Futbolumuzda Gelir Artıyor, Sportif Başarı Düşüyor!
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Galeri Mevzuat Futbolumuzda Gelir Artıyor, Sportif Başarı Düşüyor!

Futbolumuzda Gelir Artıyor, Sportif Başarı Düşüyor!

Tuğrul AKŞAR/25 Nisan 2011

Geçen hafta bu sütunlarda kulüp futbolu bazında Galatasaray’ın 2000 yılında kazandığı UEFA Kupası yıldönümünde, geçen 11 yıl içinde Galatasaray ve Arsenal’ın sportif, iktisadi ve mali gelişimlerini incelemiştik.

Her iki kulübün UEFA finali oynadığı 2000 yılından bu yana gerek sportif, gerekse iktisadi ve mali yönden nasıl ayrıştıklarını ele almış, her iki takımın geçen on yıl içinde kulüp olarak nasıl bir gelişim çizgisi izlediklerini irdelemiştik.

Bu hafta ise Türk futbolunun geçen 10 yıllık süre içinde sportif, iktisadi ve mali olarak nasıl bir gelişim süreci yaşadığını ve bugünkü bulunduğu konumunun ne ölçüde gerçekleri yansıttığını sorgulamaya çalışacağız.

Futbolumuzda Parasal Gelir Hızla Arttı

İktisadi ve mali açıdan bakıldığında Türk futbolunun 2000 yılından itibaren hızla gelirlerini artırdığını gözlemliyoruz. 2000 yılında yaklaşık 150 milyon Euro’luk bir gelir yaratabilen Türk futbolunun geçen on yıllık süre içinde bu gelirini tam %290 oranında artırarak 600 milyon Euro seviyesine getirdiğini görüyoruz.

Bu gelişim düzeyi aşağıdaki tablodan da net olarak görülebilir. Gelişim trendini doğrusal olarak çizdiğimizde sadece 2001ve 2006 yıllarında Türk futbol pastasının parasal artış tutarının on yıllık ortalamanın altına düştüğünü, bu yılların dışındaki  sezonlarda ise 2007 senesine kadar genellikle aynı ortalama artış düzeyiyle bir gelişim yaşandığı, 2010 yılında ise ortalamanın üzerinde bir artış kaydedildiği görülüyor.

 

Futbolumuzdaki parasal gelirin daraldığı ya da yeterinde büyümenin kaydedilemediği yıllara bir bakalım isterseniz.

2001 yılı Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde yaşadığı en büyük finansal krizin etkilerini  bize yansıtıyor. Gerçekten de çoğu kulübümüzün mevcut dövize endeksli borçlarının kurlardaki aşırı yükselmenin  etkisiyle astronomik bir artış kaydetmesi sonucu futbolun tüm alanlarında sıkı bir bütçe uygulamasının yaşanması, taraftar-tüketicinin devalüasyon nedeniyle satın alma gücünün çok düşmesi nedeniyle maç günü ve logolu ürün satış gelirlerinde yaşanılan talep daralması, krizin etkisiyle sponsorluk, reklam ve medya gelirlerinde yaşanılan büyük düşüş  ve yine bu dönemde yayıncı kuruluşun dolar olarak ödediği naklen yayın bedellerini Türkiye Futbol federasyonu ile mutabık kalarak daha düşük bir kurdan ödemesi (cari kur 1.2 TL iken, 0,793 TL’den kulüplere ödeme yapılmıştır)  futbol gelirlerinin önemli ölçüde düşmesine yol açmıştır.

2006 yılı ise Türk futbolunun Almanya’da düzenlenen Dünya Kupası’na gidememesinin  diyetini ödediği yıl olmuştur. Her ne kadar mutlak değer olarak gelirlerimizde bir artış görünmesine karşın, 2006 senesinde elde olunan futbol gelirlerimizin büyüme hızı, on yıllık artış trendinin altında kalmıştır.

2008 Yılında ise Türkiye’nin Euro 2008’e gitme başarısı göstermesi, parasal olarak futbol gelirlerimize olumlu etki yapmış, 2008 yılında Türk futbol gelirleri, on yıllık ortalama artış trendinin üzerinde bir artış kaydetmiştir.

2010 yılında gerçekleşen naklen yayın ihalesi ile futbol gelirlerimizde yıllık bazda %149’a varan bir gelir artışı yaşanması Türk futbol gelirlerinin ortalama trend artışının üzerinde bir gelir artışına ulaşmasına yol açmıştır.

Sportif Performansımız Düşüşte!

Türk futbolu 2000 ile 2011 arasında toplam gelirlerini yaklaşık 3 kat artırabilme başarısı gösterirken, aynı performansı ne yazık ki sportif performansta yakalayamamıştır. 2000 yılında Türk futbolunun FIFA sıralamasında yeri 29. Sıra iken, 2001 yılında bir  sıra düşerek 30.’luğa düşmüş; ancak 2002 yılında Güney Kore ve Japonya’da yapılan Dünya Kupası’na katılma başarısı göstermemiz bizi hızla daha yukarı sıralara taşımıştır. 2002 Dünya Kupası’nda yarı final oynayıp, Güney Kore’yi yenerek Dünya üçüncüsü olan milli takımımız sıralamada tam yedi basamak yukarı çıkarak 23. Sıraya yerleşmiştir.

Milli Takımımız 2000 ile 2011 yılları arasında Dünya Kupası eleme ve finalleri ile Avrupa şampiyonası eleme ve finallerinde aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere toplam 78 maç oynamıştır. Bu maçların 40’ını (%51) kazanırken, on yedisinde berabere kalmış (%22) ve kalan 21 maçı da kaybetmiştir (%27). Maçların %51’ini kazanmak Türkiye’yi daha yüksek bir sıraya taşımaya yetmemiştir.

Milli Takımın 2000-2011 Arasında Oynadığı Maçlar

 

O

G

B

M

Dünya Kupası Eleme ve Finalleri

42

22

11

9

Avrupa Şampiyonası Eleme ve Finalleri

36

18

6

12

Toplam

78

40

17

21

 

Bu dönemde milli takımımızın FIFA sıralaması da aşağıdaki gibi bir gelişim göstermiştir.

 

1999

2000

2000

2001

2001

2002

2002

2003

2003

2004

2004

2005

2005

2006

2006

2007

2007

2008

2008

2009

2009

2010

2010

2011

FIFA Sıralaması

29

30

23

9

8

14

11

26

16

10

41

31

 

Milli takımımızın özellikle 2000 Avrupa Şampiyonasına katılım öncesi oynadığı eleme maçlarından kazanılan puanlar ve daha sonra 2 Dünya Kupası eleme ve finallerinde kazandığı maçlar ile ülke puanımız hızla yükselmeye başlamış ve sonuçta 2000 ile 2004 arasında FIFA ülke sıramız  29. Sıradan 8. Sıraya kadar yükselmiştir. Ancak geçen on yıllık süreye bakıldığında, Türk futbolunun FIFA sıralaması olarak çok fazla yükselemediğini, 2000 yılındaki sıralama derecesinin altına düşüldüğü görülüyor.

Yine 2000- ile 2011 arası UEFA sıralamamız da aşağıdaki gibi bir değişim göstermiştir.

 

1999

2000

2000

2001

2001

2002

2002

2003

2003

2004

2004

2005

2005

2006

2006

2007

2007

2008

2008

2009

2009

2010

2010

2011

UEFA Sıralaması

7

8

10

10

11

11

15

14

11

11

11

10

 

2000-2011 arasında kulüpler bazında Türk futbolunun, milli takım bazlı  FIFA sıralamasına göre daha iyi bir performans ortaya koyduğu görülmektedir. Nitekim yukarıdaki tabloya da göre 1999-2000 sezonunda Galatasaray’ın topladığı puanlar UEFA Ülke katsayısı sıralamasında ülkemize önemli avantajlar sağlamıştır. 2000 yılında UEFA Kupası’nın kazanılması ve izleyen iki yılda yine Türk takımlarının ve de özellikle Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı başarılı maçlar ve 2000-01’de çeyrek finale çıkma başarısı bir sonraki yılda ise gruplardan çıkma performansı Türkiye’yi UEFA’da  Özellikle kulüpler bazında daha yukarılara taşımıştır. Ülke sıramız UEFA’da 2000 yılında 7. Sıradayken, 2011 yılında 10 sıraya gerilemiş durumda görünüyor.

Kulüp Futbolu Bazında Avrupa’da ne Yaptık?

Bilindiği üzere FIFA milli takımlar sıralaması yaparken, UEFA kulüp bazlı ülke sıralaması ve takım sıralaması yapar. Bu kapsamda, kulüp futbolu olarak Avrupa’da ne yaptığımıza bakıldığında 2000-2011 arası Şampiyonlar Ligi’nde;

  • Bugüne kadar beş takımla mücadele ettiğimiz,
  • Bu takımlarımızla toplam 152 maça çıktığımız ve bu maçların yüzde 31’ini yani 48 maçı kazanırken, %46’sını kaybettiğimiz,
  • Şampiyonlar Ligi’nde sadece iki takımımızın iki kez çeyrek final oynadığını,

Görüyoruz.

Aynı dönemde UEFA kupası ve Avrupa Ligi’nde ise bugüne kadar 13 takımımızın mücadele ettiğini,

  • bu takımlarımızın toplam 157 maça çıktığını, bu maçların %45’ini kazanırken, %32’sini kaybettiğimizi,
  • Sadece bu turnuvalarda bir takımımızın final oynayıp Kupa kazandığını,
  • İki takımımızın üç kez çeyrek finalde mücadele ettiğini görüyoruz.

Milli takım ve kulüpler bazında Türk futbolunun sportif performans gelişimine bakıldığında ise aşağıdaki tabloyla karşılaşıyoruz.

Bu tabloya göre de değerlendirme yaptığımızda, milli takım futbol performansımızın, kulüp futbolun gerisinde kaldığı görülüyor.

UEFA sıralamasında kulüp futbolu bazında görece de olsa futbolumuzda bir istikrar olduğunu aşağıdaki tablodan gözlemleyebiliyoruz. Türkiye’nin UEFA ülke sırası yedincilikle on birincilik arasında dar bir bantta değişirken, FIFA sıralamasında bu bant daha genişleyebilmektedir. FIFA sıralamasında ülke sıramız sekizincilikle kırk birincilik arasında bir değişim gösteriyor.

 

Kısacası Türk futbol gelirleri 2000 ile 2011 arasında yüzde 290’lık bir artış kaydetmesine karşın, sportif performansta ülke olarak ne yazık ki bu parasal artışın karşılığını alamadığımız görünüyor. Gerek FIFA sıralamasında, gerekse UEFA sıralamasında  bugün ülke sırası olarak bulunduğumuz yerler hem milli takımlar bazında hem de kulüp futbolu bazında  2000 yılının gerisinde bulunuyor.

Futbol pastamızın gelişimi  ile  FIFA ve UEFA sportif performans derecelerimiz aşağıdaki tabloyla gösteriliyor.

Türk Futbolunun 2000-2011 Arası Parasal ve Sportif Performans Karşılaştırması

 

Gelir

FIFA

UEFA

Yıllar

Milyon Euro

Sıralaması

Sıralaması

2000

150

29

7

2001

130

30

8

2002

185

23

10

2003

235

9

10

2004

285

8

11

2005

335

14

11

2006

363

11

15

2007

425

26

14

2008

485

26

11

2009

525

10

11

2010

585

41

11

2011

600

31

10

 

Yukarıdaki tabloya bakıldığında Türk futbolunda parasal gelir artışı ile sportif performans gelişimi arasında bir korelasyon yokmuş gibi görünüyor. Ya da bunu tersten de yorumlayabiliriz. Türk futbolunda sportif performans olmadığı halde futbolumuzun parasal gelirleri artmıştır. Bu tezimiz aslında futbol ekonomisi literatürüne ve onun temel işleyiş dinamiklerine aykırı bir durumu ifade ediyor. Yani teorik olarak böyle bir şey mümkün olmamakla birlikte, bu parasal genişlemenin (büyümenin) dinamiklerine (kaynaklarına) bakmamız gerekiyor. www.futbolekonomi.com yazarlarından sevgili dostum Erdal Batmaz buna “Devlet eliyle hormonlu büyüme” diyor.

Gerçekten de 2010 Şubat’ında yaşadığımız naklen yayın ihalesinde yayıncı kuruluşun karşısına çıkartılan bir başka kuruluş ile artırılan “suni rekabetin” etkisiyle yayın bedeli tavanının yukarı çekilmesi, naklen yayın bedellerinin bir önceki yıla göre yüzde 150’lik bir artış kaydetmesine olanak sağlamıştır.

Bununla beraber sportif performansta başarılı olduğumuz yılları izleyen senelerde futbol gelirlerimizin de arttığını gözlemleyebiliyoruz. 2002 yılı Dünya Kupası’nda ortaya konan performans, futbol gelirlerimizi yüzde 27 artırarak 185 milyon Euro’dan 235 milyon Euro’ya yükseltmesine karşın, 2004 Eurocup ve 2006  Dünya Kupası’na gidemediğimiz halde parasal gelir artışı devam etmiş ve bu dönemde parasal büyüme hızımız yüzde %130’a ulaşmıştır. Bu artış hızında yapılan naklen yayın ihalesiyle ihale bedelinin yıllık bazda yüzde altmışlara varan bir artış kaydetmesinin büyük rolü bulunuyor. Bu dönemlerde yani 2000 yılında naklen yayın gelirlerinin toplam gelir içindeki payı %39 civarındayken, bu oran 2004 yılında yüzde 52’ye, 2010 yılında da yüzde 55’e kadar çıkmıştır. Naklen yayın gelirlerinin  toplam gelir içindeki payı beş büyük ligde ise %46 civarındadır. Beş büyük ligin dışında ise Hollanda’da %12, Belçika’da %20, İskoçya’da %21, Avusturya’da %58, İsveç’te ise %21 civarındadır.

 

Sportif Başarı Neden Gelmiyor?

Yukarıda yaptığımız analizlere göre Türk futbolunda kulüpler ve milli takımlar bazında sportif performans, ne yazık ki 2000 yılından bu yana çok fazla yol kat edememiş görünüyor. Bunun çeşitli sebepleri var. İlk etapta aklımıza gelen nedenlerin üzerinde durursak;

  • Yabancı Oyuncu Sayısının Artması

Milli takımlar nezdinde performans düşerken, kulüpler bazında en azından daha stabil bir başarı trendinin izlenmesinde yabancı oyuncu sayısının liglerimizde giderek artmasının rolü olduğu düşünülebilir. Ancak bunun faturası milli takımlar performansına çıkıyor. Geçmişte 3+1 ile başlayan yabancı oyuncu sayısının bugün 6+2+2 aşamasına ulaşmasıyla genç yeteneklerimizin yeterince forma şansı bulamaması, milli takıma yeni ve yetenekli oyuncu gelmesinin önünü kesiyor.

  • Altyapıya Gereken Önemin Verilmemesi

Avrupa futbolunda özellikle son yıllarda altyapıya verilen önemin ve yapılan yatırımın, Türk futbolunda bir türlü istenilen seviyeye  ulaşmaması sürdürülebilir sportif  performansın önünü kesiyor. Futbol kulüplerimizde altyapıdan gelen oyuncu sayısının azlığı kulüpler ve milli takımın uzun vadeli omurgasını oluşturacak bir yapıya izin vermiyor. Yetenek havuzumuzun iyi değerlendirilememesi, A takımı besleyecek yeni ve yetenekli oyuncu sayısının artmasını engellemiştir.

  • Mali Başarısızlığın Rekabet Gücünü Azaltması

Her ne kadar futbolumuzda gelirlerimizin geçen on yılın içinde yüzde 290’a varan bir artış kaydettiğini belirtmemize karşın, gelirlerin dengesiz dağıtımı büyük kulüpler ile küçük kulüpler arasındaki farkın açılmasına ve haksız rekabetin yükselmesine neden oluyor. Bu da kulüplerimizin rekabet güçlerini olumsuz etkiliyor.

  • Kulüplerin Yönetimlerinde Önemli Hatalara Yer Verilmesi

Kulüplerimizin iyi yönetilmemeleri ve içinde bulundukları sorunların çözümünde hala konvansiyonel çözüm yöntemlerine bel bağlanıyor olması, kulüplerimizin sportif  performansının  yükselmesini engelliyor.

  • Türk Futbolunun Stratejik Gelişim ve Değişim Planının Bulunmaması

Her ne kadar geçen senenin sonuna doğru Türkiye Futbol Federasyonu’nun Türk futbolunun geleceğine ilişkin bir stratejik  plan oluşturma çalışmaları olmuşsa da Türk futbolunu önümüzdeki on yıllara taşıyacak uzun vadeli stratejik planların bulunmaması, kulüp ve milli takımlar bazında günü kurtarmaya yarayan palyatif çözümlere yönelmeyi beraberinde getiriyor.

  • Sürdürülebilir Başarıya Ulaşılamaması

Türk futbolu 2000’li yıllarda önemli başarılara imza atabilecek bazı önemli hamlelerde bulunmuşsa da bu hamlelerin devamını getirememiştir. Geçen on yıllık süreçte 1 Avrupa Şampiyonası (2004 Portekiz) ile  2  Dünya Kupası organizasyonuna katılımın ıskalanması sportif performansımızı olumsuz etkilemiş,  FIFA sıralamamızın düşmesine neden olmuştur.

  • İsabetli ve Verimli Transferler Yapılamaması

Son on yılda isabetli ve rasyonel transferlerin yapılamaması kulüpleri ve oyuncuları hem sportif hem de mali olarak olumsuz etkilemiş ve kulüplerimizin nakit ve bütçe açığı  vermesine neden olmuştur. Sportif olarak iyi gitmeyen kulüpler milli takımı da besleyemez duruma gelmiştir. Kulüp futbolu milli takım futbolunun ana besleyicisi olmasına karşın, bu işlevini yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı yerine getirememiştir. 

 

Sonuç

Türk futbolu Avrupa’da yarattığı gelir bakımından beş büyük ligin arkasından gelmesine karşın, ne yazık ki son on yılda gerek milli takımlar, gerekse kulüp futbolu bazında sportif başarıda beklenen performansı sergileyememiş, aksine on yıl öncesinin gerisine düşmüştür. Sportif performans yeterli olmamasına karşın geçen on yıllık süreç içinde Türk futbol pastası sürekli büyümeye devam etmiştir. Beklenen ve olması gereken sportif performansa dayalı bir mali başarı veya mali başarının sonunda gelmesi gereken bir sportif performanstır. Oysa, Türk futbolu sportif başarıdan bağımsız, futbol otoritesi destekli naklen yayın gelirlerine göbeğinden bağımlı, kendi iç dinamikleriyle gelir yaratamayan bir lig haline gelmiştir.  Kısacası, ülkemizde futbol gelirleri “dış destekle”  artarken, sportif performans düşmeye başlamıştır. Bu çok doğal ve sürdürülebilir bir durum değildir aslında. Futbolumuz kendi iç dinamikleriyle gelir yaratmakta zorlandığı için Avrupa ile rekabet edebilecek bir kalite düzeyi ve rekabetçi yapıya da ulaşamamıştır.{jcomments on}

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  20388  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43263681

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.