UEFA'nın Çok Kulüplü Sahiplik Kurallarını Esnetme Sanatı (Hadi Para Kazanalım!)
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Tuğrul AKŞAR UEFA'nın Çok Kulüplü Sahiplik Kurallarını Esnetme Sanatı (Hadi Para Kazanalım!)

UEFA'nın Çok Kulüplü Sahiplik Kurallarını Esnetme Sanatı (Hadi Para Kazanalım!)

 25 MCO Avrupa

Tuğrul AKŞAR- 16 Temmuz 2025 Son zamanlarda özellikle Avrupa futbolu rekabeti olumsuz etkileyen ve oyunun ruhunu örseleyen bir oluşumla, Çoklu Kulüp Sahipliği sorunuyla karşı karşıya.

Artan Çok Kulüplü Sahiplik sistemini uygulamada canlı tutan yeni bir sistem merkez lig kulüpleri tarafından geliştirilmiş durumda. Rekabetin bütünlüğünü bozan ve haksız rekabete konu olan  bu uygulamalar adeta standartlaştı.

Baştan belirtelim ki, bu yazı UEFA'nın çoklu kulüp sahipliği (ÇKS) kurallarını ve zengin kulüp sahiplerinin bu kuralları nasıl etkili bir şekilde aşarak birden fazla kulübün UEFA müsabakalarında yarışmasına olanak sağladığını ele almaktadır.

Makale, Evangelos Marinakis (Nottingham Forest ve Olympiakos'un sahibi) ve Jim Ratcliffe (Manchester United, Nice ve Lausanne Sport'un sahibi) gibi sahiplerin, görünüşte uyumsuz mülkiyet yapılarına rağmen kulüplerinin aynı turnuvalarda yer almasına izin verildiğini vurgulamaktadır. Bu durum, Drogheda United ve DAC Dunajka Streda gibi daha küçük kulüplerin benzer ihlaller nedeniyle diskalifiye edilmesiyle çelişmektedir. Makale, bu boşluğun, kontrolü geçici olarak "bağımsız" üçüncü taraflara devretmek için kör vakıfların kullanılmasından kaynaklandığını açıklamaktadır; bu mekanizma UEFA'nın Finansal Kontrol Kurulu başkanı Sunil Gulati tarafından tasarlanmıştır. Bu uygulama, UEFA'nın şeffaflık ve rekabet bütünlüğüne ilişkin kendi taahhütleriyle çelişirken, daha büyük kulüp sahiplerinin yönetmelikleri "atlatmasına" olanak tanımaktadır. 

25-united 6367384

Jim Ratcliffe

Konuyu anlatmadan önce, Çoklu Kulüp Mülkiyeti ya da yaygın kullanımıyla Çoklu Kulüp Sahipliği’ne ilişkin UEFA talimatını sizlerle paylaşalım.

Şimdi kısa özetten sonra yazımıza geçelim: 

Madde:5 Yarışmanın Bütünlüğü/Çok Kulüplü Mülkiyeti

Çok Kulüplü Sahiplik (ingilizcesi Multi Club Ownership -MCO) Türkçe kısaltmasıyla ÇKS’lerin yönetsel ve hukuki UEFA altyapısına bir bakalım.

UEFA Şampiyonlar Ligi Yönetmeliği – Madde 5: Müsabakanın bütünlüğü/çok kulüplü mülkiyet, 2025 talimatında yer aldığı üzere;[1]

“Hiçbir kimse, UEFA kulüp müsabakalarına katılan birden fazla kulübün yönetimi, idaresi ve/veya sportif performansında, doğrudan veya dolaylı olarak, herhangi bir sıfatla aynı anda yer alamaz.”

“Hiçbir gerçek veya tüzel kişi, UEFA kulüp müsabakalarına katılan birden fazla kulüp üzerinde kontrol veya etkiye sahip olamaz.”

Madde Yeterince Açık Görünüyor, Peki Gerçekten Öyle mi?

Çok Kulüplü Müllkiyet sorununun kamuoyunda gündeme gelmesinde, Crystal Palace'ın Olimpic Lyon nedeniyle Avrupa Ligi'nden Konferans Ligi'ne düşürülmesinin önemli rolü oldu.  2024-25 sezonunda Eagle Football Holding Ltd.'ye ait Olympique Lyon ve Crystal Palace'ın Avrupa Ligi'ne katılma hakkı kazanmaları sonrası, UEFA yaptığı incelemede MCO kural ihlali nedeniyle Cyrstal Palace'ın bir alt lig olan Konferans Ligi'nde oynamasına karar verdi.  MCO kuralları gereğince UEFA, Crystal Palace ve Olympique Lyonnais'un ağırlıklı hisselerine sahip olan John Textor'a uyarıda bulunarak,  1 Mart 2025'e kadar John Textor'un Londra kulübünden ayrılmasını istemişti. Ancak,  John Textor bu çağrıya sessiz kalınca,  Crystal Palace UEFA Konferans Ligi'ne düşürüldü.

Yukarıdaki olayın dışında Eagle Football Holding Ltd.'ye ait Olympique Lyon'un, olumsuz mali durumu nedeniyle, Çok Kulüplü Sahiplik tekrar gündeme taşındı.  15 Kasım 2024'te Fransız Finansal Denetleme Kurumu DNCG tarafından Lig1'den düşürülme durumu söz konusu olunca, dijital medya ve eğlence alanındaki çalışmalarıyla "Hollywood'un Sanal Gerçeklik Gurusu" lakabıyla tanınan Textor ve onun sahip olduğu kulüpler tekrar manşetleri süsledi.  Çünkü, Eagle Football Holding Ltd. aynı zamanda profesyonel futbol kulüpleri Botafogo, Crystal Palace, Lyon ve RWDM Brussels'in önde gelen hissedarı konumunda ve bu şirketin sahibi ve başkanı da John Textor.

25John-Textor-1068x644

John Textor

UEFA’nın MCO'lara ilişkin yönlendirmesi bulunmasına karşın, çok kulüplü sahiplikler artarak devam ediyor. Ne zaman ki, bu takımlar UEFA organizasyonlarına katılıyorlar ya da Finansal Fair Play ve Sürdürülebilirlik kuralları ile başları dertte o zaman UEFA’nın radarına takılıyorlar.

Bir yandan UEFA kendi talimatlarıyla MCO’ları kontrol etmeye ve engellemeye çalışırken, diğer taraftan bu uygulamanın devam ediyor olmasına da izin veremesi; hatta bazı teşvik edici kararlar alması, UEFA’nın bu konudaki samimiyetini sorgulamamıza neden oluyor.

19072025Olyon

Konuya ilişkin bir başka örnek de; 2025-26 Konferans Ligi'ne katılmaya hak kazanan İrlanda ekibi Drogheda United FC ve Slovak ekibi DAC 1904 Dunajka Streda ile ilgili. Bu iki kulübün MCO (Multi Clubs Ownership) kurallarını ihlal ettikleri  UEFA tarafından tespit edildiğinde, iki takım da organizasyondan ihraç edildi (*). 

1232245Resim1

Drogheda United FC ve Slovak ekibi DAC 1904 Dunajka

Peki, kural aynı kural olmasına karşın, uygulamada ortaya çıkan farklılıkları UEFA nasıl açıklayacak?

Çevre liglerde MCO uygulamasına sıfır tolerans gösteren UEFA’nın, merkez lig takımlarının bu kuralı esneten yaklaşımlarına  sessiz kalması anlaşılır bir şey değil. UEFA burada olaya müdahil olmuyor! Çünkü, bu işleyişte (birazdan anlatacağım) ortada hülleli bir yapı var. Yani, karşılıklı anlaşmalı ya da "danışıklı döğüş" nitelikli bir tüzel oluşumdan söz ediyorum.  Bu hülle içeren yapının adını yabancılar "Kör Güven Tröstü" ya da "Kör Güven Vakfı" olarak isimlendirmişler. Böylesi bir yapıya hukukun da izin vermesi, aslında herkesin bildiği ama kimsenin ses çıkartmadığı bir sistemi anlatıyor bize...Bu hileli yapıyı birazdan detaylıca açıklamaya çalışacağım.

Tabi ki, bu tür kör güven içeren yapılar, aynı kişilerin ya da kurumların mülkiyet sahipliğindeki kulüplerin, UEFA organizasyonda eşleşmeleri durumunda devreye giriyor. İleride de göreceğiniz üzere UEFA zımni olarak, bu hülleci yapıya yönlendiriyor merkez lig kulüplerini.

Örneğin, Nottingham Forest 2024-25 sezonunda Premier Lig'de ilk 5'te kalmayı başarsaydı,  Yunan şampiyonu Olympiakos'u da kontrol eden gemicilik devi Evangelos Marinakis'e ait iki kulüp açık kurallar bulunmasına karşın, büyük bir olasılıkla  Şampiyonlar Ligi'ne kabul edilirdi.

Premier Lig'den yine, bir başka örnek vereyim. Berbat bir sezon geçiren Manchester United Avrupa kupalarını kaçırsaydı; Avrupa Konferans Ligi'ne katılmaya hak kazanan Inenos grubunun diğer kulübü Lausanne Sport ile birlikte Nice'in UEFA organizasyonunda yer almalarına muhtemelen  izin verilirdi.

Konuya ilişkin fikir yürütmeye devam edelim...

Marinakis  Nottingham Forest ve Olympiacos'un (ve Portekiz Primeira Liga kulübü Rio Ave'nin) sahibi. Ratcliffe de Manchester United ve Lausanne Sport (ve Ligue 1 OGC Nice) üzerinde önemli bir kontrole sahip. Buna rağmen  Organizasyondan Drogheda, Dunajka Streda  ihraç edilirken; ortada açık bir ihlal olmasına karşın merkez lig kulüplerinin bundan muaf tutulmaları UEFA'nın çifte standartını gösteriyor. 

Oysa ortada açık bir UEFA talimatı bulunuyor. Ne diyor UEFA talimatı?

“ Hiç kimse, doğrudan veya dolaylı olarak, herhangi bir sıfatla, bir UEFA kulüp yarışmasına katılan birden fazla kulübün yönetimi, idaresi ve/veya sportif performansında aynı anda yer alamaz ” ve “ hiçbir birey veya tüzel kişi, bir UEFA kulüp yarışmasına katılan birden fazla kulüp üzerinde kontrol veya etkiye sahip olamaz ” durumu söz konusu değil midir? 

UEFA kuralı açık olmasına karşın, hâlâ çoklu kulüp sahiplikleri  veya çok kulüplü sahiplik (MCO) uygulamada tam gaz devam ediyor. Eğer merkez lig kulübü iseniz, farklı kulüpleri satın alan aynı kişi ya da kurumlar için bu bir sorun olmaktan çıkıyor. Zira, bu kulüpler UEFA'nın müsahamasıyla oluşturdukları Kör vakıflar üzerinde hile yapıyorlar. Birden fazla kulübün çoğunluk hissesini satın alan gerçek ya da tüzel kişiler, UEFA'nın koyduğu kısıtlamalara uyar görünmek için kulüplerin üzerinde kontrol sahibi olmalarını sağlayan bir mekanizma kullanıyorlar. Yani, bir tür UEFA kurallarını arkadan dolanarak, UEFA’yı "atlatmayı" amaçlayan hamleler bunlar.

Josimar, işte bu yasal hileyi tasarlayan kişinin 2021'den beri UEFA Kulüp Finansal Kontrol Kurulu'nun başkanı olan ve aynı zamanda eski ABD Futbol Federasyonu başkanı ve FIFA konsey üyesi olan Sunil Gulati'den başkası olmadığını ortaya çıkarttı.

Düşünebiliyor musunuz, UEFA'nın en üst yetklisili, kendi sorumluluk ve gözetimi altındaki durumlara ilişkin, merkez lig kulüplerinin sistemi delmelerine olanak sağlayacak bir yapıyı zımnen de olsa tasarımlıyor ve yönlendiriyor.

20110Josimar0 00 001

Josimar kim diyecek olursanız, onu da belirtelim: Josimar, 2009 yılında Norveç'te yayın hayatına başlayan, araştırmacı futbol gazeteciliğine odaklanmış basılı bir futbol dergisidir. Josimar, futbolun hem netameli yönlerini hem de karanlıkta kalan taraflarını ele alan yayınlar yapıyor ve bunları geniş kitlelerle paylaşıyor.  

Konumuza tekrar dönecek olursak; peki, futbolda çoklu kulüp sahipliği pratikte nasıl çalıştırılarak, uygulama devam ettiriliyor? UEFA’nın Şampiyonlar Ligi yönetmeliğinin 5.maddesi kapsamında belirtilen kesin ve ağır yaptırımlar olmasına karşın, gerçek ya da tüzel kişiler buna nasıl cesaret ediyor? Ya da çoğunluk hissesini bir kulüp, bu durumu bildiği halde nasıl oluyor da çoklu kulüp sahibine satabiliyor?

İşte tüm bunlar aşağıdaki yöntemle gerçekleştiriliyor.

Kör Güven Vakfı (Tröstü) (Blind Trust Foundation)

Ne demek Kör Güven Vakfı?

Açıklayalım…

Kör Güven Vakfı ya da Tröstü, yararlanıcıların tröstün varlıkları hakkında hiçbir bilgisinin olmadığı ve bunların kullanımına müdahale etme hakkının bulunmadığı bir trösttür.

Kör tröstte, mütevelli heyeti (emanetçiler veya vekalet verilenler), varlıklar üzerinde tam takdir yetkisine sahiptir. Aslında yasal olarak kanun önünde bir tür emanetçi ya da vasi konumunda görünorlar. Kör tröstler genellikle, tröst kurucusunun (bazen kurucu, güvenen, bağışlayan veya bağışçı olarak da adlandırılır) yararlanıcının tröstteki belirli varlıklardan haberdar olmasını istemediği durumlarda kullanılır; örneğin, yararlanıcı ile yatırımlar arasında çıkar çatışması olmasını önlemek için. Yani, Kör Güven Vakfı ya da Kör Güven Tröstleri, kendilerine devir edilen kulüplerin varlıkları hakkında hiç bir bilgiye sahip değiller. Bunun da sebebi az önce söylediğim gibi "çıkar çatışmasının önüne geçme" amacı olarak belirtiliyor. Oysa, bu gerekçe sadece kağıt üzerinde doğru, gerçekte ise bu oluşum kendisine devir edilen kulübün varlıkları üzerinde de bir kullanım hakkına da sahip değil. Yani, "körü körüne" ve "eli kolu bağlı" bir oluşumdan söz ediyoruz. 

Kör Tröst MCO’lar bu hileli işin püf noktasını oluşturuyor. Bu kurum aracılığıyla UEFA’nın Çok Kulüplü Mülkiyeti kuralları esnetilebiliyor. Bunun nasıl yapıldığını size aşağıda daha açık bir şekilde anlatmaya çalışacağım.

Bir kulüp yönetimi, kulübün sahip olduğu varlığının kontrolünü "emaneten", güvendikleri kişi ya da kurumlara vekaleten verebiliyorlar. Bu durum medeni hukukun önemli maddelerinden birisi. Zira, yasal haklarını kullanma ehliyeti olmayan ya da yaşlılık, hastalık vb gerekçelerle yasal haklarını kullanma kısıtı bulunan kişiler kendi mallarının ve varlıklarının üzerinde tasarrufta bulunma hakkını bir başka kişiye (vasiye) ya da kuruma devredebilir. İşte hukukun tamamen insani gerekçelerle düzenlenlediği bu kurallar, futbolda kâr saikiyle hile amaçlı çalıştırılıyor. Futbolun finansal evreye geçmiş olması, bu türden faullü hareketlerin de ortaya çıkmasına neden oluyor.

Düşünün ki, bir ligde iki ayrı takımın tek sahibi var ve bu takımlardan rekabet bütünlüğünün bozulmadan birbirleriyle rekabet etmesi beklenmektedir. Bu durum, ödülleri milyonlarca eurolara ulaşan futbolun sert yarışmasında, ne kadar adil çalışabilir?

İşte futbolun son yirmibeş yılda başına bela olan bu durum, tamamen futbolun finansallaşmasıyla ilgili bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor.

Futbolda çoklu kulüp sahipliği uygulamasında, varlık sahibi (yani hiçbir müdahalesi olmadan) sahip olduğu varlıkların yönetimini, sözde bağımsız görünen üçüncü bir tarafa (mütevelliye) verdiği vakıflar olarak tanımlanabilecek "kör tröstlere" devretmekte, bu vakıfların devredilen varlıkların mülkiyetine geçici olarak sahip olmaktadır. Bu sistem Anglo-Sakson hukuk sisteminde son zamanlarda Fransa gibi Avrupa ülkelerinde de yaygınlaşmıştır. Bunun politikada da “çıkar çatışmasını” önlemeye yönelik zaman zaman kullanıldığına tanık olabiliyoruz. Bu bağlamda, Kanada Başbakanı Mark Carney gibi politikacıların, göreve geldiklerinde olası çıkar çatışmalarından kaçınmak için bu sistemi kullandıkları bilinmektedir. Burada ilkesel olarak temel kural: Üçüncü tarafın yararlanıcıyla önceden var olan kişisel veya profesyonel bir ilişkisi olmamalıdır ve varlıkların sahibi olmaya devam eden güvenen, mütevellinin varlıkları nasıl yöneteceği hakkında, finansal performansını özetleyen basit bir üç aylık beyan dışında hiçbir bilgiye sahip olmamalıdır. Bu mekanizma, örneğin içeriden bilgi ticareti (insider trading) yapılmasını önlemek için erdemli bir şekilde kullanılabilir. Ancak konu futbola gelince, mekanizmanın orijinal amacından saptığına tanık olmaktayız. Bu sistem yukarıda da belirttiğim üzere tamamen UEFA’nın MCO düzenlemelerinin arkasından dolanarak, kâr maksimizasyonunu hedeflemektedir. UEFA’nın bu uygulamasını esnetebilecek bir yapı da zamanla dizayn edilmiştir. Bu sayede UEFA’nın MCO kuralları da kolaylıkla esnetilebilecektir. Ne var ki, rasyonel ve objektif bir göz, bu sistemi futbolun içinde çok rahatlıkla görebilir.  

Futbolda, "kör tröst" kurmak, bir kulübün nihai faydalanıcısının, söz konusu kulüpteki hisselerinin kontrolünü, istediği sürece istediği üçüncü bir tarafa devretmesini sağlar; çünkü bu kör tröstler, asıl sahip tarafından istediği zaman tek taraflı olarak iptal edilebilir. Ancak bir kulübün günümüz finansal futbol yapılanmasında, bir kulüpten daha fazla bir anlam ifade ettiğini de gözden kaçırmayalım.  Evangelos Marinakis ve Jim Ratcliffe örneğinde olduğu gibi aktif kulüp sahiplerinin, Nottingham Forest ve Lausanne Sport'un operasyonel kontrolünü, istediği gibi hareket edebilecek bağımsız bir üçüncü tarafa emanet etmesini kim bekleyebilir? Çünkü, Nottingham Forest ve Lausanne Sport arasındaki ilişki, kulüp sahipliği üzerinden şekilleniyor. Evangelos Marinakis'in hem Nottingham Forest hem de Lausanne Sport üzerinde etkisi bulunuyor. Aynı zamanda Jim Ratcliffe'in de Lausanne Sport ile bağlantısı olduğu belirtiliyor. Bu durum, iki kulübün sahiplik yapılarında ortak noktalar olduğunu ve kulüp operasyonlarında potansiyel etkileşimler olabileceğini bize gösteriyor.

Nitekim tam da bu konuya ilişkin çarpıcı bir örnek, 11 Mayıs 2025’te Premier Lig’de yaşandı. Maçı izleyen binlerce seyirci, Leicester City ile Nottingham Forrest’ın 2-2 berabere kaldığı maçın ardından, Evangelos Marinakis'in sahada Forest teknik direktörü Nuno Espirito Santo'ya sataştığını gördü.[2]Bu davranış biçimi de gösterdi ki, çoklu kulüp sahipliğine körü körüne güvenmek, şüphe duymamak mümkün değildir. Her ne kadar kulüp daha sonra bu sataşmanın kulüp yapılanmasıyla bir ilgisinin olmadığını açıklasa da, bu çok inandırıcı bulunmadı. 

1213skysports-nuno-espirito-santo 6913398

Evangelos Marinakis'in sahada Forest teknik direktörü Nuno Espirito Santo

Nasıl Çalışır?

Diyelim ki, bir sahibin UEFA’nın aynı yarışma liginde iki tane kulübü var. UEFA, bu durumda UEFA kulübe bir son tarih veriyor. Bu tarihten önce bu kulüplerden birinin kontrolü Kör Tröste devrediliyor.

Peki, kim yapıyor bu devri? Genellikle bu durumları yönetmeye yönelik özel kurulmuş şirketler ve bu şirketlerin avukatları var. Buna ilişkin çarpıcı örneği aşağıda sizlerle paylaşıyorum. İngiliz ticaret sicilinde yer alan kayıtlarda Kör Trust Tröstün nasıl çalıştığı açıkça görülmektedir.

Kör Güven Trust Sisteminde Süreç Oldukça Basit  

Evangelos Marinakis'in sahibi olduğu Nottingham Forrest’ın  45 yıl aradan sonra Şampiyonlar Ligi’ne gitme olasılığı belirince Nisan 2025’te, kulübün kontrolü geçici olarak, avukat Matthew Peter Shayle’in yönettiği  bir şirkete, Pittville One Limited’e geçmiş. Daha sonra Nottingham Forrest gidemeyince, Haziran 2025’te kontrol tekrar Marinakis'e dönmüş.

Aşağıdaki tablolar Josimar’dan alınmıştır. [2]

2025 MCO UEFA 1Tablo 1

2025-UEFA MCO Tablo 2

Forest örneğinden de görülebileceği gibi, İngiliz şirketler sicili, kulübü kontrol eden şirket olan NF FOOTBALL INVESTMENTS LIMITED'in "mülkiyetinin" 29 Nisan 2025'te Marinakis'ten Pittville One Ltd adlı geçici bir şirkete geçtiğini gösteriyor. Marinakis'ten Pittville One Ltd.’nin, NF FOOTBALL INVESTMENTS LIMITED'in çoğunluk hissesi ve oy oranı % 75’e yükseliyor bu satın alımı sonrası…

Nottingham Forest, Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkını kaybedince, bu devir 6 Haziran 2025'te iptal edildi. Pittville One Ltd'ye devredilen mülkiyet ve oy hakları Marinakis'e geri döndü. Kör güven, amacına ulaşmıştı. Çok doğal olarak Forest'ın, 1 Mart 2025 son teslim tarihinden önce UEFA'yı bilgilendirmek için gerekli özeni gösterdiği varsayılabilir.

Birleşik Krallık'ta "uyuyan şirket" olarak kayıtlı olan Pittville One Ltd, üç sterlin sermayeyle bu operasyon için özel olarak kuruldu. Şirketin "yöneticisi" ve "önemli kontrole sahip kişisi", 43 yaşındaki İngiliz avukat Matthew Peter Shayle. Shayle, aynı zamanda  kör tröst gibi görünen 21 başka şirkette de yöneticilik yapıyor.

Kiralık Yönetici

Matthew Peter Shayle (aşağıda fotoğrafı görünen), kısaca Nottingham Forest holding şirketinin “önemli kontrolüne sahip kişi” olarak biliniyor .

Tax Journal'a göre Shayle, "Wiggin Osborne Fullerlove" isimli özel müşteri hukuku  ve vergi konularında butik hizmet veren bir şirketin sahibi. "Ultra yüksek net değere sahip uluslararası aileler ve danışmanlarına vergi ve özel servet konularında danışmanlık hizmeti veriyor. Bu konularda uzmanlaşmış bir kurum ve kişilik aynı zamanda.  

2025 UEFA MCO Lawyer

Shayle, futbol dünyasına da yabancı değil. Avrupa'da başı MCO'larla derde giren kulüpler genellikle ona başvuruyor. UEFA'nın çok kulüplü sahiplik düzenlemelerine uyması için genellikle ondan destek talebinde bulunuyorlar. Bu konuda isim yapmış bir kişi olarak tanınıyor.  Zira, Shayle UEFA ile bu konularda çok iyi ilişkilere sahip...Bu bağlamda Matthew Peter Shayle, Evangelos Marinakis için yaptıklarını, Manchester City FC'nin holding şirketi City Football Group (CFG) için de yapmış ve UEFA nezdinde gerekli girişimleri organize etmişti. 

Kör Güven MCO’yu Aşmak İçin Kullanılan standart Bir Yönteme Dönüştü

2024-25 sezonunda Manchester City ve Girona her ikisi de Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkı kazandılar. Bu kulüpler daha sonra birbirleriyle eşleşti. Ortada bir sorun vardı. Çünkü, Manchester City’nin sahibi, aynı zamanda Girona’nın da büyük hissedarıydı. UEFA'nın tavsiyesi üzerine CFG’nin Girona’daki hisselerinin dörtte üçü Kör Trust’a devredildi. Girona'nın üç yönetim kurulu üyesi, CFG ve City yönetim kurullarında görev yapmış olan City'nin eski geçici CEO'su John MacBeath, CFG'nin genel danışmanı Simon Cliff ve City Football Investments Ltd.'nin direktörü Ingo Bank (Cliff ile birlikte) geçici olarak kulüpten ayrıldılar. Böylece iki kulübün artık birbirleriyle karşılaşmalarında bir engel yoktu ve bu çözüm önerisi tamamen UEFA’dan geldi. Bu işin hukuki planlayıcısı ise Matthew Shayle idi. Shayle, Kör Tröst’ün yönetim kurulundaki yerini aldı. Ayrıca  diğer iki kişi Edward Hall ve Paul Hunston da yönetim kuruluna girdiler. Bu iki kişi de, Wiggin Osborne Fullerlove hukuk firmasında çalışmaktaydılar.

25 MCity Girona

Girona, 2025-26 UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkını elde edemeyince Shayle'in takımda kalmasına gerek kalmadı ve 1 Haziran 2025'te Girona FC yönetim kurulundaki (Pep Guardiola'nın kardeşi Pere'nin başkanlığında) koltuğunu boşalttı.

1 Temmuz 2025'te düzenlenen Girona FC Olağanüstü Hissedarlar Toplantısı'nda, Simon Cliff, John MacBeath ve Ingo Bank'tan oluşan üç "yeni" yöneticinin atandığı duyuruldu. Böylece tekrar eski sisteme geri dönülmüş oldu. Yani, “eski tas eski hamam”, operasyon tamamlanmış oldu. Bu operasyonda,  
Marinakis davasında, "kör güven" oyunu açıkça oynandı ve sürece katılan kişi ve kuruluşların isimleri kamuya açık kayıtlarda yer aldı.

Ratcliffe'in (**) davasında ise durum farklı görünüyor. Bu operasyonda işler biraz daha gizli tutuldu. Hangi şirketin devir alındığı açıklanmadı. Sadece Lausanne Sport'un başkanının geçici olarak değişip daha sonra geri döndüğü biliniyor. Monako vergi mükellefinin bu işte kullandığı İngiliz şirketinin adı da kamuoyuna açıklanmadı. Bu araştırmayı derinleştirmek isteyen Josimar, Lausanne Sport ile iletişime geçti ve bazı sorular yöneltti ama "Kulüp, bağımsız şirketin adını açıklamak istemiyor" yanıtıyla yetinmek durumunda kaldı. 

Yani, buradan da anlaşılıyor ki, Kör Trust Tröst bu kuralın etrafından dolanmak için bulunan, artık standartlaşmış bir yönteme dönüştü. 

Araştırmacı spor dergisi Josimar, İsviçre Ligi, Ineos ve UEFA'ya da detaylı sorular yöneltti, ancak sorularına burada da yanıt alamadı. Lausanne Sport'un yeni (ve geçici) "sahibinin" kimliğini öğrenmeye çalışan İsviçre medya kuruluşları da benzer sessizlikle karşılaştı. 

İsviçre kulübü Lausanne Sport'un, Kör Tröst'e yapılan "mülkiyet devri" nedeniyle,  kulüp tarafından kamuoyuna yapılan "Herhangi bir çıkar çatışmasından kaçınmak amaçlı bu devir yapılmıştır" açıklaması kamuoyu tarafından çok inandırıcı bulunmadı. Bu açıklamanın gerisini tahmin etmek zor değil tabi ki… Lausanne Sport kulübünün herhangi bir Avrupa kupasına katılma hakkının kalmadığı kesinleşince ve herhangi bir "çıkar çatışması" olmayacağı netleşir netleşmez, Ratcliffe kulübün kontrolünü yeniden ele geçirdi; Heemskerk ise başkanlığını geri aldı ve Steinmann 2 Numara'daki görevine geri döndü. 

Sistemin Mimarı Kim?

Kuralların kişiden kişiye, kurumdan kuruma farklı yorumlaması adil olmayacağı ve evrensel hukuk normlarına aykırı olacağı için MCO uygulamasında, Kör Güven Sistemi’nin Marinakis ve Ratcliffe gibi aç gözlü kulüp sahiplerinin bir oyuncağına dönüşmemesi için UEFA’nın bu konuda tavizsiz olması gerekir.

Ama uygulamalar gösteriyor ki, bu türden aktif kulüp sahipleri, sistemin boşluğundan ve güzel oyunun popülaritesinden gelecekte de aynı numaralarla yararlanmaya çalışacaklarını gösteriyor.

Sistemi kendi çıkarları doğrultusunda optimize etmeye çalışan bu kâr saikli, futbolu sakatlayan finansal anlayışın, bu tür ayak oyunlarında ne kadar zeki olduğu görülüyor.

UEFA’nın bu konularda kapıyı sıkıca kapatması ve ödünsüz olarak kendi talimatlarının arkasında durması gerekirken, merkez ligler lehine olabilecek uygulamalara sessiz kalması, oyunun sağlığını bozuyor, ruhunu örseliyor.

Ancak, UEFA bu konularda tamamen oportünistçe bir yaklaşım sergiliyor.

Josimar'ın araştırmaları, "kör güven" mekanizmasının UEFA'nın tüm finansal meselelerinde söz sahibi olması gereken Sunil Gulati'nin eseri olduğunu doğruluyor…Columbia Üniversitesi'nde ekonomi alanında yüksek lisans derecesi alan Gulati, FIFA üst yönetimiyle birlikte görev yaptığı başkan Aleksandr Čeferin'in yakın arkadaşı aynı zamanda. Ailelerinin birlikte tatile çıktığı ve şu anda MLS'de çalışan Gulati'nin oğlu Emilio'nun da 2018'de Avrupa Konfederasyonu'nun finans bölümünde staj yaptığı da kamuoyunda dile getiriliyor. 

614579528.jpg

Sunil Gulati

Josimar, UEFA'ya, MCO kurallarını ihlal etme potansiyeli olan belirli kulüplere ve sahiplere bu kuralları nasıl aşacaklarını söyleyenlerin kendileri olup olmadığını ve Sayın Gulati'nin bu görüşmelerde nasıl bir rol oynadığını sordu. Bu sorulara  herhangi bir yanıt alınamadı maalesef.

Araştırmacı Spor dergisi Josimar UEFA'ya, MCO kuruluşları için bir "çözüm" olarak önerdikleri "kör tröstlerin" oluşumuna sessiz kalmalarını, bazen de aktif yönlendirmelerde bulunmalarının yanısıra, oluşturulan Kör Tröstler’de mütevelli heyetinde yer alan kişilerin kimliklerini açıklamamalarını, UEFA'nın 2024-2030 dönemi için United For Success stratejisinde belirtilen hedefleriyle nasıl uyumlu olduğunu da sordu. Bu plan, UEFA'nın "açık rekabete ve Avrupa spor modeline, şeffaf karar alma süreçlerine ve dünyanın en iyi spor etkinliklerini düzenlemeye" bağlı olduğunu belirtiyor. UEFA beklendiği üzere bu soruya da herhangi bir yanıt vermedi.

Bugünkü uygulamada, MCO kuruluşlarının sahip olduğu kulüplerin Avrupa'da aynı kulüp organizasyonlarında yarışmalarını engelleyecek bir engel bulunmuyor. Ancak, birbirleriyle eşleşmelerini engelleyecek bir UEFA talimatı söz konusu…

Bir zamanlar MCO'ya şüpheyle yaklaşan Aleksandr Čeferin'in, bu kuruluşlara daha fazla özgürlük verme fikrine sıcak baktığı da artık bilinen bir gerçek…

Görünen o ki, UEFA'nın 2019 tarihli Futbolun Geleceği İçin Birlikte politika belgesinde dile getirilen endişeler ortadan kalkmış durumda. Bu belgede, "Avrupa ligleri içinde ve genelinde çok kulüplü mülkiyetin giderek daha fazla oyuncu bulundurmanın bir yolu haline geldiği ve tüm karşılaşmaların bütünlüğünü ve rekabet gücünü etkileyebileceği" ifade ediliyordu. [3]

Red Bull takımları RB Salzburg ve RB Leipzig, Avrupa turnuvalarına dahil edilmelerini gerektirecek kadar günlük operasyonlarında yeterli ayrım olduğunu başarıyla savunmuştu. Daha yakın zamanda, 2023'te Čeferin, "[UEFA] yatırımlara ve çok kulüplü mülkiyete sadece hayır dememeli; ancak bu durumda ne tür kurallar koyacağımıza da bakmalıyız, çünkü kuralların katı olması gerekiyor" demişti.[4]

25 Ceferinbc9549a8dd690a

Aleksandr Čeferin

Kanunun Lafzı ve Ruhu Birbiriyle Çelişiyor 

Yukarıdaki örnek verdiğimiz olaylardan da görülebileceği üzere, UEFA’nın ortaya koyduğu talimatın söylemi ile amacı birbiriyle uyuşmamaktadır.

Yeri gelmişken, “kanunun lafzı ve ruhu” ile ne anlatmak istediğimizi de ortaya koyalım ki, ne dediğimiz tam anlaşılabilsin.

Kanunun lafzı ve ruhu, bir yasanın yorumlanması ve uygulanmasıyla ilgili iki temel kavramdır. "Lafzı" (harfi), yasanın sözcüklerinin ve ifadelerinin tam anlamıyla okunması ve uygulanması anlamına gelir. "Ruhu" ise, yasanın arkasındaki amacı, niyetini ve genel ilkelerini ifade eder. Yasa uygulamasında, hem lafzın hem de ruhun dikkate alınması önemlidir. Lafız açık değilse, ruh devreye girerek yasanın doğru anlaşılmasına yardımcı olur. Bu, yasanın sadece kelimelerine bağlı kalmak yerine, amacına uygun bir şekilde yorumlanması anlamına gelir.

Bu durum başta konuştuğumuz küçük kulüplere uygulanan katı kurallarla tam bir çelişki oluşturuyor. Burada kanunun lafzına uyuluyor ama ruhu göz ardı ediliyor. Kanunun lafzına yani şeklen bakıldığında, yani kağıt üzerinde  kör tröst uygulamasıyla kanuna bir uyum sağlanıyor. Ama işin özü, kanunun ruhu olan adil rekabeti sağlama, kulüpler arası çıkar çatışmasını önleme amacı ciddi şekilde zedeleniyor. Bir yanda kurallara harfiyen uyması beklenen, uymayınca hemen ceza alan küçükler, diğer yanda kuralları esnetme lüksüne sahip hatta içeriden tavsiye alan büyükler, bu futbolun temel adalet anlayışını sorgulatıyor. Anlaşılan o ki,  Avrupa futbolunun zirvesinde, finansal gücün kuralları esnetebildiği, hatta bu esnemeye  UEFA içinden kilit isimlerin yardım ettiği, oldukça karmaşık ve biraz da rahatsız edici bir mekanizma işliyor.

İşte tam da bu konuda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: UEFA’nın özellikle merkez lig kulüplerine bu konuda gösterdiği tolerans, 'kanunun lafzını' oyunun ruhu açısından anlamsız bir hale getirdi.

Kör Trust veya Kör Tröst ya da Kör Trust Vakfı uygulaması ile (siz hangisini tecih ederseniz, onu söyleyin) ortada çevre liglerin aleyhine, merkez liglerin leyhine adaletsiz çalışan; UEFA'nın merkez liglere göz yumduğu, bunun ötesinde içeriden bilgi ve destek sağladığı bir operasyonel mekanizma ve süreçle karşı karşıyayız. Bu durum futbolun gelecekteki yönetişim anlayışı, şeffaflık ilkesi ve en önemlisi, o hep konuştuğumuz finansal çıkarlarla sportif değerler arasındaki hassas denge hakkında geleceğe ilişkin ciddi endişelere sebep oluyor. 

Sadece Sana Söyleneni Yap, İyi Olacaksın!

Buraya kadar yazdıklarımız gösteriyor ki, Merkez Ligler kâr maksimizasyonu odaklı yaklaşımlarının bir gereği olarak finansal futbolda MCO’nun yaşamasına ve büyümesine olanak sağlayacak Kör Trust Tröst uygulamasını keşfetmiş durumdalar.

Nitekim yukarıda bahsettiğimiz Nottingham Forest ve Lozan'ın yaptığı da tam olarak buydu; tıpkı Girona ve Nice'in onlardan önce yaptığı gibi. 

Sonuçta, Çoklu Kulüp sahipliği sistemi futbolun oyun olma ve yarışmacı özelliğini örseleyen bir durum. Her ne kadar, UEFA bu işe karşı çıkıyor gibi görünmekle birlikte, aslında MCO’ların öz olarak UEFA Kulüp Finansal Kontrol Kurulu başkanı Sunil Gulati tarafından tasarlandığını da Josimar’ın araştırmaları ortaya koyuyor. Ne var ki, bu tasarım futbolda UEFA'nın kendi şeffaflık taahhütleriyle çelişiyor. Haksız ve dengesiz rekabete yol açıyor. Bu durum futbolun finansallaşmasının en belirgin özelliklerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. UEFA Çok Kulüplü Sahiplik konusunda kuralların ruhunu değil, sadece lafzını takip etme eğilimini sorguluyor. Bu ise futbolun bağışıklık sistemini çökertebilecek teşvik, şike gibi anti-futbol unsurlarının gelişmesine neden olabilecek en sakıncalı ve zararlı bir gelişme olabilme potansiyelini bünyesinde taşıyor.

Sonuç kısmına geldiğimizde, epey uzun olan makalemizi kısaca özetlemek gerekirse;

Bu makalemiz, UEFA'nın çoklu kulüp sahipliği (ÇKS) konusundaki ikiyüzlü yaklaşımını ele almaktadır. Makale, UEFA Şampiyonlar Ligi Yönetmeliği'nin 5. maddesinde açıkça belirtilen ÇKS yasağına rağmen, Evangelos Marinakis (Nottingham Forest ve Olympiakos sahibi) ve Jim Ratcliffe (Manchester United, Nice ve Lausanne Sport sahibi) gibi büyük kulüp sahiplerinin, kör tröstler aracılığıyla bu kuralı nasıl aştığını ortaya koymaktadır. Yazı, bu mekanizmanın UEFA Finansal Kontrol Kurulu başkanı Sunil Gulati tarafından tasarlandığını ortaya koyuyor.  Drogheda United ve DAC Dunajka Streda gibi daha küçük kulüpler benzer ihlaller nedeniyle diskalifiye edilirken, büyük kulüplerin bu uygulamadan muaf tutulması UEFA'nın çifte standart oluşturduğunu bize gösteriyor. Sonuç olarak, makale UEFA'nın kendi şeffaflık taahhütleri ve rekabetin bütünlüğüyle çelişen, futbolun finansallaşmasının yol açan bu adaletsiz uygulamaları, oyunun ruhunu zedeliyor. 

Son olarak Avrupa'da Çoklu Kulüp Sahipliği'nin harita üzerinde bir dağılımını da paylaşarak, yazımızı bitirelim.

Avrupa'da Merkez Liglerde Çoklu Kulüp Mülkiyeti Tablosu

2025MCO UEFA

(*) Drogheda'nın sahibi Trivela Group, Danimarka ekibi Silkeborg'da da çoğunluk hissesine sahipken, Dunajka Streda ve Macar kulübü Győri ETO, iş adamı (ve Macar Başbakanı Viktor Orbán'ın arkadaşı) Oszkár Világi'nin mülkiyetindedir. Konferans Ligi'ne katılmaya hak kazanan Silkeborg ve Győri ETO, UEFA sıralamasında daha yüksek bir sıralamaya sahip oldukları için, kardeş kulüplerinin aleyhine olsa da bu turnuvaya katılmalarına izin verilmiştir.

(**) Jim Ratcliffe, bu numarayı geçen sezon OGC Nice'te, Fransız kulübünün Manchester United ile birlikte UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele ettiği dönemde de kullanmıştı. Bu operasyonda kullanılan şirketin adı da kamuoyuna açıklanmadı.

Not: Bu makalenin yazımında Josimar Sports Magazine’in  https://josimarfootball.com/2025/07/15/bend-it-like-uefa/ adresindeki “Bend it like Uefa”, by Philippe Auclair, 15 July, 2025 yazısından yararlanılmıştır.

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  654  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Kimler Sitede

Şu anda 1477 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 52752331

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1