Futbol İmparatorluğunda politika ve Joseph S. BLATTER'in yükselişi
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel KUtlu MERİH Futbol İmparatorluğunda politika ve Joseph S. BLATTER'in yükselişi

Futbol İmparatorluğunda politika ve Joseph S. BLATTER'in yükselişi

 

Kutlu MERİH
Kasım.2005

  

Futbol imparatorluğunun güçlenişi
 

Dünya Futbol imparatorluğunun efsanevi imparatoru Joao HAVELANGE iktidara bir takım  vaatler ve bilek bükmeler ile geldi.

Berrak bir vizyonu ve sağlam bir stratejisi olduğu kuşku götürmez. Bir sporcu iş adamı olarak spor cemaatine hakim olan vizyonsuzluğu ve strateji özürlülüğünü çok iyi değerlendirdiği söylenebilir. Daha önceki yönetimini dikkate alamadığı oy kaynaklarına özel bir özen gösterdi ve onları destekleyecek ve geliştirecek çalışmalarda bulundu. O dönemde dahi Afrika önemli bir oy bloku olarak görülüyordu. 1974 yılında Frankfurt’ta yapılan seçimlere gözlemciler “HAVELANGE, büyük siyah eller ile sandığa atılan küçük kahverengi zarflar ile kazandı.” Diyorlardı. Seçimlere ulusal federasyonlardan daha fazla Avrupalı diplomatların ilgi duyduğu işaret ediliyordu.

HAVELANGE bütün dünyayı Brezilya takımı ile birlikte dolaştı ve kimsenin ilgi duymayacağı ülkeleri bile ziyaret etti. Bu arada Türkiye’yi de birkaç kere ziyaret ettği görülüyor. Bu ziyaretlerde futbolun ve turnuvaların kapsamını genişleteceğine söz verdi. Bütün bunların futbola katkısı olacaktı. Bun karşılık seçim vaadlerini gerçekleştirebileceği kaynaklara sahip değildi. Buı sorunu DASSLER çözdü. Coca-Cola firması ile sponsorluk anlaşması imzalandı ve herkesin zengin olmasının yolu açıldı.

FIFA giderek genişlerken DASSLER yeni futbol programlarını geliştirmek için HAVELANGE’nin yardımcısı BLATTER ile iş birliği yaptı. BLATTER, Lanndsheim Fransada genel merkezde DASSLER vari işletmecilik yöntemleri konusunda eğitim gördü.

1997 sonlarında o tarihte 68 yaşında olan UEFA başkanı JOHASSON HAVELANGE den görevi devralacak tek başkan adayı olarak görülüyordu. BLATTER bu sırada Suudi Arabistan ve Katarı ziyarete derek potansiyel destekleyicileri ile görüşüyor fakat aday olacağını belli etmiyordu. UEFA harıl harıl çalışırken adaylığını ilan etmeyi mart 1998 e kadar geciktirdi. Başlangıçtaki sorunu kendisini destekleyecek önemli bir futbol ülkesi bulabilmek idi. Yönetim takımına Fransa'nın meşhur kaptanı Michel PLATINI’yi dahil etti ve Fransa desteğini JOHANSSON’dan çektiğini deklare etti. (21.Mart.1998)
 

HAVELANGE eleştiri yağmuru altında; İmparator değişiyor
 

1998 DÜNYA Kupası arifesinde FIFA yönetim kadrosu için değişim rüzgarları esmeye başladı ve zirvede müthiş bir mücadele senaryosu izlendi. FIFA'nın Brezilyalı Başkanı Joao HAVELANGE, 1974 yılından beri devam ettiği görevini bırakacağını açıklaması üzerine, UEFA Başkanı Lennart JOHANSSON resmen aday oldu. Yaklaşık bir yıla yakın bir süre içinde kulis çalışmalarına devam eden İsveçli futbol adamı, kendini çalıştığı şirketin Zürih bürosuna da direktör olarak tayin ettirerek, hemen hemen tüm zamanını UEFA'ya ve FIFA'ya kilitledi. Bu arada Afrika ve Asya ülkeleri konfederasyonları ile sıcak ilişkiler kurdu. FIFA Başkanlığı'nın 8 yılda bir kıtalar arasında devreler halinde paylaşılması gerektiğini belirtti. UEFA'nın son genel kurulunda FIFA Başkanı adaylığının ittifakla desteklenmesi kararı  çıktı.

Bütün bunlar adım adım JOHANSSON'un zirveye çıkmasında garanti görüntüsü verirken, UEFA'da Şenes ERZİK'in de bulunduğu Astbaşkanlar arasında başkanlık için ayrı bir yarışma başlattı. Ancak FIFA Genel Sekreteri Sepp BLATTER'in, başkan adaylığını Fransa 98 Dünya Kupası Organizasyon Komitesi Ortak Başkanı ünlü futbolcu Michel PLATINI ile birlikte açıklaması, Dünya sporunun ortasına bir bomba gibi düştü. Joao HAVELANGE'ın desteğini de alan BLATTER, PLATİNİ'yi de FIFA'nın teknik işlerinin sorumluluğuna getireceğini bildirdi.

Uzun yıllar FIFA'da başarılı görevler yapan BLATTER, basın toplantısında birikimlerini değerlendirmek istediğini açıklarken, JOHANSSON'un da çok iyi bir insan olduğunu defalarca ifade etti. Aslında UEFA'yı bugünkü gücüne getiren JOHANSSON ile FIFA'nın temel taşı BLATTER'in bu mücadelesi futbol otoriteleri için üzücü oldu. İkisi de Dünya futbolu için çok güçlü bir gelecek hazırlayabilecek potansiyelde olduğu halde sadece birinin kazanması sözkonusu olacaktı. Ayrıca BLATTER'in adaylığı sonucu Fransa 98 öncesi görevini bırakmak zorunda kalması, birçok sıkıntıların da kaynağı olacaktı. FIFA'da BLATTER kadar, bu kupaların organizasyonunda deneyimli bir kişi olmadığı gibi bütün final organizasyonu da O'nun direktifleriyle yürütülmüştü.
 

En güçlü aday UEFA Başkanı Lennart JOHANSSON
 

Bunlar aslında aysbergin yukarıda kalan önemli parçaları olup aşağıda ise bir başka mücadele devam etmekte idi. IOC Başkanı Juan Antonio SAMARANCH, bütün gücüyle JOHANSSON'un arkasında yer aldığı gibi, İsveçli futbol yöneticisi FIFA Başkanı olur olmaz kendisini IOC üyesi yapacağı, gündelik konuşmalar arasında geçmekte idi. Diğer yanda FIFA Başkanı ve IOC üyesi HAVELANGE da, Genel Sekreteri BLATTER'i destekliyor böylece Dünya futbolunun zirvesinde kıyasıya bir mücadele ortaya çıkıyordu.  Fransa 1998 Dünya Kupası Final karşılaşmalarına üç ay kala, futbolun en güçlü iki adamı kılıçlarını çekmiş olarak arkalarında güçlü destekler ile karşı karşya geldiler. UEFA Başkanı Lennart JOHANSSON bir süre sonra yerini almayı planladığı FIFA Başkanı JOAO HAVELANGE hakkındaki eleştirilerini yineliyor. JOHANSSON Der SPIEGEL dergisine verdiği söyleşide, FIFA Başkanının uygulamalarını kabul edilemez diye niteliyor ve 81 yaşındaki Brezilyalının başkanlığı altında yürütülen uygulamaların ve hesapların bağımsız denetçiler tarafından gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu tartışma FIFA icra komitesinin, başkana yakınlığı ile tanınana genel-sekreter Sepp BLATTER’den, şayet başkanlığa aday olacak ise görevinden istifa etmesi gerektiğini bildirmesi ile başladı. 24 yıllık bir başkanlık süresinden sonra 1998 yazında görevini bırakmayı planlayan HAVELANGE bu isteği reddetti ve öneri oylanmadan önce toplantıyı tatil etti. JOHANSSON“Bu kabul edilebilir bir davranış değil. Sonuçlarına katlanması gerekir.” diyordu 68 yaşındaki İsveçli iş adamı UEFA başkanı. Kendisini Avrupa ve Afrika federasyonları FIFA  Başkanlığı için destekliyorlar. “Bu tam da benim FIFA İcra Komitesinde değiştirmek istediğim durum. Bu demokrasi adına bir bir yenilgi oldu.” Diye ekledi. Diplomatik olarak her iki kişi de çok farklı davranmalarına karşılık birbirlerinden hoşlanmıyorlar, güvenmiyorlar ve saygı duymuyorlar. FIFA Başikanı HAVELANGE kendisinden sonra UEFFA Başkanı JOHANNSON’un başkanlık konumuna gelmemesi için olabilecek herşeyi yapıyor.

Bu didişme bazı hallerde sporculuğa, diplomasiye ve profesyonelliğe uymuyor. Daha önce benzeri görülmemiş bir rekabet süreci yaşanıyor. HAVELANGE kıt olanaklar ile devraldığı FIFA’yı son derecede güçlü dev bir küresel imparatorluk haline dönüştürdü. Üye federasyon sayısı Birleşmiş Milletlerin üye ülke sayısından, zenginliği Vatikan’ın zenginliğinden daha fazla hale geldi. Diğer taraftan işlerini ve ilişkilerini büyük bir sır perdesi altında yürüttü. Milyarlarca dolarlık TV ve pazarlama sözleşmelerinin nasıl kotarıldığını sadece HAVELANGE ve ikinci adamı Sepp BLATTER biliyor.

BLATTER sonunda FIFA  Başkanlığı için JOHANNSON’a karşı aday olduğunu deklare etti ve FIFA Genel-sekreterliği görevinden istifa etti. Bu ikinci sıradaki pozisyona bir daha dönmeyeceği konusunda yemin etti. Ona göre bu ya tam kazanılacak ya da tam kaybedilecek bir total mücadele idi.

İşin özünde BLATTER daha önce yayımlanmış olan JOHANSSON seçim bildirgesindeki politikalara benzer öneriler getiriyordu. HAVELANGE’nin 24 yıllık yönetim stilinden farklı olarak BLATTER, FIFA üyelerine kendi yönetimi altında bir süreklilik veya JOHANSSON yönetimi ile tam bir değişim tercih edeceklerini bildiriyordu. JOHANSSON bildirgesinde demokrasi ve şeffaflık önererek HAVELANGE’ye duyulan saygıyı örseliyordu. Kamuoyu önünde birbirlerini öperek dostluk göstern iki başkan birbirinin yolunu kesmek için her yöntemi deniyordu. Dostluk gösterilerinin de kongreye kadar sürmeyeceği açıktı.

Seçimle ilgili konuşmalar yapan federasyon başkanları ısrala JOHANSSON’un kalitelerini vurguluyorlar, BLATTER’in ismi telaffuz edilmiyor veya “diğer Avrupa adayı” olarak vurgulanıyordu. Avrupa’da 512 ülke, Danimarka dışında, seçimde JOHANSSON’u desteklediklerini vurgulayan bir bildirge imzaladılar.

Afrika federasyonları 24 yıl önce HAVELANGE’nin başkan olmasında önemli bir rol oynamışlardı ve tutumları çok önemli idi. Issa HAYATOU (Kamerun federasyonu başkanı) kıtasının bir bütün olarak JOHANSSON’u desteklediğini bildirmekle kalmadı HAVELANGE hakkında olumsuz görüşler de ileri sürdü. Kırılma noktasının HAVELANGE’nin bir Dünya Gençlik organizasyonunu Nijerya’dan alması ile başladığını vurguladı.

Beş saatlik sürekli JOHANSSON övgüsünden ve geçmişteki katkılara yapılan zayıf vurgulardan sonra HAVELANGE’yi sarsmayı gerçekten başaran kendi memleketlisi PELE oldu. Son haftaya kadar Brezilya spor bakanı olan PELE iki büyük ekranda görünerek, “Lennart’ı destekleyeceğim. Bütün dostlarıma –ve Afrika halkına- artık bir değişim görmek istediğimizi bildireceğim. Amerika’dan destek sağlamaya da çalışacağım. Bu oyuna daha fazla demokrasi vermeliyiz ve liderlik daha şeffaf olmalı. Bir çok lider, başbakan, başkan, kıral ve kıraliçe tanıyorum. Fakat Lennart JOHANSSON’a karşı duyulan coşku ve güven gibisine hiç ratlamadım.”

PELE, Brezilya futbolunda gözlenen yolsuzluklara karşı (HAVELANGE’nin damadı Ricardo TEİXEİRA, federasyon başkanı idi) bir parlementer soruşturma talep etmiş, mevcut FIFA yönetimine içeriden bir eleştiri getirecek pozisyonlarda bulunmuş idi. Onun katkısı başkanlık tartışmasında oldukça anlamlı ve örseleyici bir vurgulama oldu.

 

Yine de 1998 FIFA seçimlerinde başkanlığı BLATTER kazandı.
 

BLATTER artık harekete geçmişti. Fransız Cumhurbaşkanı Jacques CHİRAC’ın bile kendisini desteklediği, Fransızca konuşan ülkelerin başkanlarına telefonlar ederek, federasyonlarını BLATTER’i desteklemek için etkilemelerini istediği söylenmekte idi.

Sahnenin arkasında HAVELANGE de BLATTER adına yoğun bir kulis sürdürdü. Tarafsız ve çekişmelerin üzerinde kalması gerekirken, Pariste delegelere oyları karşılığında nakit ve ayrıcalıklar  konusunda söz vermekten çekinmiyordu. Soccernet bu diyaloglardan bazılarını ele geçirdi. Katarda Mohamed Bin HAMMAN da BLATTER için Afrika oyları konusunda ödemeler yapan bir kasa durumunda idi.

Nisan ayı başında HAVELANGE Somali Futbol Federasyonuna şu mektubu yazdı: “Size söz verdiğim gibi Paristeki FIFA Kongresi için iki delegenizle ilgili olarak bir delegenizin seyahat ve barınma masrafları FIFA ve benim tarafından karşılanacaktır.”

Buna ek olarak iki bedava Brezilya seyahati de vadediliyordu. Nisan ortalarında Doğu Afrika Futbol Federasyonu başkanı ve genel sekreteri ile flört ediliyordu. “FIFA finans departmanı sekreterliğinizin önümüzdeki iki yıllık çalışmaları için derahl 50.000 USD ödeme yapacaktır. Lütfen FIFA ya banka adresinizi ve hesap numaranızı bildiriniz.”

Ayrıca bölgedeki bütün federasyonlara bedava faks makineleri ve fotokopi cihazları gönderildi. Bu harcamaları FIFA finans komitesi başkan yardımcısı bilmiyordu. Öğrendiği zaman yapılan ödemeler ile ilgili bütün bilgilerin dökümünü istedi fakat alamadı.

HAVELANGE babası FIFA İcra Komitesi üyesi olan Hong Kong’da Timothy FOK a yazdığı mektupta daha da açık sözlü idi, Hong Kong, Macao, Çin ve Kuzey Kore' federasyonlarını BLATTER’e oy vermeleri için etkilemelerini istiyordu. Bu arada Timothy FOK da IOC yönetimine seçildi.

Seçim 6 Haziran 1998 tarihinde Paris’in güneyinde bulunan Equinox Merkez de gerçekleştirildi ve BLATTER in arkasında Jack WARNER ve Karaib, Orta Amerika ve Kuzey Amerikadan gelen 35 oy ve Amerikalı Genel Sekreter Chuck BLAZER desteği vardı. Ayrıca Güney Amerikalıların 10 oyu  HAVELANGE’nin damadı ve Brezilya Futbol Federasyonu’nun başkanı Ricardo TEİXEİRA ve yine FIFA icra komitesi üyesi olan Paraguaylı Nicolas LEUZ’un kontrolu altında idi.

Daha önce büyünüyle JOHANSSON arkasında yer alan Avrupa, başta İngiliz Federasyonu olmak üzere sessizce taraf değiştirdi. İngilizler UEFA’nın Dünya Kupası Finalleri için  Almanya’yı desteklemesine alınmışlardı. Afrika’da bölünmüştü ve Afrika oylarının ne anlama geldiği ancak seçim sonrasında BLATTER kazanınca fark edildi.

Taraftarlarına moral vermek için bir son dakika harekatı olarak HAVELANGE, Suudi Prensi Faysal Fahd ABDULAZİZ’i herkesin önünde kucakladı. Suudilerin Katar’la birlikte BLATTER’i desteklemek için $5 milyon USD yatırım yapacağı efsanesi hızla dolaştırıldı. Bu kucaklaşma oyların yönünün neresi olduğu konusunda yol gösterici oldu ve BLATTER kampının öngördüğü gibi seçim 111 oya karşı 80 oyla kazanıldı.
 

Futbolun kaderini politika belirliyor
 

Bu sonuç JOHANSSON için bir yıkım oldu ve gözlerinde yaşlar ile yenilgiyi kabullendi. Kendisine vaad edilmiş olan bu kadar oyun nasıl kaymış olabileceğini anlayamamıştı. Basın konferansında Alman gazeteci Jens Wienreich BLATTER’e kampanyasının körfez ülkeleri tarafından finanse edildiği şeklindeki iddiaları sordu. cevap ise kısa ve sportif oldu:

“Sıkı bir kampanya oldu. Bazı fauller yapılmış olabilir. Maç bitti, oyuncular soyunma odasına gittiler ben de yorum yapmayacağım.”

Akşam olduğunda BLATTER kendi tarafındaki delegelerin kaldığı Le Meridien Hotel’e gitti ve onlarla başarıyı kutladı. HAVELANGE kendi imparatorluğunun başına geçecek olan ardılını sorunsuzca göreve getirmiş ve bunun için körfezin petrol milyarderin parasını kullanmada sakınca görmemişti. Böylece körfez ülkelerinin takımlarından önce paraları dünya futboluna katılmış oluyordu.

 

Joseph (Sepp)  BLATTER ; 69-yaşında bir İsviçreli, önceki görevi Longines saat firmasında ve 1975-81 yılları arasında FIFA teknik direktörü 1981 ve 1998 yılları arasında ise FIFA genel Sekreteri olarak başkanın sağ kolu.  Üstün bir Şovmen, Dünya Kupası kuralarının yıldızı, beş dil konuşabiliyor ve 1998 de FIFA Başkanlığını devralıyor.

 

Yine de bu kirli kampanyanın yaraları derine işledi ve kolay iyileşmedi. BLATTER kişilik olarak HAVELANGE’nin çökmek bilmeyen egosuna sahip değildi ve seçimlerin satın alındığı şeklindeki dedikoduları susturabilmeyi başaramadı. Avrupa bu seçim nedeniyle kendisini affetmeyecekti.

Asya futbolu, Doğusu JOHANSSON’u desteklerken, Körfez ülkeleri BLATTER’e yatırım yapmışlardı. Bunlar 1999 Los Angeles FIFA kongresinde BLATTER kendilerine Dünya Kupası Finallerinde ek bir kontenjan sağlamayı reddince hep birlikte isyan ettiler. UEFA devreye girerek bir play-off uygulaması şeklinde bir çözüm önerdi. Uygulamada İran İrlanda Cumhuriyeti takımına karşı kaybederek bu fırsattan yararlanamadı.

Kısa süren bir ateş-kes döneminden sonra FIFA ve UEFA arasındaki ilşikiler 1999 yılında BLATTER tek taraflı olarak iki-yıllık bir Dünya Kupası fikrini işlemeye başladığı zaman yine gerginleşti. UEFA bunu “Kabul edilemez.” Olarak değerlendirdi. Önerilen Şampiyonanın ilk gerçekleşmesi 2004  yılında olacaktı ve bu tarih UEFA Avrupa Şampiyonalarının 50. yıl dönüme rast geliyordu.

2002 Dünya Kupası Finalleri kura çekimlerinde kamuoyu önünde baltalarını gömmüş gibi görünmekle birlikte, Dünya Kupası Şampiyonaları konusunda yine çatışma haline geldiler. İlişkiler 2006 Dünya Kupası Finalleri için, BLATTER’in Güney Afrika tercihine kartşılık JOHANSSON’un Almanya’yı desteklemesi ile tekrar gerginleşti. BU sürede AB Komisyonu ile futbolcu transfer kuralları (BOSMAN Kuralları) konusunda aynı görüşte olamamaları ilişkiler kopma noktasına kadar gerdi.

Bu durum BLATTER’in FIFA başkanı olarak geleceğini tehlikeye atarken gündeme başka sorunlar da gelmeye başladı.

2006 Dünya Kupası Finallerinin nerede yapılacağı tartışmaları da BLATTER aleyhine gelişti. Afrika temsilcileri kampanyada söz verdiği gibi şampiyonayı Güney Afrika’ya kaydırmadığı için öfke saçtılar. Buna karşılık BLATTER HAVELANGE geleneğinden bir Makyavelist olarak bu sözünü Tokyo daki FIFA 2002 seçimleri öncesinde de tekrarladı ve bir şekilde delegeleri ikna etmeyi başardı. 2010 Dünya Kupası Finalleri Güney Afrika’da yapılacaktı. Ayrıca şiddetle anti-BLATTER olan Asyalılara da 2006 Finallerinde ekstra kontenjanlar sözü verildi.

Gerçekte 1998 seçimlerinde bu yana BLATTER aleyhinde giderek yoğunlaşan bir muhalefet ve kolay karşılanmayan suçlamalar söz konusu idi. Kuzey ve Merkez Amerika (CONCACAF) desteği kuşkulu ve tek sağlam destek Güney Amerika’dan gelirken, 2002 seçimlerinde BLATTER tekrar kazanmayı nasıl başardı. Makyavelizmin tarihi örneklerinde biri olarak bu konu da dikkatle irdelenmeyi gerektirecektir.

Mayıs 2001 de HAVELANGE FIFA Başkanlığını devredeli üç yıl olmuştu ve ISL bilançosunda verdiği açıklara daha fazla dayanamayarak iflasını istedi. Açıkların nedeni fazla anlaşılamadığı gibi 2002 Dünya Kupasının de gerçekleşip gerçekleşemeyeceği kuşkulu hale geldi. FIFA hızlı hareket ederek Marketing AG adlı bir pazarlama şirketi kurdu ve ISL in dürüstlüğünde kuşku duyulmayan ve başarılı yöneticileri bu şirkete aktarıldı. 2002 organizasyonunun gerçekleşeceği konusunda garanti vererek kuşkuları giderdi. 2002 Dünya Kupası öncesi HAVELANGE yerine onun isteği doğrultusunda 1998 de başkan olan Sepp BLATTER tekrar seçilerek HAVELANGE politikaları onaylanmış oldu.
 

BLATTER Güven sorunu yaşıyor

FIFA başkanı Sepp BLATTER 2001 yılında bir güven oyu çıkmazından Asya ve Afrika delegelerinin öneriye desteğini son anda çekmesi ile kurtuldu. Buna karşılık prestiji bir darbe aldı ve FIFA çalışanları onun  hakkında basın ile görüşmeler yapıyorlar.

UEFA yirmibeş soruluk bir liste hazırlamış ve tatmin edici cevap alınamadığında güvensizlik oyu talep edeceğini belirtmiş idi. Bu sorular kendisinin ücret düzeyinden 2001 yılı mayısında iflas eden ISSM firması (FIFA nın ticari ortağı olan İsviçre pazarlama firması) ile olan ilişkilerine kadar uzanıyordu. BLATTER, UEFA sorularından bir kısmına çoktan cevap vermiş olduğunu ve geriye kalanlarına Temmuz ayında Arjantin’de yapılacak FIFA kongresinde cevap vereceğini açıkladı.

UEFA ile FIFA arasındaki ilişkiler, BLATTER’in 1998 FIFA başkanlık seçimlerinde UEFA başkanı Lennart JOHANSSON’u yenilgiye uğratması ile oldukça gerilimli bir hale gelmişti. Bu gerilim Avrupa Komisyonu ile Avrupa transfer sisteminin geleceği konusunda yapılan tartışmalarda FIFA’nın inisiyatif alıp sonradan geri çekilip taviz vermesi ile alevlendi. Gerilim bu iki süper kuruma hakim olan stratejik vizyonla da besleniyordu. UEFA, Avrupa futbolunun dünyada lider olduğuna inanmakta ve FIFA’nın talepleri karşısında daha duyarlı olmasını beklemekte idi. BLATTER tarafından uygulamaya konan ve sonradan vazgeçilen Dünya Kulüpleri Şampiyonası, UEFA tarafından Avrupa futbol sezonunun kilit dönemleri ile çeliştiği için eleştirildi. Bu kupa Mabhester United gibi bir kulübün 1999-2000 sezonunda kendi ülkesindeki Federasyon Kupasından çekilmesine neden olmuştu. Kulüpler Şampiyonası projesinden, hiç bir sponsorun ilgilenmediği anlaşıldığında, vazgeçildi.

Financial Times yorumuna göre; “BLATTER kendi organizasyonundaki kilit yöneticilerin desteğini kaybetmişti ve başkanlık stili ciddi bir eleştiri sağnağı altında idi.” Bir FIFA yöneticisi; “Seçildiği zaman bay BLATTER kendisini icracı-başkan olarak tanımladı. FIFA statüsünde böyle bir pozisyon yok.” Bu sadece bir prestij sorunu değildi. Bu stil BLATTER’e daha önceki başkanlara göre daha aktif bir rol oynama olanağı sağlıyordu. “İcra Komitesindeki çok sayıdaki yönetici, FIFA’nın başkan tarafından yönetilme biçimine müdahle etmenin gerekli olduğu anlayışına vardılar.”

Diğer bir FIFA yöneticisi de BLATTER’in stratejisinin “bütün tartışmayı kendi sahasına (kongreye) taşımak” olduğunu vurguladı. Buna karşılık kongrenin de açıklığa kavuşturamayacağı sorunlar vardı. Brezilya parlamaentosunun sürdürdüğü yolsuzluk araştırması bunlardan biri idi ve bütün bunlar futbolun bir spor olarak sahip olduğu temiz imaja gölge düşürüyordu. 2001


FIFA’da Şaibe

24 Nisan 2002’de FIFA’dan yapılan bir açıklamaya göre bir sonraki komite toplantısına kadar organizasyonun mali kayıtlarının iç denetimini durdurma kararı alındı. Bu kararın ardında geçtiğimiz günlerde BLATTER’in FIFA’nın son dönemdeki 300 Milyon dolarlık finansal kaybını ört bas etmeye çalıştığı iddi edildi. Tam da seçimlerden 1 ay önce Lennard JOHANSSON (UEFA Başkanı) tarafından ortaya atılan bu iddialar, hem Dünya Kupasını hem de başkanlık yarışını ilginç bir döneme soktu. 2002 ve 2006 dünya kupasının pazarlama haklarını satın alan ISL ve Kirch Media şirketlerinin batmasından sonra futbol sektörü dünya çapında büyük bir krizin eşiğine geldi. Özellikle milli takımları derinden etkileyecek olan bu hadise, FIFA’nın da elinde bulunan son koz olan Dünya Kupası’nın popülerliğini tehlikeye soktu.

FIFA’nın bu vahim taktiksel hatası UEFA’nın işine yaramış durumda. Son yıllarda ekonomik ve kültürel nedenlerden dolayı yavaş yavaş futbolun merkezi olan Batı Avrupa ve onun federasyonu UEFA, emirleri ve kuralları hala FIFA’dan almaktan son derece rahatsız çünkü artık kendilerini futbol adına en kıdemli federasyon olarak görüyorlar. Fakat diğer federasyonlar bu durumun daha da mütecaviz bir hal almasını engellemek adına beraber hareket ederek son seçimlerde JOHANSSON’un FIFA başkanı olmasına izin vermediler.

Bu olay belki de futbol arenasındaki UEFA hegemonyasının güçlenmesini geciktirdi ama engelleyemedi. Şu sıralarda BLATTER’in yaptığı hataları çok iyi değerlendiren Avrupalı yetkililer müthiş bir muhalefet içerisinde. UEFA, Futbol endüstrileşmesinin hat safhaya ulaştığı bu dönemlerde uğradıkları zararları karşılamanın yolunu diğer federasyonlara karşı mümkün olduğu kadar ayrıcalık talep etmekte görüyor.

AFC,CAF,CONCACAF,CONMEBOL ve OFC her zaman birlikte hareket ederek bu zorba organizasyonun şeytani kapitalist güçlerini savuşturmaya çalışsa da UEFA gittikçe güçleniyor. Ayrıca FIFA ve milli takımlar zayıfladıkça daha da güçleneceği bir gerçek.

Mayıs 2002 de FIFA başkanlık seçimlerinden bir ay önce, FIFA’nın tepe yöneticileri Başkan Sepp BLATTER’e karşı yasal girişimler başlattı. Bu girişimler FIFA yönetiminde finansal yolsuzluklar yapıldığı iddialarını içeriyordu. BLATTER bu tür iddiaları daima reddetmekte idi.

 FIFA'nın Avrupa temsilcisi, Lennart JOHANSSON: "İsviçre yasal otoritelerine müracaat etmek dışında bir şansımız yoktu. İsviçre yasalarına göre bir yasa dışı olayla ilgili bilginiz olduğunda bunun mahkemeye iletmek durumundasınız. Aksi halde siz de suç ortağı olarak yargılanırsınız. Michel ZEN-RUFFİNEN (FIFA genel-sekreteri) tarafından sunulan rapor gereğince icra komitesi artık yasal girişimler yapmak durumunda.”

Daha önce icra komitesinin 24 üyesinden 11 i yasal soruşturmalar ile ilgili girişimleri destekliyordu. BLATTER’e karşı eleştirel bir tutum sürdüren CHUNG, İsviçre savcılarının BLATTER soruşturmalını yürütmelerini talep etmek üzere icra komitesinin sekiz Avrupalı üyesini yanında yer aldı. Hareket aynı zamanda icra komitesinin dört Afrikalı delegesi tarafından da imzalandı.

FIFA asbaşkanı Chung MONG-JOON BLATTER’in hesap vermesi gereken bir durum olduğu konusunda son derecede katı idi. “Bay BLATTER yetkilerini kötüye kuıllandığı ve FIFA fonlarını istismar ettiği konusunda kapsamlı bir soruşturmaya cevap vermelidir.” diyordu

Genel sekreterlik tarafından İcra komitesine sunulan 21-sayfalık bir döküman FIFA’nın mali durumunun genel olarak düşünülenden çok daha kötü olduğunu ileri sürüyordu. Bu döküman göre genel sekreter Michel ZEN-RUFFİNEN, BLATTER’i milyonlarca dolarlık finansal ödünün CONCACAF (North and Central American and Caribbean confederation) ve başkanı Jack WARNER’in emrine tahsis edildiğini vurguluyordu.

 

BLATTER’in cevabı ise bu finansal yolsuzluk iddialarının yeniden FIFA başkanı olmak için yürüttüğü kampanyayı çökertmek için ortay atıldığı şeklinde idi. Bir kaç hafta sonra 29 Mayıs 2002 de Güney Kore Seul şehrinde Afrika Federasyonu başkanı Issa HAYATOU karşısında başkanlık yarışına girecekti. (8.Mayıs2002)
 

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA ) başkanlığına, 195 oyun 139'unu alan Sepp BLATTER, yeniden seçiliyor


Issa HAYATOU kuramsal olarak Sepp BlLATTER’I FIFA Başkanlığından düşürecek olan oyları toplaması gerekiyordu. Buna karşılık dünya futbolunun politikasında hiç bir şey göründüğü kadar kolay değildi. HAYATOU’nun kampı dünya futbolunun en büyük üç konfederasyonunun oyuna sahip gibi görünüyordu: kendi doğal bölgesi Afrika (52 ülke), Avrupa (51) ve Asya (44), ve bunlar 204 FIFA üyesi ülkenin 147 adedini oluşturuyordu. Buna göre 29 Mayıs 2003 de Günet Kore Seul kentinde yapılacak olana FIFA Başkanlık seçimini kimin kazanacağı belli gibiydi.  

Afrika 2006 Dünya Kupa Finallerinin kendi kıtalarına verileceği sözünün tutulmamasından ve Almanya’ya verilmiş olmasından dolayı derin bir hayal kırıklığı içinde idi. Afrika Futbol Federasyonu’nun Kamerunlu Başkanı HAYATOU ise, UEFA Başkanı Lennart JOHANSSON ve futbolun idaresinin kendi sorunu olduğunu düşünen Kore Federasyon Başkanı Chung MOON-JOON gibi güçlü destekçileri vardı. Bu gurup FIFA değişimin yaşanması için bir anti BLŞATTER kampanyayı etkini bir şekilde sürdürmekte idi.  

Seçimler hakim olan ortam – FIFA hesapları şaibeli, 1998 seçimlerinde oy verenlere rüşvet verildiği iddiaları ve sponsorların FIFA ile olan ilişkiler v.s. – tam da muhalefet tarafının lehine bir hava oluşturuyordu. 

HAYATOU kampı, düşündükleri bütün oyları alamasalr bile BLATTER’in de beklediği oyları alamayacağıondan emin görünüyordu. BLATTER’ e olabilecek desteğin çok çabuk çözüleceğini ve FIFA hesaplarını soruşturan denetçi raporlarının Nidan ayında açıklanması ile bunun daha da hızlanacağını düşünüyorlardı.  

O günlerde bu soruşturma büyük bir önem taşıyordu. FIFA’nın stratejik pazarlama ortağı ISL firması geçen yıl iflas etmiş ve bu çöküş FIFA nın 30 milyon USD civarında bir kaybına neden olmuştu. ISL in 2002 ve 2006 Dünya Kupası Finallerinin yayım haklarına da sahip olması ve bu konuda şimdi bir belirsizliğin hüküm sürmesi, BLATTER’in durumunu daha da ağırlaştırıyordu. Muhalifler altı denetçiden oluşan ve çoğunluğu BLATTER karşıtı olan soruşturmacıların ortaya koyacağı finansal suistimal gerçeklerinin BLATTER’in işini bitireceğini düşünüyorlardı. 
 

Bütün bu beklentilerin aksine durum hiç de BLATTER’in aleyhine gelişmedi 
 

Oy verenler Konfederasyonlar değildi ve oylar blok olarak verilmiyor, kararı 204 üye ülkenin oyları belirliyordu. BLATTER’in koltuğunu koruma şansı da tam burada yatıyordu. 1998 Paris seçimlerindeki beklenmeyen başarı, başkanlığın kaderini 24 güçlü İcra Komitesi üyesinin değil, biraz uğraş ile gönülleri hoş edilebilen 204 üye ülkenin belirlediğini ortaya koymuştu. 

Kimse Kongo ile İngiltere, İtalya veya Brezilya ülkelerine eşit ağırlık veren oylama sisteminden hoşnut değildi fakat 29 Mayıs 2002 de geçerli olan kural bu idi. Avrupa’nın ikiz FIFA skandalı, finansal suistimal ve 1998 seçimlerinde rüşve konularındaki reaksiyonu dünya çevresinde fazla yankı bulmadı. BLATTER herşeye rağmen FIFA’nın devasa gelirlerini, HAVELANGE geleneği uyarınca dünya futbol ailesinin yoksul üyelerine de aktarabilmeyi başarmıştı. Bütün suçlamalara karşılık bu da bir gerçekti. Ayrıca bu yeniden dağıtımı destekleyecek futbol projelerini de ileri sürmekteydi . 

Her iki kampın yoksul üyelere verdiği vaatlerde fazla farklılık yoktu. Yoksul FIFA üyelerine daha fazla para,  Avrupa dışı konfederasyonlara Dünya Kupasında daha fazla kontenjan. Avrupa Finallerdeki 32 pozisyonun  15 ini şimdiden garantilemiş durumda idi. Burada bir esneklik söz konusu olmayacaktı. BLATTER başlangıçta karşı olduğu, finallerin ülkelerce ortaklaşa düzenlenmesine ilişkin HAYATOU önerisini de sonradan benimsedi. Futbolun bir politikası vardı ve burada kurbağa sıçramaları yapılabilirdi.  

HAYATOU’nun ana politik stratejisi, O’nun bir Sepp BLATTER olmadığı idi. Yandaşları o’nun temiz Bir aday olduğu ve FIFA’ya taze bir başlangıç getireceği ve beklenen değişimi başlatacağı temasını çokça işlediler. Muhalefetin açıklık, dürüstlük ve şeffaflık paketi, BLATTER’in materyalistik olarak daha çekici paketi karşısında etkisini giderek yitirdi. Üyeler için FIFA’nın modernleşmesi ve şeffaflaşması gündemdeki bir sorun idi fakat çok da acil değildi. 

Gerçekte HAYATOU kazanmak için Avrupa oylarına oynamalı idi. Bu da arkasındaki Afrikla, Asya ve Avrupa koalisyonunun hızla çözülmesine neden olacaktı. Yoksul bölgelerden oy almak onlara daha fazla para ve daha çok final pozisyonu vadetmek anlamına geliyordu. İkinci durum UEFA’nın şiddetle karşı olduğu bir yaklaşım idi. Eğer Afrika ve Asya finallere daha çok takımla girecekse kaybeden doğal olarak Avrupa olacaktı. 

BLATTER’in seçim yaklaşırken gündeme getirdiği uygulamalar seçim stratejisini de ortaya koyuyordu. Avrupa ülkelerinin finallere daha az takımla katılması ve UEFA’nın 24 üyeli FIFA İcra Komitesindeki sekiz üyelik kontenjanından azaltmaya gitmek. BLATTER başını ağrıtan bir çok sorununun esas nedeni olan UEFA ile de hesaplaşmayı planlıyordu. Söylemini Afrika, Asya, Güney ve Orta Amerika Federasyonlarının gönlünü okşayacak temalar ile süsledi. Bunun sonucunda 103 FIFA üyesi federasyon BLATTER’in “Daha fazla para, daha fazla güç ve Dünya Kupalarında daha fazla takım” söylemini HAYATOU’nun “modernleşme ve reform” gibi soylu temalarından daha çekici buldu.

Güney Kore'nin başkenti Seul'de yapılan ve 8 saat süren kongrede, 66 yaşındaki BLATTER, hakkında para konusunda usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle yürütülen kampanyaya rağmen 195 oyun 139'unu alarak ve il tur için gerekli olan üçte iki çoğunluğu sağlayarak, 2. kez bu göreve geldi. Kongrede BLATTER'in tek rakibi FIFA Astbaşkanı ve Afrika Futbol Konfederasyonu (CAF) Başkanı Kamerunlu Issa HAYATOU, 56 oy aldı. Oylama öncesinde FIFA’nın finansal durumu ve bu konudaki iddialar yaklaşık sekiz saat tartışıldı. FIFA bütçesi onaylanmış fakat her yıl gözden geçirilmesi karara bağlanmıştı.

İlk olarak 1998'de Fransa'da yapılan Dünya Kupası sırasında gerçekleştirilen kongrede başkanlığa seçilen İsviçreli BLATTER, 4 yıl daha bu görevi yürütecek. BLATTER, başkan seçilmesine rağmen 24 kişilik icra komitesinden 11 üye, hakkında finansal konularda usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle İsviçre mahkemelerine dava açmış durumda. Seçimlerde 1 yeni asbaşkan ve 2 icra komitesi üyesi de belirlendi.

İcra komitesi üyesi olan İspanya'dan Angel Maria Villar LLONA, FIFA'nın 7 asbaşkanından biri olan İtalyan Antonio MATERRESE'nin yerine getirildi. Almanya'dan Gerhard Mayer VORFELDER ve Fransa'dan Michel PLATINI de icra komitesi üyesi oldu.

UEFA ve başkanı Lennart JOHANSSON bir kez daha BLATTER karşısında beklemedikleri bir yenilgi almışlardı. JOHANSSON böyle bir fark beklemediklerini ve bazı Avrupa ülkelerinin de anlaşılmaz bir şekilde BLATTER’i desteklediklerini söyledi. Yine de futbolun iyiliği için olduğuna inandıkları fikirlerini gerçekleştirmeye çaba göstereceklerdi.


Seçim sonrasında FIFA genel sekreteri Michel ZEN-RUFFİNEN görevinden ayrılıyor.
 

ZEN-RUFFİNEN, BLATTER'in diktatöryel başkanlık stiline yönelttiği eleştiriler yanında 2002 Mayıs seçimleri öncesinde FIFA hesaplarında suistimal yapıldığı konusunda iddialı bir rapor da yayınlamıştı. Raporunda işaret ettiği muhasebe hileleri ve çıkar suistimaleleri konusunda FIFA’nın 11 icra komitesi üyesi BLATTER aleyhinde yasal girişimlerde bulunmuştu. Başkan ise 29 Mayıs seçimlerinde tekrar seçilerek dört yıl daha yönetimin başında kaldı ve hiç gecikmeden yönetim kadrosunda yenilemelere girişti.

ZEN-RUFFİNEN, Dünya Kupası Finalleri süresince görevinde kalacak ve 4 Temmuzda, finalden dört gün sonra “karşılıklı anlaşıldığı” şekilde görevinden ayrılacak.  Buna ek olarak bir Zürih mahkemesinde BLATTER  aleyhinde finansal suistimal gerekçesi ile yasal girişimde bulunan 11 FIFA İcra Komitesi üyesi de davalarından vaz geçiyorlar. Bu gelişmeler dünya futbolunu yöneten kuruluşun başında aylardır süren bir didişmeye de son  veriyor.

BLATTER seçim öncesinde şayet seçilirse FIFA hesapları konusunda bir iç soruşturmanın açılmasını kabul etmişti. İcra komitesi de Arjantinli as-başkan Julio GRONDONA’nın önerisi üzerine, BLATTER yandaşlarının  çoğunluğu ile BLATTER aleyhine yürütülen yasal girişimlerin durdurulmasına karar verdi. 3 Mayısta Zen RUFFINEN raporu üzerine, yasal girişimi başlatan 11 üyeden dokuzu hala icra komitesinde.

Bu gelişmelere karşılık BLATTER -139-56 oyun  verdiği güce dayanarak- bir zamanlar “oğlu gibi” kabul ettiği sağ kolu gwenel sekreterin görevden ayrılmasını onayladı. Zen RUFFINEN 1998 de göreve BLATTER tarafından getirilmişti fakat aralarındaki ilşikinin hızla soğuduğu gözlendi. Genel sekrteter şimdi BLATTER’i açıkça suçlamasının bedelini ödüyordu. „Genel sekreterin seçimimden sonrada sürdürdüğü olumsuz eleştiriler, bu sonucu gerektridi.“ Diyordu BLATTER.

ZEN-RUFFİNEN, BLATTER’in yeniden seçilmesinin kendisi için ne anlama geleceğinin bilincinde idi. “Geri adım atmayacağım fakat muhtemelen görevimi terk edeceğim.”

FIFA başkanı30 sayfalık bir rapor hazırlayarak, kendisi hakkında ileri sürülen finansal suistimal suçlamalarına cevap verdi. Seçim çalışmaları süresince ileri sürülen suçlamalar ona göre “yanlış ve temelsiz” idi. Daha geçen hafta beş FIFA as-başkanı ve altı diğer icra komitesi üyesi BLATTER hakkında İsviçre mahkemelerine suç duyurusunda bulunmuşlardı. Astbaşkanlar tarafından ileri sürülen diğer bir suçlama da başkanlık seçimlerini yasa dışı bir şekilde etkilemeye çalıştığını öne sürüyordu. Zen RUFFINEN tarafından yayınlanan rapor ise BLATTER’in başkanlığı sırasından 360 milyon USD civarında bir kaynağın ortadan kaybolduğu üzerine idi ve suç duyurusu bu rapora dayanarak yapılmıştı.

 

BLATTER’in 30-sayfalık dökümanı ileri sürülen suçlamalar karşısında suçsuz olduğunu ve bütün bunları kendisini başkanlık pozşsyonundan uzaklaştırmak için düzenlendiğini savunuyordu. Bu “Sinsi kampanya, ahlak dışı, anlaşılamaz ve futbola büyük zarar veren” bir girişimdi. “Bu suçlamaların kapsamı ve anlamsız içeriği doğru bir temel oturtulmalıdır. Hem FIFA başkanı, hem de bir birey olarak bu suçlamaları doğrudan reddetmek durumundayım.” Diyordu.

BLATTER özellikle kendisini sistematik olarak FIFA kaynaklarını istismar etmek, yasa dışı ödemeler yapmak ve pozisyonun u suistimal etmekle suçlayan Zen RUFFINEN raporuna yükleniyordu;

“Bu doküman, benim görüşlerimin beni temize çıkarttığı ve bana karşı ileri sürülen suçlamaların yanlış ve temelsiz olduğu konusundaki bütün şüpheleri ortadan kaldıracaktır.”

“Bunlar beni suçlayanlar için bir kabus olacak, hepsini üstünde genel sekreteri etkileyecektir.”


BLATTER’in geleceğe ilişkin planları
 

Bundan önce BLATTER’in yaptığı işler konu başlıklarıyla şöyleydi; Yeni transfer uygulamaları. Dünya Kupası için rotasyon sistemi. Uluslararası koordine edilmiş futbol takvimi. Hakemlerin profesyonelleşmesi. Irkçlığa karşı konferans. Gol projesi. Dünyadaki federasyonları kuvvetlendirmeye yönelik olarak, Dünya Kupası yayın haklarını tekrar FIFA’nın alması. Genç oyuncularla ilgili, 16 yaşından sonra başka Milli formayı giymeleri. (Kendi Milli Takım formasını bundan önce giyemiyordu. Bu yaş sınırı 18’e çıkartıldı).

BLATTER’in gelecekle ilgili olarak en büyük hedefi adını "Gol" olarak belirlediği projeyle etkili olmak. Şu anda 117 "Gol projesi" devam ediyor. Hedef ise bu rakamı 150 - 160’a kadar yükseltmek. Tesis ve tesisleşmeye yönelik bu projenin, sadece geri kalmış ülkelerde uygulanması ilgi çekici olarak olarak gözüküyor.

BLATTER’in başka bir planı ise, dünyadaki bütün oyuncuları, yüzde yüz sigorta etme projesi. Birçok ülkede genç oyuncuların sakatlanıp, gerektiği gibi tedavi edilmediklerini gözlemleyen FIFA Başkanı, bunu önlemek için kesinlikle sigorta şirketini kuracağını söylüyor. Tek şartı, bu sporcuların bir federasyondan lisansı olması.

Futbolda dönen paranın büyüklüğü, belki de herkesi endişelendiriyor. Ayrıca her federasyon, FIFA’dan 1 milyon dolar alma gibi ince hesaplar içinde. Tesisleri sadece prestij için değil, tesis kazandırmak için de yapıyorlar. Mesela İtalya’da kulüp başkanı olmak, Başbakanlık gibi bir şey olarak görülüyor. Ayrıca kulüp başkanlarından başbakan da olabilyor. Bir de, artık her ülkenin kendi takımlarında, belli oranda yerli oyuncunun oynamasını şart olarak koyulacağına şahit olma aşamasındayız.

KAYNAK: çeşitli Internet haberleri

http://www.ishof.org/gm1996jHAVELANGE.htm

http://www.fifa.com

http://www.playthegame.org/upload/10-11-playthegame.pdf.

Jens WEINREICH:  Politics and Corruption in FIFA

http://www.playthegame.org/Knowledge%20bank/Articles/Politics%20and%20Corruption%20in%20FIFA.aspx

 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  6827  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Kutlu Merih Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

13/12/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

10125,46

+0,66

 bjk BJKAS

4,33

-0,92

 fb FENER

103,30

-0.58

 gs GSRAY

6,54

-0,91

 trabzon TSPOR

0,90

-1,10

   SPOR ENDEKSİ

3.021,26

-0,87

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 44142715

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 14 12 2  0 38 15 23 38
2 Fenerbahçe 14  10   2 2 36  13   23

32

3 Samsunspor 15 9 2  4

29

17 12

29

4 Eyüpspor 15  7   5  3 24 15 9 26
5 Beşiktaş 14 7 4  3  23  15 8 25
6 Göztepe 14 7 3 4 27  20 

  7

 24 
7

Başakşehir

14 6  4  4 24 18 6 22
8 Konyaspor 15 5 4

6

17 22 -5 19
9 Rizespor 14 6 1 7 15    21  -6 19
10 Gaziantep  14 5 3 6 20 21 -1 18
11 Sivasspor 15 5 2 7

20

25   -5 17
12 Antalyaspor 14 5 3 6 18  26 -8 18
13 Trabzonspor 14 3 7

4

20  18  2  16
14 Kasımpaşa 14 3 7 4 18 21 -3 16
15 Kayserispor 14 3 6 5 15 25 -10 15
16

Alanyaspor

14

3

5 6 12 18 -6 14
17 Bodrum FK 14 3 2 9 10 21 -11 11
18 Hatayspor 14 5 8 12 23  -22 8

19

A.Demirspor 14 0 2 12 10 34 -24

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.