Olimpiyat Düzenlemek Akıl Karı Mı? Ülkeler Neden Olimpiyat Düzenlerler?
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x

Olimpiyat Düzenlemek Akıl Karı Mı? Ülkeler Neden Olimpiyat Düzenlerler?

Tuğrul Akşar/ 1 Eylül 2013 

Günümüzde bütün sportif etkinlikler ve organizasyonlar artık çok önemli bütçelerle organize ediliyor.

Bu bağlamda bakıldığında şüphesiz ki, Dünyanın en önemli, en değerli ve en pahalı sportif organizasyonu olarak karşımıza Olimpiyat oyunları çıkıyor. Aynı zamanda, bu organizasyonu düzenleyebilmek, ülkeler için çok büyük bir prestij meselesi.  Her dört senede bir, bu etkinliğe aday iddialı şehirler, hükümetleri aracılığıyla sonraki olimpiyat oyunları’na ev sahipliği yapmak için sıkı bir yarış içerisine girerler.  Yine, 2020 Olimpiyatları için de böylesi bir yarış gündemde.

 

 

2020 Yaz Olimpiyatları için Uluslararası Olimpiyat Komitesi  7 Eylül 2013’te, bu etkinliğin Madrid, Tokyo ve İstanbul’dan hangisinde düzenleneceğine karar verecek.

 

Olimpiyat Düzenlemek Pahalı Bir İş

Olimpiyatlar sayesinde o ülke, oyunların yapılacağı kente metrosundan konaklama yerlerine, spor komplekslerinden iletişim alt yapısına kadar  bir çok alanda ciddi alt yapı yatırımları yapıyor.  Bu yatırımlar  için Milyar Euro’lara varan devasa bütçelere ihtiyaç duyuluyor.  Bu yatırım harcamalarının kısa vadede bir istihdam yaratma etkisi olsa da, daha çok altyapı modernizasyonu gibi uzun vadeli yatırımların geri dönüşü uzun yılları gerektiriyor.

Nitekim yapılan araştırmalar, Montreal 1976 Olimpiyat Oyunları’nın finansmanının geri ödemesinin  tam 30 yıl sürdüğünü ortaya koyuyor.

2000 Sydney Olimpiyatları’ndan 7 sene sonra yapılan bir analizde, ‘dolaylı faktörler’ de katıldığında, Avustralya ekonomisine olan net zararının 2 milyar dolar olduğu hesaplanmış.

 

Yine 2004 Atina olimpiyatlarının devlete maliyeti  yaklaşık 8,9 Milyar Euro’ya ulaşmıştı. Ne yazık ki, Yunan ekonomisi daha sonar bu maliyetlerin altından kalkamadı ve beklenen getiri ile gerçekleşen getiri arasında ciddi farklar oluştu.

2008’de  Pekin’deki Olimpiyatlara Çin hükümetinin yaptığı 38 milyar dolar civarındaki müthiş harcama çok büyük sosyal tepkiye sebep olmuştu.  Sadece  finansal açıdan bakıldığında Pekin’da 38 Milyar dolar harcama yapılarak gerçekleştirilen 2008 Pekin olimpiyatlarının, kısa ve orta vadede ekonomiye ciddi bir katkısının olmadığı yapılan araştırmalarla ortaya çıktı.  

 

Yine, 2012 Londra Olimpiyatlarının mali portresi de 19 Milyar dolara ulaştı. İngiliz yetkililerin yaptığı açıklamalar, Londra Olimpiyatlarının ekonomide beklenen gelişmeye ulaşamadığını ortaya koyuyor.

 

Buradan da çıkan sonuç şu ki: Olimpiyatların dışsal pozitif etkileri dikkate alındığında, bu oyunların ekonomiye her zaman dolaylı net bir katkı sağladığını, söylemek mümkün görünmüyor.

 

Olimpiyat Düzenlemek Karlı Bir İş mi?

 

Bu çalışmaların sonucuna göre genel olarak: Olimpiyatların ekonomik etkisi aslında düzenlendiği ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmişliği ile doğrudan ilişkili. Gelişmiş ekonomilerde yüksek maliyetler, bu yatırımlar için çok ciddi harcamalar gerektirirken, daha az gelişmiş ekonomilerde maliyetler nispeten daha düşük olduğu için katlanılan maliyetler görece daha düşük olabilmektedir. Etkinliğin getirisi açısından bakıldığında da, gelişmişliğin sahip olduğu yüksek standartlar,  o ekonomiyi ciddi bir getiri üstünlüğüne ulaştırırken,  diğer ülkeler katlandıkları maliyetlerin üzerinde gelir yaratabilmekte zorlanmaktadırlar. 

Bununla birlikte Olimpiyat harcamaları, eğer o ülke yüksek işsizlik oranına sahipse ve ciddi ekonomik bir darboğazda bulunuyorsa, olimpiyat evsahipliğinin o ülke ekonomisinde bir yükselişe neden olma olasılığı da yüksek görünüyor. Ancak, olimpiyatlarla alt yapısı ve çehresi değişen kentlerin ileriki yıllarda 1992 Barcelona Olimpiyatları örneğinde olduğu gibi turizmde ciddi bir rekabet üstünlüğüne ulaşma ihtimali de bulunuyor.

 

Bugün ekonomik olarak yaşadıkları sıkıntı ve darboğazlar göz önüne getirildiğinde, İspanyol hükümetinin Madrid’i aday göstermesinin arka planında da bu gerçek yatıyor olabilir.

 

Bugüne kadar düzenlenen olimpiyatlar içerisinde Montreal (1972), Atlanta (1996), Seul (1988), Sydney (2000), Atina (2004) ve Pekin (2008) olimpiyatlarının tamamında evsahibi ülkenin ekonomik zararı, ekonomik kazancından çok daha büyük oldu.

 

Olimpiyattan Sonra Atina İflas Etti!

Şüphesiz ki, sadece olimpiyat maliyetleri Yunan ekonomisini bugünkü durumuna getirmedi ama, bu oyunu düzenlemek için katlanılan maliyetler, Yunan ekonomisinin çöküşünü daha da hızlandırdı.

 

Atina Olimpiyatı konusundaki çalışmalarıyla ünlü Girit Üniversitesi profesörü Minas Samatas, 2012 Londra Olimpiyat oyunları öncesi yaptığı açıklamada, 2004 Atina Olimpiyatı’nın ülkeyi daha sonra derin bir ekonomik buhrana sürükleyecek bir yük getirdiğini ve olimpiyat güvenliği için çıkarılan sözde anti-terör yasalarıyla sivil özgürlüklerin büyük ölçüde budandığını kaydetmişti. Olimpiyat masraflarının neden olduğu bütçe açığı 2004 yılında ülkenin gayrisafi hasılasının yüzde 6.1’ine ulaştı. Yani Euro-Bölgesi limitlerinin iki katında fazlasına. Yunanistan’ın masraflarına kaynak bulmak için yapılan kamusal borçlanma da 2004 için öngörülen 35 milyar doları aşarak 43 milyar dolara çıktı. Ülkenin milli borçları 2004 yılından itibaren katlanarak arttı ve 2010 yılında 469.8 milyar dolara (Bugün ise GSMH’nın yüzde 165’i) kadar yükseldi.

 

Sadece olimpiyat güvenliğine 1,5 milyar dolar harcandı. Şehirde güvenlik donanımının kurulması bile 300 milyon dolara maloldu. 11 milyon nüfuslu bir ülkenin 300 milyon dolar harcadığı ve tam bir fiyasko olan sistem olimpiyattan yıllar sonra bile etkin kullanilamadi.

 

Ekonomisinde ve makro göstergelerinde olumsuzluk bulunan ülkelerde, katlanılan yüksek maliyetli olimpiyat harcamalarının, orta ve uzun vadede gerçek bir istihdam sağlayamamasının yanısıra, ekonomiye ilave bir katmadeğer yaratamaması, o ülkelerin ekonomilerindeki olumsuz gidişi tetikleyen bir özeliğe sahip.

 

Olimpiyat Düzenleme Amacı Ülkelere Göre Değişiyor

 

Olimpiyatlara ev sahibi olmak, maliyetinin yanı sıra büyük bir prestij kaynağı ve tanıtım nedeni.

 

Günümüzde Olimpiyatlar büyük ölçekli dışsal etki yaratan bir ekonomik aktivite.  Bu nedenle, sporun show business’a evrildiği ve çok önemli gelirlerin yaratıldığı ülkelerde Olimpiyata talip olma gerekçeleri pratikte farklılıklar gösteriyor.

 

Özelikle gelişmiş ülkelerde yaratılan dışsal etki, var olan  genel ekonomik ve sosyolojik durum, alt yapı, ulaşım ve iletişimdeki büyük kolaylık, gelişmekte olan ülkelerin gerçekleştirdiği olimpiyatların dışsal etkisinden daha büyük bir katkı sağlıyor ekonomiye. Bu nedenle, gelişmekte olan ülkelerdeki olimpiyat düzenlemedeki temel amaç ve hedefler, gelişmiş ülkelrdeki amaç ve hedeflerden farklılıklar gösteriyor. Örneğin ülkemizde dış tanıtım ve prestij konusu ön plana geçerken, Londra bu işten daha fazla nasıl ilave gelir yaratılabileceğini hesaplıyor. 

 

Uzun Vadede Getiri Elde Edilebiliyor

 

Goldman Sachs tarafından hazırlanan bir raporda, 2012 Londra Olimpiyatları’nın İngiltere’nin 3. çeyrek GSYİH’sini yüzde 0.3-0.4 oranında yükselteceği tahmin ediliyor.  Ancak bu büyümenin kısa süreli bir harcama artışından gelmesi nedeniyle, Olimpiyat oyunlarının bitmiş olacağı 4. çeyrekte bu büyümenin büyük oranda geri alınacağı öngörülüyor. Yani kısa vadede olimpiyat GSYİH üzerinde önemli bir net artış sağlamıyor.

 

Uzun vadede ise, olimpiyatlar’ın tanıtım gücü sayesinde, şehir ve ülkelerin turizm ve yatırım gelirlerine olumlu etkisi olduğu düşünülüyor. 2008 Pekin ve 1992 Barselona Olimpiyatları sonrasında yapılan çalışmalar, bu anlamda önemli bir maddi katkıya işaret ediyor.

 

Bir diğer getiri, çok sayıda yeni tesisin, ev sahibi halkın kullanımına kalacak olması. Bu tesisler ve çok sayıda altyapı projesi, ev sahibi şehrin yaşam koşullarını ve cazibesini arttırarak konut fiyatlarında değerlenmeye yol açıyor. Örneğin 1984 Olimpiyatları’ndan sonra Los Angeles’ta konut fiyatları dört-beş sene içerisinde yakın bölgelere göreceli olarak yüzde 5-10 arasında daha fazla bir değer artışı elde etmişti.

 

Olimpiyatlar’ın, ev sahibi ülkelerin döviz kurlarını uzun vadede daha değerli hale getirdiği çalışmalarda ulaşılan ekonomik sonuçlar arasında. Ev sahibi ülkelerin olimpiyat oyunları’nın sonrasında dünya borsalarına göreceli olarak yükseliş sergiledikleri gözlemlenmiş.  

 

2,4 Milyar Dolar Planlandı 19 Milyar Dolar’a çıktı

 

2012 Londra olimpiyatlarını düzenleme hakkını kazanan İngiltere’de, 2005 yılında dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair, olimpiyatın ülkesine maliyetinin 2.4 milyar Euro olacağını açıklamış olmasına karşın, 1948 yılında Olimpiyata evsahipliği yapan ve birçok tesisi kullanılır durumda olan, altyapısı sağlam ve etkin bir toplu taşım sistemine sahip Londra’nın olimpiyat maliyeti resmi rakamlara göre 19 Milyar Dolar’a ulaştı. 

 

2004 Atina Oyunları’nın toplam 4,5 milyar Euro’ya mal olması planlanmış olmasına karşın, oyunların maliyeti €8,95 milyara ulaşmıştı.

 

Kısacası, Olimpiyat oyunlarına yapılacak harcamalarda planlanan ile gerçekleşen arasında büyük uçurumlar söz konusu. Olimpiyat evsahipliğindeki ‘öngörülerin’ tutmamasının en önemli nedeni ülkenin olimpiyata evsahipliğini öğrendiği yıl ile olimpiyatın başlaması arasında 7 yıl gibi oldukça uzun bir sürenin olması. Londra 2005 yılında 2012 Olimpiyatı evsahipliğini kazandığında İngiltere ekonomisi bugünkü krizi yaşamaya başlamamıştı. 

 

İstanbul’da İlave Bir Yatırıma Gerek Yok (mu?)

 

Bazı yetkililerin gazetelere yaptıkları açıklamalara göre “2020 Olimpiyat oyunları için İstanbul’da ilave bir yatırıma ihtiyaç olmadığı, 2-2,5 milyar Euro’luk ilave bir yatırımla bu işin kotarılacağı” belirtilmesine karşın, Başbakan yardımcısı Ali Babacan’ın Lozan’da Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyelerine verdiği brifingde 2020 için yaklaşık 19,4 Milyar Dolarlık bir yatırım yapılacağını açıklamış olması da,  bu etkinliğin çok ciddi bir organizasyon olacağını ortaya koyuyor.

 

Sonuç

 

Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, düzenlenen olimpiyatların mali külfeti, yarattıkları nimetlerin çok üstünde.  Genel olarak bu oyunlara harcanan devasa paralar, ev sahibi ülke ekonomilerine net bir ekonomik katkı sağlamıyor. Aksine, katlanılan yüksek maliyetler zaman içinde ekonomik gidişattaki olumsuzlukları daha da artırabiliyor, Atina örneğinde de gösterdiğimiz gibi  bir dizi olumsuz reaksiyona da neden olabiliyor. Bu bağlamda bir ülke için Olimpiyat düzenleme kararı almak, ekonomik bir karardan daha çok siyasi bir karar olarak önümüze çıkıyor.

Diğer yandan, olimpiyatlarla ilgili tüm sosyal ve ekonomik faydaları –ve maliyetleri– rakamlara dönüştürmenin kolay bir iş olmadığını burada bir kez daha yineleyelim.  Olayın ekonomik yönünün dışında orta ve uzun vadede sosyal fayda sağlayıcı özelliğinin de olması,  örneğin olimpiyatların, genç nüfusu spora teşvik ederek, o ülkenin bir spor ülkesi olması yolunda atımlar atılması ve uzun vadede bundan ekonomik ve mali anlamda bir gelir elde edilmesi stratejisi de, günümüzde show business’a dönüşmüş bulunan spor ekonomisinin yadsınamaz gerçeklerinden birisi olarak karşımızda duruyor. Biz sadece burada ancak ‘ölçülebilir’ kalemlerle bir olimpiyatın masrafını kurtarıp kurtarmadığını analiz edebiliyoruz.

 

Ancak, tüm bunlara karşın,  Türkiye bu konuda kararını verdi ve beşinci kez aday oldu. Üç kent içindeki şansı bana göre az olmakla birlikte, eğer IOC Olimpiyatları İstanbul’a verirse, izlenecek stratejide köklü bir revizyona gereksinim var.

 

Dünyanın en büyük 20 ekonomisi içerisinde yer alan Türkiye’nin, bu organizasyonu düzenleme hakkını kazanması durumunda, doğrudan gelir gider dengesinin ötesinde, olimpiyatların dolaylı ve uzun vadeli ekonomik ve sosyal getirilerinden maksimum fayda sağlayacak bir programa odaklanmalıyız. Bu oyunların Türkiye’nin bir spor ülkesi olması konusunda “tramplen” görevi yapmasına olanak verecek, uzun vadeli stratejik bir sosyo-ekonomik ve sportif gelişim planı hazırlanmasına katkı sağlayacak  bir yol haritası oluşturmalıyız. Ancak bu şekilde, bu oyunların nihai bilançosunu lehimize çevirebilir, İstanbul ve Türkiye’nin altyapı, tesisleşme, turizm, kültür, uluslararası alanda imajının güçlendirilmesi ve sportif başarıya ulaşılması gibi birçok alanda sahip olduğumuz potansiyeli harekete geçirebiliriz.{jcomments on}

 

Yararlanılan ve daha geniş bilgi için bakılabilecek linkler:

 

 

Cemal Tunçdemir, " Olimpiyat evsahipliğini kazanmak gerçekten kazandırıyor mu?",  http://t24.com.tr/yazi/olimpiyat-evsahipligini-kazanmak-gercekten-kazandiriyor-mu/6423

 Tolga Şener, "Olimpiyat Ekonomisi"  http://kafatopu.wordpress.com/arastirmalar/olimpiyatekonomisi/

 

 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  38992  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43540725

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.