Kulüpleri Hangisi Kurtaracak?sahiplik mi Yoksa Denetim mi?
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Hüseyin ÖZKÖK Kulüpleri Hangisi Kurtaracak?sahiplik mi Yoksa Denetim mi?

Kulüpleri Hangisi Kurtaracak?sahiplik mi Yoksa Denetim mi?

f48693fb43ea4a535ce5dc4d9ae61869

Hüseyin Özkök- 2 Nisan 2018 Futbol, tüm dünyada milyarlarca insanı peşinden sürükleyen ve birçoğunu adeta büyüleyen popüler bir spor dalı.

Daha 3. Yüzyıldan itibaren insanlar futbola benzer oyunlar oynamışlardı. Türk tarihinde de futbola benzer oyunlar Türkler henüz Anadolu’ya gelmeden önce geleneksel olarak oynanıyordu. Örneğin 11. Yüzyılda tepük adlı bir top oyunu Türklerce severek oynanırdı.

 

Futbolun anavatanı İngiltere sayılmasına karşın 15. Yüzyıl sonrasında Fransa ve İtalya’da da bir çeşit futbol oyunu oynanmıştır. İngiltere’de ise aynı dönemlerde iki köy arasında köylerin giriş kapısından topu sokma oyunu oynanır, taraflar bazen kilometreleri bulan iki köy arasındaki mesafeyi kat ederek karşı kaleye gol atmaya çalışırlardı. Ancak bu oyun kazanmak adına yapılan vahşice mücadele nedeniyle birçok kez kilise ve krallık tarafından yasaklanmış ve anlamını giderek yitirmiştir.

 

 

Tüm bu dönemlerin ardından ilk futbol kuralları 1848 yılında Cambridge Üniversitesi öğrencileri tarafından yazılmıştır. Bununla birlikte bir futbol takımı 15-20 oyuncudan oluşuyordu. 1857 yılında ise FC Sheffield’ın kriket oyuncuları ilk futbol kulübünü kurmuşlardır. 1863’te de İngiltere Futbol Federasyonu FA, kurulmuş ve böylece İngiltere futbolun anavatanı olarak tarihteki yerini almıştır. Futbolun dünyadaki patronu FIFA 21 Mayıs 1904 yılında Paris’te milli maçlar ve oyun kurallarını düzenlemek amacıyla kuruldu. Daha sonraki yıllarda FIFA’nın futbol kurallarını belirleyen bir organı olan IFAB, ilk olarak 1886 yılında sadece İngiliz temsilcilerin yer aldığı bir kurum olarak ortaya çıkmıştı. Futbolun Avrupa ayağını temsil eden UEFA’nın temelleri ise 2. Dünya Savaşı sonrasında 1954 yılında İsviçre’nin Basel kentinde atıldı.

 

Futbol Nedir?

 

Basit tarifi ile futbol, bir top oyunu olup biri kaleci 11 kişiden oluşan iki takımın karşılaması ve takımların topu karşı kaleye ayak ve kafalarıyla sokup kazanmaya çalıştığı bir oyundur.

 

 

Ne kadar basit ve sade bir tarif değil mi? Evet futbol İngiltere’de ilk olarak hayata geçirildiğinde bu tariften ibaretti. Ancak aradan geçen 160 yılda dünyadaki değişim ve gelişim futbolu da önüne kattı. Oyunun yukarıdaki tarifteki kadar basit ve anlaşılır olması yanında büyük kitlelerin izleyebileceği bir ortam sağlaması bu spora olan ilginin tüm dünyaya yayılmasını sağladı. Bu ilgi, televizyonun da devreye girmesiyle artık önüne geçilemez bir hal aldı.

 

 

Diğer yandan, dünya ekonomisinde özellikle 20. Yüzyılın ikinci yarısında kapitalizm rüzgarı esiyordu. Bu rüzgarın futbolu da etkilememesi düşünülemezdi. Çünkü milyonlarca insanın peşinden koştuğu futbol buram buram para kokuyordu. 21. Yüzyıla girdiğimizde ise artık para ve futbol birbirinden ayrılmaz olgular haline gelmişti. Futbolun reklam gücünün keşfiyle ortaya çıkan sponsorluklar, artan ilgiyle birlikte televizyon kuruluşlarının yayın haklarını alarak yarattıkları gelirler, Şampiyonlar Ligi gibi gelir getiren organizasyonların ortaya çıkması, futbolun kendi kapitalizmini yaratmasına neden oldu.

 

İşte yukarıda futbolun özgeçmişini kısaca anlattığımız yazımızın asıl amacı, bu yeni düzenle birlikte iyi ve profesyonelce yönetilmesi gereken kulüplerin yönetim şeklinin nasıl olması gerektiğini irdelemek.

 

Orta Sınıf Yok Oldu

 

Kapitalizmin son 30-40 yılda zengini daha zengin fakiri ise daha fakir hale getirdiği yadsınmaz bir gerçek. Bu adaletsiz ekonomik düzen, doğal olarak futbol dünyasına da yansıdı. Özellikle Avrupa’da büyük ve köklü kulüpler taraftarlarının gücüyle çok daha fazla büyürken, kendi halindeki küçük şehir takımları yaşamlarını zor sürdürür hale geldiler. Bununla birlikte futbolun orta direği olarak sınıflandırılabilecek kulüplerin sayısı giderek azaldı. İşte UEFA’nın Finansal Fair-Play olarak adlandırdığı ekonomik yönetim şeklinin ortaya çıkışı bu nedenle oldu. Futbolda dönen paranın giderek büyümesi ve transferlere artık insanların hayal etmekte zorlandığı meblağların harcanması, yukarıda yazdığımız basit, sade futbol tarifini uzun süre önce çöp sepetine attı. Futbol artık önce saha dışında oynanan bir oyun haline geldi.

 

Kulüpler Batmaya Başladı

 

Giderek büyüyen futbol pastasından Avrupa’nın büyük kulüpleri daha fazla pay alabilmek büyük bir mücadele içine girerken bu durum hem büyük kulüplere hem de küçük kulüplere zarar verdi. Örneğin Manchester United, Chelsea, Milan, İnter, Dortmund, Fiorentina gibi büyük kulüpler hesapsız harcamalarla aşırı derecede borçlanırken, biraz aşağıda isimlerini göreceğiniz birçok orta ölçekli veya küçük kulüp, boylarından büyük harcamalara girerek battı. Türk kulüpleri de aynı borç sarmalından kurtulamadı. Ülkemizde kulüplerin finansal olarak denetlenmemesi ve federasyonun borçlanma ve hesapsız harcamalara göz yumması özellikle 3 Büyükler ve Trabzonspor’un aşırı derecede borçlanmasına yol açtı. Sakaryaspor, Kocaelispor, Ankaragücü, Göztepe, Altay, Gaziantepspor gibi köklü kulüpler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

 

Avrupa'da Batan Kulüpler

 

Avrupa’nın büyük futbol ülkelerinde birçok kulüp hesapsız harcamaları ve o dönemdeki denetimsizlik nedeniyle ekonomik darboğaza girerek battı. Batan kulüpleri şu şekilde sıralayabiliriz:

 

Parma, Darlington, Wimbledon, Aldershot, Accrington, Maidstone United, Chester City, Kettering, Airdrie, Coventry City, Porsmouth, Glasgow Rangers, Scarborough, Leeds United, Modena, Rapid Bükreş, Siena, Padova, Racing Santander, Osasuna, Le mans, Gueugnon, AC Arles Avignon, Bröndby, Bastia, Toulouse, Fiorentina.

 

Bu kulüplerin birçoğu şirket veya sahipli oldukları halde finansal veya ekonomik nedenlerle battı. Buna karşılık çok güçlü serveti olup kulüp alan ve hatta batmakta olan kulüpleri kurtaran zengin iş adamları da futbol dünyasına dahil oldular. Örneğin; Batmak üzere olan Deportivo,Amencio Ortega, Chelsea ise 2003’te Roman Abramovich tarafından satın alındı. Manchester United da 2008’de ciddi krize girdi ve kulübün sahibi Malcom Glazer kulübün adeta içini boşaltırken aşırı derecede borçlandırdı. Amerikalı yatırımcı daha sonra çoğunluk hisselerini George Soros’a sattı. İtalya’nın dev kulübü Milan da banka borçlarını ödeyemez duruma geldi ve tam batmak üzereyken, Berlusconi tarafından Çinlilere satıldı. İnter’de ise borçlar ödenmez noktaya gelince kulübün uzun yıllar sahibi olan Moratti ailesi hisselerini Çinlilere satmak durumunda kaldı. Fiorentina’nın sahibi Cecci Gori, kendi işinde iflas edince, kulüp de onunla birlikte iflas etti. Alt liglere düşen Floransa ekibi daha sonra el değiştirip tekrar Serie A’ya çıktı. Almanya’nın köklü kulübü Borussia Dortmund ise 2004’de batma noktasına geldi. Ancak kulübün başına CEO olarak geçen Hans Jocahim Watzke, akıllı bir küçülme politikasıyla kulübü uçurumun kenarından aldı ve bugünkü borçsuz, kasasında nakit parası olan bir kulüp haline getirdi.

 

Hesapsız Harcamalar 

 

 Yukarıdaki satırlarda size futbolun ortaya çıkışından bu yana geçirdiği evrelerin çok fazla ayrıntılı olmayan bir fotoğrafını çekmeye çalıştık. Varmak istediğimiz nokta ise farklı. Yukarıda adı geçen geçmeyen zor durumdaki birçok kulüp dernek statüsünde veya sahipli. Bir kısmı ise dernek olarak yaşamına devam ederken kurdukları şirketlerle profesyonel futbolu yürütüyor. Ancak hepsinin ortak noktaları ekonomik sıkıntılar. Bu bağlamda daha önce de belirttiğimiz gibi UEFA da bu duruma el koyarak, her ne kadar bazı sorunlar hala olsa da, Finansal Fair-Play uygulamasını başlatarak hesapsız harcama yapan kulüpleri dizginlemeye başladı. Avrupa’nın önemli futbol ülkeleri de kendi kulüplerine ciddi kulüp lisans kriterleri getirerek yaptırımlar uygulama yoluna gittiler.

 

Türkiye’de ise çeşitli hesaplarla ekonomik denetimsizlik hala sürüyor. Avrupa’ya gidecek kulüpler, UEFA’nın denetiminden geçmek zorunda oldukları için UEFA sopasıyla hizaya getiriliyor. TFF ise “Avrupa’ya gidenleri nasıl olsa onlar denetliyor” düşüncesiyle geride kalanlara göz yummayı tercih ediyor.

 

Kulüpler Nasıl Kurtulur?

 

Türkiye’de kulüplerin kurtuluşunun tek yolunun iç denetim olduğu bir gerçek. Ancak, kulüplerin kurtuluşunun sahiplik modelinde olduğu görüşleri de bir hayli yaygın. Bu görüşün tek doğru olduğunu kabul etmek ise mümkün değil. Yukarıda adı geçen ve batan büyüklü küçüklü çok sayıda kulübün sahibi var. Yani sahiplik her zaman çözüm değil. Tabii ki dernek olup batan çok sayıda kulüp de var.

 

 

Ama belli kıstaslar dışında kulüp sahipliğinin olmadığı Almanya örneğine baktığımızda dernek olan kulüplerin borçsuz şekilde ve iyi yönetildiğini görüyoruz. Buna rağmen ülkede kulüp sahipliğinin önüne geçen 50+1 kuralının kalkmasında yana olan bir kesim de bulunuyor. Bu konuda uzun zamandır yapılan tartışmalara ise son nokta 1 ve 2. Bundesliga kulüplerinden oluşan Bundesliga Kulüpler Birliği’nin 22 Mart günü yaptığı toplantıda konuldu. Gündemde olmamasına karşın St.Pauli kulübünün başvurusuyla yapılan oylamada 50+1 kuralının oy çokluğu ile devamına karar verildi. Böylece kulüp sahipliğinin önü 20 yıl kuralı dışında kapanmış oldu.

 

Futbol geleneklerine çok bağlı olan birçok kulübün taraftarı bu kuralın değişmesini ve kulüplerin parayı bastırıp alınabilmesi yolunun açılmasını zaten istemiyordu. Yani, 20 yıl kuralı kulüp sahibi olmanın şu andaki tek yolu.

 

Bundesliga 1 ve 2’de yer alan 36 kulübün 3’ü sahipli. Bunun ön koşulu ise bir kulübü 20 yıl boyunca kesintisiz ve ciddi yatırım yaparak desteklemiş olmak. Wolfsburg (VW), Bayer Leverkusen (Bayer) ve Hoffenheim (Dietmar Hopp-SAP) şu ana kadar sahibi olan 3 kulüp. Kısa süre önce kurulan Leipzig ise henüz kağıt üzerinde olmasa bile futbol şirketi üzerinden Red Bull firmasına ait diyebiliriz. Bu şirketlerin kulüplerin sahibi olmaları hesapsız para akıtacakları anlamına gelmezken belli kural ve anlaşmalar çerçevesinde para verebiliyorlar.

Denetimin ve kuralların en iyi şekilde uygulandığı Almanya, Avrupa’nın en az borçlu ligine sahip. Bundesliga’da dernek olup borcu olmayan 8 kulüp bulunuyor. Bunlar, Augsburg, Frankfurt, Werder Bremen, Bayern Münih, Dortmund, Hannover, Stuttgart ve Freiburg. Borcu olan kulüpler ise stat vs. gibi yatırımlar nedeniyle ödenebilir borçları olan kulüpler.

 

Anlaşılacağı gibi batık kulüpleri sahiplendirmek onların iyi yönetileceği ve sağlıklı bir ekonomik yapıya kavuşacakları anlamına gelmiyor. Sahipli kulübün tek bir avantajından bahsedilebilir. O da kulüp battığında zararın kulübün sahibinin cebinden çıkacak olması. Ancak ister sahipli, ister dernek, ister şirket olsun, tüm kulüplerin yaşaması ve ekonomik yapılarının düzgün olmasının tek yolu denetimden geçiyor. Yani kulüpleri denetleyerek gelirlerinden fazla harcama yapmalarını engellemek gerekiyor. Basit tanımla futbolun kurtuluşunun tek yolu bu.

 

Büyük Kulüpler Sahipli Olabilir mi? 

 

Türkiye’nin 3 büyük kulübü, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray milyarlarca liraya varan bir borç sarmalının içinde. Peki bu kulüpler tek bir kişinin malı olabilir mi?

 

 

Örneğin Kasımpaşa’yı ele alalım. Küçük bir kulüp. Fazla taraftarı yok. Sahibi Turgay Ciner kafasına estiğinde yatırımı kesip küçülme yoluna gidebiliyor. Kimsenin de gıkı çıkamıyor. Ancak “milyonlarca sahibi” olan büyük kulüpler, tek bir kişinin malı olamaz. Hangi sahip 3 büyük kulüpten birinin beklenti içinde olan milyonlarca taraftarına yatırımı kesip küçülüyorum diyebilir? Bu bağlamda Real Madrid’i, Barcelona’yı, Bayern Münih’i satabilir misiniz? İtalya veya İngiltere’deki sahipli büyük kulüplerin yaşadıkları problemler ve yüksek borçlar buna en güzel örnektir.

 

Sonuç

Yazının bütününden de anlaşılacağı gibi bir kulüp sahipli de olabilir ama dernek statüsünde de hayatını sürdürebilir. Buna karar verecek olanlar kulüplerin kendisidir. Önemli olan iki kıstasın hayata geçirilmesidir.

 

-Harcamaların gelirlerin üzerine çıkmaması.

-Tüm kulüplerin ülkenin futbol otoritesi olan federasyon (veya lig şirketi) tarafından denetlenmesi.

Türk futbolunu yönetenler bu iki kıstası hayata geçirdiklerinde ve buna uymayanlara acımadan, bir takım değişik hesaplara girmeden yaptırımlar uyguladıklarında futbolun ekonomik kurtuluş savaşını da başlatmış olacaklardır.{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  4950  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Hüseyin Özkök Salı, 15 Haziran 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

17/09/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

9.774,49

+0,17

 bjk BJKAS

6,23

-1,89

 fb FENER

134,90

+4,57

 gs GSRAY

7,12

-1,39

 trabzon TSPOR

1,09

-3,54

   SPOR ENDEKSİ

3.792,55

-0,37

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 42356362

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV
Galatasaray 6 6  0 20 5 15 18
2 Fenerbahçe 6  4   1 1 14  5   9

13

3 Beşiktaş 5 4 1  0 11 4 7

13

4 Samsunspor 6  4   0  2 3  4 12
5 Başakşehir 5 3 1  1   11  7 4 10
6 Göztepe 5 2 3 0 8  3 

  5 

 9 
7

Eyüpspor

6 2  3  1   8 5 9
8 Konyaspor 6 2 2

7 -1 6
9 Sivasspor 6 2 2 -1 6
10

Antalyaspor

6 2 2 2 12   -3 8
11 Kasımpaşa 6 1 2

6

8   -2  6
12 Alanyaspor 6 2 9 -3  6 
13 Bodrumspor 2 0

4

5  9  -4  6
14 Trabzonspor 5 5 0 0 5
15 Gaziantep 5 1 3 4 7 -3 4
16

Rizespor

6

1

1 4 3 14  -11 4
17 Kayserispor 5  3 5 -4
18 Hatayspor 6 2 4 4 10  -6 2

19

A.Demirspor 6 0 1 5 5 14 -9 

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.