Futbolekonomi- 15 Ekim 2025 İtalya’nın ve Avrupa’nın iki dev futbol kulübü Inter ve Milan senelerdir aynı stadı birlikte paylaşıyorlar. Şimdilerde Milano belediyesi, mevcut stadın üzerinde bulunduğu arazinin bu iki kulübe satışını onayladı. Böylece, eski stat yıkılarak yerine yenisi yapılacak.

 Özetle bu makale, İtalyan futbol kulüpleri AC Milan ve FC Inter'in Milano'daki ortak yeni stadyum projesine ilişkin kapsamlı bir analizi sunmaktadır. Makale, Milano Belediye Meclisi'nin mevcut San Siro stadyumunun bulunduğu arazinin satışını onaylamasıyla yıkım ve yeni inşaat sürecinin önünün açıldığını belirtiyor. Analiz, yeni stadyumun kulüplere sağlayacağı tahmini ek gelir potansiyelini (yıllık 100 milyon Euro'dan fazla) ve yatırım maliyeti gereksinimlerini (1 milyar Euro'nun üzerinde) inceliyor. Ayrıca, her iki kulübün de stadyumu paylaşmaya devam etmesinin finansal ve stratejik gerekçelerini tartışarak, maliyet bölüşümü ve kültürel kabul gibi faktörler nedeniyle bunun en mantıklı yol olduğu sonucuna varıyor. Makale, bu projenin sadece kulüpler için değil, İtalyan futbolunun ve Milano şehrinin sosyo-ekonomik görünümü için de dönüştürücü bir etki yaratacağını vurguluyor.

Makaleye geçmeden önce iki kulübün genel bilgilerini ve stadyum isimlerini aşağıdaki tabloyla sizlerle paylaşıyoruz.

İşte bu makale yeni yapılacak stada ilişkin kapsamlı bir analizi içeriyor. Aslında makale  şu üç temel soruya yanıt vermeye çalışıyor. Bunlar: 1) Yeni stadyum ne kadar ek gelir sağlayabilecek? 2) Ne düzeyde yatırım gerektirecek ve 3) İki kulübün aynı stadı  paylaşmaya devam etmesi gerçekten mantıklı mı?

Konuya ilişkin araştırmayı Football Benchmark  CEO’su Andrea Sartori kaleme aldı.

Football Benchmark’tan aldığımız bu yazıyı Türkçe’ye çevirerek sizlerle paylaşıyoruz.

Milano Belediye Meclisi, 30 Eylül 2025'te San Siro ve çevresindeki arazinin AC Milan ve FC Internazionale'ye satışını onaylayarak, stadyumun yıkılıp iki kulüp için yeni, ortak bir stadyum inşa edilmesinin önünü açtı. Bu karar, yıllar süren ve her iki takımın ve genel olarak İtalyan futbolunun finansal ve sportif görünümünü yeniden şekillendirebilecek bir destanda bir dönüm noktası teşkil ediyor.

Belediye meclisinin 197 milyon Euro değerindeki satışa onay vermesi, orijinal vizyonu yeniden canlandırıyor: en yüksek inovasyon, konfor ve sürdürülebilirlik standartlarına göre tasarlanmış, yepyeni, paylaşımlı, son teknoloji bir stadyum. Yıllarca süren başarısız başlangıçlar ve alternatif alan değerlendirmelerinin ardından, proje nihayet net bir yolda ilerliyor gibi görünüyor ve iki kulüp de yeni mekanı tasarlamak için Foster + Partners ve MANICA'yı görevlendirdi.

İtalyan kulüpleri, altyapı konusunda uzun süredir Avrupalı ​​rakiplerinin gerisinde kalıyor. Juventus FC, 2011 yılında açılışı yapılan Allianz Stadyumu ile modern ve tamamen kendilerine ait bir stadyuma sahip tek büyük kulüp. Avrupa genelinde, önde gelen kulüpler, stadyum altyapısının finansal sürdürülebilirlik ve rekabet gücündeki kritik rolünün farkında olarak, yeni veya yenilenmiş sahalara büyük yatırımlar yaptı. Tottenham Hotspur ve Real Madrid, yeni stadyumlarının dönüştürücü etkisini şimdiden kanıtladı; Barcelona'nın Camp Nou yenileme projesinin ise 2026'da tamamlanması bekleniyor. İngiltere'de Everton yeni evine taşındı, Manchester United Old Trafford'un 100.000 kişilik yeniden inşasını planlıyor ve Liverpool, Newcastle ve Arsenal genişleme projelerini araştırıyor. 

Milano'nun yeni stadyum projesi, yalnızca kulüpler için değil, İtalyan futbolunun tamamı için de önemli bir fırsat sunuyor. Saha dışında, kentsel dönüşümden istihdam yaratmaya ve Londra, Manchester, Barselona ve Madrid gibi şehirlerde görüldüğü gibi küresel ziyaretçileri çekebilecek yeni bir simge yapının oluşturulmasına kadar şehre önemli sosyoekonomik faydalar vaat ediyor. Modern bir stadyum, Milano'nun itibarını da artıracak ve Euro 2032 maçları gibi önemli etkinliklere ev sahipliği yapmasını sağlayacak ve San Siro'nun eksiklikleri nedeniyle 2027 UEFA Şampiyonlar Ligi finalinin Madrid'e taşınması gibi kaçırılan fırsatların önüne geçecektir.

Bu bağlamda, aşağıdaki paragraflarda yeni stadyum projesiyle ilgili üç temel soruyu analiz edeceğiz: Kulüpler ne kadar potansiyel gelir artışı bekleyebilir, yeni stadyumun maliyeti ne kadar olacak ve paylaşımın stratejik olarak hala mantıklı olmasının nedeni nedir?

Kulüpler potansiyel gelir artışında ne kadarlık bir artış bekleyebilir?

AC Milan ve FC Inter için başlangıç ​​noktası açık: Taraftarların yoğun talebine rağmen, her iki kulüp de maç günü gelirlerinde Avrupa'nın elit takımlarının çok gerisinde kalıyor. 2023/24 sezonunda sırasıyla 12. ve 14. sırada yer aldılar.

Listenin başında, yenilenen Santiago Bernabéu sayesinde maç günü gelirlerinden rekor kıran 250,7 milyon avro gelir elde eden Real Madrid yer alıyor. Yeni stadın hem maç günlerinde hem de maç dışı günlerde tam kapasiteyle çalıştırılmasıyla bu rakamın önümüzdeki yıllarda daha da artması bekleniyor. Son yıllardaki güçlü bilet geliri artışına rağmen, Rossoneri (82,3 milyon avro) ve Nerazzurri'nin (74,7 milyon avro) toplam stadyum geliri Real Madrid'in yaklaşık 100 milyon avro altında kalıyor ve aynı zamanda Paris Saint-Germain (170,1 milyon avro) ve Manchester United'ın (159,6 milyon avro) da gerisinde. Önemli olan, diğer büyük kulüplerle karşılaştırıldığında bu açığın düşük seyirci sayısından kaynaklanmaması: COVID sonrası dönemde her iki kulüp de maç başına düzenli olarak 70.000'den fazla taraftar çekiyor ve bu Avrupa'daki en yüksek ortalamalar arasında yer alıyor. Bu boşluk, San Siro'nun modern futbol ekonomisinin temel unsurları olan üst düzey misafirperverlik, ticari faaliyetler ve maç günü dışındaki etkinlikler için sınırlı alan sunan eski altyapısından kaynaklanıyor.

RevPEPAS (mevcut koltuk başına etkinlik başına gelir) daha net bir bakış açısı sunuyor. FC Inter (41 €) ve AC Milan (40,2 €) Avrupa'da sadece 18. ve 19. sırada yer alıyor. Buna karşılık, PSG (136,5 €) ve Real Madrid (123,7 €) koltuk başına üç kattan fazla gelir elde etti. Hatta Cristiano Ronaldo ile 2018/19 sezonunda zirveye ulaşan Juventus bile 72,7 € elde etti. Bu karşılaştırma, Milano kulüplerinin mevcut yapı altında karşılaştığı yapısal dezavantajı gözler önüne seriyor.

Modern bir mekan, her iki kulübün de Avrupa'nın elit takımlarıyla arasındaki farkı azaltmasına olanak tanıyacaktır. Etkili bir şekilde kullanılırsa, hem sportif hem de ticari başarı için olumlu bir döngü yaratabilir. Kurumsal misafirperverlik ve etkinlikler, Avrupa'nın en zengin bölgelerinden birinde bulunan Milano gibi bir şehirde önemli gelir fırsatları sunacaktır. 

Ölçütler, her iki kulübün de mevcut değerlerle en az 80 avroluk bir RevPEPAS hedefleyebileceğini gösteriyor. Planlanan kapasitenin 70.000'i aşması ve sezon başına 27 iç saha maçı varsayımı göz önüne alındığında, bu, kulüp başına yıllık maç günü gelirinin 150 milyon avronun üzerinde olması ve mevcut seviyelerin iki katına çıkması anlamına gelecektir. İsim hakları, stadyum turları, müzeler ve kurumsal etkinlikler de hesaba katıldığında, kademeli artış kulüp başına sezon başına en az 100 milyon avroya ulaşabilir.

Yeni stadyumun maliyeti ne kadar olacak?

Kulüplerin Milano belediyesine sunduğu ön belgelere göre, yeni stadyum konseptinin temel detayları açıklandı. Stadyum, San Siro'daki mevcut üç katlı stadyumun aksine, iki katlı olarak düzenlenecek ve 71.500 kişilik kapasiteye sahip olacak. Ne çatı ne de zemin açılıp kapanabilir olacak. Ayrıca projede ticari alanlar, ofis alanları, bir otel, otopark ve kulüp müzesi ve mağazaları yer alacak. Bu unsurlar, toplam yatırım harcamalarını önemli ölçüde etkileyecek.

İnşaat maliyetleri, büyüklük, konum, tasarım kalitesi, altyapı, teknik özellikler ve malzeme seçimi gibi faktörlere bağlı olarak büyük ölçüde değişiklik gösterse de, yakın zamanda tamamlanan projelerle karşılaştırma yapmak, gerekli yatırımı tahmin etmek için faydalı bir temel oluşturur. Bu analiz için, 2015 yılından bu yana inşa edilen ve her biri 50.000'den fazla kapasiteli sekiz stadyumu inceledik. Tüm rakamlar kamuya açık kaynaklardan alınmıştır ve mümkün olan durumlarda arazi edinimi ve dış altyapı yatırımları hariç tutulmuştur.

Şimdiye kadarki en pahalı proje, 1,7 milyar Euronun üzerinde bir maliyetle (koltuk başı 21.000 avronun üzerinde) Real Madrid'in Santiago Bernabéu stadyumudur. Everton'ın yeni stadyumu (17.400 Euro) ve Tottenham Hotspur Stadyumu (koltuk başı Euro) da bu aralığın üst sınırında yer alırken, Lyon'un Parc Olympique (5.400 Euro) ve Atlético Madrid'in Metropolitano'su (3.500 Euro) en uygun maliyetli örneklerdir. 

Örneklem genelinde, enflasyonist etkiler hariç tutulduğunda, koltuk başına ortalama 11.700 Euro civarındaydı. Küresel inşaat maliyetlerinin pandemiden bu yana artmasıyla, yeni stadyumun koltuk başına 15.000 Euronun altında teslim edilmesi pek olası görünmüyor. Bu , nihayetinde çok işlevlilik derecesine, benimsenen kalite standartlarına ve mimari tasarımının özgünlüğüne bağlı olarak toplam 1 milyar Euronun üzerinde bir yatırıma işaret ediyor.

Paylaşmanın hâlâ stratejik anlamı nedir?

AC Milan ve FC Inter, onlarca yıldır San Siro'da birlikte yaşıyor ve sadece kiracı olarak faaliyet gösteriyor. Yeni ve özel olarak inşa edilmiş bir stadyumu ortaklaşa inşa edip sahip olmak, avantajları ve riskleri dikkatlice değerlendirilmesi gereken çok farklı bir zorluktur.

Öncelikle, paylaşım seçeneğinin uygulanabilir olup olmadığını anlamak önemlidir. Seyirci sayısı, maç günü gelirleri, taraftar kitlesi büyüklüğü ve sportif performans açısından AC Milan ve FC Inter dikkat çekici derecede benzerdir ve bu da paylaşımlı ev seçeneğinin tercih edilmesini desteklemektedir.

Diğer Avrupa üst düzey liglerinde, kulüplerin ortak stadyumlarda maç yapması alışılmadık bir durumdur. Londra örneği muhtemelen en sembolik olanıdır: 2025/26 sezonunda, şehir ve çevre semtlerden yedi kulüp İngiliz Premier Ligi'nde mücadele ediyor ve her birinin kendi stadyumu bulunuyor. Benzer statüdeki kulüpler arasında bile, ortak bir stadyum hiçbir zaman ciddi olarak düşünülmedi. Madrid veya Barselona gibi diğer şehirlerde ise, yerel devler ile rakipleri arasındaki uçurum, birlikte yaşamayı imkânsız kılıyor.

Böyle bir yaklaşımın arkasında birçok neden yatsa da, gelenek ve sosyo-kültürel unsurlar bu konuda önemli bir rol oynuyor. İngiltere'nin aksine, Nerazzurri ve Rossoneri uzun zamandır yalnızca bir stadyumu değil, bir dereceye kadar şehrin futbol kimliğini de paylaşmaya alışkın. Ortak stadyum, aralarındaki rekabetin ve Milano şehrinin simgesi haline gelmiş ve dünya çapında tanınmıştır. Bu sosyo-kültürel kabul, ortak modele benzersiz bir meşruiyet kazandırmaktadır.

Finansal gerekçeler açık. Stadyum paylaşımı, her iki kulüp için de önemli ekonomik faydalar sağlayacaktır; özellikle de son dönemdeki mali toparlanmaları göz önüne alındığında. AC Milan, 2022/23 sezonunda 17 yıl aradan sonra ilk net kârını elde ederken, FC Inter 15 yıllık zararın ardından 2024/25 sezonunda onu takip etti. Aynı zamanda, İtalyan futbol endüstrisinin geneli medya gelirlerini artırmakta zorlandı ve bu da son teknoloji bir stadyumun gelir potansiyelini, üst düzey kulüplerin rekabet gücünü koruyabilmeleri için giderek daha önemli hale getirdi.

Öncelikle, geliştirme maliyetlerinin bölünmesiyle, her kulübün sermaye yükü önemli ölçüde azalacaktır. Aynı durum, genellikle hafife alınan ancak paylaşıldığında önemli bir uzun vadeli tasarruf sağlayan devam eden bakım ve işletme giderleri için de geçerlidir. En önemlisi, bu model maç günü kazançlarını etkilemeyecektir: bilet ve konaklama gelirleri her kulüp tarafından bağımsız olarak tutulmaya devam edecek ve bu da ilgili maçlardan elde edilen gelir akışlarının bozulmamasını sağlayacaktır.

Riskler devam ediyor ve dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Lojistik açıdan koordinasyon, 2022'de AC Milan'ın San Siro'da Scudetto zaferini kutlayamaması ve Inter'in ligdeki son maçına ev sahipliği yapması nedeniyle bunun bir örneği olarak gösterilebilir. Gelecekteki maç programı, saha bakımı ve ticari veya medya etkinliklerine erişim, iyi tanımlanmış bir operasyonel çerçeve gerektirecektir.

Marka kimliği zorluklar yaratabilir . Ortak bir stadyum, doğası gereği her kulübün mekanı tamamen özelleştirmesini sınırlar. Uyarlanabilir aydınlatma ve dijital markalama gibi teknolojiler bu durumu hafifletebilse de, bazı tavizler kaçınılmazdır. Bununla birlikte, stadyumun "tarafsızlığı" aslında bir güç haline gelebilir ve onu futbolun ötesinde daha geniş kitlelere hitap eden, yıl boyunca açık bir eğlence merkezi haline getirebilir.

Finansal açıdan, olası dezavantajlar arasında stadyumun dönüşümlü kiracılar için sürekli yenilenmesinin getireceği ek maliyetler ve konserler, konferanslar, kurumsal etkinlikler ve stadyum turları gibi futbol dışı etkinliklerden elde edilen gelirlerin paylaşılması zorunluluğu yer almaktadır. Ortak mülkiyet, sponsorluk stratejilerini de karmaşıklaştırabilir. 

Sonuç olarak, AC Milan ve FC Inter gibi iki kulüp için ortak bir stadyumun avantajlarının dezavantajlarından çok daha ağır bastığına inanıyoruz . Daha da önemlisi, aralarındaki şiddetli rekabete rağmen, her iki kuruluş ve taraftarları 70 yılı aşkın süredir aynı mekânda bir arada var olma becerilerini kanıtlamış ve bu da ortak modeli hem finansal açıdan daha sürdürülebilir hem de stratejik açıdan daha sağlam hale getirmiştir.

Paylaşılan zorluklar, daha büyük ödüller

Milan'ın yeni stadyumunun geleceği açık: Her iki kulüp için de önemli bir gelir potansiyeli sunuyor, 1 milyar avroyu aşan bir yatırım anlamına geliyor ve ortak geçmişleri ve benzerlikleri göz önüne alındığında, ortak bir yaklaşım ileriye dönük en stratejik ve uygulanabilir yol olabilir.

Yıllar süren gecikmelerin ardından, Milano'nun stadyum projesi nihayet gerçeğe dönüşüyor. Gerçekleştirilirse, etkisi dönüştürücü olacak: Avrupa'nın en zengin bölgelerinden birinde modern bir stadyum, kulüp başına yıllık 100 milyon avronun üzerinde ek gelir sağlayabilir. İnşaat maliyetlerinin koltuk başına 15.000 avroyu aşması muhtemel olduğundan, toplam yatırımın 1 milyar avroyu aşması tahmin ediliyor, ancak uzun vadeli getirilerin bu büyüklüğü haklı çıkarması muhtemel.

AC Milan ve FC Inter için stadyumu paylaşmaya devam etmek rekabetten ziyade pragmatizmle ilgili. Geliştirme ve işletme maliyetlerinin bölünmesi iş modelini güçlendirirken, şehrin kendine özgü futbol kültürü modele nadir bir meşruiyet kazandırıyor. Bazı zorluklar devam etse de, faydalar risklerden daha ağır basıyor. 

Uzun vadede, ortak bir ev, her iki kulübün rekabet gücünü artırmanın yanı sıra şehre daha geniş ekonomik ve kültürel kazanımlar sağlama potansiyeline de sahiptir. Nitekim, iki mega kulüp müzesine ev sahipliği yapan bir mekan, başlı başına bir turistik cazibe merkezi olacak ve Milano'nun küresel profilini güçlendirecektir.

Football Benchmark olarak, kulüplere ve yatırımcılara stadyum fizibilitesi, kavramsallaştırma ve iş optimizasyonu konularında destek sağlıyor, fırsatları değerlendirmelerine, uzun vadeli stratejiler planlamalarına ve hem yeni altyapı projelerinin hem de mevcut mekanların değerini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyoruz.

Kaynak: https://footballbenchmark.com/w/milan-s-new-stadium-revenue-potential-investment-requirements-and-the-case-for-sharing

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş