Dr. Lale Orta – 9 Ocak 2012

Spor, toplumumuzda kadınlarla özdeşleştirilmiş bir faaliyet olarak algılanmamakta ve sporda kadına gereken önem verilmemektedir. Spor medyasında yer alan haberlerin yalnızca % 2’sinin kadın sporcu haberlerinden oluşması da bunun en somut göstergelerinden biridir.

 Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2010 yılı verilerine göre, Türkiye’nin kadın nüfusu 36.679.806’dir.  Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü’nün 2011 yılı verilerine göre, Türkiye'de lisanslı olarak spor yapan kadın sayısı 543.145’dir. “Faal kadın sporcu” sayısı ise yalnızca 63.736'dır (Gençlik ve Spor Bakanlığı sporcu verilerini futbol hariç olarak vermiştir. Türkiye Futbol Federasyonu resmi internet sitesinde 2010–2011 dönemi için kadın futbolcu sayısı 1.500 olarak gösterilmiştir). Faal kadın sporcu sayısını ülkemiz kadın nüfusuna oranladığımızda, ülkemiz kadın nüfusunun yalnızca binde 1,8’inin faal lisanslı sporcu olduğunu görüyoruz. İçimizi acıtan bu rakamlar, her bin kadından yaklaşık ikisinin lisanslı faal sporcu olduğunu göstermektedir. Türkiye’de lisanslı olarak spor yapan kadınların sayısı ne yazık ki yok denecek kadar azdır.

 Türkiye'de lisanslı kadın sporcuların 5'te biri judo, karate, boks, kick boks ve taekwondo gibi dövüş sporlarını tercih etmişlerdir.

Dövüş Sporlarındaki Lisanslı Kadın Sporcu Sayıları

Ülkemizde kadınlar toplam 57 spor dalında faaliyet göstermektedir. Lisanslı kadın sporcuların tercihlerinde % 15 ile birinci sırada voleybol yer almaktadır. Kadın sporcularımızın en çok tercih ettiği (% 73’ünün) spor dalları sırasıyla şöyledir: 1-Voleybol,  2-Teakwondo, 3-Atletizm,  4-Satranç,  5-Halk Oyunları,  6-Basketbol, 7-Yüzme,  8-Karate,  9-Hentbol, 10-Masa Tenisi.

Türkiye’de Lisanslı Kadın Sporcuların En Çok Tercih Ettiği 10 Spor Branşı

Lisanslı kadın sporcu sayısının en az olduğu spor dalları ise sırasıyla şöyledir: 1-Motosiklet, 2- Kızak, 3- Hava Sporları, 4- Geleneksel Sporlar, 5- Otomobil Sporları, 6- Triatlon, 7- Bedensel Engelliler, 8- Modern Pentatlon, 9- Ragbi, 10- Görme Engelliler.

Lisanslı Kadın Sporcu Sayısının En Az Olduğu 10 Spor Dalı

Kadın sporcuların sayısının toplam sporcu sayısına oranı % 28’dir. Bazı spor dallarında kadın sporcu sayısı ve toplam sporcu sayısına oranı erkeklerden daha fazla olmasına karşın, yaklaşık her 4 sporcudan yalnızca 1’i kadındır. Lisanslı kadın sporcu sayılarının erkeklerden fazla olduğu spor dalları; Cimnastik, Halk Oyunları, Buz Pateni, Voleybol ve Danstır.

Lisanslı Kadın Sporcu Sayılarının Erkeklerden Daha Fazla Olduğu Spor Dalları

Madalya sayısı verilerine göre; 2005–2011 yılları arasında düzenlenen dünya şampiyonalarında, kazanılan toplam 1.002 madalyanın 343'ünü (% 34,2), Avrupa şampiyonalarında kazanılan toplam 1.646 madalyanın 620'sini (% 37,6)  kadın sporcular kazanmıştır.

Kadın ve  Erkeklerde Madalya Sayıları

Sonuç

Çağdaş yaşamın gereği olarak bilimde, sanatta, eğitimde, sağlıkta, sporda yani yaşamı kucaklayan her alanda,   toplumu daha bilgili, daha medeni, daha sağlıklı bir şekilde ileriye götürecek olanlar bu ülkenin kadınları ve erkekleridir. Kadınına gerekli ve yeterli önemi vermeyen hiçbir ülke ne yazık ki uygar dünyada ve gelişmiş ülkeler arasında yerini alamamıştır. Bu durum; o ülkenin meclisine, eğitimine, bilimine, sanatına, iş yaşamına ve sporuna yansımaktadır.

 Ülkemizde kadın sporunun erkek sporuna paralel bir şekilde gelişiminin sağlanması için öncelikle spor kültürünün topluma yayılması gerekmektedir. Sporu temel eğitimin vazgeçilmez bir parçası haline getirmek, spor yapmanın her Türk vatandaşının temel bir hakkı olduğunu vurgulamak ve en önemlisi de erkekler için yapılan her türlü spor aktivitesi, organizasyonu, etkinliğini ve yatırımının kadınlar için de yapılması gerekmektedir. Devlet, spor yapmak isteyen vatandaşlarına tüm olanaklarını sağlamalı, sağlıklı nesillerin yetişmesi için onları desteklemeli ve sporda cinsiyet açısından fırsat eşitliği yaratmalıdır.

Tüm spor dallarında, gerek bireysel gerekse takım sporlarında,  kadınlar arzu ettiği her dalda spor yapabilmelidir.  Bu durum; o kişinin kendi özgür iradesi, beğenisi ve arzusuyla ilgili olmalıdır. Bireysel veya takım halinde yapılan tüm sporlar evrenseldir ve herkese aittir. Spor, uluslararası değerleri içeren kültürel bir olgu ve toplumsal bir eylemdir. Sporun özünü yarışma, rekabet ve performans oluşturur. İnsan; performans gösteren, eylemde bulunan bir varlıktır. Spor eylemi dinamik, diğer insanlarla iletişim kurmaya açık bir alandır ve insanın gelecekteki yaşamı için örgütsel bir değere sahiptir. Sporla insan bireysel ve toplumsal deneyim kazanır, toplumsal öğrenme ve birlikteliğin yanı sıra insanın seçme özgürlüğüne, bağımsızlığını kazanmasına katkıda bulunur. Spor; insanın kendini kontrol etmesini, iç ve dış disiplin edinmesini ve bu disiplinini sürdürmesini sağlar. Bilişsel, duyuşsal ve devinişsel duyarlılıklarını arttırır. Böylelikle bedensel duyumsama ile sağlığını kontrol altında tutabilir. Spor, sağlıklı nesillerin yetişmesinde de sayısız katkılar sağlar.

Yalnızca kadın sporcuların değil, lisanslı kadın-erkek tüm sporcuların sayılarının artırılması, sporda cinsiyet açısından fırsat eşitliği yaratılması, okullardaki beden eğitimi ve spor ders saatlerinin yeniden belirlenmesi, her okula beden eğitimi öğretmeni atamasının yapılması, toplumumuza spor kültürünün kazandırılması ve sporun geniş kitlelere yayılması için ivedi bir şekilde spor politikaları oluşturulmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 59. Madde’si “Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur.” şeklindedir.

Genç ve dinamik Bakan’ımızdan, Anayasa’nın 59. Madde’sine işlerlik kazandırmasını bekliyor ve istiyoruz.

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş