi görmektedir.

Fransa ve İspanya'nın bu "ekol" bazlı etkisinin yanında, İngiltere 52 oyuncuyla finansal bir zirveyi temsil etmektedir. İngiltere liglerinde oynayan oyuncuların ortalama piyasa değeri 16.381.250 € ile tüm liglerin açık ara üzerindedir. Bu veri, Afrika’nın en "elit" ve küresel çapta en çok talep gören yıldızlarının —finansal gücün merkezi olan— İngiltere'de toplandığını göstermektedir. İngiltere'deki oyuncuların toplam değer içindeki payının %29,96 olması, turnuvadaki her üç Euro'dan birinin İngiltere tabanlı oyunculardan geldiğini kanıtlamaktadır.

Afrika futbolunun kendi iç ekosistemi olan CAF, sayısal olarak 219 oyuncuyla (%33,28) turnuvada devasa bir temsile sahip olsa da, bu niceliksel güç finansal bir karşılığa dönüşmekte zorlanmaktadır. CAF bünyesindeki oyuncuların toplam piyasa değerindeki payının sadece %3,53 seviyesinde kalması, kıta futbolunun yapısal bir paradoksunu ortaya koymaktadır. Bu tablo, Afrika yerel liglerinin dünya futbolu için eşsiz bir yetenek kaynağı ve üretim merkezi olduğunu, ancak bu yeteneklerin gerçek finansal değerine ancak Avrupa’nın endüstriyel futbol çarklarına dahil olduklarında (UEFA transferi) ulaşabildiklerini kanıtlamaktadır.

Afrika Uluslar Kupası verileri, Mısır, Güney Afrika ve Tanzanya’nın kıta içindeki en dikkat çekici ve kapalı futbol ekonomilerini temsil ettiğini doğrulamaktadır. Bu üç ülkenin milli takım kadrolarının tamamına yakınını (her biri 20'şer oyuncu) kendi yerel liglerinden kurmuş olması, kıta içinde kendi kendine yetebilen futbol ekollerinin varlığını kanıtlamaktadır. Mısır, Al Ahly ve Zamalek gibi kulüplerin kıta için devasa sayılabilecek bütçeleriyle oyuncularını Avrupa'ya gitmeden de tatmin edebilen bir yapı kurmuştur. Mısır ligi, 4.871.429 €’luk ortalama değeriyle yerel odaklılığın en üst ekonomik seviyesini temsil etmektedir.

Bu "yerellik" olgusu, Güney Afrika ve Tanzanya özelinde birbirinden farklı ekonomik ve stratejik dinamiklere dayanmaktadır. Güney Afrika’dan gelen oyuncular 1.587.500 €’luk ortalama piyasa değeriyle Tanzanya’nın (226.071 €) fersah fersah üzerindedir. Bu finansal güç, Güney Afrika’nın sadece kendi oyuncularını korumakla kalmayıp, aynı zamanda kıtanın diğer bölgelerinden kaliteli oyuncuları transfer edebilen, bölge standartlarında zengin ve yerleşik bir çekim merkezi olmasını sağlamıştır. Güney Afrika, kıta içi oyuncu sirkülasyonunun en tepesinde yer alarak dışa bağımlılığı minimize eden, ekonomik olarak sürdürülebilir bir model sunmaktadır. Tanzanya ligi de Güney Afrika gibi kadrosunun büyük kısmını (20 oyuncu) yerel liginden seçse de, piyasa değeri açısından daha mütevazı bir profil çizmektedir.

Kıta dışındaki dengeleri değiştiren en yeni aktör ise AFC (Asya) konfederasyonudur. Son yıllarda büyük bir ivme kazanan Asya pazarı, %7,60’lık oyuncu sayısı payı ve %4,60’lık piyasa değeri payı ile UEFA’nın ardından listede üçüncü sıraya yerleşmiştir. Özellikle Suudi Arabistan (21 oyuncu) ve Katar (12 oyuncu), Afrikalı yıldızlar için artık sadece bir emeklilik durağı değil, Avrupa ile rekabet edebilen finansal bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Asya liglerinin toplam piyasa değerindeki payının (%4,60), CAF liglerinin toplam payını (%3,53) geride bırakmış olması, küresel futbol sermayesinin yön değiştirdiğinin en net göstergesidir.

Bu dağılım, Afrika Uluslar Kupası'nın artık sınırları aşan, oyuncu sirkülasyonu ve ekonomik etkileriyle tüm dünyayı kapsayan devasa bir futbol ağı olduğunu doğrulamaktadır. Turnuva; bir yanda sömürge geçmişinin mirası olan Avrupa (UEFA) hegemonyasını, diğer yanda yerel direnci temsil eden CAF liglerini ve nihayetinde yeni nesil sermaye gücüyle yükselen Asya (AFC) gerçeğini aynı sahada buluşturmaktadır.

Stratejik Köprü Türkiye ve "Osimhen Etkisi" ile Değişen Finansal Algı

Afrika Uluslar Kupası verileri, Türkiye liglerinin (Süper Lig ve 1. Lig) kıta futbolu için önemli bir istasyon olduğunu gösterse de (27 oyuncu), ligin imajı ile sahadaki kolektif gerçekliği arasında bir ayrım yapmak zorunludur. Türkiye'nin toplam piyasa değerindeki %7,00’lık payı, ligin geneline yayılmış bir homojenlikten ziyade, belirli yıldızların ve stratejik transferlerin yarattığı bir ağırlıktır. Bu noktada münferit örnekleri, ligin genel niteliği olarak değil, istisnai vitrin projeleri olarak okumak daha doğru bir yaklaşımdır:

  • Osimhen Örneği (İstisnai Figür): Piyasa değeri 75 milyon € olan Victor Osimhen'in Süper Lig’de yer alması, ligin küresel görünürlüğünü artıran münferit bir olaydır. Ancak tek bir süper yıldızın varlığı, ligin geri kalanındaki taktiksel seviyeyi veya finansal sürdürülebilirliği kolektif olarak yukarı çekmez; daha çok ligin "en üst tavanını" gösteren bir anomalidir.
  • Nene ve Touré (Farklı Deney Sahaları): Dorgeles Nene'nin bonservisiyle kadroya katılması veya El Bilal Touré'nin kiralık olarak forma giymesi, kulüp bazlı stratejik başarılardır. Bu tip münferit transferler, ligin genelinin bir "ihracat ligi" veya "parlatma merkezi" olduğu sonucunu doğurmak için yetersizdir.
  • Basamak vs. Varış Noktası Paradoksu: Türkiye artık sadece genç yeteneklerin kendilerini kanıtladığı bir yer değil; 27 yaş ortalaması (zirve yaşları) oyuncuların doğrudan "varış noktası" olarak seçtiği prestijli bir merkez haline gelmiştir.

Sonuç olarak; Osimhen, Nene veya Touré gibi isimler, Türkiye'nin Afrika pazarındaki "pazarlama gücünü" ve "ikna kabiliyetini" temsil eden önemli ama münferit vitrin örnekleridir. Bu isimlerin yarattığı rüzgar, ligin kolektif bir lig algısı kazanması için bir fırsat sunsa da, asıl belirleyici olan bu istisnaların ötesinde, ligin geneline yayılan ekonomik istikrar ve oyuncu gelişim sürekliliği olacaktır.

Sonuç

Afrika Uluslar Kupası üzerinden okunan veriler, futbolun küresel sermaye ve stratejik planlamayla nasıl şekillendiğini ortaya koymaktadır. Türkiye'nin bu tablodaki konumu, artık münferit başarıların ötesine geçerek yapısal bir modele dönüşme aşamasındadır.

Türkiye liglerindeki oyuncuların 28 yaş ortalaması, ligin Afrikalı oyuncular için hem fiziksel gelişim hem de profesyonel olgunluk açısından ideal bir iklim sunduğunu doğrulamaktadır. Victor Osimhen gibi 75 milyon Euro'luk devasa bir değerin yarattığı rüzgar her ne kadar farklılık yaratsa da, bu istisna dışarıda bırakıldığında dahi ulaşılan 4.750.000 Euro'luk piyasa değeri ortalaması, ligin kolektif gücünün küresel standartlarda olduğunu kanıtlamaktadır. Bu rakam, Türkiye'nin artık sadece "ucuz yetenek" peşinde koşan bir pazar olmadığını, aksine Dorgeles Nene ve El Bilal Touré örneklerinde olduğu gibi, yüksek maliyetli ve yüksek geri dönüş potansiyeli olan projelerin merkezi haline gelme ihtimalı olduğunu da göstermektedir.

Sonuç olarak; Afrika yerel liglerinin (CAF) sunduğu fırsatların yetersizliği, kıta yeteneklerinin finansal tescili için dış liglere duyulan ihtiyacı sürdürmektedir. Türkiye, bu potansiyeli daha iyi değerlendirmelidir.

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  179  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Dr. Tolga Genç Pazartesi, 07 Ağustos 2023.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1358 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 55269202

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1