Arman Özdemir -11 Ekim 2022 Bu kadar yaklaşmışken Dünya Kupası tarihinde ilginç bir yıl olan 1966’ya değinmek ve Pickles’a bir selam vermek gerekli.

1962 Şili’de gerçekleştirilen Dünya Kupası insanlık tarihinin gördüğü en şiddetli deprem olan 1960 depreminin gölgesinde gerçekleşmişti.

1966'ya gelindiğinde ise artık kupanın Cambridge Kurallarıyla örülü ve anladığımız manada anavatanı olan İngiltere’ye dönme vakti gelmişti. Abel Lafleur tarafından tasarlanan 40 santimetre boyunda aşağı yukarı 4 kilo, lacivert taştan yapılma mavi kaide üzerine oturtulmuş ve Yunan zafer tanrıçası Nike’yi andıran kupa 20 Mart 1966’da gidip de dönmemek var dönüp de görmemek var misali sergilendiği Westminister’s Central Hall’dan çalındı.  

Aslında daha sonra tekrar 1983’de çalınacak ancak Brezilya’da Pickles olmadığı için tamamen hem faili hem kaderi meçhul biçimde büyük ihtimalle eritilecekti.

1966 yılında kupanın başlamasına 4 ay gibi bir süre kala FA, kupanın Westminister’s Central Hall’da sergilenmesi yönlü bir talep alır. Dönemin FIFA başkanı Stanley Rous kupanın ünlü bir güvenlik firması tarafından sevk edilmesi, 30.000 Sterline sigorta edilmesi ve kilitli cam içerisinde 24 saat güvenlik bulundurulması kaydıyla söz konusu sergiye izin verir.

20 Mart 1966'nın bir Pazar ayini sırasında (11-12 sularında) arka kapıdan giren hırsız ünlü Parlamento binasının bir kaç yüz metre ilerisindeki sergiden dünyanın en önemli kupasını çalacak ve dünyanın en güçlü polis örgütlenmelerinden bir tanesini rezil edecekti.

Dönemin FA başkanı Joe Mears’a ulaşan fidye talebinde 15.000 Sterlin talep ediliyor paranın Battersea Parka getirilmesi isteniyordu. Başkan yerine yardımcısı kılığına giren dedektif Len Buggy üstünde 500 Sterlin bulunan altı gazete kağıtlarıyla kaplı fidyeyi bırakmak için gittiği yerde Edward Betchley ile buluşacaktı. Kısa bir kovalamacanın ardından yakalanan Betchley kendisinin aracı olduğunu mahkemede dile getirmekle birlikte asıl şu sözleri ilginçtir “cezam ne olursa olsun, umarım İngiltere kupayı kazanır”.

Ulusal basın olayı her boyutuyla ele almışken kardeşinin bebeğinin doğup doğmadığını öğrenmek için yanında köpeğiyle telefon kulübesinde duran David Corbett, Pickles’ın koklaya koklaya bulduğu gazete kağıtlarına sarılı nesneyi açınca üzerinde Brezilya, Almanya ve Uruguay yazan ağır ama küçük nesneye baktıktan sonra eşine galiba dünya kupasını bulduğunu söyler. Tabii ki saatlerce sorgudan sonra serbest kalan Corbett yıllar sonra kendisinin unutulduğunu köpeğin unutulmadığını söyleyecektir.

O nedenle köpek deyip geçmemek lazım bu terier cinsi arkadaş koskoca Metropolitan Polis teşkilatını bir haftalık küçük düşmüşlüğüne son vermiş karşılık olarak ise yıllık mama ve bir filmde rol kapmıştır.

İlk kez renkli olarak yayınlanan Kraliçe Elizabeth ile Prens Philip’in de aralarında bulunduğu 96.924 kişinin Wembley’de canlı izlediği 1966 kupası tarihte ve şu ana kadar da kırılmamış bir diğer ilke de sahne olacak Geoff Hurst hat-trick yapacaktır. Kupa sonuç olarak evine dönmüş evinde kalmış Bobby Moore gibi efsanelerin başında yükselmiştir ama Pickles sayesinde.{jcomments on}

(*): Clemento Angelo LISI, A History of World Cup 1930-2006, The Scarecrow Press, 2007, s.103.  https://www.dfb.de/historie/trophaeen/coupe-jules-rimet/,  https://www.fifa.com/news/pickles-and-the-stolen-world-cup-2771152,

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş