Damgala(n)manın dayanılmaz ağırlığı
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Ahmet TALİMCİLER Damgala(n)manın dayanılmaz ağırlığı

Damgala(n)manın dayanılmaz ağırlığı

171125talimcilerkapak

Prof. Dr. Ahmet Talimciler - 11 Kasım 2025 Çamur at izi kalsın mantığının sonuçlarının son derece yıkıcı olabileceği kadar, kişisel hak ve özgürlüklerin yok edilmesine veyahut zedelenmesine yol açabileceğini de unutmamalıyız.

 

Ülkemizde son dönemde sıkça karşı karşıya kaldığımız uygulamalardan bir tanesi ünlü kişilerin ifadeye götürülmeleri süreci boyunca yapılan, daha en başından suçlu gibi gösterilmek suretiyle kamuoyunun önüne atılıyor olmalarıdır. Bu duruma ilişkin son dönemde iki önemli olayda benzer gelişmelerin yaşandığını gördük. Ayrıca medyanın önemli bir bölümünün ve sosyal medya trollerinin yapmış olduğu hakaretamiz uygulamaları da eklediğimizde durum çok daha travmatik bir hale dönüşmektedir. Önce damga denilen kavramın ne olduğuna bir göz atalım, daha sonra bu kavramın ülkemizdeki uygulamalarına ilişkin örnekler üzerinden olup bitenler üzerinde durmaya çalışalım.

Erving Goffman’ın 1963 yılında yazdığı ve 2014 yılında çevirisi yapılan Damga isimli çalışma, bu açıdan ufuk açıcı bir öneme sahiptir. Goffman’a göre, damga bir ilişki türüdür ve sabit bir nitelik değildir. Goffman damgalamayı toplumun bir üyesi olan insanın herhangi bir özelliğinden dolayı yine toplum tarafından itibarının sarsılması olarak tanımlar ve bu bağlamda üç farklı damga biçiminden söz eder; bunlar 1) bedenin korkunçlukları, 2) zayıf irade, baskıya müstahak ya da doğal olmayan tutkular, sapkın ve katı inançlar, ahlaksız olarak bireysel karakter bozuklukları, 3) ırk, ulus ve din gibi etnolojik damgalardır. Bu üç farklı durum bireylerin kimliklerini yansıtmakta veya toplumsal kimliklerini oluşturmaktadır. Damga ile Goffman bir kişinin ne olması gerektiği, varsayılan toplumsal kimlik ile bir kişinin fiilen ne olduğu, fiili toplumsal kimlik arasındaki boşlukla ilgilenir ve bu iki kimlik arasında boşluk olan herhangi bir kişi Goffman’a göre damgalanır. Goffman’a göre damganın oluşabilmesi için toplumda normal ve normal olmayan rolünü oynayan kişilerin olmasına ihtiyaç vardır. Goffman kuramında damgalı ve normal olanı ayrı sosyal yaşamlara sahip olma şeklinde ele almış olsa da o kuramını ‘karma temaslar’ üzerinden somutlaştırmıştır. Diğer bir ifade ile Goffman, damgalı ve normal insanların aynı ‘sosyal ortamda’ olduğu anlara ve birbirleriyle doğrudan temas halinde oldukları durumlara odaklanmaktadır. Damgalanmanın temelinde daha çok olumsuz inanç ve tutumlar yer alır ve bunun sonucu olarak bir önyargı doğar. Kısacası damgalamanın hayat bulduğu zeminlerden biri de önyargı olmaktadır. Damgalama toplumsal anlamda iletişim süreçlerine etki edebileceğinden, iletişim süreciyle başlayan ayrımcılık, toplumsal dışlanma ile sonuçlanır. Bu bağlamda Goffman’a göre, damgalamanın asıl amacı bireyi toplumdan ayırmak ve onu toplum dışında tutmaktır. 

8 Ekim 2025 tarihinde İstanbul’da Jandarma tarafından başlatılan soruşturma kapsamında on dokuz ünlü isim sabahın erken saatlerinde evlerinden alınmış ve kameraların önünden geçirilerek tüm ülkeye uyuşturucu kullanma şüphelisi isimler olarak afişe edilmişlerdi. Hatta kendileri hakkında "O kafaya başka türlü ulaşılamazdı" başlığıyla Ahmet Hakan tarafından Hürriyet gazetesinde yazı bile yazıldı. Ünlülerin isimleri birkaç gün boyunca kamuoyunu meşgul etti, kendilerinden alınan saç ve kan örneklerinin sonuçları ise geçtiğimiz günler içerisinde açıklandı. Bu isimlerden on bir tanesinin uyuşturucu ile herhangi bir bağlantısı olmadığı buna karşın sekiz kişinin ise uyuşturucu testlerinin pozitif çıktığı bilgisi kamuoyu ile paylaşıldı. İşte tam bu noktada on günlük süre boyunca kameralar karşısına çıkartılan ve haklarında uyuşturucu ile bağlantılı olduğu bilgisi verilen kişilerin kendilerinin suçsuzluğunu ispat etmelerine fırsat verilmeden damgalandıkları bir süreç ile karşı karşıya kaldıklarını belirtmek durumundayız. Bu noktada iki ünlü ismin operasyonun ilk anından itibaren bu yaşanan gelişmeler karşısında son derece net bir duruş sergilediklerini ve kendilerine yöneltilen bu suçlamalarla mücadele edeceklerini belirtmiş olduklarını da eklemeliyiz. Burada herhangi bir ismin adını bilerek yazmadığımı da hatırlatmak durumundayım çünkü şayet benzer bir şekilde davranış geliştirme yoluna gidersem bu yazıyı yazmanın bir anlamı da kalmayacaktır. 

 

İkinci olayımız Türkiye Futbol Federasyonu başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu tarafından 3 Kasım 2025 tarihinde yapılan açıklama sonrasında bahis oynayan hakemler arasında gösterilen üst klasman hakemlerinden bir tanesinin adının hemen bir gün sonra deşifre edilmesiyle başlayan süreçtir. Kendisi hakkında yapılan açıklamalar üzerine adliyeye giden hakemin yapmış olduğu başvuru üzerine kimlik bilgileri dışındaki her türlü bilginin sahte olduğuna ilişkin açıklama yapıldı. Hakem hakkındaki soruşturma halen sürdüğü için maçlarda görev alamıyor, fakat asıl dikkat çekici olan husus hakemin isminin açıklandığı andan itibaren yaşananlardır. Hakemin yönettiği karşılaşmalar üzerinden kendi takımlarının haklarını savunma yoluna giden taraftarların sosyal medya hesaplarından yapmış olduğu paylaşımların büyük bir çoğunluğu, hakemi zan altında bırakacak cinstendir. Hukukun en önemli karinelerinden bir tanesi olan "suçluluğu ispatlanıncaya kadar herkes suçsuzdur" noktası daha en başından ihlal edilmekte ve kişiler, medya ve sosyal medya üzerinden yapılan bombardıman aracılığıyla suçlu ilan edilerek, haklarında hüküm verilme yoluna gidilmektedir. Goffman’a göre, damgalanın toplumda meşrulaşmasının en önemli nedeni; toplumun, toplumsal mekanizmaların ve araçların damgalanmışlara karşı ürettiği söylemdir. İşte tam da bu nokta üzerinde durmak ve kişilerin yıllarca tırnaklarını kazıyarak elde etmiş oldukları isimlerini lekeleyecek, onları toplum nezdinde küçük düşürecek bir başka ifadeyle yaftalayacak adımlardan uzak durmamız gerekmektedir. Medyanın etik ilkeleri doğrultusunda hareket etmesi gerekirken tam tersi adımları atıyor olması ve bunun artık normalleştirilmiş olması son derece kaygı verici bir duruma karşılık gelmektedir. Çünkü kural dışı davranış kalıplarının zaman içerisinde kimi, nasıl ve ne zaman vurabileceği belli olmayacaktır. Normal ve normal olmayan rolünü oynayacak olan kişilere ihtiyaç her daim söz konusudur ve toplumsal hayatın içerisinde ünlüler her zaman göz önünde ilgi çekici olarak durmaya devam edeceklerdir. Burada Goffman’ın yerinde tespitinde olduğu gibi damgalı ve normal insanların aynı ‘sosyal ortamda’ olduğu anlara ve birbirleriyle doğrudan temas halinde oldukları durumlara odaklanılmalıdır

Her iki olayın da benzer şekilde mağdurlar üretmiş olduğunu ve kamuoyunun önüne birçok ismin atıldığı gerçeğini es geçmemek durumundayız. Kamuya mal olma meselesinin ötesinde kişilik hak ve özgürlüklerin gözetilmesi durumunu da yeniden gözden geçirmek durumunda olduğumuzu akıldan çıkartmamak durumundayız. Çamur at izi kalsın mantığının sonuçlarının son derece yıkıcı olabileceği kadar, kişisel hak ve özgürlüklerin yok edilmesine veyahut zedelenmesine yol açabileceğini de unutmamalıyız. Hakkınızda yazılanlar, gösterilenlerin yalan veyahut yanlış olması bütün bunların dolaşıma sokulması sonrasında temize çıkabilmeniz için, pardon denilerek ortadan kalkabilecek bir durum değildir. Bu yüzden de başta kurumların olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin dikkatli hareket etmesinin yanı sıra kişilerin hayatlarında yaralar açabilecek adımların atılmaması noktasında özen göstermesi gerekmektedir. 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  8  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Prof. Dr. Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1434 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 54118812

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1