Sebahattin Devecioğlu- 29 Eylül 2014  Spor gelişen bilim ve teknoloji ile birlikte, yeni ekonomilerin üretim ve tüketim kavramları içersinde en önemli unsur olarak yer almaktadır.

Futbol Dünya tarihinin bir çok evresini insanlarla birlikte yaşayarak varlığını günümüze kadar sürdürmeyi başarmıştır. Fakat Tüketim toplumunun sonuna geldiğimiz bu günlerde spor insanlar ve kurumlar tarafından doğasının dışında yapılar içerisinde gün geçtikçe doğal özelliğinden uzaklaşmakta ve her kavram gibi sporda çılgınca tüketilmekte ve tüketilmeye devam edilecektir.
Smith 2008, spor pazarlanması kitabında; Spor endüstrisi, spor tüketicilerinin ihtiyaçlarını tatmin eden ürün ve hizmet tedarikçilerinin hepsini içerir. Burada önemli nokta, spor endüstrisinin, spor ile bir şekilde ilişkilendirilen ürün ve hizmetleri tüketicilerin elde edebildiği bir pazar alanı olmasıdır. Küresel boyutlara ulaşan spor endüstrisi, ürün ve hizmetlerinin dağıtımı yanında yeni iş kolları yaratmış ve markalar ciddi gelirler kazanmaya başlanmıştır, ifadeleri ile sporun bir pazara dönüştüğünü vurgulamıştır.
Ha, Perks, 2005 ve Şenel 2008, Tüketim, Şirketleşme ile ilgili çalışmalarında; Spor geleneksel bir ürüne benzer şekilde, tüketici-izleyicilerinin istek ve ihtiyaçlarını tatmin eder. Bununla birlikte, sporun tatmin ettiği ihtiyaçlar, sağlık, eğlence, kendini ifade, sosyalleşme gibi pek çok konuyla ilgilidir. Bu ihtiyaçlar daha az somuttur. Spor izleyicisi için en büyük çekim unsuru, sporun öngörülemez sonuçlarıdır. Spor ürünü, doğası gereği elle tutulamadığı için, değerinin ölçümü, tüketicinin ürüne yönelik algılarına dayanır. Geleneksel şirketlerde marka, işletme sahibi (veya profesyonel yöneticiler) tarafından bilinçli olarak oluşturuluyor ve geliştiriliyorken, bir spor kulübüne sahip olduğu tüm değerleri kazandıranlar, kulübün taraftarları/camiası olmaktadır. Stadyumlara gelen spor tüketicilerinin, spor kulüplerine yönelik zihinlerindeki algı ve çağrışımları, davranış ve tutumlarını yönlendirmektedir
Spor endüstrisin oldukça büyük bir bölümünü oluşturan futbol, bu endüstrinin en önemli -enstrümanı haline gelmiştir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının (OECD) Mali Eylem Görev Gücü (FATF) nın “Futbol Sektörü Aracılığıyla Karapara Aklama” konulu raporuyla, 265 milyon kişinin oynadığı büyük bir endüstriye dönüşen futbolun 301 bin futbol kulübünde, 38 milyon futbolcu bulunduğu,13.8 milyar liralık büyüklüğe eriştiği, Avrupa’nın en büyük ligleri arasında İngiltere’de futbol gelirleri yılda 2 milyar 273 milyon avro, Almanya’da 1 milyar 379 milyon avro, İspanya’da 1 milyar 326 milyon avro, İtalya’da 1 milyar 163 milyon avro, Fransa’da da 972 milyon avro olarak ifade edilmektedir.
Transfermarkt'ın 2013-2014 futbol sezonu istatistiklerine göre, Avrupa'daki ülkelerin en üst düzey liglerinin yaklaşık kadro değerleri 20 milyar avro oduğu, İngiltere Premier Lig 3 milyar 502 milyon avro ile birinci sırada yer aldığı, İspanya 2.430.600.000 ve İtalya liglerinin 2.299.750.000 avro ile ingiltere’yi takip ettiği sıralamada, yaklaşık değeri 904 milyon 475 bin avroya ulaşan Süper Lig ise 7. sırada yer alırken, Türkiye’yi Portekiz Primeira Liga 854.250.000 avro, Ukrayna Premier Liga 664.200.000 avro, Hollanda Eredivisie 522.965.000 avro ile takip eden ülkeler olduğu görülmüştür.
Aynnı araştırmada, Avrupa'nın 10 liginde yer alan 182 takım içersinde 587 milyon 300 bin avro ile Barcelona birinci olurken, Real Madrid 565 milyon avro ile ikinci, Almanya'dan Bayern Münih 501 milyon 650 bin avro ile üçüncü sırada yer alan kulüpler olmuş, İngiltere'den Manchester City 393 milyon 250 bin avro ve Chelsea 467 milyon 750 bin avro değerinde en iyi on kulüp içerisinde yer aldıkları görülmüştür. Türkiye liglerinde mücadele eden kulüpler değerlendirmesinde Galatasaray 160 milyon avro ile 27'inci sırada yer alırken, Fenerbahçe 151 milyon 100 bin avro ile 32'inci, Beşiktaş da 103 milyon 250 bin euro ile 44'üncü sırada yer aldıkları ifade edilmektedir.
The Guardian gazetesinin yaptığı araştırmaya göre, taraftar sayıları birçok İtalyan taraftar 2013-2014 sezonunda Serie A maçlarına gitmeyi tercih etmediği ifade edilmektedir Tribünlerden maçı izleyen taraftarların oranı, yalnızca yüzde 55,8 olarak dikkati çektiği,İngiltere Premier Lig'de tribünlerin yüzde 98,4'ü, Bundesliga'da yüzde 93,6'sı, Hollanda Eredivisie'de yüzde 90'ı, La Liga'da yüzde 75,4'ü ve Fransa Ligue 1'de yüzde 69,3'ü dolduğü ifade edilmiştir.
Alman araştırma firması Sport+Markt Avrupa genelinde 2010 yılında yaptıkları taraftar sayısı , araştırma raporuna göre  Barcelona 57,8 milyon taraftar ile en çok taraftara sahip takım olduğu, Real Madrid , 31,3 milyon, Manchester United 30.6 ile ilk üç sırada yer alan kulüpler olarak en fazla taraftara sahip oldukları görülmüştür. Aynı raporda ; Türk Kulüplerinden Galatasaray 6.8 milyon taraftar ile 16. Sırada Fenerbahçe is1 6.1 milyon tarafta ile 18. Sırada yer almıştır.
TFF Spor Toto Süper Lig ve PTT 1. Lig'de uygulanan 14 Nisan 2014'te devreye alınan elektronik bilet sistemi kapsamında, 25 Eylül 2014 tarihi itibariyle 351.493 kişi Passolig kartı sahibi olduğunu açıklarken, sisteminde en fazla karta sahip ilk beş kulüp ise; Galatasaray (78.324), Beşiktaş (59.224), Trabzonspor (31.376), Konyaspor (29.329), Balıkesirspor (15.629) olarak belirlendiği görülmektedir.
Bu günlerde, Marka değeri gittikçe yükselen futbol liglerinin ve kulüplerinin aksine, futbol endüstrisinin müşterisi ve tüketicisi olarak tanımlanan, taraftar ve seyirci sayılarında düşüş yaşandığı vurgulanmaktadır. Gün geçtikçe hızla ticarileşen ve endüstri haline dönüşen futbolun, yeni ekonominin hızlı tüketim alışkanlığından nasibini aldığını hep birlikte görmekte ve yaşamaktayız. Tribünlerde yaşanmaya başlanan bu kötü gidişe dur demek için, Futbol ile ilgili tepe yönetimler ve kurumların, son yıllarda tüketim çılgınlının, eğlence ve şans oyunları sektörünün bir aracı haline dönüşen futbolun, ticarileşerek, amatör ruhunun tüketilerek, tamamen kaybolmasını önlemek için, sosyal ve ekonomik olarak gerekli önlemleri almaları gerekmektedir. {jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş