ENDÜSTRİYEL FUTBOLUN YERLİLERİ: LİGLERİN YABANCILARI
                                 linkedintakip 1 copy
x
Hata
  • JUser::_load: Unable to load user with id: 62
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Diğer Yazarlar ENDÜSTRİYEL FUTBOLUN YERLİLERİ: LİGLERİN YABANCILARI

ENDÜSTRİYEL FUTBOLUN YERLİLERİ: LİGLERİN YABANCILARI

alt

Osman BULUGİL[1]

13 Kasım 2010

  Futbolun endüstrileşme sürecinde liglerde oynayan yabancı oyuncu sayısı ve federasyonların tutumları farklılık göstermekle beraber temel olarak futbolun pazar ilişkilerinin bir parçasını oluşturuyor. Bu yönüyle futboldaki başarı algısı, transferin tekelleşme süreci, turnuvaların yapısı ve Bosman kararları yabancı oyuncu kısıtlaması üzerinde belirleyici olan faktörler olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye’de spor medyasında hemen her gün karşımıza çıkanları şoven milliyetçiliğin bir parçası olarak ele aldığımızda durumun aslında bir İngiliz, bir Alman ya da bir İtalyan basınından çok da farklı olmadığını görebiliyoruz. Avrupa basınında biraz daha farklılaşan biçimleriyle milliyetçilikten bahsedebiliriz. Türkiye’de medyanın milliyetçiliği yeniden ürettiği söylemlerini yabancı oyuncu sayısı üzerinden sıkça yapıyorlar.

Aynı zamanda Türkiye de yabancı oyuncu sayısındaki kısıtlamayla ilgili en çok futbolun profesyonelce yönetilmediği vurgusu öne çıkartılırken Premier Lig de sık sık örnek olarak tartışmalarda yerini alıyor.

Yabancı oyuncu sayısı konusunda kısıtlama endüstriyel futbolda transferin tekelleşme süreciyle yakından ilişkilidir. Bu noktada bütünün parçaları olarak futbolla ilgili değerlendirmemizi yapmamız gerekiyor. Transfer piyasasının tekelleşmesi ve Bosman kararları yabancı oyuncu sayısındaki sınırlamaları ve liglerle gelen oyuncu karakterini belirliyor.

Transfer dönemlerinde ileri kapitalistleşmiş ülkelerin kulüplerinin büyük oranda birbirlerini üreten bir yapıda transfer yaptıklarını görebiliriz. İleri kapitalistleşmiş ülkelerin kulüplerinin öncelikle kendi aralarında transfer (özellikle astronomik bedellerle aldıkları oyuncuları) yaptıkları için dönen veya dönecek olan para kendi aralarında kalıyor.

Diğeri de öteki kulüpler olarak niteleyebileceğimiz ve genellikle de ileri kapitalistleşmiş ülkelerin kulüplerine oyuncu sattıklarında elde ettikleri gelirle transfer yapabilen kulüpler. Gelirleri düşük olan bu kulüpler, transfer piyasasında sadece sözleşmesi biten oyunculara yönelebiliyor.  Tabi her sözleşmesi biten oyuncuyu alma şansları da yok. Eğer üst düzey bir oyuncunun sözleşmesi biterse onu da elit kulüpler yüksek maaş verebilmeleriyle kadrosuna katıyor (Örneğin Newcastle United’ta sözleşmesi biten M.Owen’in Manchester United’a; Chelsea’da sözleşmesi biten Joe Cole’nin Liverpool’a gitmesi gibi). Transfer piyasasının bu yapısından çıkarabileceğimiz tek bir sonuç var: Transfer piyasası tamamen İleri kapitalistleşmiş ülkelerin kulüpleri tekelinde…

Bütün futbol piyasasını bir avuç ileri kapitalistleşmiş ülke kulübü elinde tutuyor ve diğer kulüplerle aralarındaki uçurum her geçen gün derinleşiyor. Diğer kulüpler ne yaparsa yapsın sonunda toplamı hep sıfır olan bir oyunun içinde kendilerini buluyorlar. Aynı zamanda çoğunlukla altyapılarından yetiştirdikleri yıldız adayı oyuncularını bile ellerinde tutmakta güçlük çekiyorlar. Bu da başarı şanslarını minimuma indiriyor. Örneğin bu kulüpler ülkelerinde başarılı oldukları takdirde Şampiyonlar Ligi’ne katılmak için birkaç ön eleme turu geçseler bile, son turda ileri kapitalistleşmiş ülkelerin kulüpleri karşılarına çıkıyorlar. Bu süreç aslında onları, İleri kapitalistleşmiş ülkelerin kulüpleriyle rekabet şansı tanıma bir yana, ileri kapitalistleşmiş ülkelerin kulüplerinin başarısı ve daha da zenginleşmesi yolunda kullanılan birer araç haline dönüştürüyor.

Transfer piyasasının tekelleşmesini ve futbolcuların dolaşımı üzerine en önde gelen, belki de futbolun dönüm noktası olarak kabul edebileceğimiz Bosman Kuralları’yla beraber futbolcuların pazarda emeklerini satan özgür emekçiler olarak pozisyonları daha da netleşti. Bosman Kuralları’yla birlikte futbolcuların emeklerini satabilecekleri kulüplere gidebilmeleri daha da esnekleşirken, bu durum aynı zamanda kapitalizmin futbol üzerindeki tahakkümünü yeniden üretiyor.

Tam da bu Bosman kararlarıyla daha da serbest piyasa ürünü haline gelen ve ileri kapitalistleşmiş ülkelerin kulüplerinin tekelleşme süreci, liglerin yabancı oyunculara karşı tutumunu belirliyor.

Bu aslında bir tarafıyla Avrupa Birliği Ülkeleri’nin oyuncularına serbest dolaşım hakkı getirmelerinin yanı sıra, bu değişime dahil olan ligleri de yabancı oyuncu konusunda yeniden düşünmeye sevk ediyordu. Bugün örnek olarak en çok öne çıkarılan İngiltere’de, FIFA sıralamasında ilk 70 ülkelerin milli takımlarında %75 üzerinde oynayan oyunculara serbestlik tanınıyor.

  Endüstriyel futbolun göz bebeği konumunda olan Premier Lig’deki yönetim, kurallar ve oynanan futbol, en iyinin resmi olarak ortaya konuluyor ve birçok ligi de etkisi altına alıyor. Bu noktada Premier Lig’in bu karakteri, diğer liglere de bir anlamda model oluşturuyor. Artık Premier Lig’den transfer edilen bir savaşkan orta saha oyuncusu için, geldiği ligdeki algı sadece Premier lig’den gelmesinden dolayı bile, modern futbolu bildiği yönünde oluyor.

Premier Lig’de transfer yapısı da oyuncuların milli takımdaki istikrarlı bir biçimde oynamalarına bağlı. Yani liglerine en iyi oyuncuların gelmesini istiyorlarsa, şöyle bir algıdan söz edebiliyoruz: “en iyi futbolcular milli takımlarında istikrarlı oynayan futbolculardır”. Bu aslında şunu gösteriyor: istediklerinin yetenekli bir futbolcular olmadığını. Tam da “istikrar” la açıklayabileceğimiz bir makinenin dişlisini Premier Lig’e getirebilmek. 

Premier Lig’in futbol analizini yaparsak durum daha da netleşecektir: Süratli oynanan bir oyunda fiziki gücün öne çıktığı, sert ve maç boyu didişmelerin hiç bitmediği maçlar izliyoruz. Teknik adına herhangi bir gelişme ya da icattan söz edemiyoruz. Futbolu değerlendirmeleri takımların fiziki kapasitesine göre yapılıyor. Sahada aslında 22 kişiden oluşan bir makine izliyoruz.

Başka bir yönüyle de, yabancı oyuncu sayısı konusunda milli takımlara etkisi üzerinden tartışma yapılıyor. İngiltere milli takımı için de benzer bir durumdan söz edebiliriz. İngiltere milli takımı da hemen her turnuvada favoridir ama sıkça da hüsrana uğrar. Premier Lig’deki makinelerinin milli takımda yansımasının, telaşlı futbolcuların didişmesi olduğunu söyleyebiliriz. Premier Lig’deki o makine takımlarında, sadece mevkilerinin görevini yapan oyuncuların, futbolun farklı değişkenlerden oluştuğu ve farklı karakterdeki oyuncu ya da takımlarla karşılaştıklarında, üzerlerindeki o telaşlı hallerini ve nasıl değişemediklerini görüyoruz. Bu futbolun endüstrileşmesinde oyunun ve oyuncuların tek tipleşmesini ifade ediyor. Premier Lig’de oyunun iki yönünü de oynayabilen orta saha oyuncusuna pek rastlayamazsınız. Fakat defansif özellikleri yanında ileriye koşular yapabilen savaşkan orta saha oyunlarını her takımda bulabilirisiniz.

Daha çok pasla oynayan, teknik kapasitesi yüksek takımlara karşı geriye düştüklerinde artık tam da yapamadıkları durum oluşuyor. Yani makinenin dışına çıkmak zorunda kalıyorlar. Burada da artık Premier Lig’deki maçlarda o tek tipleşen oyunda yıldız olarak öne çıkarılan oyuncular (Rooney, Gerrard, Lampard gibi), farklı durumlarda telaşlı ve ne yapacağını bilmez bir hale geliyor. Bu durumu İngiltere’nin milli maçlarında görüyoruz.

Bu noktada artık dışarıdan gelen yabancı oyuncu, İngiltere milli takımını etkilemek bir yana, milli takımlarında istikrarlı oynamalarından dolayı bir makinenin dişlisi olarak Premier Lig’e geldikleri için artık milli takımlarına da yabancı oyuncu oluyorlar.{jcomments on}

 

 



Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümü Mezunu - Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  12203  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Cumartesi, 12 Temmuz 2025.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

FutbolEkonomi , 2010 yılından bu yana futbolun ekonomik, finansal ve yönetsel boyutlarını mercek altına alan bağımsız bir bilgi ve analiz platformudur. 2005 yılında kurulan Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi (FESAM) ile aynı vizyon doğrultusunda faaliyet gösteren platformumuz, futbolu sadece saha içi bir oyun değil, çok katmanlı bir endüstri olarak ele alır.

Hakımızda daha fazlası >>>

Spor Endexi

 

4/07/2025

Kapanış  
  BİST 100

10.275,75

+0,46

 bjk BJKAS

2,08

+1,46

 fb FENER

13,77

+3,30

 gs GSRAY

1,70

+2,41

 trabzon TSPOR

1,13

+3,67

   SPOR ENDEKSİ

2.481,61

+2,89

Podcast: FutbolEkonomi Sohbetleri

1

Yeni podcast serimizde gündemde öne çıkan konuları ya da sitemizde yayımlanan dikkat çekici yazıları sohbet formatında ele alıyoruz. Karmaşık görünen meseleleri daha sade ve anlaşılır şekilde dinleyiciyle buluşturmayı amaçlıyoruz.
Apple Podcasts

Spotify

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 49976548

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 36 30 5  1 91 31 60 95
2 Fenerbahçe 36 26 6 4 90  39 51

84

3 Samsunspor 36 19 7  10

55

41 14

64

4 Beşiktaş 36  17  11 8 59 36 23 62
5 Başakşehir 36 16 6  14 60 56 4 54
6 Eyüpspor 36 15 8 13 52  47

 5

 53
7

Trabzonspor

36 13 12 11 58 45 13 51
8 Göztepe 36 13 11

12

59 50 9 50
9 Ç.Rizespor 36 15 4 17 52   58 -6 49
10 Kasımpaşa 36 11 14 11 62 63 -1 47
11 Konyaspor 36 13 7 16

45

50  -5 46
12 Alanyaspor 36 12 9 15 43 

50

-7 45
13 Kayserispor  36 11 12

13

45  57  -12 45
14 G.Antep FK 36 12 9 15 45 50 -5 45
15 Antalyaspor 36 12 8 15 37 62 -10 39
16

BodrumFK

36

9

10

17 26 43

-17

44
17 Sivasspor 36 9 8 18 44 58 -14 37
18 Hatayspor 34 6 8 22 42 74 -27 26

19

A.Demirspor 33 3 5 28 34 92 -58 2

 

                 

Deloitte Football Money League - 2025

deloitte money league rapor 2025

 Deloitte Money League Raporunu 28. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2023-24 sezonunda gelirleri toplam 11.2 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.