Anadolu’dan Şampiyon Çıkabilir mi? Ya da Rekabetin Ekonomi Politiği
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Vizyon & Misyon

Anadolu’dan Şampiyon Çıkabilir mi? Ya da Rekabetin Ekonomi Politiği

Tuğrul AKŞAR/ 5 Nisan 2010 Geçen hafta bu sütunlarda “Anadolu’dan Şampiyon Çıkar mı ya da Türk Futbolu İçin Daha Fazla Bursaspor!..”başlığıyla bir yazıyı kaleme almış ve özetle şunları söylemiştik…

“Bursaspor’un bugün dolu dizgin gidişinin önünde sportif bir engel bulunmuyor. Ancak şampiyonluk ta sadece sportif performansla gelmiyor. Şampiyonluk yolu engebeli, dolambaçlı ve dikenli bir yol. Bu yolu tamamlamak için sağlam ve sağlıklı bir mali yapı da tek başına yeterli olmuyor. Çünkü futbol sisteminin işleyişi çok önemli bir etken. Sistemin temel dinamiklerindeki dengesizlikler giderilmediği sürece, Bursaspor tüm Anadolunun gücünü de arkasına alarak şampiyonluğa ulaşıp sıra dışı bir örnek olarak ismini Türk futbol tarihine altın harflerle yazdırması, hoş bir tesadüf olarak kalacaktır. Asıl olan Bursaspor’u yeni Bursasporlar’un izlemesine  ve Bursaspor’un başarılarını kalıcı kılabilmesine olanak sağlayacak futbol alt ve üst yapılanmasının sağlanması; Anadolu kulüplerinin rekabet gücünün yükseltilmesi; Üç büyükler lehine haksız rekabetin minimize edilerek, dengeli gelir dağıtımının sağlanmasıdır.”

 

Gerçekten de, en son 1983-84 sezonunda Trabzonspor’un altıncı ve son şampiyonluğunu yaşadığımızdan bu yana Anadolu’dan şampiyon çıkmadı. Daha doğrusu çıkamadı. İstanbul’un üç büyük kulübü şampiyonluğu 26 senedir kimseye kaptırmadı. O zamanki adıyla Türkiye 1.Ligi, 1992’den sonra da “Süper Lig” olan Türkiye’nin profesyonel en üst futbol liginde rekabet böyle şekillendi. Bu süreç içinde şampiyonluğa çok yaklaşan, sezona çok iyi başlayıp, ancak sonunu getiremeyen takımlarımız oldu. Ama bu sezona kadar bizi en çok heyecanlandıran da Sivasspor oldu. Eğer Bursaspor bu konumunu devam ettirebilirse, Türkcell Süper Lig’de yeniden bir Anadolu ihtilali yaşamış olacağız. Ancak bu ne kadar kolay? Buna bir bakmamız gerekiyor. 53 yıldır sadece dört takımın şampiyon olabildiği; son 26 yıldır da üç İstanbul takımının ezici tahakkümüyle devam eden bir ligde yeni şampiyonlar çıkabilir mi? Bunun rekabet açısından ekonomisi nasıl? Mevcut yapı buna ne kadar izin veriyor? Salt bir yıllığına bile olsa bir Anadolu takımının şampiyon çıkması bu kısır döngüyü bitirebilir mi? İşte bu soruların yanıtını aramaya bu haftada Bursaspor özelinde devam edeceğiz.

 

Bursaspor Şampiyon Olabilir!

Bursaspor ya da bir başka Anadolu takımı Türkcell Süper Lig’de bu yılı ya da daha sonraki sezonları şampiyon olarak tamamlayabilir. Ancak şampiyonluğun kalcı ve sürdürülebilir olması analizimiz açısından anlamlı. Çünkü biz asla Bursaspor’un Türk futbolu için sıradışı bir örnek olarak kalmasını istemiyoruz. Anadolu’nun her türlü haksız rekabete maruz kalmış ve adil olmayan gelir dağılımı nedeniyle finansal ve iktisadi sıkıntılar içindeki cesur ve özverili takımlarının önlerinin açılmasını istiyoruz.

 

Geçen hafta bu sütunlarda yer verdiğimiz veriler bize; Türk futbol pastasının futbolumuzu daha ileri noktalara taşıyabilecek büyüklüklere ulaşamadığını; var olan pastanın paylaşımında çok ciddi dengesizlik ve haksızlıkların bulunduğunu; paylaşılan kaynakların ise verimli ve efektif kullanılamadığını; üç büyüklerin lehine  amansız bir haksız rekabetin bulunduğunu gösteriyor.  Yani İçinde bulunduğumuz mali ve iktisadi durum bugün Türk futbolunun ayağına pranga olmuş durumda. Futbol gelirlerinin dengede rekabeti sağlayacak, futbol kalitesini yükseltecek, teşvik ve şikeyi ortadan kaldıracak şekilde düzenlenmesi ve dağıtılması Federasyonun önünde duran en acil görev...Bu sorunlarımızı gideremediğimiz sürece Türk Futbolunda rekabete, kaliteye ve yeni şampiyonlara hasret kalacağımız görülüyor. Bu yapının oluşturulması, sadece lokal rekabeti getirmiyor. Avrupalı devlerle de baş edebilmenin yolu da buradan geçiyor. İşte bu koşullarda gerekli ve yeterli iyileştirmeleri sağlayabilirsek, o zaman yeni Bursasporlar çıkartabiliriz. Yoksa hayallerimiz sadece bir temenni ve dilek olarak kalır. Türkiye’nin 60’lı yıllarda yaşadığı toplumsal uyanış hareketinin, Süper Lig’de de yaşanabilmesi için Bursaspor çok önemli bir fırsat...Bu nedenle Türk Futbolunda sloganımız: “İki, üç daha fazla Bursaspor” olmalıdır ki, hayallerimiz gerçeğe dönsün.

 

Turkcell Süper Lig’de Rekabet Analizi

Doç.Dr. Kutlu Merih ile 2006 yılında kaleme aldığımız Futbol Ekonomisi isimli kitabımızda, Türkcell Süper Lig’in çok detaylı tarihsel bazlı bir rekabet analizini yapmıştık. Bu analizimizde özellikle futbol ekonomisinde rekabetin nasıl ölçümlenmesi gerektiği üzerinde durmuş ve rekabetin üzerinde yükseldiği gelir dağılımındaki dengesizliğe ilişkin Lorenz Eğrisi ve Gini Katsayısı ile Türkcell Süper Lig’in bir tomografisini çekmiştik. Bu konuda Türk futbol ekonomisine orijinal bir katkı sağlayan Çukurova öğretim üyesi Doç.Dr. İsmail Güneş’in çok kapsamlı bir analizi yer almaktaydı. Biz bu analiz temelinde verileri biraz daha güncelleyerek ancak çok da detaya girmeden bu hafta biz bu iki kavram temelinde Türkcell Süper Lig’de Anadolu Kaplanları’nın İstanbul Triosu ile baş edip edemeyeceklerini inceleyeceğiz.

 

Lorenz Eğrisi 

Gelir dağılımındaki eşitsizliği analiz eden bu yaklaşımı futbola uyarladığımızda, ilginçtir ki, çıkan sonuçlar sosyal ekonomide alınan sonuçlara yakın özellikler taşıyordu.

 

Yatay eksende nüfusun, dikey eksende de bu nüfusun elde ettiği gelirin kümülatif oranlarının bulunduğu Lorenz Eğrisi, gelir dağılımındaki eşitsizliğin grafiksel olarak gösterilme yollarından biridir. Eğrinin yatay ekseninde kişi veya hane halkları nüfusunun birikimli yüzde payları, dikey eksende ise bu kişi veya hane halklarının elde ettikleri gelirin birikimli yüzde payları yer alır.  Lorenz eğrisinde Gelir dağılımda ülke nüfusu genelde beş eşit gruba ayrılır. Her bir parça nüfusun % 20’ sini temsil eder. Böylece, her bir gruba düşen ulusal gelir hesaplanarak hane halkının yüzde dağılımı ile gelirin yüzde dağılımı karşılaştırılır.

 

102

Lorenz eğrisi, eğer gelirin dağılımında bir eşitlik söz konusu ise herkesin gelirden eşit ölçüde pay aldığını ifade etmek için 'Mutlak Eşitlik Doğrusu' adını alır. Başka bir deyişle, gelirler bireyler arasında eşit olarak dağılmışsa Lorenz eğrisi mutlak eşitlik doğrusu ile çakışarak 45°'lik bir doğru biçimini alacaktır. Lorenz eğrisinin tam eşitlik doğrusundan uzaklaşmaya başlayarak daha çukur hale gelmesi gelir paylaşımında eşitsizlik olduğu anlamına gelmektedir.

 

Lorenz eğrisinin Türkiye 1. Futbol ligine uyarlanmasında gelir yerine puan, nüfus yerine takımlar baz alınmıştır.  Yatay eksende takımların kümülatif oranları, dikey eksende ise bu takımların elde ettiği puanların kümülatif oranları yer almaktadır.  Lorenz eğrisi yüzde olarak ligdeki toplam alınan puanların ne kadarını kaç takımın aldığını göstermektedir. İdeal/ Mutlak eşit  puan dağılımı sisteminde  yüzdelik dilimler halinde yatay ve dikey eksenleri 20’ lik dilimlere ayırdığımızda  takımların kümülatif olarak % 20’si toplam puanın %20’sini, takımların kümülatif olarak % 40’si toplam puanın %40’ını almalı ve bu seri bu şekilde devam etmelidir. Bunun gerçekleştiği durumda  'tam eşitlik doğrusu' üzerinde bir denge sağlanır ve bu eşitlikçi durumu ifade eder. Pek çok nedenden ötürü bunun gerçekleşmesi oldukça zordur. Bu durumda eşitsizliğin ölçütünün ne olduğu önem kazanmaktadır. Lorenz eğrisinin tam eşitlik doğrusuna ne kadar yakın olursa bu arzu edilen duruma yaklaşıldığını gösterir. Mutlak eşitlik doğrusundan uzaklaşıldıkça eşitsizlik olduğu anlamına gelmektedir.

 

Sezonsal Lorenz Eğrisi Türkiye 1.Ligindeki bir sezon sonunda takımların topladıkları puanların toplamının , ligi oluşturan takımlar arasındaki dağılımını ifade etmektedir.  Buradaki tanımlamadan da anlaşılacağı üzere, Sezonsal Puan dağılımında puanın takımlar  arasındaki dağılımı ön plandadır. Takımlar arasındaki güç dengesinin göstergelerinden biri olarak kabul edebileceğimiz toplanan puanlar ve bunların dağılımından beklediğimiz  ilk hedef takımlar arasında puan eşitsizliklerinin belirlenmesidir. Bu anlamda analizimiz belirli bir grup takımı baz almakta ve statik bir analizdir. 

 

Takımlar arası puan dağılımında eşitsizlikler, takımların  aldıkları puanın büyüklüğüne göre belirlenir. Bu çalışmanın literatürde puan baz alarak uygulanmasının bir nedeni de futbolda sonuca dayalı ve puana bağlı oluşan ve başarıyı ve başarısızlığı kendi içinde sıralayabilen bir gösterge olmasıdır. Bu konuda en açık ve erişilebilir veriler mevcuttur. Aynı çalışmayı takımların gelirlerini baz alarak da yapmak mümkündür.   

 

                    

Yapılan analizlerde Türkiye 1.Futbol en iyi dağılımın olduğu sezon 1979-1980 olarak karşımıza çıkarken; en kötü dağılımın olduğu sezonlar ise 1996-1997; 2004-2005 sezonlarını görüyoruz.  Bu sonuçlar diğer analizlerimizle de paralellik gösteriyor. 53 yıllık toplam puan durumunun  lorenz egrisine uyarlanması durumunda ise tüm Türkiye ligi tarihindeki özellikle 3 büyük kulübün ağırlığı daha net şekilde hissediliyor. Fenerbahçe, Galatasaray , Beşiktaş ve Trabzonspor’un 53 sezonda toplam puanların yaklaşık 1/3’ünü topladıklarını gözlemliyoruz.  65 takımın bugüne kadar ligimizde mücadele ettiği düşünüldüğünde sadece 4 takımın toplam puanların üçte birini almış olması ligdeki bu takımların ağırlıklarının ne denli yoğun olduğunun bir göstergesi olarak kabul etmek gerekiyor.

 

Buna karşın rekabet açısından bakıldığında ise bu durumun ne yazık ki çok da olumlu bir gösterge olarak algılanmaması gerekiyor. 4 takımı topladıkları puanlar açısından izleyen 8 takıma baktığımızda sırasıyla Ankaragücü, Altay, Bursa, Gençlerbirliği, Samsunspor, Göztepe, Eskişehirspor İstanbulspor ve Sivasspor izliyor. Diğer grupta yer alan bu 9 takımın bugün sadece dördü  Türkiye süper liginde oynuyor.  

 

Türkiye 1.Futbol Ligi 1959-2009 Lorenz Eğrisi

 

 

 Yukarıdaki tablo bize Türkcell Süper Lig’de gelir dağılımı açısından çok önemli bir dengesizliğin bulunduğunu ortaya koyuyor. Henüz gelirlerin bu kadar artmadığı  başlangıç döneminde  gelirlerin dağılımında çok büyük bir fark bulunmazken; Lig’deki tüm takımların gelirden eşit ölçüde pay aldığını gözlemleyebiliyoruz.  Nitekim, Mutlak Eşitlik Doğrusu’na bakıldığında,  Türkiye Profesyonel futbol gelirlerinin  ligdeki takımlar arasında bir uçurum yaratmayacak şekilde dağıtıldığını; bu nedenle de Lorenz eğrisinin  mutlak eşitlik doğrusu ile çakıştığını görebiliyoruz. Ancak daha sonraki yıllarda bu eşitlik eğrisinin hızla 45°'lik doğrudan uzaklaşmaya başladığını; bu nedenle Lorenz eğrisinin tam eşitlik doğrusundan uzaklaşmaya başlayarak daha çukur hale geldiğini ve gelir paylaşımındaki eşitsizliğin daha sonraki yıllarda giderek arttığını görüyoruz.

 Gini Katsayısı

 

Gelir dağılımı dengesizliklerini İtalyan istatistikçisi Gini bir katsayı ile göstermiştir. Gelir eşitsizliğini tek bir değerde özetleyen Gini katsayısı, kişisel gelir dağılımını ölçmede en çok kullanılan ölçülerden biridir. Katsayı sıfır ile bir arasında değerler almaktadır. Gelir dağılımı iyileştikçe katsayı sıfıra, gelir dağılımı bozuldukça katsayı bire yaklaşmaktadır. Gini katsayısının değeri gelir düzeyinin büyüklüğüne değil, farklı gelir düzeyleri arasında kalan kişilerin sayısına bağlıdır.

 

Gini oranı, Lorenz eğrisine bağlı olup Lorenz ile köşegen arasında kalan alanın,köşegenin altında kalan toplam alana oranına eşittir. Gini oranının artması eşitsizliğin arttığını, azalması ise eşitsizliğin azaldığını gösterir. Analizimizde Gini Katsayısı her sezon için ayrı ayrı hesaplanmış ve belirli bir sezonda puan dağılımının ne denli adil gerçekleştiği araştırılmıştır. Bu oran büyüdükçe puan dağılımdaki eşitsizlik artıyor demektir. Bir ligde puan adaletli olarak paylaşılmışsa Gini katsayısı “0”’a eşit olacaktır. Bu katsayısı arttıkça eşitlik bozuluyor anlamına gelir. “0” ve “1” katsayıları  iki uç noktayı temsil etmektedir.  Genellikle hesaplanan değerler bunların arasında yer almaktadır. 

Türkiye Profesyonel Futbol Ligi’nde Yıllar İtibariyle Gini katsayısı Bakımından Gelir Dağılımındaki Dengesizliğin Gelişimi (1954-2009)

 

Lorenz eğrisinden hareketle hesaplanan Gini katsayılarının yıllık değişimleri yukarıdaki tabloda gösteriliyor. Yukarıda Gini Katsayılarının oluşturduğu dalgalı trendi gösteren eğilim çizgisi ile bu eğilimlerin doğrusal ortalama eğilimini gösteren doğrusal gini katsayısı eğilimini iki farklı trend olarak görebiliyoruz. Bu tabloya göre ortalama Gini katsayısı 14,8’dir. Lorenz eğrisinde gösterildiği gibi dağılımın en bozuk olduğu sezonlar olarak karşımıza 1996-1997(0,22), 2004-2005(0,20), 1988-1989(0,20), 1991-1992(0,20), 1992-1993(0,20) sezonları çıkıyor. Tablodan da görüldüğü üzere gelir dağılımındaki dengesizlik eğrisi özellikle 1980’den sonra hızla artmaya başlamış ve 1996-1997 sezonunda en üst noktaya gelmiştir.  Ancak bu dengesizlik daha sonra Dr. Levent Bıçakcı federasyonunun 2005 yılında havuz gelirleri dağıtım kriterlerinde yaptığı değişikliklerle tekrar bir miktar azalmaya başlamış ve gini katsayısı sıfıra doğru yönlenmiş; ancak kulüplerin gelirlerinde özellikle de büyük kulüplerin yaptığı uzun vadeli sponsorluk sözleşmeleri, logolu ürün satımındaki gelir artışları; statların renove edilmesi nedeniyle maç günü gelirlerindeki artış, tekrar gini katsayısının yukarıya (1’e doğru; yani dengesizliğin tekrar giderek artması) yönlendiğini ortaya koyuyor.

 

Tarihsel Demografi Açısından Rekabet

Lorenz eğrisi ve Gini Katsayısı ile Türkiye Profesyonel Futbol Ligi’nde gelir dağılımındaki dengesizliğin tarihsel gelişimini ortaya koyduk. Rekabet analizinin eksik kalmaması bakımından ayrıca bölgelere göre Türkiye Profesyonel Futbol Ligi’nde Temsil’e de bakmamız gerekiyor.

 

Aynı şekilde ekonomik analizlerde uygulanan bölgesel gelir dağılımı  çalışmaları, 1. Türkiye Liginde mücadele eden takımların coğrafi dağılımı bağlamına uyarlandığında da 53 Yıllık sezonda yer alan 65 takımın coğrafi bölgelere göre dağılımında da dengesizlikler gözleniyor.  

 

Bölgelere göre Türkiye 1.Liginde Temsil Edilme

Marmara

Yıl

İç Anadolu)

Yıl

BEŞİKTAŞ

53

MKE ANKARAGÜCÜ

47

FENERBAHÇE

53

GENÇLERBİRLİĞİ

37

GALATASARAY

53

ESKİŞEHİRSPOR

23

BURSASPOR

40

KAYSERİSPOR

15

İSTANBULSPOR AŞ

27

ANKARADEMİRSPOR

13

KOCAELİSPOR

20

PTT

12

VEFASPOR

14

KONYASPOR

11

SARIYER

13

HACETTEPE

9

SAKARYASPOR AŞ

11

ŞEKERSPOR

6

FERİKÖY

9

ŞEKERHİLAL

4

BEYKOZ

8

BŞB ANKARASPOR

4

KASIMPAŞA

8

YİMPAŞ YOZGATSPOR

2

KARAGÜMRÜK

6

GENÇLERBİRLİĞİ OFTAŞ SPOR

2

ZEYTİNBURNU

5

KAYSERİ ERCİYES SPOR

1

BAKIRKÖYSPOR

3

KIRIKKALE

1

DARDANEL AŞ.

3

PETROLOFİSİ

1

İSTANBUL BELEDİYE SPOR

3

   

ADALETSPOR

2

Güneydoğu

yıl

BEYOĞLUSPOR

2

GAZİANTEPSPOR

20

YEŞİLDİREK

2

DİYARBAKIRSPOR

11

BALIKESİRSPOR

1

SİİRT JETPASPOR

1

Ege

Yıl

Karadeniz

Yıl

ALTAY

41

TRABZONSPOR

35

GÖZTEPE

25

SAMSUNSPOR

28

DENİZLİSPOR

16

BOLUSPOR

20

KARŞIYAKA

16

ZONGULDAKSPOR

14

ALTINORDU

10

ÇAYKUR RİZESPOR

15

İZMİRSPOR

10

ORDUSPOR

9

VESTEL MANİSASPOR

5

GİRESUNSPOR

6

AYDINSPOR

3

DÇ.KARABÜKSPOR

3

 

 

AKÇAABAT SEBATSPOR

2

Akdeniz

Yıl

Dogu Anadolu

Yıl

ADANASPOR

21

MALATYASPOR

10

ADANADEMİRSPOR

17

VANSPOR

5

ANTALYASPOR

13

ERZURUMSPOR

3

MERSİN İDMANYURDU

11

ELAZIĞSPOR

2

KAHRAMANMARAŞSPOR

1

 

 

 

Bugüne kadar Marmara Bölgesi 21 takımla 1.ligde temsil edilmiştir. İç Anadolu Bölgesi ise 15 takımla temsil edilirken; Karadeniz Bölgesi 9 takımla; Ege bölgesi ise 8 takımla 1.Lig’de temsil edilebilmiş. Bu 4 bölge toplam temsilin yüzde 81’ini oluşturuyor.  En az temsil edilme şansı bulunan bölgemiz 3 takımla G.Doğu Anadolu ve 4 takımla Doğu Anadolu Bölgesidir.  Bu durum aşağıdaki tablodan da net olarak görülüyor.

 

Bölgelere göre Türkiye 1.Liginde Temsil Edilme ve Yüzde Dağılımı

Bölge

Sezon

Yüzde

Marmara

21

32,00

İç anadolu

15

23,00

Karadeniz

9

14,00

Ege

8

12,00

Akdeniz

5

8,00

Doğu Anadolu

4

6,00

G.Doğu

3

5,00

Toplam

65

100,00

Temsil edilen her sezonu dikkate alarak yapılan ağırlıklı temsili baz aldığımızda ise Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray 53 sezonun hepsinde yer almaları nedeniyle temsilde Marmara bölgesinin ağırlığı  artmıştır. Marmara, Karadeniz, İç Anadolu ve Ege’nin ağırlıklı temsildeki payı %81’e kadar yükselmiştir.   

 

Futbolun ülke sathında yaygınlığı açısından bakıldığında Türk futbolunun tarihsel süreçte Marmara odaklı olduğunu ve bunu İç Anadolu, Karadeniz ve Eğe bölgelerinin takip ettiğini görüyoruz.  İlk 3 bölgeye Eğe bölgesini de dahil ettiğimizde lig tarihinde 4 bölgenin ağırlığı % 81’e ulaşmaktadır ki, bu da bize ligin aslında 4 bölgeli bir lig olduğunu gösteriyor. Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu takımları temsilde oldukça geride kalmış durumdalar.  

 

Bursaspor Bölgesel Avantajlarını İyi Kullanırsa Şampiyon Olabilir

Yukarıdaki verileri birlikte değerlendirdiğimizde Marmara Bölgesi’nin gerek ekonomik, gerekse demografik açıdan Türkcell süper Lig’de önemli bir ağırlığı bulunuyor. Bugünkü durum itibariyle Marmara Bölgesi’nden 7 kulüp Süper Lig’de top koşturuyor.

 

Bursaspor sahip olduğu camia, taraftar kitlesi, demografik ve sosyo-ekonomik ortam bakımından diğer Anadolu kulüplerinden farklı potansiyel ve yeteneklere sahip görünüyor. Türkiye’nin Süper Lig’e en çok takım veren Marmara bölgesinde yer alan Bursa ili, Bursaspor’a  çok önemli avantajlar sağlıyor. Türkiye’de yaratılan Gayrisafi Milli Hasılanın üçte ikilik kısmının üretildiği bu coğrafya da yer alan Bursa ekonomik olarak ta diğer Anadolu takımları ve illerinden farklılıklar gösteriyor.

 

İstanbul’a fiziki yakınlık; Marmara Bölgesi’nin sağladığı sinerjik katmadeğer; kulübün sahip olduğu  tarihi sportif başarı kültürü; güçlü taraftar ve her maçta dolan bir stat; sosyo-ekonomik yaşam biçiminin Avrupai bir nitelik taşıması Bursaspor’a çok farklı bir vizyon veriyor, çok özel bir misyon yüklüyor.

Bursaspor’un sahip olduğu yukarıdaki faktörler, Bursaspor’u şampiyonluğa yürütebilir.  

 

SONUÇ 

Yukarıdaki verilerin ışığında Türkcell Süper Lig’de genel bir rekabet dengesi analizini yaptığımızda;  ülkemizde rekabetçi dengenin dengesizlik temelinde konumlandığını görüyoruz. Türkcell Süper Lig’de rekabeti belirleyen Marmara Bölgesi ve bu bölge içinde de İstanbul  kulüpleri  dönemsel ve tarihsel rekabette üstünlüğü ellerinde tutuyorlar. Bugüne kadar 15 ekibin İstanbul’u temsil ettiği profesyonel futbol liginde 3 büyüklerin kesin ve tartışmasız bir üstünlüğü bulunuyor. 53 yıllık profesyonel futbol liginde üç kulübümüzün toplam şampiyonluk sayısı 46’ya ulaşıyor. Trabzonspor’un 6 şampiyonluğunu da dikkate aldığımızda toplam 52 şampiyonluk sayısının %88’i  Üç Büyüklere gitmiş durumda. Toplam 52 şampiyonluk sayısının %88’ini kendi aralarında paylaşan Üç Büyükler’in bu süreçte oluşan  toplam puanların sadece %32’sini alabilmeleri ise sportif performans ile şampiyonluk arasında çok büyük bir çelişkinin de varolduğunu bize gösteriyor.

 

Dönem dönem Türkcell Süper Lig’de rekabetçi dengeye yaklaşılsa da genel olarak 90’ l ı yıllardan bu yana rekabetçi dengenin giderek daha da bozulduğu gözlemleniyor. Özellikle Türkiye 1. Ligi’nin isminin değiştiği 1992 yılından bu yana haksız rekabetin giderek Üç Büyüklerin lehine çalıştığı; gelirlerde bu kulüplerin lehine bir yoğunlaşmanın yaşandığı; buna bağlı olarak şampiyonlukların da bu takımlara gittiği açıkça görülüyor.

 

Süper Lig’de toplam puanların 1/3’ünü alan üç takımın her sene 1/3 şansla şampiyonluğa ulaşmaları Türkcell Süper Lig’de dengede bir rekabetin olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Bu dengesizlik ekseninde ligde zaman zaman bazı Anadolu kulüplerinin çok önemli çıkışları gözlemlense bile, bu rekabetçi denge yeniden dengeyi sağlayacak şekilde konumlandırılmadığı sürece Anadolu Kaplanlarının  şampiyonlukları kalıcı olamayacakmış gibi görünüyor. Dengede rekabeti kurabilmenin yolu Türk Futbol örgütlenmesinin yeniden yapılanmasından geçiyor. Gelirlerin dengeli dağıtılabildiği; giderlerin ve bütçelerin sıkı denetlenebildiği; kurumsal yönetimin egemen bir yapıya dönüştürüldüğü oranda performans ta dengeli olarak artabilecektir.

 

Ayrıca Süper Lig’in dengesiz demografik dağılımı da rekabetçi dengeyi olumsuz etkiliyor. Bu kapsamda daha çok takımın daha farklı bölgeden katılımına olanak sağlayacak bir futbol alt yapısının ve üst yapısının oluşturulması gerekiyor. Kanımca bu bağlamda 20 takımlı ligin bütün yönleriyle tartışılmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Lige katılan takımların bölgesel dağılımındaki dengesizlik,  7 bölgeli ülkemizi  ve 53 yıllık geçmişi bulunan Süper Lig’i adeta 4 bölgeli bir lig haline getirmiştir. Bu bulgular etrafında rekabetçi düzen için neler yapılabileceği, gelir artırıcı politika önermeleri , rekabet yapısını düzenleyici önlemler  ve öneriler bu sütunlarda ve kitaplarımızda detaylıca ele alındığından burada tekrar etmek istemiyoruz. Bu analizimiz içinde Bursaspor’un şampiyonluğunun teorik olarak mümkün olabileceğini; Bursaspor’un olası bir şampiyonlukta bile pratikte çok büyük zorlukların Bursaspor’u beklediğini tekrar vurgulayalım.{jcomments on}

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  41729  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43522123

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.