Tika Taka Ölüyor mu? Ya da Bir Tika Taka Eleştirisi
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Vizyon & Misyon

Tika Taka Ölüyor mu? Ya da Bir Tika Taka Eleştirisi

image0012

Tuğrul Akşar/13 Mayıs 2014 Bayern Münih’in 29 Nisan’da kendi sahasında oynadığı Şampiyonlar Ligi yarıfinal maçının ikinci ayağında Real Madrid’ten dört gol yiyerek elenmesi ve rakip karşısında oynanan futbol, Pep Guardiola’nın ciddi eleştirilmesine neden oldu.

  

Oynadıkları futbol, ortaya koydukları performans ve mevcut formları dikkate alındığında, bu kupanın geçen sene olduğu gibi, bu yıl da Bayern’in müzesine gitmesi bekleniyordu. Ama olmadı. “Hiçbir maç oynanmadan kazanılmaz” şeklinde özetleyebileceğimiz, basit ve yalın futbol gerçeğine bir kez daha tanık olduk.

  

image0021

Bu haftaki yazımızda biz Bayern’in neden kaybettiğini analiz etmeye çalışacağız. Futbol anlayışını irdeleyeceğiz. Pep Guardiola’nın oyun felsefesi ve Tika taka’nın artık günümüzde ne kadar geçerli olduğunu tartışmaya çalışacağız.

  

Geçen Sene Benzersiz Bir Performansa İmza Atmışlardı

Bayern

2012-13 sezonunda Jupp Heynkes’in yönetiminde Bayern Münih benzersiz bir performansa imza atmış, toplamadık kupa bırakmamıştı. Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu, Süper Kupa Şampiyonluğu, FIFA Dünya Kulüpler Kupası Şampiyonluğu, Bundesliga Şampiyonluğu, Almanya Federasyon Kupası (DFB Pokal). Tüm bu kupaları toplarken, izleyenlere keyif ve heyecan veren, göze hoş gelen futbollarıyla herkesin taktirlerini kazanmışlardı. Ancak, Heynks’in çok başarılı bir sezon sonrası en üst düzeydeyken, emekliliğini isteyip takımın başından ayrılması, doğal olarak teknik adam arayışını da beraberinde getirdi.

Jupp Hyenkes

  

Heynkes’ten sonra Kulüp İçin Tek Alterfnatif Pep’ti ve Öyle de Oldu

  

Heynkes takıma fizik üstünlüğe dayalı, ofansif ağırlıklı, orta sahayı hızlı geçen izlemeye değer ve heyecan verici bir futbol oynatıyor ama takım bazen oyunu domine etmekte ve pas yüzdesini yükseltmekte zorlanabiliyordu. Nitekim, 2012-13 sezonunda Şampiyonlar ligi grup aşamasında Barcelona’yı 7-0 ile hezimete uğrattıklarında bile, takımda bir şeyler eksikti. Güçlü fizik üstünlüklerini oyunu domine etmeye ve yüksek pas trafiğine taşımakta zorlanır gibiydiler. O halde, Heynkes’ten sonra takımın başına mevcut futbol özelliklerini daha da geliştirebilecek, yapacağı paslarla oyuna ağırlığını koyacak ve bu şekilde topu kendisinde daha fazla tutarak, rakibi mahkum edip oyunun tek hakimi olabilecek bir futbola ihtiyaçları vardı. Bu işin üstadı, Tika Taka’nın kurucusu Pep Guardiola da zaten takımını bırakmış, boştaydı. O halde, bu durum Bayern için kaçırılmayacak bir fırsattı. Barcelona’yı bu şekilde oynatıp Avrupa ve İspanya’da kazanılmadık kupa bırakmayan, rakiplerine adeta top göstermeyen futbolun ustası Pep Guardiola olduğuna göre, Pep’i bir an önce takımın başına getirmek, en akıllıca çözüm olacaktı. Nitekim de, öyle oldu ve Pep Guardiola, Jose Maurinho’yu bile geride bırakacak bir ücretle, yıllık 17 milyon Euro ücretle, üç seneliğine takımın başına getirildi. Bayern’in başkanı Uli Hoeness, kulübün hayranlık veren futbolunu bundan sonra Pep Guardiola ile daha da ileri götüreceklerini ifade ederek, takımı Pep’e emanet ettiklerini açıkladı.

  

image0031

Bundesliga’da En Erken Şampiyonluğu’nu İlan Eden Ekip

Bayern Münih daha ligin bitimine yedi hafta kala en yakın rakibi Dortmund ile arasındaki farkı 25 puana çıkartarak Bundesliga’da Şampiyonluğunu ilan etmişti. En yakın takipçisi Borussia Dortmund’a 19 puan fark atarak, 2013-14 sezonunu şampiyon bitiren Bayern, iç ve dış sahada mükemmel bir performans ortaya koydu. Oynadıkları 34 maçta 29 galibiyet alan Bayern, 2 maçı kaybedip 3 maçta da berabere kaldı. 94 gol atıp 23 gol yediler. Kısacası, mükemmel bir Bundesliga performansı ortaya koydular ve 25. Bundesliga şampiyonluğuna ulaştılar.

Bayern 17 Mayıs’ta da, Olimpiyat Stadı’nda bu kez Almanya Federasyon Kupası’nı kazanmak için Borussia Dortmund’un karşısına çıkacak.

  

Bayern Tika Taka’nın Değişik Bir Versiyonunu Bundesliga’da Oynadı

  

Pep Guardiola Alman ekibi Bayern Münih’e de, kendi felsefesine uygun oyun anlayışını yerleştirdi. Yüksek pas yüzdesiyle topa sahip olmayı ve maçı doksan dakika boyunca domine ederek, maçı kazanmayı amaçlayan bu sistem Bundesliga’da da iyi çalıştı. Alman ekibi bu sistem ile hem Bundesliga’da, hem de Şampiyonlar Ligi grup maçlarında gayet güzel sonuçlara ulaştı. Aslında, sistem Şampiyonlar Ligi yarı finaline kadar çok da iyi çalıştı. Ancak, bir fark vardı. Bundesliga’da henüz sisteme karşı alternatif bir oyun anlayışı henüz geliştirilemediği için Bayern çok kolay galibiyetler ve rahat maçlarla açık ara lider ve şampiyon oldu. Bundesliga’da zaten Bayern Münih, diğer takımlarla kıyaslandığında, çok ciddi bir kadro üstünlüğüne sahipti. Bu bağlamda, Bayern 463 Milyon Euro’ya ulaşan kadrosuyla, en yakın rakibi Dortmunda tam 177 Milyon Euro fark atmış durumdaydı.

  

Bundesliga’da Bayern’i tek zorlayan rakip Borussia Dortmund’du. Nitekim, bu iki takım arasında oynanan maçlarda da bunu gözlemliyoruz. Bu iki takım arasında oynanan 2 lig maçında, her iki takım da deplasmanlarda birer kez, aynı skorla (3-0’lık sonuçlarla) birbirlerine üstünlük sağlayabildiler. Ne var ki, her iki maçta da topa sahip olma yüzdeleri Bayern’den yanaydı. İki takımın arasında oynanan ilk maçta Bayern’in, deplasmanda Borussia Dortmund’u 3-0 yendiği maçta, topa sahip olma yüzdesi %63 olurken, ligin ikinci yarısında kendi evinde oynayıp Dordmund’a 3-0 kaybettiği maçta da bu oran %71 idi.  

  

Bundesliga’da Bayern’i zorlayacak fazla takımın olmayışı, takımın kolay maç kazanma alışkanlığına ulaşmasına olanak sağladı. Bu da, takımda kontrol dışı bir özgüvenin doğmasına yol açtı. Böylesi bir özgüven, yüksek topa sahip olmayla kazanılırken, maçın domine edilmesindeki üstünlük de, bu özgüvenin tavan yapmasına sebep oldu. Nitekim, topa sahip olma istatistiklerine bakıldığında, ortalama % 64,9’luk topa sahip olma yüzdesiyle Bundesliga’da ilk sırada yer alan Bayern’i, %52,4’lük oranıyla Borussia Dortmund takip ediyor.

Bayern-Dortmund-Reuters-260x195

Yine, Şampiyonlar Ligi istatistiklerine bakıldığında da Bayern % 65.7 topa sahip olma yüzdesiyle ilk sırada yer alıyor. Bayern’in topa sahip olma yüzdeleri %78 ile %56 arasında değişiyor. Bayern’in %78’lik en yüksek topa sahip olma yüzdesiyle oynadığı maç, Şampiyonlar Ligi’nde Arsenal’i deplasmanda 2-0 yendikleri maç olurken, %56 en düşük topa sahip olma yüzdesiyle oynadıkları maç ta, Şampiyonlar Ligi grup maçlarında Manchester City’e karşı kendi evlerinde oynayıp 3-2 kaybettikleri maç olarak karşımıza çıkıyor. Bayern’i %63.7 ile Barcelona takip ederken, final oynayacak olan Real Madrid %51.3 ile 10.sırada, Atletico Madrid ise %45.6 ile 22. Sırada kendilerine yer bulabilmişler.

 

Topa bu kadar fazla sahip olunduğunda izleyenlere keyif yerine, sıkıntı veren tiki taka futbolundan Bayern’in onursal başkanı ve efsanesi Franz Beckenbauer de memnun kalmamış olacak ki, yaklaşık 2 ay önce televizyonlara verdiği bir demeçte “Sonunda, biz de Barça gibi izlenemez hale geldik. Oyuncular artık neredeyse gol çizgisinden geriye pas verecek duruma geldi” şeklinde sitemlerini dile getirmiş ve takımın tekrar eski günlerdeki heyecan verici oyununa dönmesini beklediğini dile getirmişti.

  

image0041

Ancak, Bayern’in Tika Takası ile Barcelona’nın tiki takası arasında önemli bir fark vardı. Pep Guardiola Barcelona’da tika taka oynatırken, oyuncu yapısının da sağladığı destekle, genellikle 2. ve 3.Bölgelerde daha çok topa sahip olup pas yapar ve tehlike yaratırken; yukarıdaki tablodan da net olarak görüldüğü gibi Şampiyonlar Ligi’nde Bayern’in tehlikeli bölgelerden daha çok, etkisiz (tehlikeli olmayan) alanlarda, daha çok 1 ve 2. Bölgelerde topa sahip olduğu görülüyor. Bayern’in oynadığı bu futbol yüksek topa sahiplik getirmesine karşın, sonuç kısırlığına yol açtı ve en son Real Madrid maçında da bu sistem ne yazık ki, Bayern’e maçı getirmeye yetmedi.

  

 

 Cristiano Ronaldo- 2203365k

Bayern’in yüksek topa sahip olma ve oyunu domine etme alışkanlığı, daha doğrusu oyun anlayışı, Bundesliga ve Şampiyonlar Ligi’nde nispeten rekabet gücü düşük takımlara karşı sonuç getirirken, bu sistem mevcut oyuncu yapısıyla Şampiyonlar Ligi’nde sert, yani teknik ve taktik olarak güçlü takımlara karşı ne yazık ki sonuç getirmedi. Nitekim, Şampiyonlar Ligi yarı final maçının ilk ayağında Madrid’te oynanan maçta Bayern, Real’a karşı deplasmanda olmasına karşın, %72’lik topa sahip olma ve %88’lik pas yüzdesiyle oynarken, rakip kaleye sadece dört şut atabildi. Buna karşın, Real Madrid %28’lik topa sahip olma ve %84’lük isabetli pasla oynayıp kaleye beş şut atabildi. Sonuçta, Real Madrid bir kontratak ile pozisyon bulup golünü kaydetti ve maçı 1-0 kazandı. Maç sonrası Ancelotti verdiği demeçte, “topa sahip olmak her şey değildir, önemli olan gol şansı yakalamak ve atmaktır” diyerek, aslında Tika Taka’nın zaaflarından birisini ortaya çıkarıyordu. Rövanş maçından önemli dersler çıkartmış Ancelotti, Münih’te Allianz Arena’ya daha cesur bir oyun anlayışıyla çıktı. Topa sahip olma yüzdesi bu kez Bayern de %69’a gerilerken, Real’inki %31 oldu. İlk devrede Real’in sonucu 3-0’a getirmesine karşın, Bayern’in bitmek tükenmek bilmeyen pas oyununa dalıp şut atmayı unutması (ilk yarı Real’in kalesine atılan şut sayısı sadece 2), daha sonra ikinci yarıda şut sayısını 8’e çıkartsa da, bu maçı çevirmeye yetmedi.

karim-benzema

Bayern’in oyun anlayışında tüm oyuncuların birbirine yakın ve üçgenler oluşturmak suretiyle pas yaparak oynamak zorunda kalmaları, bir süre sonra 3. Bölgede hücum atağın set oyununa dönmesine yol açıyor. Bu kadar fazla pas, rakip defans bloğunun yerleşip kademeye girmesine ve orta saha oyuncularının dengeye gelmelerine olanak sağlıyor. Bu süre içinde şut atmak yerine paslaşmayı tercih eden Bayern, doğal olarak kalabalıklaşan ceza alanında daha fazla pas yapmak zorunda kalıyor. Bu oyun anlayışında 3.bölgede daha fazla pas yaparak pozisyon yaratma anlayışı, Robben ve Ribery’inin kanatlarda ters ayaklı oynatılması amacının ve bu oyuncuların şutör özelliklerinin yitirilmesine de neden oluyor. Şüphesiz ki, bir taktik ve teknik dehası olan Pep bunu mutlaka görmüş ve değerlendirmiştir ama Şampiyonlar Ligi yarı final maçında Real Madrid’e karşı oynayan bu oyuncuların, takımlarının 3-0 geriye düşmesine karşın şut atmayı unutmalarını nasıl açıklamalı?

Robben

Yüzlerce pas yaparak, rakibin enerjisini emen ve onu oyundan düşüren Tika taka futbolu, bir süre sonra izleyenlere keyif vermemeye başlıyor. Oysa, futbolseverler hızlı, heyecanlı ve pozisyonu bol maçlar izlemek istiyor. Tüm takımlar Barcelona ve Bayern gibi oynamaya çalışsalardı, herhalde ortaya çok sıkıcı bir futbol çıkardı. Aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere Bayern Şampiyonlar Ligi Manchester United maçında ağırlıkla 2.bölgede top oynamış ve topa sahip olmuş. Kanatları çok fazla kullanmamış, kendi bölgesinde %18’e yaklaşan bir yüzde de hazırlık pası yapıp top çevirmiş. Bayern’in Manchester United karşısında kendi 1. ve 2.bölgelerinde top çevirme ve topa sahip olma yüzdesi %33’e ulaştığını aşağıda görüyoruz. Manchester United’ın şok golü gelinceye kadar orta alanda ve kendi sahasında top çeviren Bayern, ancak gol yedikten sonra rakip alanda oynamaya başladı ve maçı çevirdi. Ancak, Moyes’in yetersiz ve demoralize takımına karşı bunu yapabilmesine karşın, Real Madrid gibi bitirici ve yetenekli adamları olan, hızlı ve kontratak futbolunu yeri geldiğinde iyi uygulayabilen takımlara karşı çaresiz kalan Bayern Şampiyonlar Ligi’nden elenmekten kurtulamadı.

image0051

Bayern’in rahat kazanabileceği çoğu maçta bile, temkini elden bırakmayan, rakibin hayati bölgelerinde etkili olabilecekken, aşırı güvenli futbolu tercih eden bir oyun anlayışı, bazen bitirici final paslarının veya anahtar pasların gerçekleştirilmesini geciktirebiliyor. Bu da Bayern’in skor yakalamasında sıkıntılara yol açabiliyor. Örneğin, aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere, Evre United’ı öne geçirmeden önce, Bayern’in tek ‘anahtar pas’ yaptığını görüyoruz. O da Kroos’un korner atışından… Bayern’in yavaş, fazla dikkatli ve gereksiz paslarla dolu bu oyun tarzı çoğu futbolseverde hayal kırıklığı yaratıyor. Tika taka’da bugün gelinen noktada Guardiola ve La Masia’daki öğrencileri, Avrupa’nın en iyi takımını nasıl kurduklarını ve aynı takımı bir süre sonra izlenmez hale getirdiklerini hepimize gösteriyorlar. Ancak, yine de zaferle sonuçlandığı sürece bu oyun tarzı Bayern’in taraftarını memnun edebilir ama ya diğer futbolseverleri? 

image0061

Bayern, Allianz Arena’daki Real maçına değişik 2-4-4 dizilişiyle başladı. Bu diziliş ile bekleri ileri çıkararak, orta alanda ekstra iki adam bulundurmayı planlamışlardı. Ne var ki, Ancelotti’nin özellikle Bayern’in ataklarını karşılamak üzere forvetlerini de orta alanda kullanarak, Bayern’e alan bırakmayan, her alanda Bayern’e top yaptırmayan baskıcı oyun anlayışı Pep’in bu planının çalışmasını engelledi. Bu tercih doğal olarak, Bayern’in beklerinin yeterince bindirememesine neden oldu. Buna bağlı olarak açık oyuncuları Robben ve Ribéry de etkinliklerini yitirdiler. Bu da Bayern’in ileride etkinliğinin kaybolmasına neden oldu. Aslında, Pep’in belki de, Heynkes’in müthiş üçlemeyi yaptığı bilindik anlayışı olan tipik 4-2-3-1 dizilişini baz alan bir oyun anlayışıyla oyuna başlamış ve bitirmiş olsaydı, belki de sonucu Bayern lehine değiştirebilirdi.

image0071

Bayern’in bu futboluyla Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale çıktığını ve bu yolda iki İngiliz takımını elediğini göz önünde bulundurursak, Bayern’i eleştirmek biraz tuhaf görünebilir, ancak karşısına dişli bir takım çıktığında ne yapacağı Real Madrid maçında gördük. Temel oyun anlayışını değiştirmeden oynayan Bayern, ne var ki, Real’i saf dışı edemedi.

image0081

Diğer maçlarda olduğu gibi Real Madrid maçına da yüksek tempoyla başlayan Bayern, bu maçta da topu daha hızlı kullanmaya çalıştı. Şampiyonlar Ligi yarı final maçında Phillipp Lahm Madrid’te top dağıtımını üstlenen bir sorumluluk ve oyun kurucu pozisyonuyla oynamış ve başarılı da olmuştu. Bu kez aynı görev ve sorumluluğu Toni Kroos’a veren Pep’in, bu maçta aynı verimi sağlayamadığını gözlemledik. Yine, Münih’teki maçta Bayern’in yaptığı pasların yüzde altmışa yakın kısmının orta alanda gerçekleştiğini ve neredeyse takımın anahtar pas yapamadığını yukarıdaki tablodan görüyoruz.

image0091

 

Real Madrid forvetlerinin 2.Bölgede kırmızı ile belirlenen alanda Bayern ataklarını karşılayıp kazandıkları toplarla hızla çıkıp pozisyon yakaladıklarını ve sonuca ulaştıklarını Allianz Arena’da gördük. Buna engel olamayan Pep hiç bir maçta olmadığı kadar Real Madrid’e pozisyon verdi ve goller yedi.

  

Bayern’in Tiki Taka’sının Aksayan Yönleri

 

Bayern’in oynadığı tiki taka oyun anlayışında saptayabildiğim ya da gözlemleyebildiğim bazı sıkıntıları burada sizlerle paylaşmak istiyorum.

  

Öncelikle şunu belirtmekte yarar görüyorum. Rakibine topu vermeme anlayışına karşı diğer takımlar, oyun bozmaya yönelik oyun anlayışıyla karşılık veriyorlar. Eskiden, “yenemezsen, yenilme” anlayışı, yerini şimdilerde “yenemiyorsan, rakibinin oyununu boz”a dönüştü. Bu nedenle her oyuncu kendi alanını kompakt bir şekilde savunup, yardımlaşmayı üst düzeyde tutarak rakibin pas trafiğini bozmaya çalışıyor. Rakibin pas trafiğini kesebilmek için özellikle, ileride oynayan forvetleri de Ancelotti’nin yaptığı gibi orta alana çekip toplu halde takım savunması yaptırmak, rakibin pas trafiğini kesmek ve pas yaptırmamak açısından çok fonksiyonel görünüyor. Bunu yaparken de, rakibi kendi bölgesinde karşılayıp hızlı forvetleriyle kontratak yapmaya çalışmak, sonuç almak bakımından etkili olabiliyor. Buna ilişkin, 18 Nisan 2014’te oynanan ve Real Madrid’in NouCamp’da 2-1 kazandığı El Clasico’dan bir kareyi aşağıda sizlerle paylaşıyorum. Aşağıdaki fotograftan da görülebileceği üzere, dokuz Realli oyuncu kendi birinci bölgelerinde Barcelona’ya karşı savunma yapıyor.

image0101

 

Yine, bunun yanısıra orta sahayı daha hızlı geçip, ileride basan tiki taka oyun anlayışının arkasına sarkabilecek şekilde topu kullanmak, bir başka anti-tiki taka yöntemlerinden birisi. Bunun için gerekirse, geriden uzun ve yüksek paslarla topu rakibin birici bölgesine aktarmak ve orta saha oyuncularının rakip defanstan dönen topları toplamalarını sağlayıp gol atmaya çalışmak, çoğu maçta sonuç verebiliyor. Tiki taka oynayan takımın ofansif gücü yüksek olduğu için çoğu takım, Bayern’in üzerine gidemiyor. Bu nedenle de Bayern kendi liginde veya Şampiyonlar Ligi’nde zayıf takımlara çok fazla pozisyon vermiyor. Bu yüzden de çok gol atıp, az gol yiyor. Ne zaman ki, Bayern’in üzerine giden takım oldu, Bayern’in defansı çok önemli açıklar verdi. Nitekim, yarı final maçında Real Madrid ilk iki golü defansın konsantrasyon zaafından yararlanarak kaydetti. Bu çok doğaldı. Çünkü, hep rakibin 3.bölgesinde oynamaya alışmış bir takımın defans oyuncuları (kalecileri de) oyun konsantrasyonundan bazen kopabiliyor. Bu maçta Dante’nin yerleşim ve alan savunması yaparken, adamını kaçırması Bayern’in 2 gol yemesine neden oldu.

445385-ramos-first-goal

 

Tiki Taka oyun anlayışını çok fazla abartmak, takımın daha az şut amasına neden olabiliyor. Çünkü, hızlı hücumun bazen set oyununa dönmesi, rakibin defans bloğunun yerleşmesine olanak sağlayabiliyor.

  

Aslında Johan Cruyff ile başlayıp İspanyol milli takımına dünya şampiyonluğu getiren Luis Aragonés  ve daha sonra Vicente del Bosque ile devam ettirilen, kulüpler bazında Barcelona ve Pep  Guardiola ile yüceltilen Tiki Taka  futbolu üstün fizik ve teknik gücüne dayanır ve bu futbol ileri futbol aklı gerektirir. Yani, tiki taka'nın başarıyla hayata geçirilebilmesi tamamen zeki futbolcuya gereksinim doğurur.

Spain national football team Euro 2012 trophy 02

Özellikle Barça'da olduğu gibi Xavi, Iniesta, Messi gibi üst düzey futbol zekası, yeteneği, tekniği ve vizyonu gerektiren bir oyuncu grubuyla bu işi başarıya götürmek  mümkün olabilir. Bu oyuncu yapısıyla, rakibi doksan dakika mahkum edebilmek, her maçı kazanabilmek mümkün olabilir. Ancak, bu oyun anlayışını Bayern'de yaşama geçirmek, oyuncu yapısından gelen kısıtlar nedeniyle daha zor görünmektedir. Nitekim, Barcelona Pep Guardiola yönetiminde 2008-12 arası alınmadık kupa, yenilmedik takım bırakmamıştı. Ancak, Bayern ile Pep'in daha ilk yılında Tika taka amacına ulaşamadı. Bunda muhakkak bu oyunun çözülmüş olmasının da etkisi ve rolü bulunmaktadır ama esas fark oyuncu yapısı ve teknik koşullardan kaynaklanmaktadır.

  

Bayern’in, Atletico Madrid gibi agresif bir oyun oynama olasılığı, mevcut oyun anlayışından dolayı çok da mümkün görünmüyor. Bu nedenle Bayern’in karşısına, Chelsea, Atletico Madrid gibi iyi savunma yapan, Atletico Madrid gibi agresif oyunu çok iyi oynayabilen, Real Madrid gibi üst düzey teknik ve taktik yönü gelişmiş takımlar çıktığında, tiki taka ne kadar etkili olabilecek onu da yaşayıp göreceğiz.

athe

Ancak, şu bir gerçek ki: Pep Guardiola artık kendi yarattığı tiki taka’sına karşı geliştirilen anti tiki taka futboluna karşıda, yeni bir futbol anlayışı ortaya koymak zorunda. Aslında, Tiki Taka tekrar katı futbol anlayışına da davetiye çıkartıyor. Bu ise, futbolun tüm güzelliğini alıp götürüyor.{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  16272  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43547714

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.