FIFA EKUMENLİĞİ VE FUTBOLDA YOLSUZLUK
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Yönetim KUtlu MERİH FIFA EKUMENLİĞİ VE FUTBOLDA YOLSUZLUK

FIFA EKUMENLİĞİ VE FUTBOLDA YOLSUZLUK

FIFA

Kutlu MERİH Ocak.2007

 GİRİŞ  

Kendi içine kapalı ve kendisinden başka hiç bir şeyle ilgilenmeyen  bir toplum olmamız küresel düzenin nasıl çalıştığını anlamamızı engelliyor.

 FIFA (Fédération Internationale de Football Association) 1904 yılında federasyon futbolunun (associate soccer) şemsiye kurululuşu olarak kurulduğunda sporun ve rekabetin evrensel değerlerini bütün küreye yayma amacını taşıyordu. Yakın bir zaman kadar bunu gerçekleştirebildiği de söylenebilir. 1974 yılında başkanlığın Joao HAVELANGE tarafından yüklenilmesi ile vizyonunun ve misyonunun radikal bir şekilde değişti. HAVELANGE “Ben buraya futbol dene ürünü pazarlamak için geldim” diyordu: Gerçekten öyle yaptı ve çok da başarılı oldu. FIFA gelirleri inanılmaz oranda arttı. Futbolun karizması iş dünyasında itibar gördü. Futbol artık sadece bir sportif değil aynı zamanda finansal bir kompleks haline dönüştü. Bu da futbolu yönetmenin cazibesini çok arttırdı. Futbolda Makyavelizm, teşvik, şike ve diğer yolsuzluklar dünya çapında gözlenmeye başlandı. Sportif değerlerin koruyucusu olması gereken FIFA ne yazık ki Makyavelizmin şampiyonu haline geldi.

 

FIFA kendisinden on yıl kadar önce kurulan IOC (Inernatıonal Olympic Committee) gibi uluslar arası "kar-amaçsız (non-profit)" ve "kamusal olmayan (non-government)" organizasyondur. Bu hali ile devletin ve siyasetin etkisi dışında ve kar-amaçsız olduğu için Pazar koşullarının da dışındadır. FIFA yönetiminde her üye ülkenin bir oyu vardır ve minik Faroe adaları ile dev Almanya aynı oya hakkına sahiptir. Şu anda oy sahibi 207 ülke olup Karadağ’ın katılımı ile 208 olacaktır. Bu yapı yoksul ve desteğe muhtaç üçüncü dünya ülkelerini etkileyip oy sağlayarak FIFA yönetimini tekelleştirebilmeye olanak sağlamaktadır. FIFA sloganı: “Oyunun iyiliği için – For the good of the game” olduğu halde düzenin gerçekte kime iyilik ettiği oldukça kuşkuludur.

 

FIFA ve MAKYAVELİZM

 

Bu yapılanma şeklinin sonucunda modern futbol oldukça Makyavelist bir görünüm sergilemekte ve en büyük skandallar futbolun en yaygın olduğu ülkelerde patlak vermektedir. FIFA yönetimindeki yolsuzluklarla ilgili kitaplar yayınlandığı ve TV programları yayınlandığı halde FIFA bunları atlatabilmeyi ilginç bir şekilde başarabilmektedir. 2002 yılında FIFA başkanı Sepp BLATTER in genel sekreteri yönetimin rüşvet ve yolsuzluk uygulamalarını belgeleri ile birlikte ortaya koyduğu halde, bu konuda açılan soruşturma sonuçsuz kalmış, yargı olayı geçiştirmiş ve BLATTER yasaların üzerinde bir konuma yükselmiştir.

Burada FIFA merkezinin İsviçre'de olması, İsviçre hukuk sistemine tabi bir NGO olması ve FIFA başkanının ve etkin yöneticilerinin İsviçreli olması nedeniyle İsviçre makamlarının kayıtsız kaldığı düşünülebilir. Ayrıca kuruluşun futbolu ticarileştirerek sağladığı milyarlarca dolarlık bütçeler de kendilerine bir tür dokunulmazlık satın almalarına olanak sağlamaktadır. Buna karşılık Bosman olayında yaşandığı gibi bu tür FIFA tasarruflarının AB Hukuku ve Müktesebatı ile uyuşmadığı açıkça ortadır. FIFA üçüncü dünya ülkelerinde işe yarayan şantaj tekniklerinin AB Hukuku karşısında ters tepeceğini söyleyebiliriz.

 

Bu kadar soylu amaçlar ortaya koyan küresel kuruluşlar nasıl oluyor da bu tür şaibeli yönetimlere sahip olabiliyor. Burada kar-amaçsız kuruluşlarda görülen yönetsel dengesizlikler devreye girmektedir. Aynı sorunlara gerçekte diğer kar-amaçsız kamusal kuruluşlarda da rastlanmaktadır. Kar maksimizasyonu yapılamayan durumlarda rant-maksimizasyonu yapılmakta ve olumlu finansal ortamlarda bu süreç giderek yöneticilerin kişisel rant maksimizasyonuna dönüşmektedir. Bu tür rant maksimizasyonu ise sahip oluna iktidarı korumak ve derinleştirmek sürecine dönüşüyor. Böylece evrensel bir fayda maksimizasyonu görünümü altında kişisel faydalar maksimize ediliyor. Bunu geçekleştirebilmek için de çıkar gurupları ve lobi gurupları ile yaygın ve derinlemesine ilişkiler geliştiriliyor.

 

Bu model gerçekte hükümetlere bağlı kamusal kuruluşlar için aşırı basit olsa da FIFA gibi ulusal otorite kontrolünden yoksun kuruluşlarda oldukça fonksiyonel olarak çalışabiliyor. Artık “oyunun iyiliği için” sloganın “FIFA nın iyiliği için” hatta “Başkanın iyiliği için” şekline dönüştüğünü kolaylıkla söyleyebiliriz. Başkan bu iyiliği çevresi ile akıllıca paylaşabildiği zaman ortaya yıkılmaz bir "kurulu düzen (establishment)" çıkıyor. Örneğin TV Dünya Kupası TV yayın hakları başkanın çevresindekilere çok düşük sembolik değerler devredilebiliyor. Veya FIFA yönetimine tahsis edilen biletlerin karaborsada fahiş fiyatlarla satıldığını görüyoruz ve bir çok durumda bu olaylar son derece pasaklı bir şekilde yapılıyor ve belgeleniyor. 2002 Dünya Kupası İngiltere-İsveç maçı için Saitama Stadında bir blok İngiliz seyircinin elinde karaborsadan alınmış , üzerinde Muhammed Bin HAMMAM (FIFA İcra Komitesi  üyesi ve Katar Başkanı) damgası olan biletler vardı. BLATTER,  FIFA yönetimine geldikten sonra on milyonlarca dolarlık FIFA kaynağı yoksul ülke federasyonlarına destek adı altında aktarılıyor ve bu paraların nerede ve nasıl kullanıldığı kamu otoriteleri tarafından denetlenemiyor. Bu uygulamanın oy sahibi olan federasyonları son derece minnettar bıraktığı ve onları kurulu düzeni değiştirmek konusunda oldukça isteksiz yapacağı açık.

 

FUTBOL DÜNYASINDA YOLSUZLUK

 

Futbolun duyguları ve parayı harekete geçirebilme gücü ile dünya çapında yaygınlaşan ve karizması artan oyun FIFA’ya hak etmediği bir "ekümenlik" statüsü sağlıyor. Bu mutlak iktidar ise bütün mutlak iktidarlarda görüldüğü şekilde yanlış ve verimsiz olarak kullanılabiliyor. İktidarın yanlış kullanımı ile çarpılan futbol ekonomisinde ise rüşvet, karapara, şike, organize suç ve benzerleri yaygınlaşabiliyor.

 

Yolsuzluk futbol dünyasında dopingden çok daha ciddi bir tehlike olarak görülüyor. Bu olaylar sadece futbol ekonomisini değil futbola gönül veren dünya çapındaki milyarların da moralini olumsuz olarak etkiliyor. Şeffaflığın olmadığı kendi içine kapalı bu dünyada alınan ve alınabilecek önlemler de yeterli olmuyor. Yolsuzluk olayları örtülemeyip de patlak verdiğinde hayret ve dehşet uyandırıyorlar. Milyonların sevgilisi seçkin kulüplerin ne hallere düşebileceği ibretle izleniyor.

 

Spor temel idealleri olan: barış, dostluk, dayanışma ve adil rekabet ilkelerine bağlı kalacak ise, yolsuzlukla mücadele için ciddi adımlar atılması gerekiyor fakat FIFA bu çabalara kayıtsız kaldığı, geç reaksiyon verdiği gibi olumlu gelişmelere de “futbolun özerkliği” maskesi ardında engel olabiliyor. Bu ise “bu kadar yolsuzluk ve skandal kaynağı olabilen bir sektörün neden özerk olması gerektiği” sorusunu akla getiriyor.
 

FIFA kurulduğunda futbol genellikle kişisel ve amatör bir olgu iken günümüzde dev bir endüstriyel sektör haline dönüştü. Avrupa’da rekabet edecek bir kulübün bütçesinin artık 100 milyon USD üzerinde olması gerekiyor. 2006 Dünya Kupası’nın toplam maliyetinin altyapı dahi 6 Milyar Euro civarında olduğu tahmin ediliyor. 2002 Düğnya Kupası’nda Japonya ve Kore’de 500 Milyon USD maliyetli (3-4 tam teşekküllü hastane maliyeti) Stadyumlar inşa edildi. Para akımları bu kadar yoğun olduğu zaman katılımcıların yolsuzluğa yönelme eğilimleri de o ölçüde artmaktadır. Spor dünyası bu yolsuzluk eğilimlerini kavramakta ve reaksiyon vermekte oldukça geç kaldı. Sistemin özerkliği diğer taraftan sistemin kilitlenmesine yol açıyor ve kendi iç mekanizmaları ile kendi düzeltmesine olanak vermiyor. Ahlaki yaptırımlar da maskelenmiş yolsuzluklar karşısında yeterli olmuyor. Kamu otoritesinin müdahale ettiği durumlarda ise yaranın derine işlediği ve tedavinin güç olduğu gözleniyor ve radikal operasyonlar gerekiyor.

 

 

SKANDALLAR

YAPTIRIMLAR

ÇİN (2001)
Çin 1. Liginde şike olayları. Hakemlerim %70-80 inin en az bir kere rüşvet aldıkları öne sürülüyor.

 

Hakem Gong Jianping 370,000 Yuan veya yaklaşık $46,250 rüşvet kabul ettiği için 10 yıl hapse mahkum oldu.

 

 

ÇEK CUMHURİYETİ (2004)
Futbol yetkililerinin rüşvet kabul ettiği belirlendi. Viktoria Zizkov kulübünün spor yöneticisi Ivan HORNIK’in hakemlere ve futbol yetkililerine rüşvet teklif ettiği ortaya çıktı.

 

Hornik, 7-ay görevden uzaklaştırıldı ve 900,000 crown (US$37,690) ceza aldı. Çek futbolundan 10-yıl boykotlu olması da kararlaştı. Diğer on hakem ve yetkili daha küçük ölçeklerde cezalar aldılar.

ALMANYA (2005)
Hakemlerini ve oyuncuların şike için rüşvet aldıkları ortaya çıktı. Bu tezgahın Filip ANTE ve Milan SAPINA tarafından kurulduğu belirlendi.

 

Futbolcu Steffen Karl dokuz ay ceza aldı. İki hakem suçlu bulundu: Robert Hoyzer, 67,000 Euro ve bir plasma TV rüşvet aldığı için, 2 yıl 5 ay; ve  Dominik Marks, 6000 Euro rüşvet aldığı için 18 ay ceza aldı.  Tezgahı kuran Sapina 2 yıl 1 ay ceza aldı.

BREZİLYAl (2005)
İki FIFA-hakemi, Edilson Pereira de Carvalho ve  Paulo José Danelon bir yasadışı bahis şirketi için şike yaptuıklarını kabul ettiler.

de Carvalho ve Danelon şike, fesat ve finansal yolsuzluk suçlamaları ile karşılaştılar. De Carvalho maç başına $6,500 ceza ödemeye mahkum oldu.  

 

İTALYA (2006)
İtalyan futbol skandalı esas olarak şike nedeniyle patladı fakat bunun yanında listeye rüşvet, yolsuzluk, vergi kaçırma, para aklama, yasadışı bahis gibi suçlar da eklendi. Oyuncular, hakemler, kulüp yöneticileri, politikacılar, yargıçlar, polis yetkilileri suçlamalar ile karşılaştılar. Suçlananlar arasında futbolun önde gelen Luciano Moggi (Juventus yöneticisi), Franco Carraro (Önceki Roma belediye başkanı ve önceki Federasyon Başkanı), Massimo De Santis (hakem), Marcello Lippi (milli takım antrenörü), Gianluigi Buffon (Juventus ve milli takım kalecisi), Moggi’nin ve Lippi’nin oğulları Luciano ve  Davide ve diğer ünlü isimler vardı.

 

Juventus küme düşürüldü ve şampiyonluğu alındı, diğer kulüplerin puanları silindi, yöneticiler ve yetkililer çeşitli boykot cezaları aldılar. Futbol tarihinin en dramatik ve ibret verici olaylarından biri yaşandı. FIFA bu radikal müdahaleye karşılık bir “özerklik” iddiasında bulunamadı.

POLONYA (2007)

Spor Bakanı Tomasz Lipiec, 19. Ocak. 2007 tarihinde  Polonya Futbol Federasyonu (PZPN) yönetimindeki 35 üyeyi görevden alarak yerlerine geçici bir yönetici atadı. Federasyon yönetiminin “böyle bir skandal sonrasında görevine devam edemeyeceği” kanısını taşıyordu. Sözü geçen skandal 70 kadar hakem, kulüp başkanı ve federasyon görevlisinin iki yıllık bir soruşturmadan sonra rüşvet ve şike suçlamaları nedeniyle savcılık tarafından tutuklanması idi. Federasyon yönetimi bu suçlar işlenirken görevini yapmadıkları için sorumlu tutuluyordu.

FIFA soruna ilgi duymak yerine Polonya hükümetini ulusal takımı turnuvalardan dışlamak ile tehdit etti.

Polonya Başbakanı Jaroslaw KACZYNSKI ise devlet radyosunda (30.Ocak.2007) , “Bir fiyat ödeyecek isek bile- umarım ki ödemeyiz- bu fiyatı ödemeye değer. Bu ciddi hastalığı Polonya sporunda daha ne kadar tolere edeceğiz. Hastalıklı ve çürük uygulamalar yok edilmedikçe ne sporda ne de diğer alanlarda ileri gidemeyeceğiz.” diyordu. (AP:31.01.2007)

 

 FIFA Federasyon yönetimindeki değişikliği kabul etmiyor ve ülkeyi turnuvalardan dışlamak ile tehdit ediyor.

 ÇEŞİTLİ ÜLKELER:

Belçika, Portekiz, Bulgaristan, Yunanistan, Polonya, Finlandiya, Kenya, Güney Afrika, İsrail gibi ülkelerde çeşitli rüşvet ve şike olayları gözlendi. 

 

 

FIFA YOLSUZLUKLA MÜCADELEYİ ENGELLİYOR

Kenya gibi ülkelerde futbol kulüpleri bu kaynakların kullanımı konusunda oldukça rahatsız oldukları ve FIFA nezdinde şikayetlerde bulundukları halde FIFA bu yaklaşımlara kayıtsız ve duruma kamu otoritesinin el koymasına karşılık ülkeyi uluslararası futbol olaylarından dışlayabiliyor. Benzer bir uygulamayı da günümüzde Polonya olaylarında gözlüyoruz. Kamu otoritesinin iki yıllık bir soruşturmadan sonra suçlu bulup, üyelerini tutukladığı ve görevden uzaklaştırdığı Polonya Federasyonuna FIFA’nın sahip çıktığını ve Polonya’yı uluslararası müsabakalardan dışlamak ile tehdit ettiğini görüyoruz. Böylece FIFA’nın tehdit ve şantaja dayanan çirkin yüzü açıkça ortaya çıkıyor. Polonya Başbakanı Jaroslaw KACZYNSKI ise devlet radyosunda (30.Ocak.2007) , “Bir fiyat ödeyecek isek bile- umarım ki ödemeyiz- bu fiyatı ödemeye değer. Bu ciddi hastalığı Polonya sporunda daha ne kadar tolere edeceğiz. Hastalıklı ve çürük uygulamalar yok edilmedikçe ne sporda ne de diğer alanlarda ileri gidemeyeceğiz…” (AP:31.01.2007) diyerek tehdit ve şantaja boyun eğmeyeceklerini vurguluyor.

Burada paradoks FIFA’nın dış etkilere kapalı eşitlikçi bir kuruluş olmasına karşılık bu yapının aynı zamanda yolsuzlukları maskeleyen bir izolasyon görevi görmesidir. FIFABaşkanı hiçbir devlete veya muhasebe sistemine hesap verme durumunda olmadığından yönetiminin keyfileşmesi şaşırtıcı değildir. Futbol taraftarları FIFA’nın bu yüzü ile ilgili değildir. Futboldan keyif almakta ve organizasyonlara coşku ile katılmaktadırlar.

  KAYNAKLAR
Alfred JENNINGS Foul!: The Secret World of FIFA: Bribes, Vote Rigging and Ticket Scandals
Kutlu MERİH Futbol İmparatorluğunda Politika ve Joseph S. BLATTER'in Yükselişi
Kutlu MERİH FIFA: HAVELANGE Geleneği ve Küresel Futbol İmparatorluğu
Kutlu MERİH Futbolun Avrupalılaştırılması: BOSMAN UYGULAMALARI
Tuğrul AKŞAR FUTBOLDA LİBERAL DEVRİM: BOSMAN KARARLARI
Tuğrul AKŞAR - Kutlu MERİH FUTBOL EKONOMİSİ: Literatür yayınları, 2006
                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  9243  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Kutlu Merih Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

13/12/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

10125,46

+0,66

 bjk BJKAS

4,33

-0,92

 fb FENER

103,30

-0.58

 gs GSRAY

6,54

-0,91

 trabzon TSPOR

0,90

-1,10

   SPOR ENDEKSİ

3.021,26

-0,87

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 44143343

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 14 12 2  0 38 15 23 38
2 Fenerbahçe 14  10   2 2 36  13   23

32

3 Samsunspor 15 9 2  4

29

17 12

29

4 Eyüpspor 15  7   5  3 24 15 9 26
5 Beşiktaş 14 7 4  3  23  15 8 25
6 Göztepe 14 7 3 4 27  20 

  7

 24 
7

Başakşehir

14 6  4  4 24 18 6 22
8 Konyaspor 15 5 4

6

17 22 -5 19
9 Rizespor 14 6 1 7 15    21  -6 19
10 Gaziantep  14 5 3 6 20 21 -1 18
11 Sivasspor 15 5 2 7

20

25   -5 17
12 Antalyaspor 14 5 3 6 18  26 -8 18
13 Trabzonspor 14 3 7

4

20  18  2  16
14 Kasımpaşa 14 3 7 4 18 21 -3 16
15 Kayserispor 14 3 6 5 15 25 -10 15
16

Alanyaspor

14

3

5 6 12 18 -6 14
17 Bodrum FK 14 3 2 9 10 21 -11 11
18 Hatayspor 14 5 8 12 23  -22 8

19

A.Demirspor 14 0 2 12 10 34 -24

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.