|
Buradasınız >> Ana Sayfa
FutbolEkonomi KİTAPLARI
FutbolEkonomi yazarlarının katkı sunduğu bu kitaplar; sporun sosyolojisinden ekonomisine, hukukundan kültürüne uzanan geniş bir yelpazede, oyunun farklı boyutlarını derinlemesine inceliyor. Her biri kendi alanında değerli bir başvuru kaynağı olan bu eserleri, tek bir sayfada okurlarımızın erişimine sunduk.
Son Çıkanlar
Doç. Dr. Kutlu Merih Kitapları
Tuğrul Akşar Kitapları
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu Kitapları
Prof. Dr. Ahmet Talimciler Kitapları
Doç. Dr. Recep Cengiz Kitapları
Tayfun Öneş Kitapları
Av. Arman Özdemir Kitapları
Av. Hüseyin Alpay Köse Kitapları
Kenan Başaran Kitapları
Murat Başaran Kitapları
Müslüm Gülhan Kitapları
Alp Ulagay Kitapları
2006/07 ve 2007/08 sezonunda en zengin 20 kulüp sıralamasına giren kulüplerin yarattıkları toplam gelirin ve bunun paylaşımına bakıldığında ise; bir önceki sezona göre toplam gelirin %6 oranında artarak 222,1 milyon euro yükseldiğini görüyoruz. Bu yıl ki en zengin 20 sıralamasında yer alan 7 İngiliz kulübünün yaratmış olduğu toplam gelir 1 milyar 443 milyon 600 bin euro civarında ve bu tutar toplam 20 kulübün gelirinin %37’sine karşılık geliyor. İngiliz kulüplerinden sonra en fazla gelir yaratan ülke olarak İtalya’yı görüyoruz. İtalyanlar listeye dört kulüp verirken; bu dört kulübün toplam ciroları 725,3 milyon Euro’ya ulaşmış durumda. 4 İtalyan’ın toplam gelirden aldığı pay ise %19. İtalya’yı İspanya izliyor. İspanya’nın 2 takımı Real Madrid ve Barcelona toplam 674,6 milyon euro gelire sahip ve bu iki takımın gelirleri, toplam gelirin %17’sine karşılık geliyor. Alman Bundesliga’nın da dört takımla iştirak ettiği bu listede, Alman ekiplerinin toplam gelir içindeki payları İspanyolların payına eşit. En zengin 20 listesine 2 kulüple katılan Fransızlar ise En zengin 20’nin en fakirleri konumunda. 2 Fransız kulübün gelirleri, toplam gelirin sadece %7’sini oluşturuyor. Listeye 19.sıradan giren Fenerbahçe ise 111,3 milyon euroluk geliriyle, toplam gelirden %3 oranında pay alıyor. 2006/07 sezonunda en zengin 20 sıralamasına giren kulüplerin ortalama gelirleri 184,9 milyon euro iken; 2007/08 sezonunda bu gelirin %6 artarak, 196,1 milyon euroya yükseldiğini görüyoruz.
İngilizler Kurdan KaybettiGirişte de belirttiğim üzere, bu yıl özellikle İngiliz kulüplerinin gelirleri, küresel ekonomik kriz nedeniyle ciddi darbe yemiş durumda. Çünkü Sterlin’in Euro karşısında aşırı değer yitirmesi, kulüp gelirlerinin düşmesine yol açtı. Eğer Sterlin Euro karşısında değer yitirmemiş olsaydı, en zengin 20 sıralamasında bu yıl en az dokuz İngiliz kulübünü görecektik ve Manchester United da ilk sırada yer alacaktı. Haziran 2007’de 1£= 1,4856€ iken; 30 Temmuz 2008’de bu parite %15’lik bir düşüşle 1,2632’ye gerilemiş durumda. Krizin en büyük etkilerinden birisi olarak görebileceğimiz, lokal para değer kaybı sonuçta İngiliz Kulüplerinin gelirlerini önemli ölçüde azaltmış durumda. £/€ Paritesindeki bu gerileme olmamış olsaydı, Manchester United’ın listede görünen geliri 381,9 milyon; Chelsea’nin 316,3; Arsenal’in 310,9; Liverpool’un 248,1; Tottenham’ın 170,5; Newcastle’ın 147,7 ve Manchester City’nin de 122,3 Euro geliri olacaktı. Buna göre sadece listeye giren 7 İngiliz kulübünün pariteden oluşan kaybı toplam 254,5 milyon Euroya ulaşmış durumda. Yine buna göre ekonomik krizin etkisi lokal para değer kaybına uğramamış olsaydı; West Ham 121,1 milyon euro; Everton 112,5 milyon Euro Aston Villa da 112,3 milyon euroluk gelirle en zengin 20 sıralamasındaki yerlerini almış olacaklardı. En Zengin 20 kulüp, 3.9 milyar Euro Gelir yaratıyor!Listeye giren en zengin 20 kulübün toplam gelirleri, 2006 yılına göre 222,1 milyon Euroluk bir artışla (%6), 3.9 milyar Euro’ya ulaşmış durumda. Bu tutar yaklaşık 13,5 milyar Euro tutarındaki Avrupa futbol pastasının da yüzde 2,88’ini oluşturuyor. İlk sırada, dört yıldır liderliği kimseye kaptırmayan, 365.8 milyon euroluk geliriyle Real Madrid’i görüyoruz. 2007-08 Sezonunda En Zengin 20 Kulübün Gelirleri (Milyon Euro) Fenerbahçe ne yaptı?Fenerbahçe ilk kez Türk futbol ekonomisi tarihinde bir ilke imza atarak Deloitte’un Para Ligi’ne girdi. Aslında bakıldığında ara sıra bu listeye kulüp veren İskoçya, Portekiz gibi ülkeleri saymazsak, beş büyük ligin dışında Para Ligi’ne giren başka ülke takımı yok. İngiliz Premier Lig, Alman Bundesliga, İspanyol La Liga, İtalyan Serie-A ve Fransız Lig 1’i gerçekten bu konuda bir kartel oluşturmuş durumdalar. Bu beşli’nin Avrupa futbol pastasından aldığı pay onlara sportif performansta büyük bir rekabet üstünlüğü sağlıyor. Öyle ki, bu ülkelerin takımlarının dışında Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanan tek takım olarak sadece Porto’yu görüyoruz. Hatırlanacağı üzere Porto, 2003-2004 sezonunda Monaco’yu Deco’nun mükemmel oyunuyla 3-0 yenerek kupa’yı bu beşli çetenin dışında çıkaran ilk takım olmuştu. Bu başlamda Fenerbahçe’nin böyle bir Lig’e girmesi Türk futbolunun vizyonu ve geleceği açısından da büyük bir önem taşıyor. Fenerbahçe’yi Para Ligi’ne taşıyan iki önemli gelişme görüyoruz. Bunlardan ilki Fenerbahçe’nin geçen yıl Şampiyonlar Ligi’nde göstermiş olduğu başarılı performansın sonucunda kazandığı ekstra paralar ve 100. yıl organizasyonu nedeniyle elde olunan önemli tutarda parasal gelir. Fenerbahçe’yi Para Ligi’ne taşıyan gelirlerinin bileşimine bakıldığında toplam gelirlerinin %50’sinin yani 56,7 milyon Euroluk kısmının ticari faaliyetlerinden geldiğini; ortalama 42.500 seyirciye oynayan Fenerbahçe’nin 27,9 milyon euroluk gelirinin (%25’inin) maç günü gelirlerinden oluştuğunu; kalan %23,9’luk bölümünün ise 26,7 milyon euro tutarındaki naklen yayın gelirlerinden sağlandığını görüyoruz. Fenerbahçe’nin 2006-07 sezonundan itibaren gösterdiği mali performans ve 2007-08 sezonunda gelen Sportif başarı, kulübün gelirlerini de önemli ölçüde artırdı. Buna göre Fenerbahçe’nin gelirleri 2006 yılında 62 milyon euro iken; bu tutar bir sene sonra 82 milyon euroya ve 2008 sezonunda da 111,3 milyon euroya kadar yükseldi. 2006 yılına göre gelirlerini %79 artırma başarısı gösteren Fenerbahçe’nin 2007/08 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale yükselmesi, kulübün kasasına ilave 17,3 milyon Euro’nun girmesine olanak sağladı. Şampiyonlar Ligi maçlarının sağladığı ekstra maç günü gelirleri ve UEFA havuzundan gelen paralarla birlikte bu tutar 26,7 milyon Euro’ya kadar yükseldi. Yine bu dönemde Fenerbahçe’nin ticari gelirlerinin artmasında en önemli gelir kalemlerinden birisi olarak ta karşımıza 100.yıl organizasyonundan elde olunan gelirler çıkıyor. Sadece 2007 yılında 9,5 milyon euro civarında 100. yıl kutlamasına ilişkin piyango ve diğer 100.yıl geliri elde eden Fenerbahçe, 2008 yılında da yine buna benzer bir performans sergiledi. Fenerbahçe Bu performansı Sürdürülebilir mi?Para Ligi’ne giren ilk Türk takımı olarak tarihe geçen Fenerbahçe’nin bu performansının arka planına bakıldığında mali performansın yıllar itibariyle düzenli ve istikrarlı bir şekilde arttığını gözlemliyoruz. Bunda en önemli faktör olarak karşımıza yenilenen ve koltuk başına katmadeğeri artırılan Şükrü Saraçoğlu stadyumu çıkıyor. Her geçen gün ilave katmadeğer yaratabilecek şekilde stadı modernize eden Fenerbahçe, bu sayede hem parasal gelirlerini ciddi bir şekilde artırdı, hem de ezeli rakipleri Galatasaray ve Beşiktaş’a kapatılması çok zor farklar attı. Gerçek anlamda, Fenerbahçe bugün Türkiye’de endüstriyel dönüşüm dinamiklerini en iyi kavrayan ve hayata geçiren bir kulüp. Son yıllardaki sportif performansın paraya tahvil edilmesinde üstün bir beceri gösteren Fenerbahçe, bunun semeresini Para Ligi’ne girerek elde etmiş oldu. Yine aynı zamanda bütçe itibariyle de Galatasaray ve Beşiktaş’ın önünde ve üstünde bir büyüklüğe sahip Fenerbahçe, özellikle Fenerium projesinde de rakiplerine göre ön plana çıktı. Genel olarak bakıldığında gelir yönünden başarılı bir performans sergileyen Fenerbahçe ne yazık ki, gider ve borç yönetimi konusunda aynı parlak performansı sergileyemedi. 2008 yıl sonu hesaplarına göre 280,7 milyon TL’sı gelir; 291,6 milyon TL’da gidere sahip Fenerbahçe’nin, 149,6 milyon YTL da borcu bulunuyor. Yıllar itibariyle önemli sayılabilecek gider fazlası veren Fenerbahçe’nin, 2008-09 sezonunda sportif ve mali performans bakımından bugün arzu edilen noktadan uzakta olduğu görülüyor. Özellikle son sezonda yapılan transfer harcamaları ve buna bağlı olarak artan takım giderleri, kulübün gelir yapısını ciddi zorlar duruma gelmiştir. Bugünkü koşullarda sahip olduğu potansiyeli ve olanakları bakımından en kolay ve en rahat nakit yaratabilecek konumda bulunan Fenerbahçe’nin sezon sonunda Şampiyonlar Ligi’ne gidememesi durumunda önemli bir gelir ve prestij kaybına uğrama olasılığı yüksek görünüyor. Bu düşüncemizin bir başka nedeni de borçlanmasının büyük bir kısmı dövize endeksli kredilerden oluşan Fenerbahçe’nin, giderek bozulan ekonomik konjonktürün olumsuz etkisinden en fazla etkilenecek kulüplerin başında geliyor olmasıdır. Özellikle TL’nın Euro ve Dolar karşısında aşırı değer yitirmesi, İngiliz kulüplerinde olduğu gibi Fenerbahçe’nin de gelirlerinde bazı olumsuzluklara yol açabilir. Rapor’a Göre Kriz Futbolu Teğet geçti!Kişisel değerlendirmem odur ki; Deloitte’un 2007/08 sezonuna ilişkin düzenlemiş olduğu Para Ligi’ne damgasını vuran asıl olay, (Rapor her ne kadar kabul etmese de) ekonomik kriz ve bunun olumsuz etkileridir. Rapor bir yandan futbolun ekonomik krizden çok fazla etkilenmediğini ve krize karşı bir dirence sahip olduğunu ifade etmesine karşın; diğer taraftan krize karşı futbolun bağışıklığının da zorlanacağını dile getirmesi ve rehavete kapılmama anlamına gelecek bazı tavsiye nitelikli yönlendirimlerde bulunması bir çelişkiye ama aynı zamanda bir gerçeğe de işaret ediyor. Raporda genel olarak, yaşanılan küresel krize karşı futbolun dirençli çıktığı ve krize karşın futbolun kayda değer bir seyirci kitlesi kaybetmediği; bunda da en önemli faktörün taraftarın sadakat duygusu ile kulüplerin yapmış oldukları uzun vadeli naklen yayın gelirleri ile sponsorluk kontratlarının önemli bir etkisinin bulunduğu ifade olunuyor. Ama buna karşın kulüplerin bu gelirlere güvenerek, rehavete kapılmamaları ve gerekli önlemleri almaları da vurgulanıyor. İkinci eleştiri yapılabilecek konu ise, listede yer alan 20 kulübün gelirlerinde ekonomik krizin etkilerinin sınırlı kaldığı yönünde. Oysa raporun daha henüz giriş kısmında da belirtildiği üzere kulüplerin verileri 9 aylık bir dönemi kapsıyor. Krizin 2008’in Eylül ayından itibaren yaşanmaya ve giderek şiddetini artırdığı dikkate alınırsa, doğal olarak kulüplerin gelirlerine krizin etkisi de sınırlı kalacaktır. Ancak Rapor diğer taraftan aşağıdaki tespiti yaparak, aynı zamanda bir çelişkiye de neden oluyor. Raporun kendi ifadesine göre kriz nedeniyle İngiliz Sterlininin Euro karşısında değer yitirmesi, İngiliz Kulüplerinin gelirlerinde önemli erozyonlara neden olmuş…Nitekim İngiliz Sterlin’inin Euro karşısında değer kaybetmesi nedeniyle geçmiş yıllarda En Zengin sıralamasında yer alan bazı Premier Lig kulüplerinin gelirlerindeki kayıp 250 milyon Euro’ya ulaşıyor. Bu hasar oluşmamış olsaydı en az üç İngiliz kulübü daha bu listeye girecekti. (20 takımın yarısının İngilizlerden oluşması da ayrıca bir tartışma konusu!) Sonuçta bu kulüpler sıralama dışında kalmış ve bu durum Fenerbahçe’ye marjinal bir katkı sağlamıştır. Bu olumsuzluğun sağladığı dışsallık ile Fenerbahçe sahip olduğu 111,3 milyon Euroluk geliriyle bu listeye 19. sıradan girme başarısı göstermiştir. Rapora ilişkin geçmişten beri yaptığım bir eleştiri de, rapor düzenlenirken sadece gelirlerin dikkate alınmasıdır. Oysa gelirlerin yanı sıra, kulüplerin mali yükümlülüklerini de dikkate almak daha sağlıklı bir bakış açısı sağlayacaktır. Bu bağlamda örneğin 1.215 Milyon Euro borcu bulunan Chelsea’nin 268.9 milyon geliri olmasının pratikte ne anlamı vardır? Futbol sadece gelirden mi ibarettir? Bu gelirler ne pahasına elde edilmektedir? Sadece geliri dikkate alıp, gider ve borcu görmezden gelmek son derece sağlıksız ve yanlıştır ve bizi sektör hakkında yanlış analizlere ve çıkarımlara götürür. Bütün bunların ötesinde son söz olarak ifade edersek; ne şekilde olursa olsun bir Türk takımının bu listede yer alması Türk futbolu ve futbol ekonomisi için çok önemli bir gelişmedir. Bu gelişme doğal olarak diğer Türk takımlarına da bir vizyon veriyor ve tarihsel bir misyon yüklüyor.{jcomments on}
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.
|
Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. |










