TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU’NUN YENİDEN ORGANİZASYONU
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Vizyon & Misyon

TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU’NUN YENİDEN ORGANİZASYONU

 

  Tuğrul AKŞAR/Mayıs 2005

 

 

 

1 - TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONUN ÖZERKLEŞMESİ

Futboldaki gelişim ve değişim,  futbolun sadece bir spor dalı olmadığını da ortaya çıkarttı.

 Futbolun yarattığı parasal değerlerin giderek büyümesi ve futbola olan ilginin yaygınlaşması, lokal federasyonlar nezdinde bu spor dalının bağımsız bir yapı  içerisinde yönetilmesini zorunlu kıldı. Ülkemizde,  17.6.1992 tarihinde 3813 sayılı Kanunla Türkiye Futbol federasyonu özerk hale getirildi. Kanunun 1 inci maddesiyle, futbol faaliyetlerini millî ve milletlerarası kurallara göre yürütmek, teşkilatlandırmak ve Türkiye'yi futbol konusunda yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek üzere özel hukuk hükümlerine tabi, tüzelkişiliğe sahip, özerk Türkiye Futbol Federasyonu kuruldu. Faaliyete geçtiği günden beri özerk Futbol Federasyonu, faaliyetlerini büyük bir başarıyla da sürdürdü.

Yeni Yasa, Futbolun Sorunlarını Çözecek mi?

Günümüzde futbol artık, sadece boş zamanları değerlendirmeye yönelik bir yarışma faaliyeti veya bedenin gelişimini sağlama gibi doğal varoluş nedenlerinin dışında, kazanç elde etme amacı güdülen ticari bir işkolu haline gelmiştir.  Çağımızın en popüler spor dallarından birisi olan futbol, geniş kitleleri etkileyen özelliği ve çekiciliğiyle, bugün dünya genelinde üç milyar insana ulaşabilen, dev bir gösteri endüstrisine dönüşürken; amaç ve işlev olarak uğradığı bu niteliksel değişim ve gelişim, onu kendi içinde iktisadi, mali ve hukuki olarak da yeniden yapılanmaya mecbur bırakmıştır.

Futbolun bugün endüstriyel anlamda ulaştığı en üst aşama olan profesyonellik, kendi iktisadi, mali ve hukuki değerlerini de yaratıyor. Yaratılan katma değerin yüz milyar dolarlara ulaşması, futbolun üzerinde yükseldiği temel ekonomik ve mali dinamiklerin, hem ulusal hem de küresel anlamda, yazılı hukuk kurallarıyla düzenlenmesi gereksinimini de ortaya çıkartmaktadır.

Bugün futbolun spor mevzuatı, temel hukuk ilkelerine uygun olarak bütün ülkelerin iç hukuklarına etki edecek biçimde uluslararası niteliğe dönüşmüştür. Bu bağlamda Uluslararası spor örgütlerine üye olan ülkeler bu kuruluşların benimsediği ilkelere ve talimatlara uyacaklarını peşinen kabul etmişlerdir.

Kanunda Değişiklik Zorunluluğu

Futbolun sürekli gelişmesi ve uluslararası niteliği nedeniyle, hızla değişen koşullara uyumun sağlanabilmesi için anılan kanunda değişiklikler yapılması zorunlu hale gelmiştir. Yeni değişikliklere geçmeden önce, yazımızın bir bütünlük içinde üç bölümden oluşacağını buradan okurumuza iletelim. Buna göre ilk bölümümüzde; mevcut T.F.F.’na yapılan ilave (yeni) değişiklikler üzerinde durulacaktır. İkinci bölümde yapılan değişikliklerin nedenleri ve amaçlarına değinilecek olup; üçüncü ve son bölümde ise, yeni değişikliklerin uygulamada sorunlara ne ölçüde çözüm sağladığını/sağlayacağını irdeleyeceğiz.

2 - FUTBOL FEDERASYONU YASASI’NDA YAPILAN YENİ DEĞİŞİKLİKLER NELER GETİRİYOR?

Mevcut T.F.F. Yasasına ek olarak yapılan temel değişikliklerin neler olduğunu aşağıda belirtmeye çalışalım. “Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın, T.B.M.M.’den onaylanarak geçmesiyle;

  • Futbolla ilgili kişi ve kuruluşların Genel Kurulda yeterli ve etkin bir şekilde temsili sağlanarak, Genel Kurul üye sayısı artırılmış, sporda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de futbolun alt yapısını oluşturan spor kulüplerinin üye sayıları ile spor ürününün asıl sahibi olan spor kulüplerinin oy oranı % 42’den, % 72’ye çıkarılarak Genel Kuruldaki temsil oranları yükseltilmiştir.

  • Kanunun mevcut halinde Başkan ve Yönetim Kurulu üyesi seçilebilmek için aranacak şartlar düzenlenmemiş olduğundan; Yasadaki bu boşluk doldurularak, anılan Kanuna bir madde ilave edilmek suretiyle, Federasyon faaliyetlerini yürütmeye talip kişilerin; vergi ve sigorta borçlarının olmaması, seçim tarihinden önceki beş yıl içerisinde Kanunda belirlenen hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmamış ve Türk Ceza Kanununda öngörülen yüz kızartıcı suçlar ile Devlet aleyhine olan suçları işlemeyenlerden seçilmeleri sağlanmıştır.

  • Başkan vekilleri ile Yönetim Kurulunun bir kısım üyelerini belirleme yetkisi Başkandan alınarak, Genel Kurul ile Yönetim Kuruluna verilmiş ve bu Kurulların etkinliği artırılmıştır. Bu anlamda, mevcut düzenlemede Federasyon Başkanı tarafından seçilen Merkez Hakem Kurulu Başkanı ve üyelerinin, Genel Kurul tarafından seçilmeleri ve ayrı bütçelerinin olması öngörülerek Başkana bağımlılığı engellenmiş ve kamuoyunda bu Kurul ve hakemlerle ilgili tartışmaların önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

  • Federasyon Başkanının üst üste en fazla iki dönem için seçilebilmesi hükme bağlanmaktadır.

Yönetim Kurulunun Oluşumu Yeniden Belirlenmektedir.

  • Yönetim Kurulunun görevleri arasına liglerin isimlerini belirleme, iki başkan vekilini seçme, dopingle ilgili uygulamaları yapma, sporda şiddetin önlenmesi için gerekli tedbirleri alma ve aldırma görevleri eklenmekte, Federasyonda görev yapan personelin sosyal ve mali haklarının tespiti, huzur hakkı ile ilgili düzenlemeler yapılmaktadır.

Denetleme Kurulunun Görevleri Yeniden Düzenlenmiştir

  • Genel Kurul tarafından seçilen Tahkim Kurulu üyelerinin bir kısmının hukuk fakülteleri ile spor yüksek okullarında görev yapan öğretim üyeleri arasından seçilmesi esası öngörülerek, mesleğinde ihtisas sahibi kişilerin Tahkim Kurulunda görev yapmaları sağlanmıştır.

  • Sponsorluk gelirleri, Federasyonun gelirleri arasına eklenmiş olup; bu şekilde başta Süper Lig olmak üzere, diğer Lig’lerin de isim hakları satılabilecektir.

Yeni Yasa Bir Tepki Yasası mı?

 “Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun”da yapılan yeni değişikliklerle, esas itibariyle “başkanlık sultası”nın sona erdirildiğini görüyoruz. Bu amaçla, başkanlık görev ve yetkileri son derece sınırlandırılırken; eski yasa da Yönetim Kurulu ile Merkez Hakem Kurulu, Tahkim Kurulu ve Denetleme Kurulu gibi yardımcı kurullara üye atama yetkisi başkandan alınarak, Genel Kurul’a verilmiştir.

Bu kapsamda yeni düzenleme ile, Yönetim Kurulunun on dört üyesi ile Denetleme, Tahkim ve Merkez Hakem kurulları üyelerinin, Genel Kurul tarafından seçilmesi esası getirilmiştir. Diğer yandan Başkanlık Sultası’nın kalıcı olmasını önlemek amacıyla, Başkan’ın üst üste en fazla iki dönem için seçilebileceği de hükme bağlanarak, Federasyonda farklı kişilerin Başkan olarak görev yapması sağlanmıştır.

Yukarıda belirtilenlerden hareketle, bu yasanın aslında bir tepki yasası olduğunu ifade edersek, yanılmamış oluruz. Geçen sezon yaşanan olumsuzlukların neden olduğu spekülasyonlar, böylesi bir düzenlemeyi, bir yerde zorunlu kılmıştır. Nitekim, yasa değişikliğinin ön gerekçesinde: “Mevcut düzenlemede Federasyon Başkanı tarafından seçilen Merkez Hakem Kurulu Başkanı ve üyelerinin, Genel Kurul tarafından seçilmeleri ve ayrı bütçelerinin olması öngörülerek Başkana bağımlılığı engellenmiş ve kamuoyunda bu Kurul ve hakemlerle ilgili tartışmaların önüne geçilmesi amaçlanmıştır.” ifadesi de, yeni yasal değişikliklerin, “bir tepki yasası” olarak, Başkanlık sisteminden daha yaygın bir Genel Kurul sistemine yönelindiğini işaret etmektedir.

Genel Kurulun Kapsamı ve Etkinliği Arttırılıyor

Bu amaçla, Başkan’ın etkinliği yerine Genel Kurul’un etkinliği ikame edilirken; futbolla ilgili kişi ve kuruluşların Genel Kurulda yeterli ve etkin bir şekilde temsilini sağlamak üzere, Genel Kurul üye sayısı artırılmıştır. Buna göre Türkiye’de futbolun alt yapısını oluşturan spor kulüplerinin üye sayıları artırılarak Genel Kuruldaki temsil oranları yükseltilmiştir.

Genel Kurulun etkinliğinin arttırılmasını teminen Genel Kurulun, dört yılda bir futbol liglerinin tescili tarihinden itibaren en geç kırk beş gün içinde, Malî Genel Kurulun ise her yıl Haziran ayında Yönetim Kurulunun belirleyeceği tarihte yapılması da yasa ile belirlenerek, karar altına alınmıştır.

Yeni yasa ile Yönetim Kurulunun sayısı muhafaza edilmesine karşın, üyelerin Genel Kurulca seçilmesi esası getirilmiştir. Aynı zamanda Yönetim Kuruluna, liglerin isimlerini belirleme görevi getirilmiş olup; isim hakkından elde edilecek gelirlerle 2 ve 3 üncü lige yardımda bulunulması hedeflenmiştir.

Merkez Hakem Kurulu Genel Kurulda Seçiliyor

Bu değişiklikle, Başkan’ın görevleri arasında yer alan Yönetim Kurulunun başkan vekilleri dahil üç üyesi ile Merkez Hakem Kurulunun üyelerini belirleme görevleri, Kanunda yapılan düzenlemeyle Başkan’dan alınarak, Genel Kurul ile Yönetim Kuruluna verilmiş ve bu Kurulların etkinliği artırılmıştır. Özellikle, Yönetim Kurulu ile Genel Kurula verildiğinden Bu bağlamda özellikle kamuoyunda Merkez Hakem Kurulu ve hakemler ile ilgili tartışmaların önüne geçilmesi amacıyla, mevcut düzenlemede Federasyon Başkanı tarafından seçilen Merkez Hakem Kurulu üyelerinin, Genel Kurul tarafından seçilmeleri yasal olarak hükme bağlanmıştır. Hatta Merkez Hakem Kurulunun daha bağımsız çalışması amacıyla, Kurula ayrı bütçe verilerek, bu bütçenin Genel Kurulda ibra edilmesi ve Yönetim Kurulunca belirlenecek esaslar dahilinde kullanılması düzenlenmiştir.

Denetleme Kurulunun Yetki ve Etkisi Arttırılıyor

Yeni yasa ile, Federasyonun en önemli organlarından Denetleme Kurulu’nun görev, yetki ve sorumlulukları yeniden düzenlenerek, Kurul’un etkinliği arttırılmıştır. Yönetim Kurulunca hazırlanan talimata uygun olarak Denetleme Kurulu, Federasyonun malî işlemlerini Genel Kurul adına denetlerken, her yıl hazırlanacak yıllık denetleme raporunun, Genel Kurulun onayına hangi içerikle sunulacağı da belirgin hale getirilmiştir. Ayrıca, Denetleme Raporu’nda yer alması gereken mali tablolar sayılarak; kaynakların etkin, ekonomik ve verimli kullanılıp kullanılmadığı, harcamaların sportif faaliyetler için yapılıp yapılmadığı ve malî işlemlere ilişkin karar ve tasarrufların amaç ve programlarına uygun olup olmadığının da irdelenmesi konularına yer verilmiştir.

Denetleme Kurulunun, Yönetim Kurulunca hazırlanan talimata uygun olarak Federasyonun mali işlemlerini Genel Kurul adına denetleyeceği, her yıl hazırlayacağı yıllık denetleme raporunu Genel Kurulun onayına sunacağı ve raporunu Genel Kurul delegelerine bir ay önceden göndereceği esası getirilerek, üyelerin Federasyonun iş ve işlemleri hakkında bilgilendirmeleri sağlanmıştır.

Tahkim Kurulunda Uzmanlık Düzeyi Artıyor

Federasyon ile kulüpler; federasyon ile hakemler; federasyon ile teknik direktör ve antrenörler; kulüpler ile teknik direktörler ve antrenörler; kulüpler ile oyuncular; kulüpler ile kulüpler arasında çıkacak ihtilaflar hakkında Yönetim Kurulunca verilecek kararlar ile disiplin kurulu kararlarını, ilgililerin itirazı üzerine inceleyerek kesin karara bağlayan Tahkim Kurulu’na, üyelerinin bir kısmının hukuk fakülteleri ile spor yüksek okullarında görev yapan öğretim üyeleri arasından seçilmesi esası öngörülerek, mesleğinde ihtisas sahibi kişilerin, Kurul’da görev almaları sağlanmıştır. Bu yapısal değişiklikle; özerkliği güçlendirilen, sorunları kendi içinde çözebilen bir mekanizma oluşturmak amaçlanmıştır.

Yapılan düzenlemelerle Federasyonda, Genel Kurul ve Yönetim Kurulunun etkinliği artırılmıştır.

Bu yasal değişikliklerin temelde, mevcut yönetsel yapıya bir tepki değişikliği olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Gerçekten de yapılan yeni yönetsel değişikliklerle, başkanlık sultasından, kurulların egemenliğine doğru daha katılımcı, daha kitlesel bir yapılanmaya gidilmiştir.

 

3 -  YASADAKİ DEĞİŞİKLİKLERİN YÖNETSEL YÖNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Başkanlık Sisteminden Katılımcı Demokrasiye…

Bu yapılanma ile, geçmişte özellikle Başkan şahsında yaşanılan ve çoğu zaman ucu her türlü spekülasyona açık olumsuzlukların önüne geçilmeye çalışılmış; bu amaçla, başkanın atama yetkileri neredeyse tamamen budanarak, kurulların daha aktif ve katılımcı olmaları sağlanmıştır. Yani, bu uygulamada başta Genel Kurul olmak üzere, diğer yardımcı kurulların egemenliği, başkanlığın egemenlik gücünün yerine ikame edilmiştir.

Bu gelişim, federasyonun demokratikleşmesi sürecinin en önemli halkalarından birisini oluşturuyor. Nitekim Genel Kurul’un yeni yapısına baktığımızda, bu değişikliği daha somut olarak görüyoruz. Yeni yasal değişikliklerle; futbolla ilgili kişi ve kuruluşların Genel Kurulda yeterli ve etkin bir şekilde temsilini sağlamak üzere, Genel Kurul üye sayısının arttırılması demokratikleşme ve daha katılımcı yönetim açısından olumlu olmakla birlikte; Genel Kurul’un ülkenin ulusal futbol iradesini yansıtması bakımından bazı eksiklikleri de bünyesinde barındırdığını burada ifade etmeliyiz.

Kurulların Koordinasyonu İçin Bir Üst Kurul Gerekebilir mi?

Daha demokratik bir yapılanmanın, daha etkin bir temsil sağlayacağı su götürmemekle birlikte; kurulların çokluğu ve aşağıdan yukarıya doğruya bu yapılanma, hızlı karar alma ve uygulamaya geçme konusunda bazı sıkıntılara da yol açabilir.

Yine, tüm dünyada olduğu gibi bu demokratik yapılanmanın zayıf karnını, ne yazık ki Genel Kurul üyelerinin her zaman etki altında kalmaya müsait yapıları oluşturuyor. Nitekim bu yapı nedeniyle, kolaylıkla yönlendirilebilir üyelerin oylarıyla, bir başkan adayı veya bir kurul üyesi adayı rahatlıkla istediği kurula kendini seçtirebilir pozisyondadır. Yani, ülkenin ulusal futbol iradesini yansıtmayı amaçlayan Genel Kurul, bu iradeyi çeşitli nedenlerden dolayı yanlış yansıtabilir.

Bu türden bir olumsuzluğun önüne geçebilmek için, belki Kurullar üstü, bir üst kurul oluşturmanın, bu sistem içinde yeri olup olmayacağı tartışılabilir. Bu konuyu tartışmaya açmakta yarar görüyorum.

Önce Yönetim Kurulu Üyeleri mi Seçilmeli?

Bu konuya ilişkin bir başka öneri ise şu şekilde olabilir. Başkan seçilmesine ilişkin maddede: “ Başkanın görev süresi dört yıldır. Başkanın seçimi, Genel Kurulda Yönetim Kurulunun on dört üyesinin seçiminden önce yapılır” ifadesi bulunmaktadır. Genel Kurul üyelerinin manuple edilmesinin önüne geçilmesi bakımından, bu madde metninde belirtildiğinin aksine; başkanın genel kurulca seçilmesi yerine, öncelikle yönetim kurulu üyelerinin genel kurulca seçilmesinden sonra, başkanın bu üyelerin arasından seçilmesi, belki bu soruna bir çözüm olarak düşünülebilir.

Spor medyasının Katılımı?

Her ne kadar, sporda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de futbolun alt yapısını oluşturan spor kulüplerinin üye sayıları ile spor ürününün asıl sahibi olan spor kulüplerinin oy oranı % 42’den, % 72’ye çıkartılarak, Genel Kuruldaki temsil oranları yükseltilmesine karşın; futbolun gelişim ve değişimine olumlu katkı sağlayabilecek spor basınından/medyadan hiçbir temsilcinin olmayışı, sporla ilgili bilimsel disiplini futbola taşıyabilecek herhangi bir akademik üyenin Genel Kurul’da bulunmayışı ve en önemlisi futbolun olmazsa olmaz unsurlarından seyirci/taraftar sivil yasal örgütlenmelerinin temsiline olanak verilmemesi, belki önemli bir eksiklik olarak görülebilir.

Süper Lig temsilcilerinin Ezici Üstünlüğü Gerekli mi?

Genel Kurul’un oluşumuna yönelik ikinci eleştiri konusu ise, Süper Lig temsilci sayısının, diğer Liglerin katılımcı sayısına göre kıyaslanmayacak üstünlüğüdür. Futbolun endüstriyelliği ve yaratılan katma değer dikkate alındığında, belki bu durum normal görülebilir. Ancak, konuya demokratik açılım ve ulusal futbol iradesinin yansıması bakımından bakıldığında, aynı şeyi söyleyemiyoruz. Süper Lig’den katılacak üye sayısı toplamda 96’ya ulaşmaktadır. Genel kurul üye sayısı ise 212’dir.

Genel Kurulun Yapısı

Yukarıdaki söylediklerimizin ışığında, Genel Kurulda yer alabilecekleri belirtelim. Buna göre; Profesyonel futbolun en üst ligi olan Süper Lig’de, kulüplerin başkanları ile yönetim kurullarınca belirlenecek dörder temsilci, İkinci Lig (A) kategorisindeki kulüplerin başkanları ile ilk on sırada yer alan kulüplerden birer temsilci, İkinci Lig (A) kategorisi dışında kalan diğer gruplardaki ilk üç sırada yer alan kulüplerin başkanları ile yönetim kurullarınca belirlenecek birer temsilci, Üçüncü Ligde her gruptan ilk üç sırada olan kulüplerin başkanları, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığını asaleten altı aydan fazla yapanlar, Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi Başkanı ve Yönetim Kurulunca belirlenecek üç temsilci, FIFA ve UEFA’nın icra kurullarında görev yapanlar ile komisyonlarında en az beş yıl görev yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve büyükler kategorisinde olimpiyat, dünya şampiyonalarında çeyrek final, Avrupa şampiyonaları ile dünya kupalarında yarı finallerden birini yönetmiş faal olmayan hakemler, bünyesinde futbol dalı bulunan federasyonların başkanları, (A) Millî Takım teknik direktörlüğünü en az altı ay yapmış olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, en az yetmiş beş defa (A) Millî olmuş ve Genel Kurul tarihinden en az altı ay önce faal sporculuğu bırakmış olanlar, Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkanı ve Yönetim Kurulu tarafından belirlenecek dört temsilci, Türkiye Futbol Adamları Derneği, Profesyonel Futbolcular Derneği ile Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği başkanları ve Yönetim Kurullarınca belirlenecek birer temsilci, Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği Yönetim Kurulu tarafından belirlenecek FİFA kokartlı ve Genel Kurul tarihinde faal olmayan hakemleri temsilen üç kişinin katılımı ile Genel Kurulun oluşacağı düzenlenmiş ve ayrıca en üst ligde şampiyon olmuş takımlara ilave iki temsilci bulundurma hakkı verilmiştir.

Yeni yasal değişikliklerin gerekçeleri içerisinde yer alan “UEFA kriterleri sürekli değişmekte ve buna uyum sağlanması zorunlu olmaktadır” ifadesi, yerinde bir gerekçe olmakla birlikte; UEFA 2004 kriterlerine uyum konusunu, sportif, hukuksal, yönetsel, mali ve tesis kriterleri yönünden denetleyecek ve gözleyecek ayrı bir kurulun (organın) oluşturulmayışı, yeni yasanın en büyük handikaplarından birisidir.

 

4 - HUKUKSAL YÖNDEN YENİ YASAL DEĞİŞİKLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Başkanlık Yapma Süresi?

Yeni yasal değişikliklerle, Federasyon Başkanının üst üste en fazla iki dönem için seçilebilmesi karar altına alınmıştır. Aslında bu yasal değişiklik, Başkanlık sultasının sona erdirilmesi açısından son derece önemli olmakla birlikte, bu durum yeni yasada eksik olarak düzenlenmiştir. Her ne kadar, yasaların geri işlemeyeceği ilkesi, hukukun temel ilkelerinden birisi ise de, bu konuda Danıştay’ın iki farklı karar ve görüş bildirmesi, mevcut başkan Haluk Ulusoy’un yeniden seçilmesi durumunda, yeni hukuksal bir kaosa da neden olabilir.

Zira, başkan Ulusoy’un çok doğal olarak “yasanın geriye işlemeyeceği” ilkesinden hareketle, yeniden başkan seçilebilme olanağına sahip olmasının yanı sıra, Danıştay’ın farklı görüşlerinden dolayı, muhalif kesimin bu durumun mevcut başkanı da kapsayacağı savından hareketle, başkanlık seçimlerini de iptal ettirebilme olasılığını da gözden uzak tutmamak gerekir. Oysa bu durum yasa da çok açık ve net olarak yazılabilir ve yayımlanabilirdi. Ne var ki, bu durum bilerek ya da bilmeyerek, bulanık bırakılmış ve böyle bir bilinmezliğe zemin hazırlanmıştır.

Yüksek Öğrenim ve Yabancı Dil Koşulu

Başkanlık seçim kriterlerine yeni kriterler eklenmekle birlikte, en önemli kriterlerden birisi olan yüksek öğrenim ve yabancı dil bilme koşulu, (Başkan Ulusoy’a karşı, deyim yerindeyse, “eyyam” yapılarak, bize göre bazı politik öncelikler gözetilerek, yasa metnine yazılmamıştır. Yasal değişikliklerin bir yandan, mevcut başkan özelinde başkanlık sultasını sona erdirmeye yönelik, başkanın atama yetkilerini son derece sınırlandırmaya yönelirken (yani mevcut başkana bir tepki olarak yasa maddeleri değiştirilirken); diğer yandan Başkan seçilebilme kriterlerine, yukarıda ifade ettiğimiz koşulun eklenmemesi, yasanın kendi içinde tutarlı olamadığını ortaya koyuyor.

Tek adaylı seçim olanağına karşı başkanın yönetim kurulu içinde seçilmesi

Başkanlık seçiminde yasa metninde genel şartlar belirtilmekle birlikte; yasada önemli bir boşluk ve düzenleme eksikliği de, tek başkan adayı ile seçime gidilebilmesi olanağının bulunmasıdır.

Bilindiği üzere, yasaya göre, Genel Kurulda Başkan adayı olabilmek için Genel Kurul üyelerinin beşte birinin yazılı teklifi gerekmektedir. Bu metin genelde doğru olmakla birlikte, demokratik katılımcılığın da önünde ciddi bir engeldir. İşte tam bu noktada delege pazarlıkları başlamaktadır. Çünkü, aday olmak için yeter sayıda delegenin oyunu alarak önerilme zorunluluğunun bulunması, genel kurullarda daha çok sayıda başkan adayının çıkmasının önünü kesmektedir. Bu konu tartışılabilir, ancak tartışılmaması gereken ve yasaca da atlanılan en önemli konu: tek başkan adayı ile seçimin yapılması durumudur.

Oysa, demokratik ve katılımcı bir ruh getirmeye çalışan yasanın en önemli zaafı, burada ortaya çıkmaktadır. Birden fazla başkan adayının olmadığı koşullarda seçimin yapılmaması ya da seçimin yapılabilmesi için en az iki başkan adayının bulunması zorunluluğunun getirilmesi, yasanın ruhuna daha uygun düşerdi. Bugün bu durumun çok tipik bir özelliği olarak, Haluk Ulusoy’un tek başına başkan adayı olması ve olası seçilmesi durumu, yeni düzenlemenin hem ruhuna hem de özüne aykırı bir durumu oluşturacaktır.

Yukarıda ifade ettiğimiz konuyu bütünler bir başka eleştiri konusu da: Başkanın önceden seçilmesi ve daha sonra yönetim kurulunun oluşturulmasıdır. Bu durumun aksine, yönetim kurulunun başkandan önce genel kurulca seçimi, delege yönlendiriminin de önünü kesebilecek, önleyici bir tedbir olabilirdi.

Huzur Hakları Genel Kurulda Belirlenmeli

Bir başka eleştiri konusu ise: Federasyonda görev yapan personelin sosyal ve mali haklarının tespiti, huzur hakkı ile ilgili düzenlemeler yapılmasına ilişkin maddedir. 10 uncu maddenin (f) bendinde yapılan değişiklikle, Federasyonda görev yapan personelin sosyal ve mali haklarının tespiti görevi ile gerek görülen hallerde kurullarda görev yapan üyelere huzur hakkı verilmesi düzenlenmiştir. Eski madde metninde yer alan Başkanvekilleri, Yönetim Kurulunun bir üyesi ile Merkez Hakem Kurulunun üç üyesinin ücretleri ve sosyal haklarını tespit etme görevi yeni yasa metninden çıkartılarak, Yönetim Kurulu’nda görev yapan üyelere huzur hakkı verilip verilmemesi, verilecekse kimlere ve ne miktarda verileceği konusunun Yönetim Kurulunun taktirine bırakılmıştır. Başkan ve diğer yönetim kurulu üyelerinin, katılacağı yönetim kurulu toplantılarından alacakları “huzur hakları”nın maddi olarak alt ve üst limitlerini belirlenmesini Genel Kurul yerine Yönetim kuruluna bırakılması, her zaman bazı spekülasyonlara ortam ve zemin hazırlayabilecektir.

5 - İKTİSADİ VE MALİ YÖNDEN YENİ YASAL DEĞİŞİKLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Futbol Sayıştayı mı Kurulmalı?

Yasanın en önemli eksikliklerinden birisi; ülkemizde cirosu yıllık 200-300 milyon dolar civarında olan futbolda, yıllık gelir gider toplamı (bütçesi) 85 Trilyona, Bilanço büyüklüğü ise 73.6 Trilyon TL’na ulaşan TFF.’nun mali denetiminin, sadece Başbakanlık Teftiş Kurulu ya da Federasyonun denetleme kuruluna bırakılamayacak kadar önemli bir büyüklüğe ulaştığını görememesidir. Bu anlamda TFF.’nun Sayıştay denetimine benzer bir denetime tabi tutulması kaçınılmaz bir zorunlululuk olarak orta yerde durmaktadır. Ya da futbolun ekonomi politiği üzerine ciddi çalışmaları olan saygıdeğer bilim adamı Kutlu MERİH’in önerisinde olduğu gibi, ayrı bir Futbol Sayıştayı mı kurulmalıdır yoksa? Bu konuyu tartışmaya değer buluyorum.

Yasada çok detay olarak yer almasa da, TFF.’nun 44 no.lu talimatında, kulüplerin mali durumlarına ilişkin istenecek belge ve doküman ile yapılacak analizler, futbol kulüplerinin özel konum ve muhasebe sistemleri dikkate alınmadan bire bir herhangi bir ticari şirketin mali analizi yapılacakmış gibi, talimata konulmuştur. Oysa, bir futbol kulübünün finansalları ile ticari bir işletmenin finansalları arasında başta gelir ve gider kalemleri olmak üzere çok farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıkları gözetecek şekilde, futbol kulüpleri için ayrı bir denetim ve analiz yapısı oluşturulması daha sağlıklı olabilirdi.

Sorunlu Kulüpler İçin Bir Sigorta ve Yardımlaşma Fonu

Yasada belirlediğimiz en önemli boşluklardan birisi de; geçen sezon İstanbulspor ve Adanaspor örneğinde yaşadığımız gibi, mali sıkıntı içine düşen kulüplere yönelik ne tür aksiyomların alınacağına ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemesidir. Diğer ülke liglerinde olduğu gibi bu durumda olan takımlar, küme düşürülebileceği gibi; sorunun çözümüne katkı sağlamak açısından Federasyon nezdinde bir sigorta ya da yardımlaşma fonu da oluşturulabilirdi.

UEFA Kriterleri Denetimi Federasyon Dışında Bir Organca Yapılmalı

Yeni yasal düzenlemelerin gerekçesinde, Türk futbolunun UEFA kriterlerine uyumunu sağlamak ve buna ilişkin gerekli önlemlerin alınması ile denetim ve gözetiminin gerekliliğinden çok kısaca bahsedilmekle birlikte; bu kriterlere kulüplerin uyumunu ve bu kriterlerin gereklerinin yerine getirilip getirilmediğinin denetiminin, Federasyonun Denetleme Kuruluna bırakılmış olması, çok ciddi sorunları beraberinde getirebilecektir. Çünkü, asıl itibariyle Denetleme Kurulu, Türkiye Futbol Federasyonunun mali işlemlerini denetlemek üzere oluşturulmuş bir denetim organıdır.

Bu kurul, federasyonun her türlü işlemlerini mevzuata, belge ve kararlara uygun olup olmadığını Genel Kurul adına denetler ve her yıl hazırlayacağı yıllık denetleme raporunu Genel Kurulun onayına sunar. Hal böyle iken, UEFA kriterlerine ilişkin Kulüplerin uyum, denetim ve gözetimi gibi çok önemli ve uzmanlık gerektiren, yaşamsal öneme sahip bir görevin denetleme kuruluna bırakılması, yasanın önemli bir eksikliğidir.

Kriterlerinden Sorumlu Ayrı Bir Organ Gereği

TFF’nun resmi sitesinde UEFA Kriterleri adı altında yayınlanan 44 no.lu talimatta da belirtildiği gibi; UEFA Ulusal Federasyonlara, futbol kulüplerinin mali yapısını ve işlemlerini incelemeye mecbur bırakan bir lisans verme sistemini getirmeyi teklif ediyor. Buna göre, UEFA 2004 kriterlerine uyum ve buna ilişkin gerekli denetimin sağlıklı yapılabilmesini sağlamaya yönelik ya Federasyon bünyesinde doğrudan Genel Kurula bağlı, ayrı bir kurul/organ oluşturulmalıydı ya da Federasyon dışında özerk bir yapıda, en azından Spordan sorumlu Devlet Bakanına bağlı bir uyum ve denetim organı oluşturulmalıydı.

2004 UEFA kriterleri sadece kulüplerin mali yapılarının disipline edilmelerini değil; aynı zamanda Sportif, Tesis, hukuksal ve yönetsel kriterler bakımından da gerekli uyumun sağlanmasını teminen denetimi zorunlu kılıyor. Böylesine yaşamsal ve ciddi yaptırımları olan bu kriterlere uyumun sağlanıp sağlanmadığının denetimi konusunu, Denetleme Kuruluna yüklemek, bu görevin yerine getirilmesi konusunda sekter bir tavır takınmak anlamına gelecektir.

İstenilen Bilanço Dönemi Uygunsuz

Yeni yasa ile, Federasyonun en önemli organlarından Denetleme Kurulunun, Genel Kurulun onayına hangi içerikle rapor sunacağı da belirgin hale getirilirken; Denetleme Raporu’nda yer alması gereken mali tablolar da ayrıca belirtilmiştir. Bu durum kurulun etkinliğinin arttırılması bakımından önemli bir gelişme olmakla birlikte; TFF’nun UEFA kriterleri başlığı ile yayınladığı 44 no.lu talimata göre; “denetçilerin kulüp hesaplarını 31 aralık itibariyle ilgili yasalara ve federasyonca belirlenen kriterlere uygun bir şekilde denetlemek zorundadır” ifadesi, kulüplerin özel bilanço dönemleri olmasına karşın, 31 aralık tarihli bilanço ve gelir tablolarına göre, yıllık hesap analizi yapmaları bir çelişkiyi ortaya koyuyor. Zira kulüplerin bilanço dönemleri, sezonun bitiş tarihini takip eden Mayıs ayından başlamakta olup, bir sonraki yılın haziran ayında bitmektedir.

Bu nedenle tüm faaliyetlerin sonlandığı tarih Haziran sonu olduğundan 31 Aralık rakamları, kulüplerin gerçek finansal durumlarını yansıtmayacaktır. Federasyonun kendisi 01 haziran 31 mayıs tarihleri arasında bütçe hazırlarken, kulüplerden 31 Aralık itibariyle finansal tablolarını istemek, doğru bir yaklaşım gibi görülmüyor.

Bilançoların Güvenilirliği

Ülkemizde Türk Ticaret Kanunu’nun 75. maddesine göre, her ne kadar bilançoların elverdiği ölçüde açık, anlaşılabilir ve doğru olarak düzenlenmesi öngörülmüşse de, yükümlülerin bu konuda hukuksal açıdan yeteri derecede hassas olduğunu söyleyemeyiz. Ayrıca ülkemizde kulüplerin çoğu kayıtlarının gerçeği yansıtmaması nedeniyle, kulüplerin mali tablolarında beyan ettikleri finansal duruma, ne ölçüde güvenileceği de çok önemli bir sorundur. Bu durumda, alınacak aksiyomlar ne kadar sağlıklı olacaktır? Yani kulüplerin bilançolarının güvenilirliğinin nasıl sağlanacağı bilinememektedir.

Kulüplerce Federasyona gönderilen/gönderilecek mali tabloların, UEFA kriterlerine uyum kapsamında denetlenmesi ve incelenmesi görevinin, bağımsız bir kurul aracılığıyla gerçekleştirilmesi, uygulamanın selameti bakımından son derece önemlidir. Çünkü, kulüplerin aynı zamanda Genel Kurul üyeleri olduğu da göz önüne alındığında; bu durum, denetim fonksiyonunun işlerliği önünde bazı sorunlar oluşturabilir.

Nakit Akışları

Ayrıca, yine Federasyonun sadece 01 ocak ile 30 haziran tarihleri arasında, kulüplerin nakit akışlarını kontrol etmeye çalışması da eksik ve yetersiz bir çalışma olacağından, çıkan sonuçlar sağlıklı olmayacaktır. Bu nedenle Bilanço dönemine ait en az iki yıllık finansal tablolardan hareketle, nakit akışının çıkartılarak yorumlanması daha anlamlı olacaktır.

              
5- SONUÇ :

Yeni yasal düzenlemelerle, futbol federasyonun yönetiminde başkanın yetkileri ciddi ölçüde budanarak, kurulların egemenliği sağlanmıştır. Bu durum demokratikleşme ve daha katılımcı bir yönetimi de beraberinde getirirken; diğer taraftan yasanın hazırlanmasında bazı eyyamlara yer verilmesi, yasanın özü ile ruhunun çelişmesine yol açmıştır. Diğer yandan yasada denetim, UEFA kriterlerine uyum gibi konularda ciddi boşluk ve eksiklikler bulunmaktadır. Özellikle bu konularda, kısa süre içinde yasadaki eksik yönlerin giderilmesi sağlanmalıdır. Bu anlamda Yasa ile oluşturulacak organların, Federasyonun inisiyatifine bırakılması ve bu işin sadece talimatlarla halledilmeye çalışılması, soruna gerçekçi olmayan bir yaklaşım sergilemek demektir.

Futbolun bir endüstri haline geldiği günümüzde, yeni yasal değişiklikler, TFF. yasasında bazı iyileştirmeler sağlarken; diğer yandan yasanın yeni haliyle de olsa, ülkemiz futbolunun temel sorunlarına kalıcı ve kesin çözümler sağlayamayacağına inanıyorum

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

 

   

Bu İçerik  22042  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43560840

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.