'Yönetici' Havası
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Diğer Yazarlar 'Yönetici' Havası

'Yönetici' Havası

12philosophy

Kaan Polat Cüreklibatır -20 Şubat 2021 Fenerbahçe'yle Galatasaray arasında oynanan maç sonrası yaşanan olayları televizyonda izlediniz mi?

 

İzlemeliydiniz! En azından haklılığı kimselere vermeyen kulüp yöneticilerinin kavgalarından, Türk futbolunun bugününü öğrenebilirdiniz.

 

Yasağa rağmen localara doldurulan insanlar ve edilen küfürler, protokol tribününde yaşanan gerginlik, Türkiye Futbol Federasyonu’nun konuya duyarsız tutumu...

 

Ne demişler, ‘’Tencere dibin kara, senin ki benden kara!’’

 

Televizyonda görüp de, sezinlediğim ilk tespit şuydu:

 

Yöneticilerin çoğunun, 'fanatik' tavırları ve eylemleri tepkisel olarak, kulüpler arasında bir ''düşmanlığa' neden oluyor. Tabi bu tavır ve eylemler, zamanla ülkenin öz spor kültürü üzerinde; kin, nefret ve saldırgan bir kültür tabakası meydana getiriyor. 

 

Daha kötüsü ise, bu yöneticilerin bu 'sansasyonel' özellikleri dolayısıyla, kendilerini ' 'yönetici' sanıyor olmaları.

 

Çıkmazın dehşetini, gösterebiliyor muyum?

 

Dehşetini dedim, çünkü çoğu sadece kulüp çıkarlarını savunmayı, bir yöneticilik becerisi sayıyor. Bunun, yaratıcı ve çözüm üreten yöneticiler yerine, ne türlü 'fanatik' bir yönetici kuşağını doğuracağını fark edemiyorlar.

 

İster misiniz işin biraz daha ayrıntısına inelim...

 

Yöneticiler neden aksıyor?

 

Yöneticiler ‘yaşadıkları ‘an'ı amansız bir rekabetin yaşandığı, şampiyonluk fikrine saplandıkları, kendilerini tamamen o fikre adadıkları bir zaman dilimi olarak yaşıyorlar, hissediyorlar. Taraftar ve camia baskısı altında bulunduklarından, çevrelerindeki gerçeklerden kopuk sanal bir alemde yaşıyorlar. Bu da uzlaşma bilmez bir ahlak anlayışı geliştirmelerine neden oluyor. Uzlaşmazlık anlayış ve düşünceleri, onları çevreleyen hasım kulüplere karşı kendilerini koruyabilecekleri tek özsavunma yolu olarak ortaya çıkıyor. Yöneticilik becerilerine güvenemediklerinden, çoğu sıkıştıklarında Türkiye Futbol Federasyonu’na yakınıyor, ‘hak hukuk, hık mık’ diyerek, rakibini şikayet ediyorlar. Anadolu kulüp yöneticilerinin çoğu da, bu konuda hak standartının bulunmadığından şikayet ediyor. Aynı mantık orada da işliyor; ‘Ben haklıyım, rakip haksız.’

 

Bunun anlamı şudur: Yönetici kendisini, Türk sporunun kalkınması için değil, kulübün çıkarlarını beslemeye ayarlıyor. Rakibini suçlamayı kestirmeden haklı çıkmak sayıyor. Haklı olduğu konuları da sağlam bir akıl ve bilgi temeline bir türlü oturtamıyor. Yönetici, sorumluluklarını yerine getirmekten çok, ‘getiriyor’ izlenimini yaratan televizyon ekranlarında sansasyon söz, tavır ve çabalara girişiyorlar. Takım için değil, tribün için oynamak bu olsa gerek!

 

Oysa ‘ağzı laf yapandan’ çok, ‘eli işe yatkın’ yöneticilere muhtaç olduğumuzu bir anlayabilsek, önem verdiğimiz Türk sporu kendiliğinden gelişecek. Yanlışımız burada ne yazık ki…Sık sık yaptığımız gibi şekilciliği, 'niteliğe' tercih ediyoruz.

 

Sonuç olarak, ‘ağzı kalabalık’, elinden pratik iş gelmez, çoğu 'sızlanan' bir sürü yöneticiyle baş başa kalıyoruz.

 

Spor Yöneticiliği

 

Türkiye’de‘Spor Yöneticiliği’ mesleğinin küçümsenmesinden midir, yoksa yeteri kadar ciddiye alınmamasından mıdır bilinmez, bu meslekten insanları kulüplerimizde ve federasyonda göremiyoruz. Belki de terslik oradan doğuyor, ‘Spor Yönetim Bilimleri’ okumuş, spor alt yapısı olan, yöneticiler kulüp ve federasyonda görebilsek hem kulübü gelişir, hem de Türk sporu gelişir.

 

‘Spor Yöneticiliği’ dünyanın en önemli üniversitelerinin en saygın bölümlerinden biri, amacı ’nitelikli’’ spor yöneticisi yetiştirmek. İşi planlamak, organize etmek, koordine etmek, liderlik ve kontrol gibi önemli görevleri var.

 

Tüm sergilenen bu yönetsel olumsuzluk ve yanlışlara karşın, birleştirici, yapıcı, bütünleyici ve iletişimi kuvvetli yöneticilere gereksinimimiz var. Lider özellikli bu yöneticiler çalışanlarına sağlıklı ve huzurlu bir ortam sağlayabiliyor, içinde bulundukları durumu kavrayıp doğru analizler yaparak, kulüplerini istenilen düzeye çıkartabiliyorlar, hedeflerine ulaştırabiliyorlar. İşler yolunda gitmediğinde ise, lider özellikleriyle krizleri doğru yönetebiliyorlar, kulübünü ve çalışanlarını ortak hedefe yönlendirebiliyorlar.

 

Bizde yönetici böyle mi? Hangi becerileri ön plana çıkıyor, krize açık ve seçik, somut çözümler getirebiliyor mu?

 

Yönetim Sorunu

 

Bizde rekabetten doğan gizli hırsla atışma çabaları, daha çok, neyi nasıl yapacağını kestiremeyen yöneticilerin, hem plan program aşamasında, hem çözüm ve uygulama aşamasında başvurduğu, gösterişli bir çare oluyor. Göze girmek amacıyla en olmayacak akılları verebiliyorlar.

 

Sonunda ne oluyor ?

 

Yönetsel yetenekleri sınırlı, yönetmeyi sadece idare etmek olarak algılayan yöneticiler, sorunlara somut çözümler getiremediği gibi, ayrıca yeni sorunlara da yol açıyorlar.

 

Ne yapmalı?

 

Önce 'yöneticilik' anlayışının bir standarta oturtulması oturtulması gerekiyor. Bu da geniş ölçüde 'Spor Yöneticiliği Bilim'ine önem verilmesinden geçiyor.

 

Sporun bilimini edinmeden yönetici olunabilir mi? Sporun bilimlerini edineceğiz ki, Türk sporu spor alt yapısı olan yöneticilerle çağdaş 'ilerleme' anlayışına ve düzenine kavuşsun. Bu anlayış ve düzen, toplumun tüm katmanlarına örnek olsun. O düzende yaşamayı, gereğince davranmayı öğrensin. Ama bu da yetmez! Atatürk döneminin o çok kısa süren, ulusal spor anlayışının temelindeki; zeki, çevik ve ahlaklı nesiller yetiştirme projesini örnek almalıyız. Büyük önder genç ve sağlıklı nesiller hedeflemişti ama maalesef proje ölümünden sonra yarım kaldı. O projeyi anlatmakta başka bir yazı konusu olsun.

 

Onun kaldığı yerden devam edebilirsek, sporu çağdaş, yönetim sorunlarını da toplumsal bir hakseverlikle çözebilen bir ülke olabiliriz{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  2818  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Futbol Ekonomi Site Yetkilisi Perşembe, 22 Eylül 2011.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1041 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 53441370

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1