Futbolekonomi- 24 Ağustos 2025  Bayern Mühin'in ve  2014 Dünya şampiyonu Alman Milli takımının kaptanlığını yapan; şimdilerde ise Bundasliga ekiplerinden Stuttgart FC'ye danışmanlık hizmeti veren Philipp Lahm, Alman futbolunun potansiyeli ve avantajlarına ilişkin The Athletic'e önemli sayılabilecek açıklamaları oldu.

Türk futbol yönetimine de bir bakış açısı verebilmek açısından bu açıklamalarını Türkçe'ye çevirdik. 

Philipp Lahm: Bundesliga Bu Sezon Premier Lig’i Geçebilir

The Athletic- 22 Ağustos 2025 

En azından ortalama seyirci sayısı açısından öyle olacak. İki köklü kulüp, eski şampiyonlar Köln ve Hamburg, bir üst lige yükseldi. İç saha maçları, ikinci ligde (2. Bundesliga) bile neredeyse her zaman kapalı gişe oynadı. Hamburg geçen sezon maç başına yaklaşık 56.500 seyirci çekti; bu sayı, Fransa, İspanya ve İtalya şampiyonlarından daha fazlaydı.

Dünya ve Avrupa şampiyonları bir zamanlar Hamburg'da oynamıştı - Uwe Seeler, Kevin Keegan, Felix Magath. Kulüp 1983'te Avrupa Kupası'nı kazandı. Ben oynarken, Bayern Münih olarak Hamburg'da birkaç kez yenildik. Ardından, 2018'de kulüp yedi yıl boyunca ikinci ligde kaldı.

Hamburg şimdi geri döndü; ilk maçları Pazar günü Borussia Mönchengladbach'a karşı. Bu maç, sezonun açılış haftasonunun önemli bir parçası olacak.

Bunu yakından takip ediyorum çünkü ekibimle birlikte üç yıldır Stuttgart'a danışmanlık yapıyoruz. Bir lokasyonun neler sunabileceği gibi temel bir soruyu düzenli olarak tartışıyoruz. Çünkü bir ligin büyümesinden bahsettiğimizde, lokasyondan da bahsetmemiz gerekiyor. Ne tür bir büyümenin mümkün olduğunu belirleyen şey budur.

Bir yandan, kulübün konumu önemli. Hamburg, ihtiyaç duyduğu her şeye sahip. Güzel, zengin bir şehir, Almanya'nın en büyük ikinci şehri ve büyük bir stadyumları var. Bayern için en büyük tehdidin kim olabileceği sorulduğunda, Uli Hoeness bir keresinde Hamburg'u söylemişti. Belki şimdi bu güç ortaya çıkmaya başlayabilir?

Bir kulübün potansiyeli, oynadığı ulusal lig tarafından belirlenir. Bundesliga, muazzam kaynaklara sahiptir. 8 milyon üyesiyle Deutscher Fussball-Bund (DFB), dünyanın en büyük spor birliğidir ve Almanya, AB'nin en kalabalık ülkesidir.

Başka hiçbir yerde bu kadar çok kulüp, lig, gönüllü ve yetenek merkezi yoktur. Alman kulüpleri toplam 59 gençlik eğitim merkezine sahiptir ve bunlardan dokuzu yalnızca dördüncü kademe Bölgesel Lig'de yer almaktadır.

Para da mevcut. Bundesliga, toplam gelir açısından Avrupa'da ikinci sırada yer alıyor. Sadece Premier Lig finansal açıdan daha güçlü. Bu nedenle Almanya, birçok ülkeden ve birçok farklı ligden oyuncu çekebiliyor.

Ancak Alman futbolu yalnızca altyapı ve sermaye açısından zengin değil. Kültürel olarak da oldukça güvenli ve onlarca yıldır ulusal bir spor haline geldi. Bölgesel Lig'e kadar stadyumlar dolu. Her hafta kalabalıklar bir araya gelmek için stadyumlara akın ediyor. Yakında bu durum daha da sıklaşacak ve çoğu kulüp kadın takımlarıyla da sahaya çıkacak.

Bu derin kökler, özel bir kuralla korunmaktadır: 50+1 . Bu kural, oyların çoğunluğunun bir yatırımcıda değil, kulüpte olması gerektiğini belirtir; üyelerin kulübün gidişatını kontrol etmesini sağlar. İstisnalar ve kural hakkında her zaman hukuki anlaşmazlıklar olsa da, 50+1, bir yandan profesyonel kulüplerin gerekli kapitalist yaklaşımı, diğer yandan üyeler ve taraftarlar arasında sağlıklı bir denge sağlar.

Bu etkileşim, Bundesliga'nın toplum için katma değerinin her zaman kaynağı olmuştur. Şimdi, Zeitenwende (eski başbakan Olaf Scholz'un Almanya'nın savunma harcamalarındaki son dönemdeki tarihi artışını tanımlamak için kullandığı "dönüm noktası") döneminde, özellikle önem kazanıyor. Demokrasi tehdit altındayken ve Avrupa jeopolitik baskı altındayken ve insanlar sosyal hayata daha az dahil olurken, spora katılım hayati önem taşıyor.

Dolayısıyla 50+1 kuralı Bundesliga için giderek daha avantajlı bir hale geliyor çünkü profesyonel futbolu toplumda sağlamlaştırıyor ve büyümesini destekliyor.

Bu durum Stuttgart'ta kesinlikle işe yarıyor. Stuttgart, 2023-2024 sezonunda ligi ikinci sırada tamamladı ve ardından 2025'te DFB-Pokal'ı kazandı. Bu, kulübün yakın zamanda sağlam bir organizasyon yapısı kurması sayesinde mümkün oldu. CEO (Alexander Wehrle), spordan sorumlu yönetim kurulu üyesi (Fabian Wohlgemuth), profesyonel oyuncu departmanı başkanı (Christian Gentner) ve baş antrenör (Sebastian Hoeness) birlikte çalışıyor. Hoeness ile sözleşme uzatıldı. Genç oyuncularla çalışmaktan keyif alıyor ve genç oyuncular kadroya transfer edildi. Bunlar, gelişimin gerçekleşmesi için iyi koşullar.

Ekonomik açıdan güçlü bir metropol bölgesi olan Şvabya'nın kulübe bağlılığı da hayati önem taşıyor. Bu, iç saha maçlarının biletlerinin tükendiği ve Stuttgart'ın tek bir bütün

Stuttgart'ı potansiyel açısından ulusal sıralamada Münih ve Hamburg'un ardından, Dortmund, Berlin ve Frankfurt'un önünde üçüncü sıraya koyuyoruz. Ancak Alman futbolunun geleneksel olarak eksik olduğu şey taktiksel netlik, takım oyunu ve oyuncuların pozisyonlarının kesin bir şekilde tanımlanmasıdır.

Birkaç yıldır Bundesliga'nın kısmen adam adama markaja geri döndüğünü gözlemliyorum. Paris Saint-Germain, Real Madrid ve Liverpool gibi Avrupa'nın en iyi takımlarının top odaklı savunma yaptığı göz önüne alındığında, bunu ilginç buluyorum. Son yirmi yılda sadece Atalanta, adam adama markajla kıta kupası kazandı. Ancak bu bir istisnaydı ve sadece Avrupa Ligi'nde.

İşte bu yüzden Bayern neredeyse her zaman şampiyon oluyor. Bundesliga takımlarının kazandığı uluslararası kupalar ise kuraldan ziyade istisna.

Frankfurt'un Avrupa Ligi'ni kazanması bir istisnaydı

Son Avrupa kupası sahibi, 2022'de Avrupa Ligi'ni kazanan Eintracht Frankfurt, yıllardır oyuncu alıp kısa süre sonra yüksek bir fiyata satıyor. Bu gidiş gelişler bir kimlik duygusu yaratmıyor. Ayrıca, danışmanlık ekibimizin futboldaki üç başarı faktörü olarak tanımladığı süreklilik, yükseliş ve mükemmelliğin yükselişine de izin vermiyor; ki bunlar, Alman futbolunun birçok güçlü yönünün tam tersi. Takımlarımızın artık olgunlaşmak için zamanı yok.

Her fikrin bir şeye dönüşmesi için zamana ve karizmatik bir liderin uzun vadeli rehberliğine ihtiyacı vardır; Manchester United'da Sir Alex Ferguson, Manchester City veya Barcelona'da Pep Guardiola veya Liverpool'da Jurgen Klopp gibi. Her çok iyi takım bu süreçten geçer, ancak Almanya'da bu koşullar nadiren mevcuttur.

Bu, Florian Wirtz gibi seçkin oyuncuların başka takımlara göç etmesi anlamına geliyor. Kai Havertz ve Erling Haaland da, çok gençken bile, takımlarının onlara sunabileceği hiçbir şeyin kalmadığını fark ettiler. Bu yüzden İngiltere'ye taşındılar. Bu tür oyuncular bir ligden ayrıldığında, doğal olarak ligdeki rekabet ve büyüme kısıtlanır ve Bundesliga'nın bir şekilde düzeltmemiz gereken kısmı da budur. Birçok avantajımızın daha fazla değer kazanması için zaman tanımalıyız.

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş