Hüseyin Kutay - 19 Mart 2019  Uzunca bir aradan sonra tekrar buradayım. Aşağıda, belki farklı algılanabilecek bir yazı gönderdim ilgililere, sorumlulara, yetkililere.

Futbolumuza yön vermesi gereken, gelişiminden, kalitesinden ulusal ve uluslararası üst seviye de yarışmasından ve başarısından sorumlu olan kişilere seslenmek istedim.

Futbolda rutin işleri yapmak için yüksek düzeyde yetkinliklere- becerilere ihtiyacımız yok. O işleri çağımızda robotlar yapıyor artık. Hem de hata payı sıfır.

Yetkililerle ilettiğim yazıyı sizinle de aşağıda paylaşıyorum.   

*     *     *

‘’ Sayın Futbolsever,

04 Temmuz 2013 yabancı kuralı değişmesi görüşülmeden önce TFF Yönetim Kurulu Başkanı ve üyelerine ve 18 Süper Lig Kulübü Başkanına gönderdiğim bir sayfalık yazının özeti şöyle (TFF de kayıt altındadır);

‘’Çıkar amaçlı ve kamuoyunu yanlış argümanlarla manipüle ederek ve de muhtemelen baskı uygulamaya teşebbüs ederek Ülke futbolunun geleceğini tehlikeye atmak isteyenlere gereken cevabı aynı duruşla ve tutarlılıkla vereceğinizi ümit ediyorum.  

Aslında Türkiye’de yabancı futbolcu sayısı sınırsız bile olabilir.

Ancak,

• Türkiye’de futbolcularımızın sportif olarak yetişme ve gelişme imkanı olan tek yer Kulüpler. Çocuklarımıza da, kulüplerde Avrupa birliğindeki akranlarının sahip olduğu fiziki imkanları sunabildiğimiz zaman,

• Akranları gibi çağdaş ve bilimsel eğitildiği, onları eğitebilecek Hocalar yetiştirildiği zaman,

• Kulüplerimizin, bizim çocuklarımızdan çok farklı eğitilen ve yetiştirilen futbolcuları transfer ederek kendi gençlerimizin rekabet şansını tamamen ellerinden almadığı zaman Avrupa’daki akranlarıyla eşit şanslara sahip olduğu zaman herkesten önce ben isterim.  

O zaman ‘’hodri meydan, hangi futbolcu gelirse gelsin, rekabet kaliteyi yaratır’’ demiştim.

Sayın Ali Koç’un   "Bugün Türk futbolu çok ciddi mali kriz içinde, pilimiz bitti" tespitinden sonra, bu krizden faydalanarak, Türk futbolunu bir daha bu durumlara düşürmeyecek bir sistemin yaratılabileceğini açıklayan yazı yazdım. İçi boş kalmasın diye çözüm önerisini proje özeti olarak paylaştım ve isterlerse daha detaylı bilgi verebileceğimi belirttim.

Kimlere gönderdim bu yazıyı? TFF Bşk.Yrd.cısı Servet YARDIMCI, TFF Başkanı Hüsnü GÜRELİ, BJK ve KBV Başkanı Fikret ORMAN, FB Kulübü Başkanı Ali Koç ve birkaç basın mensubuna.

2015 de yabancı sınırını 14 e çıkaran kuralla Türk futbolunda neler değişti? 2015 FİFA sıralamasında 57. UEFA da 12. İdik.

19 Mart 2019 da yeni karar verilecek. İzninizle muhtemelen sizin de onaylayacağınızı umduğum birkaç tespiti paylaşayım,

• Günümüz Futbolunun birinci kuralı ’’üretmeden olmaz’’.

• Bu üretim için elimizde inanılmaz bir potansiyel var.

• Türkiye’de Avrupa’daki rakiplerimizle karşılaştırıldığında beğenilen, keyif veren bir futbol oynanmıyor.

• Mali kriz elimize çok iyi bir fırsat verdi.

• Elimizde 7-17 yaş grubunda futbol için eğitilecek 12.604.437 çocuk varken futbolumuzun 20 yıldır gelişime ayak uyduramadan bu durumda olması kabul edilemez.

Bu şartlar altında Türkiye’de zaten yıllardır beğenilen, keyif veren bir futbol oynanmıyorsa, uluslararası turnuvalarda hayalperest bir düşünceyle her kuradan sonra ’’şampiyonluk niye olmasın’’ deyip çeyrek finale bile ulaşılamıyorsak, o zaman.

Yabancı kuralını tartışmaya gerek yok. Yabancı Futbolcu sayısı mümkün olan en kısa zamanda en aza düşürülmeli ve yukarıda bahsettiğim sorumlulara önerdiğim proje veya daha iyisi varsa, o proje derhal uygulamaya konulmalıdır.

Türk Futbol severleri eğer Türkiye’de 5-10 yıl sonra çok daha farklı futbol oynanacağına inanırsa, Milli Takımın her turnuvaya katılabileceğini fark ederse, Kulüplerin her yıl turnuvalarda yarı final, final hesaplarının gerçekçi olduğunu görürse o günleri sabırla bekler.

Israrla tekrar ediyorum, kriz sözü çok olumsuz algılanıyor ama bu kriz Türk futbolu için bir fırsattır.

Lütfen bu fırsatı değerlendirin.

Futbolumuzda Devrim, Reform, Rönesans her ne ise işte o budur. Dinleyince hak vereceksiniz.

Toplantıya bir gün var ve bu yazıyı en azından yukarıdaki kişilere ulaştırmaya çalışacağım.

Selam ve saygılarımla

Hüseyin Kutay

İstanbul, 18 Mart 2019’’

Yukarıda bu krizi fırsata çevirerek, TFF ve Kulüpleri içine alan bir çalışmayla, Türk futbolunu bir daha bu duruma düşmeyecek bir sisteme kavuşturulabiliriz demekle birlikte, yanlış anlaşılmaktan da endişe duyduğum konuyu da sizinle aşağıda paylaşıyorum.

*   *   *  

5 yıllık yoğun bir çalışmayla hepsi deneyimli Altyapı uzmanı olan meslektaşlarımla “TÜRKİYE FUTBOL AKADEMİLERİ ve SERTİFİKA PROGRAMI“ Projesini hazırladık.

• Almanya’da ilk Özel Futbol akademisi kuran ve yöneten akademisyenler (Mario Götze’nin ilk altyapı eğitimini aldığı).

• Almanya 1. ve 2. Ligi takımlarının Altyapı Futbol Akademilerinde çalışmış ve halen çalışan Altyapı Antrenörleri (projemizde çalışmaya hazır 100 e yakın bir uzman ağımız var).

• Yıllarca DFB de genç takımlar antrenörlüğü yapan, Manuel Neuer, Jerome Boateng, Mesut Özil, Benedikt Hövedes, Toni Kroos gibi yıldızları U-15, U-18, -U-19 milli takımlarında eğiten Antrenör.

• Ulusal ve Uluslararası Federasyonlarda Antrenör Eğitmeni olarak görev alan, TFF de Altyapı Antrenörleri yetiştirecek kursları yönetebilecek DFB Antrenör eğitmenleri. İspanya Futbol Federasyonu altyapı projelerinde çalışan eğitmen.

• Almanya’nın 366 Futbol Destek Noktası, 55 Performans Merkezi ve 36 Elit Futbolcu Akademisini kuran yöneten ve sorumluluğunu taşıyan ‘‘ DFB Yetenek Destek ve Geliştirme Programı ‘‘ Direktörü, (aynı zamanda UEFA Integrity-Officer ve UEFA Working-Group Youth League üyesi).

•  

• Uzun yıllar Türk sporuna hizmet eden, defalarca Olimpiyat Milli Takımımızda görev alan Üniversite Öğretim üyesi Spor Psikoloğu olan spor insanlarının çekirdek kadroyu oluşturduğu uzman ekibimizle Türkiye ve Türk insanlarının karakteristik özelliklerini dikkate alarak hazırladığımız projemizi size bundan sonraki yazılarımda özetle anlatacağım.  

Böyle bir ekibi bir araya getirdiğim için, Türk futbolunu temelden değiştirecek bir sistemin kurulması için yıllarca bu ekiple bir proje hazırladığımız için mutluyum.

Bu, sadece bir proje değil ’’Türk Futbolu sistemi’’

12 yıl çalışarak, Türk sporunu sıfırdan itibaren yenileyecek TOM (Türkiye Olimpiyat Merkezleri) projesini hazırlayıp, birilerinin TOHM adıyla başarısızlığa programlanmış bir şekilde yürütmeye çalışmasına çeşitli nedenlerden sesimi çıkarmadım.

Bu konuyu da detaylarıyla daha sonra paylaşacağım sizlerle…

Zamanın Spordan sorumlu devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı sayın Mehmet Ali Şahin beyle başlayıp, zamanın Gençlik ve Spor Genel Müdürü sayın Mehmet Atalay’la, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ve Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcılarına yaptığım sunumla devam eden süreci paylaşacağım…

Spor kamuoyunun bilgilenmeye hakkı, benim de bu bilgileri, yaşananları paylaşma sorumluluğum var…{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş