“Hırsının Kurbanı” Olmaya Dair
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Ahmet TALİMCİLER “Hırsının Kurbanı” Olmaya Dair

“Hırsının Kurbanı” Olmaya Dair

1903 Sergen KK

Prof.Dr.Ahmet Talimciler- 6 Kasım 2025 Pazar gecesi Beşiktaş ile Fenerbahçe takımları arasında oynanan ve maçın yirmi altıncı dakikasında ev sahibi takımın kaptanı olan Orkun Kökçü’nün kırmızı kart görmesi ile sonuçlanan eylemin ardından o ana kadar 2-0 süren mücadele 3-2 deplasman ekibinin galibiyeti ile sonuçlandı.

Maçın devre arasından başlayarak önce kırmızı kart ile atılan takım kaptanı Orkun Kökçü medya ve sosyal medyada yerden yere vuruldu ardında da yine kırmızı kart ile kulübesini bırakmak durumunda kalan teknik direktör Sergen Yalçın. Her iki kart üzerinden de olup bitenlere bakılması gerektiğinin yanı sıra finansal bir boyut kazanan ve giderek çok daha teknolojik bir hale dönüşen futbol karşısında hem futbolcuların hem de teknik direktörlerin artık eskisi gibi davranış kalıpları içerisinde bulunmamaları gerektiğine vurguda bulunacağız.  

Sahanın içerisinde hırslı olma hali futbolcularda aranan özelliklerden bir tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak her fırsatta dile getirildiği gibi kontrolsüz olma halinin hırslı olma durumunun önüne geçtiği hallerde işler tersine dönmeye başlamakta ve hiç beklenilmedik sonuçların ortaya çıkmasına yol açılabilmektedir. İşte bu noktada profesyonel anlamda futbolculuk görevlerini ifa etmekte olan kişilerin elit birer sporcu olarak hem saha içerisinde hem de saha dışarısında kendilerine çok ama çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Ülkemizde futbolun son otuz yıl içerisinde çok ama çok büyük paraların döndüğü bir alana dönüşmesiyle birlikte futbolcuların toplumsal hareketlilik alanında kat etmiş oldukları mesafe bir anda yükselişe geçmiş ve futbolcu olmak özenilen bir meslek haline dönüşmüştür. Getirisi çok fazla olan bir alanın içerisinde kendilerini sadece bireysel yetenekleri ile var etmeye çalışanların durumları ise her geçen yıl biraz daha sıkıntı verici bir görünüm almaya başlamıştır. Çünkü artık karşımızda devasa bir endüstri ve bu endüstrinin içerisinde var olabilmek için kendisini pek çok alanda donanıma sahip kılmak durumunda olan futbolcular bulunmaktadır. Hayatın diğer bütün alanlarında olduğu gibi burada da var olabilmek ve sesinizi duyurabilmek için fark yaratmak zorundasınız. Aksi halde çok kısa bir süre içerisinde öğütülmekle karşı karşıya kalabilirsiniz. İşte tam bu noktada da hırslı olmak kadar aklını kullanmanın ve dikkatli hareket etmenin de önemi devreye girmektedir. Özellikle teknolojinin futbol sahalarında kullanımının artması sonrasında geçmişteki alışkanlıklarınızla yaptığınız hareketlerin sonuçlarının hakemlerin gözünden kaçması mümkünken kameralardan kaçabilmeniz pek de mümkün olamamaktadır! Bir başka ifadeyle attığınız her adımın sonunda kameralara yakalanma riskini bilerek hareketlerinizi kontrol etmeniz zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

Salı gecesi Paris Saint German ile Bayern Münich takımları arasında oynanan Şampiyonlar Ligi karşılaşmasında Luis Diaz’ın Achraf Hakimi’ye yaptığı faul sonrasında önce sarı kart ile cezalandırıldı. Saha içerisinde yoğun bir müdahale yaşanırken Hakimi sahayı iki kişinin omuzlarına tutunarak terk etmek durumunda kaldı ve VAR’ın müdahalesi sonrasında orta hakem yaşananları tekrar izleyerek sarı kartı iptal etmek suretiyle kırmızı kartını gösterdi. Bu karşılaşmada da maçın o ana kadar en iyilerinden birisi olan ve iki gol katkısı veren Diaz’ın tıpkı Orkun Kökçü örneğinde olduğu gibi tehlikeli bir pozisyon olmayan bir ortamda anlık bir tepkisellik sonrasında uyguladığı sertlik hem rakip meslektaşının en az bir ay sahalardan uzak kalmasına yol açmış hem de takımını on kişi bırakmıştır. Burada futbolcuların dikkat etmeleri gereken hususların başında meslektaşlarının başına gelenlerin kendi başlarına da gelebilme ihtimali olduğu gerçeğini akıllarından çıkartmamaları olmalıdır. Öte yandan yaşananları daha farklı bir ortama taşıyabilmenin bir diğer yolu da kasıtlı kart gören oyunculara yönelik cezai müeyyidelerin işletilmesidir.

         Pazar gecesi genelde Orkun Kökçü’nün yaptığı davranış üzerinden ahkam kesen yorumcuları dinledik ve hepsi ağız birliği etmişçesine takımın kaptanının çok büyük bir ahmaklık ettiğinde birleştiler. Hatta aralarında bazıları maçı Beşiktaş’tan alıp Fenerbahçe’ye verdiğini dile getirdiler. Durum göründüğü gibi mi okunmalı yoksa klasik anlamda takımın kaptanının hırsının kurbanı olduğu için bu sonucun ortaya çıktığı üzerinden bir değerlendirmede mi bulunulmalı? Aslında her ikisi de değil diyeceğim çünkü sahanın içerisinde anlık yaşanan gelişmeler karşısında vereceğiniz tepkilerin de anlık olduğu gerçeğini bilmek ve buna göre davranışlarınızı şekillendirmeniz gerekiyor. Tabii işin içerisine Türkiye’de en çok para kazanan yerli oyuncu statüsü girdiğinde durum da daha farklı değerlendirilmeye başlanmıyor değil? Burada teknik direktörün devreye girmek suretiyle bambaşka bir hale bürünmeye başlayan karşılaşmadaki ortamı yeniden normal hale dönüştürmesi gerekirken Beşiktaş kulübesinin lideri olan Sergen Yalçın tam tersini yapmak suretiyle takımının mağlubiyetinde büyük bir pay sahibi olmuştur. Sergen hocanın televizyon ekranlarında yorumculuk yaparken söyledikleri tekrar karşısına çıkartılmış ve teori ile pratik arasındaki fark yüzüne vurulmuştur. Ezeli iki rakibi ile oynadığı karşılaşmada da istediği sonuca ulaşamayan ve Galatasaray karşılaşmasında rakibinin on kişi kalması ve 1-0 galibiyetini koruyamayan bir takım olduğu için eleştirilere uğramıştır. Geçtiğimiz hafta sonu ise kendi sahasında iki farklı galip oynayan bir takımın gördüğü kırmızı kart sonrasında motivasyon kaybının daha da artmasına yol açan olay ise Sergen Yalçın’ın saha içerisine girmek suretiyle verdiği anlamsız tepkidir. Sahanın kenarında olması gereken lider tribünde yaşananları yanındaki yöneticiye anlatarak rahatlarken sahanın içi anlaşılmaz bir biçimde kontrolsüz bırakılmış ve Beşiktaş kulübü bir sezon daha ligin yarısı gelmeden şampiyonluğa veda etmiştir!

         Hırsının kurbanı olduğu söylenen takım kaptanı ile kenarda maçı oynamaya çalışan teknik direktör birlikteliğinde Beşiktaş kulübü ağır bir yara almıştır. Bu maçın üzerinden gerek futbolcunun gerekse de teknik direktörün kurban edilmesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır! Ancak hem oyuncu hem de teknik direktör yerine getirmiş olduğu eylemlerinin sonucunda takımlarının karşılaşmayı kaybetmiş olduğunu da unutmamak durumundadır. Bu karşılaşma uzun yıllar boyunca hafızalardan silinmeyecek bir dizi gelişmeleri bünyesinde toplamış olup genç futbolculara ders niteliğinde örnekleri sunabilecek bir görünüm arz etmektedir. İlk olarak hırs, iyi bir meziyet olmakla birlikte kontrolsüz gücün güç olmadığı gerçeğini akıllarından çıkartmamalarını onlara salık vermektedir. İkinci olarak kameralarla dolu bir ortamda artık her yaptığınız kayıt altında olduğu için görülmediğinizi zannederek yaptığınız her eyleminizi de gözden geçirmek zorundasınız. Yani burada da kontrol devreye girmekte olup izlendiğinizi unutmamalısınız. Üçüncü olarak oyunun şekli ve anlamı değiştiği ölçüde maddi boyut büyüdükçe kaybedilenlerin oransal büyüklüğü de çoğalmaktadır. Bir başka ifadeyle geçmişte bir kişi veya iki kişi eksik oynayarak maçı kazanabilmek mümkünken artık bu durum o kadar da kolay olmamaktadır. Bireyselliğin özendirildiği ve her fırsatta daha fazlasının ön plana çıkartıldığı bir toplumsal iklimin yansıması olarak futbol sahaları her geçen gün biraz daha fazla kapitalist sistemin defolarının hayata geçirildiği alanlar haline dönüşmektedir. Burada insan olarak kalabilmek ve dürüst oyunu savunabilmek giderek daha da güçleşmektedir tıpkı hayatın kendisinde olduğu gibi.

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  4  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Prof. Dr. Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1638 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 53817439

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1