Futbolun Yaşamak İçin Paraya, Paranın da Liglerin Başlamasına İhtiyacı Var!
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Tuğrul AKŞAR Futbolun Yaşamak İçin Paraya, Paranın da Liglerin Başlamasına İhtiyacı Var!

Futbolun Yaşamak İçin Paraya, Paranın da Liglerin Başlamasına İhtiyacı Var!

5eae84f2c9de3d1d74c2a468 

Tuğrul Akşar/22 Mayıs 2020 Türkiye Futbol Federasyonu, TFF Sağlık Kurulu ile yaptığı toplantının ardından Süper Lig'in 12 Haziran 2020'de başlayacağını açıkladı. Bu açıklamaya göre, Süper Lig 12 Haziran’da santra yaparken, 19 Haziran ve sonrası da diğer ligler topbaşı yapacaklar.

Günümüzde para ile futbolun arasında simbiyotik bir ilişki var… 

Ne demek istiyorum: Birisi olmadan, diğeri olamaz. 

Para yoksa, futbol da yok! 

Yani, kaderleri ve yaşamları birbirine bağlı iki şeyden bahsediyoruz.  

Günümüzde futbolun sadece futbol olmadığını çok iyi biliyoruz. Futbolun pazar için üretilen bir metaya dönüştüğü gerçeğine gözümüzü kapayamayız. Ticarileşip küresel boyuta ulaşan endüstriyel futbolun bugün temelini para oluşturuyor.  

Bu bağlamda günümüzde artık futbolun endüstriyel özelliği, finansal karaktere dönüştü ve ortaya yeni bir futbol yapılanması çıktı.  

İşte şimdi bu yapı, küreselleşmenin getirdiği sıkıntıyı yaşıyor ve adeta can çekişiyor.  

Hal böyle olunca, pandemiye karşın, sportif organizasyonlar daha da geciktirilemiyor veya ötelenemiyor…Futbolu ertelemek neredeyse mümkün değil. Temelleri sarsılan endüstriyel futbol imparatorluğu, hayata dönebilmek için yoğun bir çaba içinde.  

Oyunun “iş”e dönüşmesi, böylesi sıkıntılı durumlarda oyunun ana aktörü olan oyuncu sağlığını da göz ardı edebiliyor. TFF başkanının söyleminde olduğu gibi, finansal futbol yoluna “pozitif olmayanlarla devam edecek”. 

Yine, futbolun Avrupa patronu UEFA’nın başkanı Aleksander Ceferin’in yaptığı çarpıcı açıklamalarından da görülüyor ki, esas kaygı oyunun ve onun temel aktörleri olan futbolcuların sağlığından daha çok, kaybolan milyon Eurolar. Ceferin “Futbolun çok yakında tekrar seyircili olacağını” ifade ederken, pandemi nedeniyle “düzinelerce milyon dolar kaybedeceklerini ve geceleri uyumakta zorlandığını”[1] dile getirdi.  

Benzer ifadeleri Ülkemizde ve diğer liglerde de görüyoruz. Futbol yöneticileri pandemi nedeniyle milyonlarca kayba uğradıklarını ifade ediyorlar.  

Tüm sektörler ekonomik olarak kayba uğrarken, futbolun bunun dışında kalması “eşyanın tabiatına” aykırı olurdu. Herkes, her kurum bir şekilde bu piyasa işleyişinden payını alacak. İşin kötüsü, bu kayıplar izleyen aylarda daha da artarak devam edecek… 

Bu dönemde kulüplerin, dolayısıyla futbolun en önemli sorunu naklen yayınlar…Çünkü yayın olmazsa, yayıncı kuruluş kulüplere para ödemiyor. Para ödemesi olmayınca, gelirlerinin önemli kısmı naklen yayın gelirlerinden oluşan futbolun mali bünyesi de zayıflıyor. Zayıflayan bağışıklık sistemi zaten sağlık problemleri bulunan futbol sektörünü entübe ediyor.  

Bu nedenle liglerin bir an önce başlaması yaşamsal öneme sahip. Covid-19 nasıl zengin yoksul ayırımı yapmıyorsa, bu durum futbolda da aynen geçerli.  

Zengin ligler de pandemiden ciddi etkilenmiş durumda. Küresel salgının en çok etkilediği ülkelerden Almanya, futbolda ilk marşa basanlardan.  

Bundesliga 16 Mayıs’ta seyircisiz başladı başlamasına da, ne var ki, seyircisiz maçların tadı tuzu yok. Bunu sadece seyir zevki açısından söylemiyorum. Günümüzde müşteriye evrilmiş taraftarın yokluğu, kulüpleri parasal gelir açısından vuruyor, bu da futbol ekonomisinin tadını kaçırıyor.  

Bununla birlikte, herkes olayın yayın boyutuna odaklanırken, önemli bir konuyu da gözden kaçırıyoruz.  

Olay sadece yayın hakları, reklamlar ve transferlerden ibaret değil.  

İşin bir de bahis tarafı var ki, gözle çok görülmeyen, genel ekonomi için önemi büyük ama beslendiği sektöre fazla yararı olmayan…Her ne kadar, futbol dünyasına fazla zırnık koklatmasa da, bahis küreselleşen dünyada her şeye bedel. Bahis-televizyon- mobil medya triosu bugün futbolu ve sporu yakından manuple ediebiliyor, bazen sporun bağışıklık sistemini zayıflatabilecek moral değerlere atak yapabiliyor.  

Benim asalak olarak nitelediğim, futbolun ya da sporun sırtından beslenen bahis sektörü de bugünlerde solunum cihazına bağlı yaşıyor. Yoğun bakımdan çıkması, tamamen maçların başlamasına bağlı… 

Yeri gelmişken bu sektör hakkında sizlere birkaç veri sunayım. 

Mali Suçları Araştırma Kurulu'nun (MASAK) 2017 yılında hazırladığı rapora göre, Türkiye'de 18-50 yaş grubunda 5 milyon kişi, yılda 50 milyar TL'lik bahis oynuyor. 

Bunun yaklaşık 40 Milyar TL’lık kısmını da yasa dışı bahis oluşturuyor.  

Spor ile ilgili tüm Dünya’da oynanan yıllık bahis miktarı ise 2016 itibariyle 60 Mia $, bu tutarın 90 Mia $’a ulaştığı tahmin ediliyor.  

2017-2020 arasında yıllık % 5’lik bir artışı baz alsak bile, Türkiye’de yıllık oynanan bahis tutarı 57,8 Milyar TL’na ulaşıyor. Kabaca yıllık 60 Milyar TL’na yakın bir tutardan bahsediyorum. Bu tutar Türkiye’deki bir yıllık spor pastasının neredeyse 7-8 katına yakın bir tutarı oluşturuyor.  

Bu sektörden Türk futbolu ve sporuna aktarılan para ise, gerçekten de “devede kulak”.  

2018 Sayıştay raporlarına göre, toplam 13 Milyar TL civarında hasılat elde eden Spor Toto’nun 2018’de kulüplere nakdi olarak aktardığı tutar sadece 88 Milyon TL civarında. 

Spor-TotoTeşkilat Başkanlığı’nın faiz ve diğer gelirleri toplamı ise aynı dönemde 324 Milyon TL’na ulaşmış durumda.[2] 

Yani kulüplere ödenen tutarlar, kurumun yıllık faiz gelirlerinden bile daha az. İşte böylesi bir sistemi konuşuyoruz.  

Bahis sektörünün yaşayabilmesi için de futbol maçlarının bir an önce başlaması gerekiyor.  

Sonuç itibariyle; Futbolun geri dönmesini en çok isteyen sektörlerden birisi de bahis sektörü.  

Bu konuda detaylı bilgi edinmek için benim “İddaa’nın Futbola Katkısı” başlıklı yazıma bakabilirsiniz.[3]


[1]https://www.theguardian.com/football/2020/may/19/uefas-aleksander-ceferin-

[2]Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, 2018 yılı Sayıştay Raporu,
Eylül 2019, sh.5

[3]Tuğrul Akşar, İddaa’nın Futbola Katkı iddiası, 29 Kasım 2018,

http://futbolekonomi.com/index.php/haberler-makaleler/

genel/122-tugrul-aksar/4459-iddaa-iddaiddaaafutbol.html

 
 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  7710  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 934 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 53319449

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1