Borussia Dortmund Uçurumdan zirveye, iflastan Para Ligi'ne bir Külkedisi Hikayesi
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Galeri Kitap Tanıtımı Borussia Dortmund Uçurumdan zirveye, iflastan Para Ligi'ne bir Külkedisi Hikayesi

borussia-dortmund-a-sponsor-oldu-4560519 o 
Tuğrul Akşar- 29 Nisan 2013 Pazartesi Şampiyonlar Ligi'nde geçen haftanın sürprizlerinden birisi, Borussia Dortmund'un Real Madrid karşısında kendi evinde kazandığı 4-1'lik zaferdi. Bu hafta Salı ve Çarşamba günü oynanacak maçlarla Wembley'e kimlerin gideceği belli olacak. Bu seneki Şampiyonlar Finalinde büyük bir olasılıkla Bayern Münih ile B.Dortmund arasında oynanacak bir Alman derbisi izleyeceğiz. 
 
25 Mayıs 2013'te Wembley'de Kupa'nın sahibini bulacağı Şampiyonlar Ligi finaline şimdiden rezervasyon yaptıran Alman takımı Borussia Dortmund'un ibret alınabilecek enteresan bir hikayesi bulunuyor.
 
Olası Şampiyonlar Ligi finalistlerinden birisi Borussia Dortmund'un sıra dışı bir hikayesi var. Uçurumdan zirveye, iflastan Para Ligi'ne giden, bir kül kedisi hikayesi onlarınki. 
2000'li yılların başında girdiği mali kriz nedeniyle çok zor durumlara düşen, ancak daha sonra toparlanarak Bundesliga Şampiyonluğuna, ardından Şampiyonlar Ligi yarı finalistliğine ulaşan bu kulüp, adeta küllerinden yeniden doğdu.
 
Zirveden uçuruma bir geri dönüş hikayesi
 
Çok değil, daha sekiz yıl öncesine kadar iflasın eşiğine gelmiş, batmak üzere olan bir kulübün geri dönüş hikayesi aslında burada anlatacaklarımız. Gerçekten de Alman ekibi sadece yeşil sahalarda değil, ekonomik ve finansal anlamda da tam anlamıyla geri dönüşü becerebilen nadir kulüplerden birisi.
 
Alman ve dünya futbolunun önde gelen kulüplerinden birisi olan Borussia Dortmund, 1997'de Şampiyonlar Ligi Kupası'nı müzesine götüren, 2011-12 sezonu dahil olmak üzere sekiz kez Alman Bundesliga şampiyonluğuna ulaşan, asırlık bir geçmişe sahip mükemmel bir kulüptü. Ta ki, 2004-05 sezonunda çok büyük finansal sorunlarla boğuşuncaya kadar. 
 
İyi yönetilemeyen Dortmund krize girdi
 
1996-97 yılında Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kazanarak taraftarlarına adeta bir peri masalı yaşatan Dordmund'da yolunda gitmeyen bir takım yanlışlıklar vardı ve bunlardan en önemlisi özellikle futbolculara ödenen maaş ve ücretler ile primlerde yaşanılan çok önemli artışlar ve transferlere delicesine akıtılan milyon dolarlardı. Nitekim bu kapsamda Borussia Dortmund Avrupa'da oyuncularına en fazla maaş, ücret ve prim ödeyen kulüplerin başında geliyordu. 1996/97 Şampiyonlar Ligi'ni kazanan Dortmund'un 2001 yılında da Şampiyonlar Ligi'nde Kupa'ya uzanabilmek için 31 milyon dolar bedelle Marcio Amoroso'yu renklerine bağlaması, Avrupa'da büyük bir sükse yaratmıştı. Ancak kendisinden çok şey beklenen Amoroso, beklenmeyen bir sakatlık nedeniyle uzunca süre takımdan ayrı kalmış ve bir süre sonra da gözden düşmüştü. O sezon Şampiyonlar Ligi'nden de elenen Dortmund yaklaşık 62 milyon dolarlık bir gelir kaybıyla karşı karşıya kalmış ve toplam gelirinin yaklaşık yüzde 38'ini yitirmiş ve sezon sonunda kulüp sezonu 35 milyon zararla kapattığını anons etmişti.
 
Kulübü iflasın eşiğine getiren bu süreçte, Borussia Dortmund'un plansız bir şekilde borsaya açılması, gelecek düşünülmeden yapılan gereksiz pahalı transferlerle mali disiplinden hızla uzaklaşılması, bu işin sonunun iyi olmayacağının da habercisi gibiydi. Nitekim beklenen oldu ve kulüp iflas noktasına geldi. 
Artan finansal sıkıntılar bir süre sonra kulübü iflasın eşiğine kadar getirdi. Nitekim kulübün 2005 yılında basına yaptığı açıklamayla "Dortmund'un hayati bir tehlikeyle karşı karşıya olduğu; bu amaçla bu finansal darboğazı aşabilmek için kredi kuruluşlarıyla görüşmeye başlandığı" ifade olundu.
 
2006 itibariyle 175,4 milyon dolarlık borcu bulunan kulübün aynı yıl Frankfurt borsasında işlem gören hisse senetleri de %80'e varan oranda sert düşüşler yaşadı. İçinde bulunduğu finansal sıkıntıdan kurtulabilmek için borçlarının en azından 2006-07 vergi yılına dek ertelenmesi için çaba gösteren kulüp aynı sezon oyuncu ücretlerinde de %20'ye yakın kesintilere gitti. 
 
Dortmund geri dönüşü nasıl becerdi?
 
Yeşil sahalarda geri dönüşlere çok az da olsa bazen rastlayabiliyoruz ve bu tür maçlar futbol tarihinin en keyifli maçları oluyor, tıpkı Milli takımımızın Euro 2008'de İsviçre, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti ve Almanya karşısında yaptığı unutulmaz geri dönüşler gibi.
 
İçinde yaşadığı sıkıntılardan kurtulabilmek için oyuncuların ücret ve maaşlarını indiren kulüp öncelikle en değerli oyuncuları David Odonkor'u Real Betis'e ve Tomáö Rosick'i de Arsenal'a satarak kendisine nakit para yaratma yoluna yönelmek zorunda kaldı. Buradan gelen nakit parayla öncelikle gecikmiş borçlarını ve takımın giderlerini karşılayan Dortmund aynı zamanda bankalarla da anlaşarak borçlarını yeniden yapılandırdı, bu yükümlülüklerini yerine getirdiği için vergi ve sosyal güvenlik ödemelerini erteleterek soluklanma fırsatı yakaladı. Daha sonra kendisine yeni bir sponsor bulan ve buradan gelen parayla stadının kapasitesini artıran Borussia Dortmund kulübü yine Nuri Şahin gibi önemli oyuncularını bu kez kar ederek satıp 2011-12 sezonun sonrası 138,5 milyon Euro gelirle, Avrupa Para Ligi'nde 16. sırada kendisine yer bulabilen kulüp haline geldi.
 
Öncelikle yanlış yönetimleriyle kulübü çıkmaza sokan başkan Gerd Niebaum ve menajer Michael Meier 15 Şubat 2005'de istifa etti. Kulüp başkanlığına Reinhard Rauball, kulübün idari direktörlüğüne ise 1959 doğumlu iş adamı Hans-Joachim Watzke getirildi. Alman futbolunu ülkemizde en yakından takip eden ve bilen Sevgili dostum Hüseyin Özkök'ün Krizdeki futbol isimli kitabımızda yer alan "İflastan Sıfır Borca: Bir Yeniden Doğuş Hikayesi" başlıklı makalesinden geniş ölçüde yararlanarak kaleme aldığımız bu yazıda da belirtildiği üzere kulüp Watzke'yi göreve getirir getirmez ilk iş olarak, Dortmund'u içinde bulunduğu darboğazdan kurtarmaya yönelik 5 basamaklı bir plan hazırladı. Bu plana göre yönetim 1- İflası engelleme, 2- Yeniden yapılanma, 3- Felsefe değişikliği, 4- Uygulama, 5- Sürdürebilirlilik konularında acil aksiyonlar aldı ve bunları hayata geçirdi.
 
Yüksek maliyetli oyuncular yerine alt yapıya yöneldiler
 
Yaşadıkları finansal sıkıntı kulübü ücretlerde ve transfer harcamalarında sıkı bir disipline yöneltti. Çok pahalı yabancı transferleri yerine alt yapıya yöneldiler ve kulübü gençleştirdiler. Bugün 25.7 yıllık yaş ortalamasıyla Alman Bundesliga'da en genç kadroya sahip dokuz kulübünden birisi. Nitekim, Dordmund'un genç takımlarıyla 19 ve 17 yaş altı Bundesliga'da aldığı şampiyonluklar bunu kanıtlıyor. Dortmund'un amatör takımından, içlerinde bugün değeri 30 milyon Euro'ya ulaşan 17 yaşındaki Götze dahil 6 oyuncuyu kadroya aldı. Nuri Şahin gibi kulüpten yetişmiş genç oyuncuya sorumluluk vererek, onu kaptanlığa kadar yükseltti.
 
Sermaye açığını azaltacak yeni öz kaynaklar buldular
 
Aynı zamanda borsaya da kote olan Dordmund'un artan zararları, kulübü yasal olarak ta sermaye açığını kapatmaya zorlamaktaydı. Bu nedenle sürekli, sermaye arayışına giden kulüp, kendilerine ilave yeni kaynak bulabilmek için bir miktar hisse satışının yanı sıra, kulüpteki ortaklık yapısında bazı değişikliklere yönelerek kendisine yeni öz kaynaklar buldu. Vadesi gelen borçların yaklaşık yüzde seksen beşi ise beş ila on yıllık bir ortalama vade ile yeniden yapılandırıldı. Bu yapılırken, finans maliyeti de aşağı çekildi. Ancak kulübün aldığı mali önlemleri destekleyen en önemli politika kulübün yıldız transferi için bütçesini heba etmemesiydi. Tüm bu idari ve finansal yapılanma, bir yandan kulübün sportif anlamda önünü açarken, parasal gelirlerinde de önemli artışlara yol açtı. Bu dönemde yeni sponsorluk anlaşmalarıyla kulübün önü açıldı. Bu şekilde kulübün mali borçları 118 milyon Euro'dan 26,7 milyon Euro'ya kadar gerilerken, zararlar da hızla kara dönmeye başladı. Ticari gelirlerinde ve naklen yayın gelirlerinde de önemli artışlar yaşayan Dortmund, parasal gelirlerini sportif performansa dönüştürebilme başarısını gösterdi.
 
Bilet fiyatını aşağıya çekip tribüne daha fazla seyirci çektiler
 
Bilet fiyatlarını aşağıya çekip tribüne gelen seyircilere daha fazla ürün satarak maç günü gelirlerini artırdılar. Dortmund'un neredeyse her maçını ortalama 80.000'e yakın kişiye oynuyor ve bu durum onları bu ortalamayla Avrupa'nın bir numaralı kulübü haline getiriyor. 2011-12 sezonunu 77.245 ortalama seyirciye oynayan Dordmund bu sayede elde ettiği 27.7 milyon Euroluk maç günü geliriyle, Avrupa'nın en fazla maç günü geliri elde eden kulüplerinden birisi oldu ve bu gelir toplam gelirinin yüzde yirmisini oluşturuyor. Kulüp aynı zamanda yaptığı doğru hamleler ile son sekiz yılda gelirlerini istikrarlı bir şekilde artırarak, 79 Milyon Euro'dan 215 Milyon Euro'ya yükseltti.
 
Çok sevilen teknik adamı iş başına getirerek seyirci sayısını ve gelirleri artırdılar
 
Kulüpteki değişimin en önemli dönemeçlerinden birisini kulüp felsefesinin değiştirilmesi süreci oluşturuyordu. Bu değişimi sağlamaya yönelik 2008 yazında Watzke, çok önemli bir hamle yaparak Mainz'da futbolcu ve teknik adam olarak yıllarını geçirmiş ama takımdan ayrılacağını açıklayan, hem kulübün yeni politikasına uygun bir tarzı olan, hem de seyirci ile çok iyi iletişim kurabilen Jürgen Klopp ile anlaşarak bugünlerin temelini attı. Jurgen Klopp ile 72.500 civarında olan seyirci sayısı da 77.250'ye kadar yükseldi. Kulübün gelirlerindeki bu olumlu gelişim, Dortmund'un finansallarına da olumlu etki yaptı. Öz kaynakları 98,1 milyon Euro'ya yükselirken, faaliyetlerinden 10,5 milyon Euro kara ulaştı. 
Sonuçta, klasik ama acı reçeteyi taviz vermeden uyguladılar: Kulüp ilk etapta yönetsel, iktisadi, mali ve sportif anlamda yeniden yapılanmaya yöneldi. Bu bağlamda kulüp öncelikle yeni bir yönetimle yola çıktı. Oluşturulan yeni yönetim ile bankalarla güven tazelendi. Bu sayede, mevcut borçlar yapılandırılarak, borçların vadesi uzatıldı, maliyetler aşağıya çekildi, kulübün üzerindeki finansal baskı azaltıldı. Sıkı bir mali disipline yönelindi. Kulüp öz kaynak açığını kapatabilmek için yeni kaynak arayışına yöneldi. Bu kapsamda başta borsada hisse satışı olmak üzere ortaklık yapısında bazı değişiklikler oldu. Bu arada yeni sponsorlarla anlaşılarak, kulübe taze para sokuldu. Popüler bir hoca ile tribüne daha fazla seyirci çekilerek, stat gelirleri ve maç günü gelirleri artırıldı. Pahalı oyuncu yerine alt yapıya dönüldü. Bir süre sonra yetişen bu oyuncular önemli paralara diğer kulüplere satılarak, kulübe yeni finansal olanaklar yaratıldı. Takım içi rekabeti olumsuz etkilemeyecek dengeli bir maaş ve ücret politikasına geçildi. Takım içi sağlanan rekabetle sportif performansta yeniden Bundesliga şampiyonluğuna ve şampiyonlar Ligi başarısına ulaşıldı. Buradan gelen gelirler tekrar sportif performansın artırılmasında kullanıldı. 
 
Dortmund'u 7 yıl önce 180 milyon Euro borçla alan Watzke'nin kontratı kısa bir süre önce 2016'ya kadar uzatıldı. Göreve geldiğinde 87 milyon olan gelir son sezonda 215 milyon Euro'ya çıktı. Sponsorlardan elde edilen gelirler tavan yaptı.
 
2011-12 sezonu sonunda 40 milyon Euro'ya inen borç, bu yıl elde edilecek gelirlerle neredeyse sıfırlanma noktasına geldi. Kulüp borsaya açıldığından bu yana ilk kez kar payı dağıttı ve ayakları üzerinde durabilen sağlam bir yapıya kavuştu. Artık sıra sürdürebilirlilik olgusunun yerleşmesinde. Watzke şimdi bunun için planlarını yapıyor. Hedef tabii ki bir gün yine Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak. Nitekim, son Real Madrid maçında ortaya koydukları futbol ve aldıkları mükemmel sonuçla bu hedeflerine çok yaklaşmış durumdalar. Ama artık kimse 1997 şampiyonluğunun ardından yapılan pahalı hataları ve sonuçlarını hatırlamak dahi istemiyor ve geleceğe umutla bakıyor. 
 
Çok başarılı bir performans sonrası 2011-12 sezonunda Bundesliga'yı şampiyon tamamlayan Alman Borussia Dortmund'un, oynadığı futbol ve mütevazı kadrosuyla böyle bir başarıya ulaşması, çoğu ülke takımı tarafından rol model kabul edilmesine yol açabilir.{jcomments on}
                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  46204  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43401948

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.