Hiddink'e Verilen Para Bizim Gibi Ülkeler İçin Normal
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x

Hiddink'e Verilen Para Bizim Gibi Ülkeler İçin Normal

Tuğrul Akşar/21 Kasım 2011

Türkiye Futbol Federasyonu’nun 2010 yılında lansmanını yaptığı Türk Futbolunun Stratejik Planı’na göre, “Türkiye’yi sportif başarıyla ileriye taşımak” vizyonunun ilk maddelerinden birisini milli takımların sportif başarısı ve bu kapsamda A milli takımın Euro 2012 ve 2014 Dünya Kupası’na katılması oluşturuyordu. Şimdi bu hedeflerden ilkini ve en yakın olanını kaybettik.

 

Milli takımımız Euro 2012’ye giden yolda Play-Off maçlarında Hırvatistan’a takılınca, Milli takım teknik direktörü Guus Hiddink'e verilen maaş ile futbolcuların prim pazarlığı gündeme oturdu.

Guus Hiddink'e verilen maaş fazla mı?

Milli oyunculara verilmesi düşünülen primler abartılı mı?

Diğer ülkelerde bu ne durumda?

Bu haftaki yazımızda bu konuya ilişkin görüşlerimizi sizlerle paylaşmak istedim.

Sportif  Başarısızlık Tüm Gerçekleri Ortaya Çıkartıyor

Türkiye'de her şey, özellikle de spor başarıya endeksli. Euro 2012’ye katılabilmiş olsaydık muhtemelen bu tartışmaları yapmıyor olacaktık. Sportif başarısızlık çoğu şeyin ortaya çıkmasına neden oluyor. O yüzden de bu konular tartışılmaya başlanıyor.  Normalde biz Hırvatları yenmiş olsaydık, avantajlı bir skorla rövanşa gidiyor olsaydık, bugün gazeteler ve televizyonlar bunlardan bahsetmeyecekti. Bu bağlamda konuya yaklaşırsak, gelişmeleri gayet normal karşılamak zorundayız. Sportif anlamda aşağı giderseniz bütün sıkıntılar ortaya çıkar. Yukarıya doğru giderseniz kimse bunları konuşmaz. Kaldı ki bu milli takım daha önceleri çok önemli rakamları prim olarak almıştı. Hatta Cumhurbaşkanlığı makamında ağırlanmışlardı.

Hiddink Türkiye’de Başarılı Olamadıysa da, O Bir Marka

Aslında herhangi bir hocanın veya futbolcunun değerinin ya da ederinin ne  kadar olup olmadığını belirlemek çok kolay değil. Bunun için farklı parametreleri kullanmak gerekiyor. Tabi ki en çok da hocanın ya da sporcunun sportif performansına bakmak zorundayız doğal olarak. Çünkü, iş eninde sonunda sportif başarıya gelip dayanıyor. Şüphesiz ki, bir hocanın sahip olduğu bilgi birikimi, deneyimi, yetenekleri, tarihselliği eğer sportif başarı varsa bir anlam ifade ediyor. Bu anlamda teknik adamın sahip olduğu background eğer sportif performansla örtüşüyor ve belirli bir başarıya ulaşıyorsa, ona göre de teknik adamın piyasa değeri oluşmaya başlıyor.  Hiddink her ne kadar Türkiye'de başarılı olmadıysa da, bu anlamda o bir marka. Bu nedenle Hiddink'e verilen paranın tutarı yüksek görülse de, onun kariyeri ve birikimini marka değeri açısından kıyasladığınızda bu tutarın normal karşılamamız gerekiyor. Hiddink’e ödenen tutar, turnuva öncesinde belirlenmiş ve Hiddink’in gelecek iki yılı bu paraya satın alınmıştır. Bu anlamda verilen paranın yüksek olup olmadığını bu kontratı imzalamadan önce tartışmak önemli ve anlamlıdır. Yoksa bugün değil. Tüm bunlara karşın, ortada da bir başarı yok. İşte bu durum bizi rahatsız ediyor. Paranın nominal değerinin yüksekliğini biz rutinin dışında sportif başarıya göre belirlemeye çalıştığımız için ortada da başarı olmadığından,  bize bu tutar yüksek geliyor. Oysa, bu tutar play off’u geçseydik bile yine konuşulmalıydı.

Dolayısıyla bugünkü mevcut koşullar dikkate alındığında bu tutar tabi ki ultra yüksek bir tutar. Ancak zaten bu hocaları da Türkiye’ye getirebilmek için bu maliyetler katlanmak zorunda kalıyorsunuz. Aksi halde gelmiyorlar.

İtalyan Capello İngiliz milli takımının başında ve yaklaşık 12 milyon Euro alıyor. Yine Jose Mourinho Real Madrid’den aldığı yıllık ücret 10 milyon Euro. Bunlar birinci sınıf marka olmuş isimler. Bu tür hocaları Türkiye'ye getirmek istiyorsanız, bu maliyetlere katlanmak zorundasınız. Başarısızlık geldikten sonra bu tür rakamlar bizim ekonomik gerçeklerimizle uyuşmuyor' demek mantıklı olmadığı gibi hukuki de değil. O günün koşullarına göre Hiddink'e verilen rakam yüksekti; ama böyle bir tasarrufa gidilmiş.

Futbolda Harcanan Paraların Gelirle Bir İlgisi Yok

Futbolda, normal ekonomide olduğu gibi harcamalar ile gelir arasında anlamlı bir ilişki yok. Tabi ki, yüksek bütçeli takımların giderleri olağanüstü. Ancak, yeterli gelire sahip olmamakla birlikte geleceğini ipotek altına alan, sonu iflasa kadar gider harcamaları yapan kulüpler de çok sayıda. Aslında hayatın gerçekleriyle örtüşmeyen bir durum bu. Borç batağı içinde olan, sınırlı bütçesiyle ancak faaliyet giderlerini karşılayabilen futbol takımlarının akıl almaz transfer harcamalarını başka türlü açıklamak mümkün görünmüyor. Futbolun en ilginç paradokslarından birisidir bu durum. Aksi halde, böyle olmamış olsaydı, bütçesi sınırlı, küçük takımların gelirleriyle orantılı harcamalar yapması gerekirdi. Yani mikro bazda kulüplerin gelirlerini, makro bazda da ülkelerin gelirlerini dikkate aldığımızda harcamaların gelirlerle orantılı olmasını beklememiz gerekirken, uygulama bu beklentiyi çok da karşılamıyor. Futbolun olduğu yerde çok fazla rasyonel, mantıklı şeyler aramamak gerekiyor. Borç içerisinde olan bir kulüp bile, çok yüksek rakamlara bir hocayı getirebiliyor.

Kulüplerin verdiği yüksek rakamları kazanamayacak olmasına rağmen, hocalara astronomik rakamlar vermesi, futbolun paradokslarından bir tanesi. Normalde bakıldığında şöyle bir statüden bahsedemeyiz. 1. Sınıf futbol ülkeleri bu paraları verir, 2. sınıf ülkeler bu paraları veremez. 5 büyük ligin dışında bu paralar kazanılır diğerlerinde kazanılmaz gibi. Bizim gibi ülkelerin verdikleri yüksek tutarları aksi halde nasıl açıklayacağız. Katar bugün nasıl yüksek tutarlarla yıldız oyuncu ve hocaları cezbediyorsa, siz de bu tutarları vermeden bu kişileri buraya getiremezsiniz. Bu konuda en çarpıcı örnek Özbekistan futbol kulübü Bunyodkar’ın 2009-10 sezonunda yıllık 16,6 milyon Euro maaşla işe başlattığı Luis Felipe Scolari idi. Bu o futbol ülkesinin katlanmak zorunda  olduğu zorunlu maliyetlerden, fırsat maliyetlerinden birisidir. Harcadığınız paralar, başarı gelirse amaç gerçekleşmiş olur. O zaman bunu fırsata çevirebilirsiniz. Bu nedenle futbolda ekonomik gelirlerin harcanması,  genel ekonomik makro gösterilerle çok da ilgili değildir. Ülkelerin makro göstergelerine göre bu tutar çok yüksek demek, çok mantıklı görünmüyor.değil. Çünkü ülkemizde daha önceden olduğu gibi, daha önce de başka hocalar çok yüksek paralar aldılar. Ekonomik genel durumla futbolda verilen paraları kıyaslamak çok mantıklı gelmiyor.

Kısacası showbusines’te, yani gösteri endüstrisinde maliyet ve değerleri, klasik ekonomide olduğu gibi (reel veya ticari kesimlerdeki gibi) fiyatlamak ya da maliyetlemek mümkün değildir.


Prim Sistemi Yanlış

Euro 2012 elemelerinde Türkiye'yle aynı grupta bulunan ve 10'da 10 yaparak finallere gitmeyi başaran Almanya'da en çok forma giyen oyunculardan Mesut Özil gibi oyuncuların 180 bin Euro prim almasına karşılık, ülkemizde Euro 2012’ye gidemeyen futbolcuların toplamda sekiz milyon Euro’ya ulaşan bir prim almaları gerçekten tartışılması gereken bir konu. Bu bizim prim sistemimizi de gözden geçirmemizi gerektiren bir durum.  

Ne yazık ki, futbolun hayat memat meselesi olduğu  bizim gibi ikinci sınıf futbol ülkelerinde, ulaşılması gereken futbol başarıları tabulaştırıldığı için, olası bu başarılara çok yüksek primler veriliyor. Normalinde olması ya da ulaşılması gereken sonuçlara, biz çok büyük beklentiler yaratarak ve bu beklentileri gerçekleştirecek insanlar olarak da futbolcuları kahramanlaştırarak onlara çok büyük paralar veriyoruz. Bu prim sistemi tamamen yanlış. Prim sistemi ulaşılan başarının sonucuna göre ve bu tür turnuvaların sonunda verilmeli. Ne yazık ki, bu uygulama yıllardır bu şekilde devam ediyor.

Başarıları Abartıyoruz

Diğer ülkelerde bu tür başarılara verilecek belirli  bir prim modeli var. Bu model bile çoğu zaman ciddi sorgulanıyor. Biz ise bu işleri çok abartıyoruz. Bizim gibi Avrupa'da futbol ekolü olamamış ülkelerde bu tür performanslar çok önemli olduğu için biz bunlara çok büyük önem atfediyoruz.  Bu yüzden de primde ipin ucunu kaçırmış durumdayız. Avrupa'da verilen primler bizden daha yüksek değil. Bunun temel nedeni de, bu tür başarıların o ülkelerde kanıksanmış olması. Kanıksanmışlık, daha fazla prim ödemenin önünü kesiyor. Real Madrid'in tekrar Şampiyonlar Lİgi şampiyonu olması için bu tür astronomik rakamları prim olarak dağıtmasına gerek olmadığı gibi bugün İspanya'nın Avrupa ya da Dünya şampiyonu olması için de astronomik bir rakam vaat etmesine gerek yok. 

Ülkemizde Futbol Sosyal Yaşama Yön Veriyor

Futbolu yükselen ülkelerde, futbol sosyal yaşama yön veren bir olgu olarak karşımıza çıkıyor.  Nitekim, Türkiye Futbol Federasyonu’nun “Türkiye’yi futbolla ileriye taşımak” başlıklı stratejik  planının altı ve yedinci sayfalarında, “futbolun, toplumumuz üzerindeki engin sosyal etkisinin ve kalkınma sağlayabileceğinin bilincindeyiz” cümlesi bu konudaki gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

Futbolda ikinci sınıf bir ülkeyseniz, başarıları da çok da önemsiyorsanız, futbolla sosyal yaşama da yön veriyorsanız futbola ciddi para akıtırsınız. Yani bir yandan enflasyon, işsizlik had safhadayken diğer taraftan da gelir transferi yaparsınız. Aslında bunun adı bir şekilde gelir transferidir. Yani futbol federasyonu bu primleri verirken gelir transferi yapıyor bir bakıma. Bu yapılacaksa da makul seviyelerde olmalı. Ancak futbolda yükselen bir pazar olduğunuz için, bunları birer başlangıç sermayesi olarak görmek gerekir mi? Onu da tartışmamız gerekiyor. Bu tür harcamaları futbol piyasasında bir tutunma, piyasada tanınma maliyeti olarak değerlendiriyorsak, bunun uzun erimli stratejik planlamalarını yapmamız gerekir.  Biz Avrupa futbolunda  periferi bir ülkeyiz. Beş büyük ligin periferisi konumundayız ve bu halkayı kırabilmek için daha bunun gibi çok maliyetlere katlanmak durumunda kalacağız. Yani bu tartışmalar ne ilk, ne de son olacaktır.

Sonuçta bugün ortada bir sportif başarısızlık ve yetersizlik var. Bu durum doğal olarak bizim kendimize çeki düzen vermemizi, oto kritik yaparak, geleceğe yönelik yeni aksiyonlar almamızı zorunlu kılıyor.  Tüm bunları yaparken de geçmişi iyi analiz edip sorgulayıp geleceğe sağlam adımlar atmalıyız. Bu kapsamda milli takımımızın yeni teknik ekibine de başarılar diliyoruz.

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  21567  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43576940

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.