Kim Kimin Futbolcusunu Çalıyor?
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Vizyon & Misyon

Kim Kimin Futbolcusunu Çalıyor?

Tuğrul Akşar/9 Ocak 2012

Biz şike olaylarına odaklanmışken, geçen hafta gazete sayfalarında futbolumuzun geleceğini çok yakından ilgilendiren ilginç bir haber vardı. Her ne kadar gazete sayfalarında kendisine genişçe yer bulsa da, gündemimizde çok fazla yer bulamadı. 

 

Habere göre Almanlar Türk futbolcuları çalıyordu. Bu tez  bir Türk’ten gelseydi belki, bu kadar etkili olmazdı. Ancak, bu tezi ortaya atan ve savunan bir İtalyandı. İngiliz milli takımının teknik direktörü Fabio Capello, “Almanlar Türkleri çalıyor. UEFA başkanı Platini’nin bu konuda adım atmasını bekliyorum” diyordu. Bu hafta bu konuyu birlikte tartışalım istedim. Gerçekten kim kimin futbolcusunu çalıyor? Bu soruya verilecek yanıt Capello’nun haklı mı, haksız mı olduğunu ortaya çıkartmaktan çok, ülke olarak bizim neyi ıskaladığımızı da bize gösterecek.

 

Futbolda Gelecek, Nüfusu ve Yetenek Havuzu Zengin Ülkelerin Olacak

 

Konunun bir başka önemli yanı da bu tartışmayla gündeme gelen “göçmen futbolcu” sorunu. Bu konu futbolun geleceğini şekillendiriyor. Çünkü, nüfusu fazla, yetenek havuzu zengin ülkeler önümüzdeki belki yirmi yıl içinde futbolun efendisi olabilecek ülkeler. Bu ülkeler bu potansiyele yüksek oranda sahipler.

 

Simon Kuper ve Stefan Syzmanski’nin birlikte yazdıkları ve orijinal ismi “Soccernomics” olan ve Türkçe’ye “Futbolun Şifreleri” olarak çevrilen kitapta da vurgulandığı gibi, “Genel anlamda yoğun nüfuslu ülkelerin, daha fazla yetenekli insan sağlaması daha yüksek olasılıktır. Ayrıca zengin ülkelerin yetenek bulma, eğitme ve geliştirme anlamında daha iyi olduğunu gördük. Kısacası, başarılı bir futbol ülkesi olmak için tecrübe, nüfus ve zenginlik gerekir” (Futbolun Şifreleri, İthaki Yayınları, sh.365.)

İsterseniz gazetelerde çıkan haberi kısaca anımsayalım.

 

Fabio Capello: Almanlar Türkleri Çalıyor

 

Almanların son zamanlarda U17 ve  A milli takım bazında önemli bir gelişim içinde olmaları, U17 takımlarının 2011’de Meksika’da yapılan Dünya Şampiyonası’nda üçüncü olması ve kadrolarında on üç Türk oyuncuyu barındırması ve bunlardan sekizine kadroda yer vermesinin yanı sıra, Alman milli takımında yer alan Mesut Özil, Serdar Taşçı ve İlkay Gündoğan’ın başarılı bir performans göstermeleri, İngiltere’nin teknik direktörü Fabio Capello’nun Daily Mail’e Türk asıllı oyuncuların Alman Milli takımını seçmeleriyle ilgili “Alman Futbol Federasyonu, ülkede yetişen genç yetenekli yabancıları milli takımlarında oynatarak onları çalıyor. Özellikle Türkiye, bu durumdan fazlasıyla etkileniyor. Çünkü Almanya’da milli takımlarda Türk asıllı beş futbolcu yer alıyor. Neler olduğunu biliyoruz. Onlar  pasaport verilerek kandırılmış. Bu işin mutlaka bir sınırı olmalı.  Artık bu konuda bir sınır çizilmeli. Kurallar belirlenmeli. Zengin kulüpler dünyanın her tarafında genç futbolcuları izliyorlar. Gözlerine kestirdiklerine büyük imkanlar sunuyorlar. Ama bu gençlerin ülkelerinin karşılaşacağı sonuçlar onları ilgilendirmiyor. Bu oyuncular yeni pasaport alıyorlar. Alman takımında beş Türk kökenli oyuncu yer alıyor. Bunun da nasıl gerçekleştiğini hepimiz çok iyi biliyoruz.” şeklindeki açıklaması, Avrupa futbolunda “göçmen futbolcu kavgası”nı da başlatmış oldu.

 

Bu konuda UEFA Başkanı Michel Platini’nin adım atmasını isteyen Capello, “Fakir ülkelerde yetişen futbolcuların kulüplerinin bir şekilde korunmasının gerektiğini vurgulayarak, “Platini ile bu konuda görüştüğünü, bu görüşmenin sonucunda ileride kulüplerin çok küçük yaşta oyuncuları transfer etmesinin yasaklanacağını” belirtti.

 

Capello’nun fitini ateşlediği “göçmen futbolcu kavgası”nda Almanya, Belçika, İsviçre ve Avusturya’ya yıldızlarını kaptıran Türkiye, Hırvatistan, Sırbistan, ve Bosna gibi ülkelerin tavrını şimdiden herkes merak ediyor.

 

Almanların Alt Yapısında Türk Oyuncu Kaynıyor

 

Alman basını, bu açıklama karşısında milli takımlarında sadece bir Türk oyuncunun yer aldığını belirtmesine karşın, aslında durum çok farklı görünüyor. Panzerlerin alt yapısında Türk oyuncu kaynıyor.  2010’da Meksika’da yapılan Dünya Şampiyonası’nda 3. olan Alman U 17 Milli Takımı’nda toplam sekiz Türk kökenli oyuncu vardı. Bu oyuncular Almanların elit okullarında eğitimlerini sürdürüyorlar. Altyapılarından başlamak üzere eğitimlerini sürdükleri akademilerde geleceğin Alman milli takımına hazırlanıyorlar.

 

Almanya U17 Milli Takım Formasını Giyen Türkler

Futbolcu

Takımı

Mevkii

Koray Günther 

Schalke

Defans

Levent Ayçiçek

W.Bremen 

Defans

Emre Can

B.Münih

Defans

Kadir Gökyar

Schalke

Defans 

Okan Aydın

B.Leverkusen

Forvet

Samed Yeşil

B.Leverkusen

Defans

İlkay Durmuş

Hoffenheim

Defans

Koray Kaçinoğlu

Duisburg

O.Saha

Arif Ekin

Augsburg

Forvet

Levin Öztunalı

Hamburg

O.Saha

Sinan Kurt

Borussia Mönchengladbach

Forvet

Erdal Öztürk

Hoffenheim

Forvet

Murat Bildirici                        

Wolfsburg 

Forvet

 

Türkler Neden Alman Takımını Tercih Ediyor?

 

Bu konuya yönelik yaptığımız inceleme ve araştırmaların sonucunda belli başlı yedi faktörün, Türk asıllı oyuncuların bayrak seçiminde önemli bir rol oynadığını gözlemledik.

 

Bu faktörleri aşağıda sizlerle paylaşıyoruz. Ancak bu faktörlerin içinde en zorlayıcı ve belirleyici öge ise “Yabancılar Yasası”. Bu konu üzerinde durmamız önemli.

 

Türk asılı oyuncuların milli forma  seçiminde etkili olan en önemli yedi faktör:

  • 1.Yabancılar Yasası,
  1. 2.Adaptasyon,
  2. 3.Genç oyunculara Sağlanan maddi ve Sosyal Olanaklar,
  3. 4.Türkiye tercihini yapan oyuncunun A Milli takıma yükselememesi,
  4. 5.Alman futbolunun (Mesut Özil örneğinde olduğu gibi) bu futbolculara gelecekte daha farklı ve zengin olanaklar sunma potansiyeli,
  5. 6.Alman futbolunun alt yapı olarak çok güçlü olması ve yetenek gelişimine daha fazla olanak sağlaması,
  6. 7.Almanya’da Yaşayan Türk asılı oyunculara yönelik bütçe ve alt yapımızın yeterli olmaması.

 

Yabancılar Yasası Gençlerimizi Zorluyor

 

Almanya’da yürürlükte olan “Yabancılar Yasası” burada yaşayan Türk gençlerinin önündeki en önemli engel olarak ortaya çıkıyor. 2000 yılında yürürlüğe giren yasa gereği, Almanya’da doğan yasal olarak çifte vatandaşlık hakkına sahip gençler, 18-23 yaşları arasında iki vatandaşlıktan birini seçmek zorunda. Göçmen çocuklara çifte vatandaşlık hakkı en geç 23 yaşına kadar tanınıyor. Bu geçici bir hak. 23 yaşına kadar çifte vatandaşlık hakkının saklı kalması için ise 21 yaşına kadar “vatandaşlığı koruma” dilekçesi vermek gerekiyor.         

 

Şüphesiz forma seçiminde en önemli etmen “Yabancılar Yasası”. Aslında bu yasa bizim Almanya’da yaşayan ve futbol oynayan bazı Türk oyuncuları 2000 öncesi ve sonrası milli takıma davet edip oynatmaya başlamamızla, özellikle de Yıldıray, Hamit ve Halil Altıntop kardeşleri ve Nuri’yi Türklere kaptırdıklarının farkına varmalarından sonra  Almanlar böyle bir yasayı çıkarttılar.

Nitekim, Alman Futbol Federasyonu (DFB) Spor Direktörü Matthias Sammer, bu konuda Alman Kicker dergisine yaptığı açıklamada da dile getirdiği gibi, “önceleri ülkedeki göçmen kökenli futbolcuların potansiyelinin bilincinde olmadıklarını” belirterek, “günümüzde bu tutumu değiştirdiklerini ve göçmen kökenli oyunculardan büyük ölçüde faydalanmaya çalıştıklarını” ifade etmesi, bu yasanın neden çıkartıldığını açıklıkla ortaya koyuyor.

 

Adaptasyon Önemli

 

İkinci önemli faktör: Adaptasyon…Alman futbol alt yapısında görevli uzmanlara göre, Almanya’da yetişen Türk asılı oyuncuların Türk forması yerine Panzerleri seçmelerinde adaptasyon sürecinin etkili olduğunu savunuyor.

 

Genç oyuncuların eğitimlerini ve yaşamlarını Almanya’da sürdürüyor olmaları forma tercihinde ikinci çok önemli etken. Bunun yanı sıra, Almanların genç oyunculara tanıdıkları maddi ve sosyal olanaklar bu oyuncuların bayrak tercihinde önemli rol oynuyor.

 

TFF’nin 500 Bin Euroluk Bütçesi

 

Türk Futbol Federasyonu yaklaşık 500 bin Euroluk bir bütçe ve 25 gözlemci ile  Almanya ve Avrupa’daki Türk asıllı oyuncuları takip etmeye ve onları Türk futboluna kazandırmaya çalışıyor. Bu bütçe ve sayı yeterli olmadığı gibi, bu işle görevlendirilen kişilerin yeterlikleri ve ehliyetleri de çok önemli.

 

Türk Milli Takımını Seçmeyen Türk Asıllı Oyuncular     

Futbolcu

Oynadığı Milli Takım

Ekrem Dağ

Avusturya

Veli Kavlak

Avusturya

Tanju Kayhan

Avusturya

Eren Derdiyok

İsviçre

Gökhan İnler

İsviçre

Mesut Özil

Almanya

Serdar Taşçı

Almanya

İlkay Gündoğan

Almanya

Aras Özbiliz

Ermenistan

 

Yurtdışında Yetişmiş Olup Bizi Seçen Futbolcular

Futbolcu

Takımı

Hamit Altıntop

Real Madrid

Halil Altıntop

Trabzonspor

Nuri Şahin

Real Madrid

Gökhan Töre

Hamburg

Ömer Toprak

Leverkusen

Mehmet Ekici

Werder Bremen

Tunay Torun

Hertha Berlin

 

Türk Futbol Federasyonu Neler Yapabilir?

 

Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde top koşturan gençleri milli takımlarımıza kazandırmak bu konuda ciddi bir strateji gerektiriyor. Bu stratejiye uygun bir vizyon ve misyonun belirlenip, buna göre bir yol haritasının oluşturulması, Türk futbolunu ileriye taşıma hamlelerinin anlamlı olabilmesi bakımından son derece önemli.  

 

Büyüyen Bir Ekonomi, Büyüyen Bir Nüfus ve Artan Tecrübe Paradigma Değişimi Gerektiriyor

 

Bugün 1 Trilyon dolara yaklaşan bir GSMH, 75 milyona ulaşan bir Nüfus ve son on beş yılda oluşan tecrübe Türk futbolunda bir paradigma değişimine zorluyor. Daha doğrusu koşullar bunu gerektiriyor. Çok değil, bundan on-onbeş yıl sonra bunun  farkına varabilen/varabilecek ülkeler futbolda/sporda fark atmaya, fark yaratmaya başlayacaklardır. Ben bu konuda en yüksek potansiyeli Türkiye’de görüyorum.

 

Olaya Sadece Bir Scouting Konusu Olarak Yaklaşmayalım

 

Yarattığı yaklaşık 600 milyon Euroluk bir gelirle Avrupa’nın en büyük altıncı futbol ekonomisine sahip ve yetenek havuzu son derece gelişmiş bir futbol liginde, ülkemizi bir futbol ülkesine dönüştürebilmek için önemli anlayış ve strateji değişikliklerine gitmemiz gerekiyor. Bu bağlamda, TFF bu konuda yeni ve çağın gereklerine uygun bir vizyon ve misyon içinde yeni stratejiler üretmeli ve bunları yaşama geçirmelidir. Mevcut anlayışımız ve yapılanmamız bizi ileriye taşımakta yetersiz kalmıştır. Olayı “scouting” ile sınırlandıran dar bir anlayışla hareket edilmemelidir. Çünkü, konu artık bir “scouting”  olayından çok daha farklı bir boyuta ulaşmış durumda.  “Scouting” bu stratejinin sadece bir alt yapılanması olmalı bence.

Kısacası, TFF bu konuda artık bir paradigma değişimine gitmelidir. Çünkü, bugün gelinen noktada konu artık sadece bir “oyuncu izleme ve bulma” olayından daha farklı boyutlara yönelmiştir. Olayın coğrafi, demografik, sosyolojik ve iktisadi/mali özellikleri devreye girmiş durumda.

 

Yeni Stratejiler Oluşturmalı ve Hayata Geçirmeliyiz

 

Eğer Türk Futbol Federasyonu 2010 yılında yaptığı stratejik planla Türk Futbolunu İleriye taşıyacaksa, bu konuya ayrı bir pasaj açılmalı. Çünkü, oluşturulan planda bu konu sadece bir cümle ile geçiyor ve buna ilişkin herhangi bir aksiyon ve stratejiden bahsedilmiyor.    

 

Bu stratejiyi başarıya ulaştırabilmenin yolu  her şeyden önce Avrupa’da oynayan Türk asılı oyuncuları milli takımımızı seçmeye cezbedecek alternatif ve olanakları, bu  vizyon ve misyonun emrine vermekten geçiyor. Buna uygun bir bütçelemeye gidilmesi, cezbedici sosyal ve maddi olanakların  sağlanması, gözlemci sayısının artırılmasından daha çok, bu kişilerin uluslararası yeterlik ve yetenekte olmalarının sağlanması,  bu konuya yönelik aylık, yıllık aksiyon planlarının yapılması, sonuçların kısa periyotlarda analiz edilerek değerlendirilmesi ve yeni aksiyonların alınması, TFF’de bu konuya ilişkin oluşturulan komitenin daha kurumsal ve yeterli bir yapıya büründürülmesi, TFF nezdinde bu konuya yönelik önemli bir fon oluşturulması, TFF’nin bu konuyu bir scouting  konusu olarak görmemesi, altyapı kalitesinin yüksek tutulması ve UEFA nezdinde bu konuya ilişkin lobi çalışmalarına hız verilmesi ve Capello’nun çıkışını iyi bir fırsat olarak görüp değerlendirmek ve buna ilişkin Alman Federasyonu ve diğer ülke federasyonlarını zorlayıcı eylem planlarının hayata geçirilmesi, kısacası Capello’nun bu çıkışına sessiz kalınmaması , aksine diğer ülkelerle birlikte ortak eylem planları oluşturulması için uluslar arası diplomatik, politik çalışmalara ağırlık verilmesi gerekiyor.  

 

Sonuç

 

Bu konuda gerekli aksiyonları almaz ve bunları uygulayamazsak, Almanları “oyuncularımızı ayarttıkları” için suçlayamayız. Bu futbolcuların gelişimi için çok önemli olanakları seferber eden ve ciddi alt yapılarıyla zaten doğal olarak Alman milli takımını seçmeleri gereken bu genç oyunculara yönelik biz gereken emeği vermez ve sadece yabancılar yasasına sığınırsak bu konuda yol alma şansımız yok.

 

Yetmiş beş milyonluk bir nüfus içinde yetenek havuzumuzu genişletme yerine, Almanya’daki yaklaşık 4,5-5 milyonluk bir nüfustan bu yetenekleri bulmaya ve yaratmaya çalışmak, bu konuda ciddi yanlışlarımızın olduğunu ortaya koyuyor. Tabi ki, buradaki yetenek havuzunu göz ardı edemeyiz ama biz kendi yetenek havuzumuzdan yeni yetenekler çıkartmak için ne yapıyoruz? Alt yapımız ne kadar çalışıyor? Ne kadar önem veriyoruz? Kulüplerin mali tablolarında altyapılarına ayırdıklarını gösterdikleri fonların ne kadarlık kısmı alt yapıya gidiyor? Bu tutarlar ne ölçüde gerçeği yansıtıyor?

Bu sorular sanki bizim bu oyuncuları Almanlardan ayarttığımız hissi veriyor bana…{jcomments on}

 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  25040  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43522494

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.