Kulüpler Bu Mali Yapılarla UEFA’dan Vize Alamaz!
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa IN ENGLISH Managerial Kulüpler Bu Mali Yapılarla UEFA’dan Vize Alamaz!

Kulüpler Bu Mali Yapılarla UEFA’dan Vize Alamaz!

255337 

Tuğrul Akşar- 9 Haziran 2020 Geçen hafta medyaya düşen haberlere göre, Trabzonspor UEFA Finansal Fair Play kurallarına uyum ve buna ilişkin taahhütleri yerine getirmediği gerekçesiyle bir yıllığına Avrupa’dan men edildi.

Trabzonspor’a Bir Yıl Men! 

Bu duruma ilişkin UEFA, 3 Haziran 2020’de resmi sitesinden yaptığı duyuruda: "UEFA Kulüp Mali Kontrol Organı (Club Financial Control Body- CFCB) tarafından, Trabzonspor’un UEFA Finansal fair Play kuralları kapsamında taahhütlerini yerine getirmediğinin belirlendiğini ve UEFA Yargı Birimi’nin de (Adjudicatory Chamber), buna bağlı olarak, Trabzonspor'u olası UEFA Avrupa Kupalarına katılmaya hak kazanacağı 2020-21 ve 2021-22 sezonlarından birisinde, Avrupa Kupası maçlarına katılımını bir yıllığına yasakladığını" açıkladı. [1] 

Olayın Özü: UEFA Club Financial Control Body (CFCB), Trabzonspor AŞ'nin (TUR) 20 Mayıs 2016 tarihinde imzaladığı bir uzlaşma anlaşmasının gereği olan, kulübün 2019 mali yılı için yakalaması gereken başabaş noktası hedefini karşılayamadığını (uyumlu olmadığını) belirledi ve buna bağlı olarak ‘Adjudicatory Chamber’ da kulübe yaptırım uyguladı. Buna göre Trabzonspor bu sezon  (2019-20 sezonunda) şampiyon olsa bile, Şampiyonlar Ligi'ne gidemeyecek.

Trabzonspor Kamuyu Aydınlatma Platformu’na gönderdiği raporda, UEFA’nın bu kararına karşı Spor Tahkim Mahkemesi’ne (CAS) gidileceğini bildirdi. [2]     

297626

Biz bu yazımızda sadece Trabzonspor’un değil, aynı zamanda UEFA’nın radarında olan Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray üzerinde de duracağız. Çünkü Trabzonspor özelinde ortaya çıkan bu durum, diğer kulüpleri de yakından ilgilendiriyor.  

Aslında konuya ilişkin daha önceden yazdığımız yazının [3], bugün için de geçerli olduğunu vurgulayalım. 

Görünen Köy Kılavuz İstemez! 

Trabzonspor’un UEFA’dan bir yıl men cezası almasını, kulübün aşağıdaki mali yapısını gördüğünüzde çok da şaşırmayacaksınız. Kulüp yöneticilerinin böylesi bir yaptırım karşısındaki tutumlarına asıl şaşırmak gerekiyor. Zira, kulübün finansal gidişatının nereye ulaşacağı zaten belli. Esas sıkıntı, yöneticilerin bu durumun daha önceden farkına varamamış olmaları… 

Oysa, kulübün finansal yapısındaki olumsuzlukları bilerek ve gerçekçi bir yaklaşım sergileyerek, kulübün geleceğini ve mali yapısını yönetmek gerekiyor. Ama gelin görün ki, hiçbir yönetici ekonomik ve finansal gerçekler karşısında popülarizmin öldürücü cazibesinden uzak duramıyor.  

Bu yaklaşım tarzı kulüpleri daha da içinden çıkılmaz sorunlara sürüklüyor. Sadece söylemde ‘acı reçete’den bahseden kulüp yönetimleri, iş eyleme geldiğinde, popülarizmin tuzağına takılıp kalıyorlar. Hal böyle olunca, bu tür cezalar bir sürpriz olmaktan çıkıyor. 

Gelin hep birlikte, Trabzonspor’un ve UEFA’nın radarındaki diğer küç kulübün, UEFA ile imzaladıkları bir uzlaşma anlaşması olan "Settlement Agreement"'larda ne durumda olduklarına bir bakalım. Daha sonra da kulüplerin finansal durumlarını analiz edelim.  

Kulüplerin UEFA'ya Taahhütleri Var!

 

5ed8d6e255427f12d0ab029b

   

Galatasaray

 

Galatasaray ile UEFA arasında 2 Mart 2014’de Nyon’da imzalanan Settlement Agreement gereğince, kulübün izlemesi gereken finansal yol haritası belirlenmişti. UEFA bu anlaşmayla mutabık kalınan koşullara kulübün uyumunu talep etmişti.[4]Ne var ki,  Finansal Fair Play koşullarına uyumda sıkıntı yaşayan Galatasaray'a Avrupa'dan men cezası gelmiş ve Galatasaray 2016-17 sezonunda Avrupa'ya gidememişti. Galatasaray, 2017-18 sezonuna ilişkin men kararı almamak için, 9 Mart 2018’de İsviçre’nin Nyon şehrinde UEFA ile yapılan toplantıya katılmış ve UEFA ile yeni bir Settlement Agreement imzalayarak, UEFA’ya başabaş noktasını yakalama konusunda Finansal Fair Play kurallarına uyum konusunda taahhütde bulunmuştu. Yine UEFA’nın, 5 Mart 2020 açıklamasında da belirtildiği üzere, Galatasaray 2019-20 sezonu için de UEFA gözetimi altında bulunmaktadır.[5]

  

Fenerbahçe

 

UEFA’nın “Club Financial Control Body” komitesiyle bir Settlement Agreement imzalayan bir başka kulüp Fenerbahçe, 2016/17, 2017/18, 2018/19 ve 2019/20 sezonuna kadar, UEFA ile mutabık kalınan finansal gelişmeleri gerçekleştirmek zorunda...Bu süreçte UEFA tarafından yakın takibe alınan Fenerbahçe, 2017-18 sezonu için 10 milyon Euro’dan fazla zarar etmemek zorundaydı. Anlaşma gereğince 2017-18 sezonlarında personel giderleri/toplam gelirler oranında ve futbolcu haklarına ait amortisman giderlerine getirilen sınırlandırmalara da uyum sağlayacağını kabul eden Fenerbahçe, 2019’dan itibaren de başabaş noktasını yakalayıp artıya geçmeyi taahhüt etmişti.[6]Bu amaçla kulübün mali tabloları düzenli bir şekilde UEFA tarafından takip ediliyor. Nitekim, bu kapsamda UEFA tarafından 19 Temmuz 2019’da yapılan bir açıklamayla, Fenerbahçe’nin 20 Mayıs 2016’da imzaladığı Settlement Aggrement hükümleri gereğince, 2018’de sona eren raporlama dönemi için başabaş hedefine uymadığının tespit edildiği belirtilerek, kulübe bu sebeple UEFA Yargılama dairesi (CFCB) tarafından 2020/21 ve 2021/22 sezonlarında transfer yasağı getirildiği; ayrıca Fenerbahçe’nin UEFA kulüp yarışmalarından elde edeceği/edilen 2 Milyon Euro’luk gelirlerine de blokaj konulacağı ifade edilmiştir.[7]Bununla birlikte, kulübün 15 Ekim 2019’a kadar borçlarını yeniden yapılandırma ve yeni bir ulusal finansal izleme koşullarına uygun davrandığının tespiti halinde blokajın 1 Milyon Euro’ya düşürüleceği belirtilmiştir.[8]

  

Beşiktaş

Beşiktaş ta yine UEFA ile 2015/16, 2016/17, 2017/18 ve 2018/19 sezonları için bir “Settlement Agreement” imzalamış[9] ve bu sezonlarda başa baş noktasını yakalayıncaya kadar kulüp UEFA tarafından izlemeye alınmıştı. Bu anlaşmaya uyum sağlayan Beşiktaş, UEFA’nın açıklamasıyla 17 Mayıs 2019’da izlemeden çıkartılmıştı.[10] 

Trabzonspor

Trabzonspor da UEFA ile imzaladığı settlement agreement kapsamında[11]2016/17, 2017/18 ve 2018/19 sezonları için finansal kontrol ve izlemeye alınmayı ve 2017 sonuna kadar da başabaş noktasına gelebilmek için zararını 10 Milyon Euro’ya indirmeyi, bu süreçte operasyonel giderlerinde kısıntıya gitmeyi kabul ve taahhüt etmişti. Ne var ki, UEFA son aldığı karar ile Trabzonspor’un Finansal Fair Play konusundaki taahhüdünü 31/5/2019 itibariyle öngörülen başabaş noktasını yakalayamadığını (gerçekleştiremediğini) ifade ederek, kulübü organizasyonlarından bir yıl süreyle men etti. Yine söz konusu settlement Aggrement’a göre, kulübün UEFA’dan doğmuş ya da doğacak 1 Milyon Euro alacağı da UEFA tarafından blokaja alınacaktır.[12]

  

UEFA ile imzalanan settlement Aggrement’da Trabzonspor, UEFA’ya denk bütçe sözü vermiş ve 2016-17'de 20 milyon Euro, 2017-18'de 10 milyon Euro ve 2018-19'da da 5 milyon Euro maksimum açık vereceğini taahhüt etmişti. Bugün gelinen noktaya bakıldığında ise, Trabzonspor’un taahhüt ettiği başabaş noktalarını yakalayamadığı (kabul edilebilir sapmanın üzerinde) görülüyor.

  

Kulüp, üç maddelik anlaşmanın ilk iki maddesinden, borç konsolidasyonunu sağlamış ve yine 1 Haziran 2019-29 Şubat 2020 dönemlerinde bütçe artıya geçmiş ve sonunda Trabzonspor 23,2 Mio TL kâr açıklamıştı. Üçüncü taahhüt olan kulübün 2019’da kabul edilebilir sapmanın üzerinde bir tutarla, 5 milyon Euro bütçe açığı sınırını tutturamamıştı. 

   

Görüldüğü üzere kulüplerimizin mali yapıları UEFA tarafından yakın takip ve kontrol altında. Bu kapsamda kulüplerimizin son finansal yapıları ne durumda ona bakmak istiyoruz.

  

Finansal Yapılarda Olumluya Gidiş Yok!  

 

Her ne kadar kulüplerimiz UEFA ile imzaladıkları anlaşmalar ve taahhüt ettikleri yükümlülüklerle finansal yapılarına çeki düzen vereceklerini, zararlarını azaltarak başa baş noktasını yakalayacakları beyan ve taahhüt etseler de, 29/02/2020 tarihli bilançoları ile 01/06/2019- 29/02/2020 dönemine ilişkin gelir tabloları değerlendirildiğinde, kulüplerin bu taahhütlerini gerçekleştirmelerinin çok da kolay olmayacağı görünüyor.  

 

Yukarıda ifade ettiğimiz konu itibariyle Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderdikleri finansal tablolarından hareketle oluşturduğumuz aşağıdaki tabloları incelediğimizde; 

Dört Kulüp Net Borçlu ve Özkaynak Açığı Veriyor 

Tablo:1’e göre dört kulübün toplam borçları, toplam varlıklarını aşmaktadır.  Yani, varlıkları borçlarını karşılamayan bu kulüpler, Net Borçlu durumdadırlar.  

  • - Toplam varlıkları 5.909 Milyon TL’na ulaşırken, yükümlülükleri toplamının 8.450 Milyon TL olarak gerçekleştiği,  

  • - Kısa vadeli borçlarının 4.434 Milyon TL’na, uzun vadeli borçlarının da 4.016 Milyon TL’na yükseldiği,

  • - Dönem zararları 218 Milyon TL olarak gerçekleşirken, yıllar itibariyle birikimli zararlarının da 3.829 Milyon TL’na ulaştığı,  

  • - Artan borçlanmanın neden olduğu finansal giderlerin yanısıra, oluşan zararların da etkisiyle dört kulübün özkaynak açıklarının 2.267 Milyon TL’na ulaştığı görülüyor. Diğer bir ifadeyle bu kulüplerin, toplam varlıklarını artıya geçirebilmeleri için en az 2.3 Milyar TL civarında sermaye artışı sağlamaları gerekmektedir.

  • - Borçlanmaları varlıklarını aşan kulüplerin, aynı zamanda özkaynaklarının da negatife dönmüş olması, bu kulüplerin Pasif Açığı verdiklerini ortaya koymaktadır.  

  

         Tablo: 1) 29/02/2020 Tarihli Kulüp Özet Bilanço Özet Kalemleri (Milyon TL)

UEFA Mali Yapi1

  

 

 

 

 

  

Dört Kulübün Zararları Gelirlerinin Üzerinde 

Tablo 2’ye göre;

- Dört kulübün birikimli zararları 3.829 Milyon TL’na ulaşmış vaziyette. Buna karşın toplam gelirleri ise 2.067 Milyon TL düzeyinde. Yani, ortalama kulüp birikimli zararı 957,35 Milyon TL’na ulaştı. Dönem zararları toplamı ise 218,03 Milyon TL civarında. 

- Kulüplerin yıllar itibariyle faaliyetlerinden kar elde edememeleri, onların birikimli zararlarını artırıyor. Artan birikimli zararlar toplamının gelirlerin üzerine çıkması, ciddi bir uyarı olarak karşımıza çıkıyor. Artan birikimli zararlar, kulüplerin toplam varlıklarını eritiyor.

- Kulüplerin birikimli zararları toplamı olan 3.829 Milyon TL, onların toplam 5.909 Milyon TL olan varlıklarının yüzde 65’ine ulaşıyor. Bu olumsuz ve sürdürülemez trendin, Pandeminin de etkisiyle hızlanarak artacağını düşünmekteyim. Pandemi nedeniyle düşen gelirler, kulüplerin zararlarının daha da artmasına neden olacak gibi görünüyor.  

- Esas önemli sıkıntı: Kulüplerin faaliyetlerinden dönemsel olarak ta kar elde edemiyor olmaları…Bu gerçekten de, kulüpleri çok önemli sıkıntılara itebilecek önemli bir tehlike.  

Tablo: 2) 01/06/2019-29/02/2020 Dönemi Gelir ve Kar/Zarar (Milyon TL)

MY2

    

 

 

 

 

Dört Kulübün Borçları Gelirlerinin Üzerinde 

Tablo 3’ten de görülebileceği üzere, dört kulübün toplam borçları 8.450 Milyon TL’na ulaşıyor. Buna karşılık, kulüplerin toplam varlıkları 5.909 Milyon TL; gelirleri ise 2.067 Milyon TL olarak gerçekleşmiş durumda. Yani, kulüplerin toplam varlıkları ve gelirleri, onların borçlarını karşılamaya yetmiyor.  

- Kulüp başına ortalama borç tutarları 2.112 Milyon TL’na ulaşırken, kulüp başına ortalama banka borcu ise 1.441 TL olarak gerçekleşmiştir.  

- Bilançoda görünen nominal tutar üzerinden en yüksek borçlanma tutarı 2.812 Milyon TL ile Fenerbahçe’ye ait... Banka borçları bakımından da en yüksek banka kredi borcu bulunan kulüp yine, 1.955 Milyon TL' ile yine Fenerbahçe olarak karşımıza çıkmaktadır. Banka borçlarının bilanço içindeki payı % 70'e ulaşan Fenerbahçe'nin toplam borçlanma tutarı, varlıklarının üzerine çıkmış durumdadır. 

- KAP’taki bilgilerden oluşturduğumuz tablolara göre, kulüplerin borçlarının varlıklarına oranı % 143’e ulaşırken, borçların gelirlere oranıysa % 409.  

- Bu durum kulüplerin mali yapıları üzerinde ciddi bir borç baskısı yaratmaktadır. Artan borç baskısı ise sürdürülemez.  

Yukarıdaki durum, kulüplerin mevcut finansal yapılarının yoğun bir şekilde borçlanmaya yöneldiğini bize gösteriyor. Kaynakların etkin yönetilmemesi, gelirlerin giderleri karşılayamaması, faaliyetlerinden kar yaratamamalarının yanısıra, mevcut ekonomik konjonktürdeki olumsuzlukların da etkisiyle kulüpler yoğun borçlanmaya gitmek zorunda kalmıştır. Bu olumsuzluk da, onların borca dayalı bir faaliyet döngüsü içine girdiklerini bize gösteriyor. Borcun döndürülmesinde sorun olmadığı sürece, bu saadet zinciri kopmayabilir ama ne var ki, günün sonunda bu borçlar ödenmek zorunda. Borcun geri ödenmesi ise ancak, gelirlerin daha fazla artırılması ve buna bağlı olarak yüksek karlılığa ulaşılmasına bağlıdır. Zira, borçlar borçla değil, karla geri ödenir ancak. Borçların tasfiyesinin gerçekleşmesi, kulüplerin finansal yapılarını sağlıklı bir hale getirilebilmesiyle mümkün olabilir. 

Covid-19 nedeniyle düşen gelirler, buna karşın azaltılamayan giderler, faaliyetlerin devamı için kulüpleri ilave borçlanmaya itecek. Benim buradaki tahminim dört kulübün ilave % 25 ila % 30 arasında yeni borçlanmaya gidecekleri yönündedir. Ancak, bu borçlanma için kaynak nereden, nasıl ve hangi maliyetlerde bulunacak? Bu sorulara şu anda bir yanıt vermek çok mümkün görünmemektedir.  

Kulüplerin toplam borçlarının ise % 68’i banka kredilerinden oluşmaktadır. Banka kredilerinin toplam satış hasılatına oranıysa, % 279 gibi astronomik bir orana yükselmiş durumda. Kulüplerin neredeyse, gelirlerinin üç katına yakın bir borçlanma içine girdikleri görülüyor.  

           Tablo: 3) 29/02/2020 Tarihli Kulüp Borçları (Milyon TL)

MY3

  

- Dört kulübün toplam yükümlülüklerinin gelirlerine oranı % 408,76’ya ulaşmış görünüyor. Yani, kulüpler, mevcut borçlarını ödemek için, bugünkü gelirlerini % 408 daha artırabilirlerse, ancak mevcut gelirleriyle borçlarını ödeyebilir duruma geleceklerdir.  

- Gelirlerine göre en yüksek yükümlülüğe sahip kulüp olarak karşımıza % 616’lık oran ile Fenerbahçe çıkmaktadır.  

- Toplam varlıklarına göre en fazla banka kredisi kullanan kulüp ise % 214’lük oran ile Beşiktaş.  

- Kulüplerin birikimli zararları da, onların gelirlerini alıp götürmektedir. Bugünkü koşullarda kulüplerin kümule zararları, gelirlerinin % 185’ine ulaşmış durumdadır. Bu sürdürülebilir bir durum değildir. Sürekli zarar eden yapı, kulüplerin mali yapılarının giderek hastalanmasına ve çökmesine yol açacaktır.  

- Toplam gelirlerine göre en fazla kümüle zarara sahip kulüp olarak, %227’lik oran ile Trabzonspor. Trabzonspor mevcut zararlarını sıfırlayabilmek için gelirlerini en az 2.5 kata yakın artırmak durumunda.  

- Gelirlerine göre en fazla banka kredisi kullanan kulüp ise % 428’lik oran ile Fenerbahçe. 

       Tablo: 4) 01/06/2019-29/02/2020 Dönemi Rasyoları (%)

MY4

   

Dört Kulübün de Finansal Dengesi Bozulmuş Durumda 

Yukarıdaki finansal veriler ışığında dört kulübe ilişkin yaptığımız analizlerin sonucunda;  

  • - Dört kulübün 01/06/2019-20/02/2020 döneminde elde ettikleri toplam gelirlerinin 2.067 Milyon TL'na ulaştığı, 

  • - 3.119 Milyon TL dönen varlığa sahip dört kulübün, Kısa Vadeli borçlanmaları toplamının ise 4.434 Milyon TL’na yükseldiği; bu nedenle kulüplerin 1.314 Milyon TL, Net İşletme Sermayesi Açığı verir duruma geldikleri,

  • - Dört kulübün faaliyetlerini karşılayabilecek yeterli gelire ulaşamamaları nedeniyle yoğun borçlanmaya yöneldikleri; buna bağlı olarak finansman giderlerinin arttığı, ekonomik konjonktürdeki olumsuzluklar nedeniyle artan kurların da etkisiyle, bu kulüplerin önemli kur zararlarına maruz kaldıkları; tüm bunların sonucunda birikimli zararların 3.829 Milyon TL’na yükselmesi sonucu 2.267Milyon TL öz kaynak açığı verdikleri,

  • - Kulüplerin toplam yükümlülüklerinin, gelirlerinin 15,8 katına; Birikimli Zararlarının da yine gelirlerinin 7,62 katına ulaştığı gözlemlenmiştir.

  •  

Finansal göstergelerin ortalamasını baz alarak yaptığımız analizde ise; 

  • Dört kulübün ortalama varlıkları 1.477 Milyon TL iken, Yükümlülükleri ortalamasının da 1.985 Milyon TL’na ulaştığı; Birikimli zararlarının ortalamasının 957 Milyon TL’na ve ortalama Özkaynak açıklarının da 566,9 Milyon TL’na yükseldiği görülüyor. 

Özetle, 

Giderlerini karşılamakta zorlanan dört kulübün süreç içinde, gelirlerinin çok üzerinde bir borçlanmaya yöneldikleri, yeterli kar üretemedikleri için artan birikimli zararların kulüplerde yüksek tutarlı özkaynak açıklarına neden olduğu görülmektedir.  

Sürdürülebilir bir mali yapıdan uzak, finansal dengelerini yitirmiş ve sürekli borçlanarak yaşamını devam ettirmek durumunda kalan, bilançoları net borçlu, ve yükümlülüklerini karşılayabilecek gelir yaratamayan bir kulüp yapılanmasından söz ediyoruz.  

Kulüp özelinde finansal değerlendirme yaptığımızda ise aşağıdaki sonuçlara ulaşıyoruz. 

Beşiktaş Ne Durumda?

BJK21

01/06/2019-20/02/2020 dönemi itibariyle, 526,52 Milyon TL’lık gelir kaydeden siyah beyazlıların toplam varlıkları 1.152 Milyon TL’na ulaşırken, kısa ve uzun vadeli yükümlülükleri toplamı 1.966 Milyon TL’na yükselmiş durumdadır. Yani,  Beşiktaş gelirinin yaklaşık 3,7 katı borca sahip görünüyor. 

Beşiktaş’ın kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayabilme yeteneğini ölçen Net işletme sermayesi bakımından bilançoya bakıldığında da, Beşiktaş’ın 843 Milyon TL net işletme sermayesi açığı verdiği görülmektedir. Net işletme sermayesi açığı, kulübün başta oyuncular, teknik heyet olmak üzere diğer üçüncü kişi ya da kurumlara kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getirmede zorlanacağını, bu ödemeleri yapabilmek için sıcak paraya ihtiyacı olduğunu ifade etmektedir.

  

Beşiktaş’ın dönem zararı ise 206,36 Milyon TL olarak gerçekleşirken, yıllar itibariyle birikimli zararı 750,37 Milyon TL’na ulaşmış vaziyette. Birikimli zarar, kulübün gelirinin üzerine çıkmış durumda. Kulübün her ne kadar dönemsel zararı bir önceki döneme göre önemli ölçüde gerilerken, yıllar itibariyle birikimli zararı toplam gelirinden %142,52 daha fazla görünüyor.

 

imagesKCDU8HEF

   

Kümüle zarar Beşiktaş’ın özkaynak açığını da 815,17Milyon TL’na yükseltmiş durumda...Yani, 29/02/2020 itibariyle Beşiktaş negatif özkaynağa dönmüş, pasif açığı verir duruma gelmiştir. Bu tablo Beşiktaş’ın özkaynaklarını tamamen kaybettiğini bize gösteriyor. Bu durum TTK. 376 Mad.kapsamında “Teknik iflas olarak tanımlanıyor.

 

Kara Kartalı zarara uğratan en önemli kalemlerin başında 133,99 Milyon TL ile finansman giderleri geliyor. Finansman giderlerinin toplam gelirlere oranı ise kabul edilebilir sınırın üzerinde, %25,44 olarak gerçekleşmiş durumda. Bu rasyo bize kulübün üzerinde çok ciddi bir finansman baskısının olduğunu gösteriyor.

 

Kısacası; Beşiktaş’ın mevcut borçları varlıklarının ve toplam gelirlerinin üzerine çıkmıştır. Kulübün yarattığı net nakit akımı, Beşiktaş’ın giderlerini ve borç geri ödemelerini karşılamaya yetmediğinden yoğun bir şekilde borçlanan Kara Kartal, bu kez de borçlanmanın neden olduğu ağır finansman yüküyle karşı karşıya kalmıştır. Yüksek finans maliyetlerine katlanmak zorunda kalan kulübün karlılığı bu sebeple olumsuz etkilenmekte ve özkaynakları eritmektedir. Nitekim, bu gelişme kulübün tüm özkaynaklarını yıllar içinde yitirmesine ve pasif açığı vermesine neden olmuştur. Mali yapıdaki bu olumsuzlukların devam ediyor olması, kulübün sürdürülebilir bir mali/ekonomik büyümeyi gerçekleştirmesinin ve sportif başarıya ulaşmasının önünü kesmektedir.

  

Fenerbahçe Ne Durumda?

FB211590

01/06/2019-29/02/2020 itibariyle ulaştığı 456 Milyon TL’lık gelirle, Süper Lig’de Galatasaray ve Beşiktaş’tan sonra gelen Fenerbahçe’nin toplam varlıkları 2.024 Milyon TL; kısa ve uzun vadeli borçlarından oluşan toplam yükümlülükleri de 29/02/2020 itibariyle 2.812,88 Milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Toplam varlıklarından 788 Milyon TL daha fazla yükümlülüğü bulunan kulüp “net borçlu” bir yapıdadır. Kulübün kısa vadeli borçları 1.816 Milyon TL olarak gerçekleşirken, uzun vadeli yükümlülükleri toplamı 995 Milyon TL’na, yani toplam gelirinin 2 katına ulaşmıştır. 

 

Kulübün kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayabilme yeteneğini ölçen Net işletme sermayesine bakıldığında ise, Fenerbahçe dört kulüp içerisinde Net İşletme sermayesi açığı vermeyen tek kulüp olduğu görülüyor. Bu anlamda sıcak para ihtiyacı diğer kulüplerin aksine daha az olan kulüpte, banka kredilerinin bilanço içindeki payı ise hayli yüksek bir orana (%69’a) yükselmiştir. 

  

Fenerbahçe’nin dönem zararı ise 38,9 Milyon TL olarak gerçekleşirken, yıllar itibariyle birikimli zararı 989 Milyon TL’na ulaşmıştır. Birikimli zararı, gelirinin üzerine çıkan kulüpte, özkaynak açığı da 685 Milyon TL’na ulaşmıştır. Bu zarar tutarı dört kulüp içinde Galatasaray’dan sonraki en fazla birikimli zarar tutarını ifade ediyor. Gelirinden %216,9 daha fazla bir tutarı ifade eden birikimli zarar nedeniyle Fenerbahçe’nin özkaynakları, 29/02/2020 itibariyle negatife dönmüş, kulüp pasif açığı verir duruma gelmiştir. Bu tablo bize, Fenerbahçe’nin özkaynaklarını tamamen kaybettiğini ve TTK. 376 Mad.kapsamında “Teknik iflasta olduğunu gösteriyor.

 

1563549545753-untitled-1

 

Kulübün 29/02/2020 itibariyle toplam geliri 456 Milyon TL olmakla birlikte, Sarı Lacivertilerin mevcut giderlerini karşılayabilecek bir gelir düzeyine sahip olmamaları, kulübün 99,7 Milyon TL dönem Asıl Faaliyet Zararı etmesine yol açmıştır.  Yetersiz gelir, yüksek maliyetler ve yeterli olmayan nakit akımı nedeniyle oluşan fon açığını borçlanarak karşılamaya çalışan kulüpte en önemli gider kalemini 218,3 Milyon TL ile finansman giderleri oluşturmaktadır.[13] Bu bağlamda, finansal yapı üzerinde ciddi bir baskı yaratan finansal giderlerin, toplam gelirlere oranı %48’e ulaşmaktadır ki, bu oran geleneksel finansal rasyolara göre kabul edilebilir rasyonun neredeyse üç katı üzerindedir. Bu rasyo bize kulübün üzerinde çok ciddi bir finansman baskısının olduğunu gösteriyor. Finansman giderlerinin toplam Gelirlerin % 48’e karşılık gelmesi, kulübün sürdürülebilir ve sağlıklı bir mali yapıya sahip ulaşmasının önündeki en önemli engel olarak duruyor.  Her ne kadar kısa vadeli kredilerin payı, toplam borçlanma içinde daha düşük olsa da, kulübün kısa ve orta/uzun vadeli borçlanma maliyetinin ve toplam borç tutarının yüksek olduğu anlaşılıyor. 

  

Kısacası; Fenerbahçe’nin mevcut yükümlülükleri(borçları) toplamı, kulübün varlıklarının ve toplam gelirlerinin üzerine çıkmış görünüyor. Kulüp yüksek takım maliyeti, yetersiz nakit akışı vb nedenlerle, asıl faaliyetlerinden kar yaratamadığı gibi, dönemi de net zararla kapatmıştır. Sarı Lacivertliler fon ihtiyacını yüksek maliyetle borçlanarak karşılamaktadır. Giderlerini ve borç geri ödemelerini gerçekleştirmeye yetmeyen bir nakit akışı ve finansal yapı, kulübü yoğun bir şekilde borçlanmaya yöneltmiş durumdadır. Fenerbahçe  yüksek borçlanmanın neden olduğu ağır finansman yüküne maruz kalmıştır. Yüksek finans maliyetlerine katlanmak zorunda kalan kulübün karlılığı bu sebeple olumsuz etkilenmekte ve özkaynakları eritmektedir. Nitekim, bu gelişme kulübün tüm özkaynaklarını yıllar içinde yitirmesine ve pasif açığı vermesine neden olmuştur. Mali yapıdaki bu olumsuzlukların devam ediyor olması, kulübün sürdürülebilir bir mali/ekonomik büyümeye ve sportif başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engeldir.

Galatasaray Ne Durumda?

 

GS

 

29/02/2020 itibariyle ulaştığı 726 Milyon TL’lık gelirle, Süper Lig’de en fazla gelir elde eden üçüncü kulüp konumundaki Galatasaray’ın, son bir buçuk yılda gelirlerindeki bu gelişme olumlu değerlendirilmekle birlikte, kulübün toplam varlıkları 2.116 Milyon TL; kısa ve uzun vadeli borçlarından oluşan toplam yükümlülükleri de 2.046 Milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Toplam varlıkları, toplam yükümlülükleri üzerinde olan tek kulüp Galatasaray olarak görünmektedir. Kulübün kısa vadeli borçları 1.816 Milyon TL olarak gerçekleşirken, uzun vadeli yükümlülükleri toplamı da 995 Milyon TL’dır. Toplam borçlanma içinde kısa vadeli borçlanması % 38 gibi kabul edilebilir bir oranda olan kulübün bu durumu bilanço içinde borç kompozisyonun da dengeli olduğunu göstermektedir. Bunun en önemli faydası ise kulübün finansal yapısı üzerinde borç baskısının rakiplerine görece daha hafif olmasıdır. Bununla birlikte, 2.046 Milyon TL’na ulaşan toplam borcu, gelirlerinin 2,8 katına ulaşmıştır. Bu haliyle kulüp diğer üç rakibiyle kıyaslandığında, Galatasaray nispeten daha iyi bir rasyoya sahip görünmektedir.  

 

Kulübün kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayabilme yeteneğini ölçen Net işletme sermayesine bakıldığında ise, Galatasaray 339 Milyon TL dönen varlığına karşın, 783 Milyon TL Kısa vadeli borca sahiptir. Bu haliyle ile Galatasaray 444 Milyon TL Net İşletme Sermayesi Açığı vermektedir. Bu bağlamda kulübün “sıcak para”ya ihtiyaç duymaktadır.

  

Sarı Kırmızılıların dönem karı 3,9 Milyon TL olarak gerçekleşmesine karşın, yıllar itibariyle birikimli zararı 1.273 Milyon TL’na ulaşmıştır. Bu haliyle dört kulüp içinde en fazla birikimli zarara sahip kulüp Galatasaray olmaktadır. Birikimli zararı, gelirinden % 175 daha fazla olan kulübün özkaynakları ise 269 Milyon TL negatiftir. Dört kulüp içinde en az öz kaynak açığı olan kulübün, zarara dönen en önemli giderlerinin başında 194,3 Milyon TL’lık tutarla finansman giderleri gelmektedir. Her ne kadar 57,8 Milyon TL asıl faaliyet karı yaratsa da, kulübün giderlerini karşılayacak yeterli karlılığa ulaşamamış olması, yıllar itibariyle Galatasaray’ın birikimli zararlarının artmasına neden olmuştur. Özkaynaklarını tamamen yitirmiş bulunan Galatasaray “pasif açığı” verir duruma gelmiştir. Bu tablo bize, diğer kulüplerde olduğu gibi Galatasaray’ın da özkaynaklarını tamamen kaybettiğini ve TTK. 376 Mad.kapsamında “Teknik iflasta olduğunu gösteriyor.  

Yetersiz gelir, yüksek maliyetler ve yeterli olmayan nakit akımı nedeniyle, fon açığını borçlanarak karşılamaya çalışan kulüpte en önemli gider kalemini 194,3 Milyon TL ile finansman giderleri oluşturmaktadır.[14] 

 

Bu bağlamda, finansal yapı üzerinde önemli bir baskı yaratan finansal giderlerin, toplam gelirlere oranı %26’sına ulaşmaktadır ki, bu oran kabul edilebilir rasyonun üzerindedir.

 

Kısacası; Galatasaray’ın mevcut  varlıkları her ne kadar, toplam yükümlülüklerini karşılıyor görünse de, borçları toplam gelirlerinin üzerine çıkmış görünüyor. Kulübün yüksek takım maliyetinin yanısıra, yüksek operasyonel giderler, dövize endeksli borçlar nedeniyle artan kurların yarattığı zararlar, yetersiz nakit akışı vb nedenlerle, asıl faaliyetlerinden kar yaratamadığı gibi dönemi de 3,9 Milyon TL gibi çok düşük bir karla kapatmasına neden olmuştur. Kulüp, diğer kulüpler gibi fon ihtiyacını yüksek maliyetle borçlanarak karşılamak zorunda kalmıştır. Ancak, Galatasaray’ın diğer üç kulüpten farkı: en fazla özkaynak açığına sahip kulüp olmasıdır. Borç konsolidasyonuna giden kulüp, finansal anlamda nispi bir rahatlama içine girse de, bilanço içinde ciddi bir borç stoğuna sahip kulübün, mevcut faaliyet gelirleriyle bu borç stoğunu sıfırlaması mümkün görünmemektedir. Pandemi nedeniyle düşen gelirler kulübü ilave borçlanmaya itebilir. Bununla birlikte, giderlerini ve borç geri ödemelerini gerçekleştirmeye yetmeyen bir nakit akışı ve finansal yapı, kulübün birikimli zararlarını astronomik bir düzeye yükseltmiştir. Yüksek finans maliyeti ve operasyonel giderlere katlanmak zorunda kalan kulübün karlılığı bu sebeple olumsuz etkilenmekte ve özkaynakları eritmektedir. Nitekim, bu gelişme kulübün tüm özkaynaklarını yıllar içinde yitirmesinene neden olmuştur. Mali yapıdaki bu olumsuzlukların devam ediyor olması, kulübün sürdürülebilir bir mali/ekonomik büyümeyi gerçekleştirmesinin ve sportif başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engeldir.  

Trabzonspor [15]

trabzonsporda-1579245809444

01/06/2019-29/02/2020 dönemini 358,8 Milyon TL’lık hasılatla kapatan Trabzonspor’un, toplam varlıkları 617 Milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Kulübün kısa ve uzun vadeli borçlarından oluşan toplam yükümlülükleri de 29/02/2020 itibariyle 1.114,8 Milyon TL’na ulaşmıştır. Toplam varlıklarından 497 Milyon TL daha fazla yükümlülüğü bulunan kulüp “net borçlu” bir yapıdadır. Kulübün kısa vadeli borçları 225 Milyon TL olarak gerçekleşirken, uzun vadeli yükümlülükleri toplamı da 889 Milyon TL’ya ulaşmıştır. Toplam borçlanma içinde kısa vadeli borçlanma payının % 20 olarak gerçekleşmesi, Tabzonspor’a borç konsolidasyonun iyi geldiğini göstermektedir. Bilanço içinde borç kompozisyonunu, borç baskısı yaratmayacak bir yapıya dönüştüren Trabzonspor’un toplam borcu gelirin 3 katına ulaşmıştır. Toplam geliriyle kıyaslandığında Trabzonspor, Galatasaray’dan sonra en iyi Borç/Gelir rasyosuna sahiptir.

  

Kulübün kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayabilme yeteneğini ölçen Net işletme sermayesine bakıldığında ise, Trabzonspor’un 90 Milyon TL’lık Net İşletme Sermayesi Açığı verdiği görülmektedir. Kendi finansal büyüklükleri içinde önemli bir tutara karşılık gelen Net İşletme sermayesi açığı, diğer üç kulüple kıyaslandığında görece daha makul karşılanabilir. Bu da gösteriyor ki, Trabzonspor’un “sıcak para”ya ihtiyacı bulunuyor.   

Bordo Mavililerde dönem karı 23 Milyon TL olarak gerçekleşmesine karşın, yıllar itibariyle birikimli zararı astronomik bir tutara,  816 Milyon TL’na ulaşmıştır. Birikimli zararı, gelirinden 2.3 kat daha fazla olan kulüpte, yıllar itibariyle artan zararlar, süreç içinde özkaynakları eritmiş ve sonuçta 497 Milyon TL özkaynak açığı oluşmuştur. Gelirinden %227 daha fazla birikimli zararı olan Trabzonspor’un özkaynakları, 29/02/2020 itibariyle negatife dönmüş ve acil sermaye artırımı "zorunlu bir ihtiyaç olarak" ortaya çıkmıştır. Özkaynaklarını tamamen yitiren ve bu nedenle “pasif açığı” veren Trabzonspor, diğer kulüplerde olduğu gibi özkaynaklarını tamamen kaybettiğinden TTK. 376 Mad.kapsamında “Teknik iflas durumunda bulunuyor.   

Kulübün 01/06/2019-29/02/2020 dönemi itibariyle gelirlerinde artış kaydetmesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmesine karşın, Trabzonspor’un mevcut giderlerini karşılayabilecek bir gelir düzeyine sahip olamadığı da finansallarından net anlaşılıyor. Asıl faaliyetlerinden 132,3 Milyon TL kar yaratabilen kulüp, ne var ki yetersiz gelir, yüksek maliyetler ve yeterli olmayan nakit akımı nedeniyle, fon açığını giderebilmek için yoğun olarak borçlanmaya yönelmiş ve sonuçta 1.114 Milyon TL bir borç yükümlülüğünü üstlenmek zorunda kalmıştır. Trabzonspor’un 883 Milyon TL’na ulaşan banka borçları nedeniyle 131 Milyon TL finansman gideri yapmak durumunda kalmıştır. Varlıklarının üzerinde banka borcu bulunan kulübün içinde bulunduğu finansal durum sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Kulübün en önemli gider kalemini finansman giderleri oluşturmaktadır.  

Bu bağlamda, finansal yapı üzerinde önemli bir baskı yaratan finansal giderlerin, toplam gelirlere oranı %37’ye ulaşmaktadır ki, bu oran diğer dört kulüple kıyaslandığında, Fenerbahçe’den sonraki en yüksek orandır. Bu oran, Trabzonspor’un üzerinde çok ciddi bir finansman baskısı yarattığını ortaya koyuyor.  

Kısacası; Trabzonspor’un mevcut yükümlülükleri(borçları), varlıklarının ve toplam gelirlerinin çok üzerine çıkmış durumdadır. Finansal anlamda kulübe “net borçlu” diyebiliriz. Kulübün yüksek takım maliyetinin yanısıra, katlanmak zorunda kaldığı yüksek operasyonel giderler, yetersiz nakit akışı vb nedenlerle, asıl faaliyetlerinden yarattığı karıyla, sadece finansman giderlerini karşılayabilmektedir. Yeterli ve gerekli karlılık seviyesine ulaşamayan kulüp, sınırlı karlılık nedeniyle, birikimli zararlarını azaltamamıştır. Buna bağlı olarak, kulübün birikimli zararları varlıklarının üzerine çıkmıştır. Özkaynak açığı giderek artan kulübün, negatif özkaynağı artıya çevirebilmek için en az 500 Milyon TL nakdi sermaye artırımına gereksinimi bulunmaktadır.   

Her ne kadar borç konsolidasyonu ile bilanço içerisinde daha optimal bir bir borç kompozisyonu oluşturulsa da, kulübün tüm maliyetlerini karşılayabilecek bir karlılıktan yoksun olması, Trabzonspor’u ilave fon bulmaya zorlamaktadır. Bu kapsamda, kulübün mevcut 816 Milyon TL’lık birikimli zararlarını karşılayabilmesi için, mevcut gelirleri olan 358 Milyon TL’lık gelirini, 2.3 kat daha arttırması gerekmektedir. Bunun pratikte kısa vadede gerçekleşmesi çok da mümkün olamayacağı için, üstelik bir de pandemik etkinin de olumsuzluğuyla, Trabzonspor’un ödemelerini gerçekleştirebilmek için yoğun bir şekilde yeniden borçlanmaya yönelmesi kaçınılmaz görünmektedir. Bu da, finansman yükünü daha da arttırıcı, buna bağlı olarak karlılığı azaltıcı bir etkiye sebep olacaktır. Bu durum kulüp mali yapısı üzerinde borç baskısı yaratmaktadır. Yüksek finans maliyeti ve operasyonel giderlere katlanmak zorunda kalan kulübün karlılığı bu sebeple olumsuz etkilenmekte ve özkaynakları erimektedir. Nitekim, bu gelişme kulübün tüm özkaynaklarını yıllar içinde yitirmesine ve pasif açığı vermesine neden olmuştur. Mali yapıdaki bu olumsuzlukların devam ediyor olması, kulübün sürdürülebilir bir mali/ekonomik büyümeye ve sportif başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engeldir. 

Bordo Mavililer’in de özkaynaklarını tamamen kaybetmiş olmaları, kulübü TTK. 376 Mad.kapsamında “Teknik iflasa sürüklemektedir.    

Dört Kulüp Özelinde Ortak Genel Değerlendirmelerimiz 

Yukarıda dile getirdiğimiz mali parametreleri finansal anlamda genel olarak değerlendirdiğimizde ise;  

- Dört kulüpten üçünün toplam varlıkları, toplam borçlarını (yükümlülüklerini) karşılamaya (geri ödemeye) yetmediğinden, kulüplerin net borçlu bir mali yapıya sahip olduğu,

  

- Dört kulübün birikimli zararları nedeniyle Özkaynaklarının aşırı derecede eriyerek, pasif açığına neden olduğu, (Özkaynak Açığı)

  

- Hepsi şirket olan bu kulüplerin net işletme sermayelerinin kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayamadığı (Net işletme Sermayesi açığı),

  

- Toplam gelirlerinin, borçlarını karşılamaya yetmediği; bu nedenle yoğun olarak borçlanmaya yöneldikleri, (yetersiz nakit akışı)

  

- Faaliyetlerinden kar yaratmakta zorlanan bu kulüplerin, sürdürülebilir bir mali yapıyı olanaklı kılacak bilanço karı oluşturamadıkları, (karsız)

  

- Dört kulübün özkaynaklarının önemli bir kısmının ( TTK.’a göre bu oran üçte ikisinin) yitirmeleri nedeniyle, acil sermaye artırımı yapmak zorunda oldukları, aksi halde Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre mali yapılarının teknik iflas durumunda olduğu görülüyor.

    

Sonuç

HiRes

Süper Lig’i sportif ve parasal olarak domine eden dört kulübün 29/02/2020 tarihli Bilançoları ve 01/06/2019-29/02/2020 dönemine ait gelir tabloları üzerinden yaptığımız genel ve özel finansal değerlendirmeleri gösteriyor ki; 

Finansal dengelerini yitirmiş bu dört kulübün içinde bulundukları finansal yetersizliklere, bir de Covid-19’un mali krizi daha da derinleştirici etkisi eklendiğinde, bu dört kulübün mali yapıları neredeyse çökme noktasına gelmiş ve mali yapıları çok ağır hasar almıştır.  

Federasyonun ve Bankalar Birliği’nin liderliğinde, kulüplerin borçlarının konsolide edilmiş olması, kulüplere nispi bir mali rahatlama sağlamıştır. En azından kısa süreli banka kredileri orta ve uzun vadeye yayılarak, finansal darboğazdaki kulüplere bir nefeslenme olanağı sağlarken; kulüplere verilen ödemesiz dönem, kulüp finansalları üzerindeki borç baskısını da hafifletmiştir. Diğer taraftan, UEFA ile imzalanan Settlement Aggrement’larda yer alan “borçların konsolide edilmesi” koşulu da böylece yerine getirilmiştir. Ne var ki, finansal anlamda sürdürülebilir ve sağlıklı bir mali yapıya sahip olmayan kulüpler, bu süreçte Covid-19’a yakalanmışlar ve zaten sıkıntıda olan finansal sağlıkları bozulmuş, entübe olmuşlardır. Önemli olan bu dönemin nasıl atlatılacağından daha çok, daha sonraki dönem için kulüplerin ekonomik ve finansal sağlıklarına nasıl kavuşabilecekleridir.  

Pandemi nedeniyle yayın paralarını alamayan, gelirlerinde % 30’a varan düşüşler yaşayan ve oyuncu maliyetlerini aşağıya çekemeyen bu kulüpleri çok daha zor günler beklemektedir. 

UEFA Affetmiyor! 

1577438712 5581

İçeride bir şekilde kulüp denetimini teknik olarak halledip yoluna devam eden kulüpler, ne yazık ki UEFA’nın etkin denetimlerinden kaçamamaktadırlar. UEFA özellikle finansal yapılardaki olumsuzlukları gözden kaçırmıyor ve finansal yapılarında problem yaşayan kulüpleri Finansal Fair Play kriterleri kapsamında denetliyor, izliyor. Eğer bu yapılarda olumluya yönelik bir değişim/gelişme gözlemlenmiyorsa, UEFA bu kulüplere para cezası, transfer yasağı  ya da kendi organizasyonlarından men kararı verebiliyor. Bu bağlamda UEFA’dan men kararı alan Trabzonspor ve Avrupa’ya gitme niyeti olan diğer kulüplerimiz UEFA’nın radarında. Sadece Bordo Mavililer değil, diğer kulüplerimiz de yukarıda dile getirdiğimiz finansal olumsuzluklardan dolayı UEFA’nın yakın takip ve kontrolünde. UEFA ile imzalanan ‘Settlement Agreement’lar, adeta kulüplerin başında demoklesin kılıcı gibi sallanıyor.    

Kulüplerimizi Bekleyen Olası Tehditler 

 

12FFP

- Borçları Döndürebilme Yeteneğini Yitirme Tehlikesi: Bugün kulüplerimizin önündeki en büyük tehlike/tehdit, vadesi gelecek borçlarını çevirebilme yeteneğini-kredibilitesini yitirmeleri olabilirdi. Ancak, 2019 içinde Federasyon ve Bankalar Birliği liderliğinde gerçekleştirilen borç konsolidasyonları ile kulüplerin kısa vadeli ve vadesi gelmiş borçları, 2 yıl ödemesiz 5 yıl vadeli kredilerle yer değiştirdi. Böylece, kulüplerin borç kompozisyonları değişti. Bu durum kulüplere nispi bir finansal rahatlık sağladı. Ancak, kulüplerin mali yapılardaki olumsuzluklar ve dengesizlikler ile ekonomik konjonktürdeki olumsuzluklar, kulüp bünyesinde yeni sorunlara gebe görünüyor. Bu kapsamda, 2 yılın sonunda ilk kredi anapara ödemelerinin günü geldiğinde, kulüpler bu tutarları ödeyemeyebilir ve yeni bir borç krizi ile karşılaşabilirler. Covid-19 nedeniyle kulüplerin ilave para ihtiyaçları nasıl karşılanacaktır? Düşen gelirlerin yaratacağı olumsuzlukların neden olacağı sorunları aşabilmek için kulüpler ilave % 25 ile % 30 arasında ilave borçlanmaya gitmek durumunda kalabileceklerdir. Böylesi bir durumda Süper Lig kulüplerinin borçları 20 Milyar TL’na ulaşabilecektir. Bu potansiyel tehlike karşısında, futbol otoritesinin ve kulüplerin acil bir strateji oluşturmaları gerekiyor.

  

- Likidite Sıkıntısı (Artan Sıcak Para İhtiyacı): Kulüplerimizin faaliyetlerinden yarattıkları nakitler, kulüplerin operasyonel giderlerini, finans maliyetlerini ve üçüncü kişilere olan borçlarını karşılayabilir olmaktan uzaktır. Kulüplerin kasa kolaylığı gibi geçici çözümlerin peşinden koşması, onların nakit olarak sıkışık olduğunun göstergesidir.

  

- Kredibilite ve Moralitelerini Yitirme Tehlikesi: Kulüplerin var olan finansal yapıları, onların kısa ve orta-uzun vadeli kredibilitelerini yitirmek üzere olduğunu ortaya koyuyor. Mali rasyolardaki olumsuzluklar, yeni kredi olanakları yaratmayı zorlaştırıyor. Kredibilitedeki bozulma zaman içinde ödeme performansını aşağıya çekeceğinden, bir süre sonra bu kulüplerin moraliteleri de kaybolmaya başlayacaktır. Bu da bir süre sonra kendisini pratikte, ödenmeyen oyuncu ve teknik adam ücretleri olarak  somutlayacaktır. Bu nedenle, Türk kulüplerinin hep UEFA ve CAS (Court of Arbitration for Sport)kapısında olmaya devam etmeleri kuvvetle olasıdır.

 

- Teknik İflas halinin Devam Ediyor Olması: Yıllar itibariyle oluşan zararların kulüp özkaynaklarını eritip yok etmesi, kulüplerde pasif açığına neden olmuştur. Özkaynakları negatife dönen, varlıkları yükümlülüklerini karşılamakta yetersiz kalan kulüplerde kaybolan özkaynağın yeni sermaye artışlarıyla telafi edilememesi, kulüpleri TTK 376 kapsamında teknik iflasa sürüklüyor.

 

- Zaman İçinde Sportif Rekabet Yeteneğinin Zayıflaması: Kulüplerin mali ve ekonomik yapılarındaki olumsuzluklar bir süre sonra onların sportif rekabet güçlerini zayıflatacaktır. UEFA’nın Finansal Fair Play aracılığıyla kulüpleri mali disipline yönlendirmesi, kulüplerimizi zaman içinde küçülmeye sevk edecektir. Bu da, onların sportif rekabet gücünün düşmesi anlamına gelir.

 

29/02/202 tarihli güncel veriler üzerinden bir finansal değerlendirme yapılmış olsa da, dönemler-tarihler değişse de, bu kulüplerimizin mali yapılarında kısa vadede majör nitelikli olumlu  değişiklikler çok olası görünmüyor. Nitekim bu bağlamda aynı ifadeleri 2017 tarihli finansalları temel alarak, 1 Mart 2018 tarihli, “Bu Mali Yapılarla Avrupa Zor!”[16] başlıklı yazımızda da gündeme getirmişiz.

 

“Bu nedenle, daha sonraki yılların finansal tabloları yayınlansa da, çok farklı bir finansal görünümle karşılaşmayacağımızı düşünüyorum. Çünkü bu sorunlar, kısa sürede çözüme kavuşturulabilecek ya da kendiliğinden olumluya evrilebilecek durumda değiller. Bu nedenle, kulüplerimizin artık, kötüye gidişi sonlandırabilmek için başta küçülme olmak üzere, ekonomik ve mali anlamda çok sıkı bir disiplin altına girmeleri, finansal rejime başlamaları gerekiyor. Aksi halde, bu olumsuz gidişat zaman içerisinde bu kulüplerimizin-doğallıkla Türk futbolunun- uluslararası arenada rekabet gücünü olumsuz etkileyebilecektir. Finansal sağlığı yerinde olmayan, sürdürülebilir ekonomik yapıya ulaşamayan kulüplerin Avrupa’da kalıcı bir başarıya ulaşmaları mümkün değildir. Avrupalı devlerle sportif rekabet gücüne ulaşabilmek için öncelikle ekonomik ve mali rekabet gücünü artırmak gerekiyor. Bu konularda camia içinde farkındalık yaratmak, ne olursa olsun mutlaka her sezon şampiyonluk şiarı gibi popülist örgüt ikliminden taraftarı çıkartmak, bugün bu kulüplerimizin önünde duran en önemli tarihsel görevdir. Burada taraftara/camiaya şunu anlatmak gerekiyor. “Yarınları kurtarmak için, gerektiğinde bugünü feda edebilmeliyiz.” Yoksa, dönüşü olmayan bir yoldayız ve bu yolun sonu iyi görünmüyor…”[17]

Sonsöz

UEFA'nın özellikle çevre lig takımlarına karşı toleranssız davrandığını vurgulamakta yarar var. UEFA'nın FFP konusunda almış olduğu kararlar Merkez Liglere ve Çevre Liglere göre değişebiliyor. (Bu konuda kaleme aldığım, UEFA'nın ve FIFA'nın gerçek yüzünü ortaya koyan "Finansal Futbol" kitabım yakında çıkacaktır. ) Bu tür konularda UEFA' nın çifte standart içeren, güvenilirlikten uzak, adil olmayan kararlar verdiğini burada bir kez daha belirtelim.  UEFA'nın adeta politik stratejisi haline gelen Çevre Ligler aleyhine uygulamalar, Merkez Liglere haksız rekabet üstünlüğü sağlarken, Çevre Lig takımlarına ise kriz getiriyor. İzlenen bu politikalar UEFA'nın ve onun uygulamalarına olan güveni derinden sarsıyor. Her şeyden önce kulüplerimiz bunun bilincinde ekonomik ve mali politikalar uygulamalılar, yeşil sahadaki haksız ve dengesiz rekabete de hazır olmalılar. Bu nedenle, UEFA'nın insaf ve yardımına ihtiyaç duymayacak bir finansal poziyonda bulunmak, takımlarımızın en öncelikli amaçlardan birisi olmalıdır.

Bununla birlikte, kulüplerimiz her ne kadar üstün muhasebe teknikleri kullanarak, UEFA'nın bazı uygulamalarını geçseler veya günü kurtarsalar bile, bu yöntem UEFA Finansal Fair Play Kurallarına uyum konusunda takımlarımıza bir garanti  vermiyor. UEFA'nın çok sıkı denetim ve uzun süreli gözetimleri, böylesi çabaları yetersiz kılıyor. Bu sebeple, kulüplerimizin gelecek on yıllarını kurtarabilmeleri için, salt UEFA'ya karşı teknik yöntemlerle, günü kurtaran çözümlerin peşinden koşmak yerine, gelecek on yılları kurtaracak, sağlıklı ve sürdürülebilir bir ekonomik ve mali yapıyı tesis edecek bir yapılanmaya yönelmeleri, bir tarihsel zorunluluk olarak kulüplerimizin önünde duruyor. Ancak, kulüplerimiz bu şekilde ekonomik, finansal ve yönetsel anlamda huzura erebilirler. Zaten böylesi bir aksiyon, doğal olarak sportif başarıyı da beraberinde getirecektir. {jcomments on}

 

Dipnotlar:

 

[1]UEFA açıklaması şu şekildedir. On 5 July 2019, the UEFA Club Financial Control Body (CFCB)

Adjudicatory Chamber determined that Trabzonspor AŞ (TUR) failed

to be break-even compliant as required by a settlement agreement, which it entered into on 20 May 2016

and sanctioned the club with a conditional exclusion from participating in

one (1) UEFA club competition for which it would otherwise qualify in the 2020/21 and 2021/22 seasons.

The sanction would not take effect if the club fulfilled certain conditions, including meeting a target with

respect to its financial results for the 2019 financial year.

The CFCB Adjudicatory Chamber has now determined that Trabzonspor AŞ failed to meet the target

fixed for the 2019 financial year. As a result,

the CFCB Adjudicatory Chamber has ordered that the club be excluded from participating in one (1)

UEFA club competition for which it would otherwise qualify in the 2020/21 and 2021/22 seasons.  

CFCB Adjudicatory Chamber issues order excluding Trabzonspor AŞ, Wednesday 3 June 2020,

https://www.uefa.com/insideuefa/news/newsid=2642073.html

   [2]Trabzonspor’un Kamuyu Aydınlatma Platformu’na gönderdiği açıklama:   

UEFA bugün verdiği kararla birlikte daha önce kendileriyle imzalamış olduğumuz

uzlaşma anlaşmasına kulübümüzün uymadığı sonucuna varmıştır. 

Karara saygılı olmakla birlikte, kulüp avukatlarımızla yapmış olduğumuz değerlendirmede söz

konusu karara

katılmadığımızı özellikle vurgulamak isteriz. UEFA'nın kararına karşı 10 gün içerisinde

İsviçre'deki Spor Tahkim Mahkemesi'ne (CAS) itiraz edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.0

3.06.2020 https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/848923    

[5]Clubs referred to the CFCB adjudicatory chamber, Thursday 5 March 2020

https://www.uefa.com/insideuefa/about-uefa/news/newsid=2640433.html 

[7]Fenerbahçe sanctioned for failure to comply with settlement agreement, F

riday 19 July 2019

 https://www.uefa.com/insideuefa/news/newsid=2616917.html 

[8]Fenerbahçe sanctioned for failure to comply with settlement agreement,

Friday 19 July 2019

https://www.uefa.com/insideuefa/news/newsid=2616917.html 

 

[10]Three clubs exit FFP settlement agreement, Friday 17 May 2019,

https://www.uefa.com/insideuefa/about-uefa/news/newsid=2605437.html

 

[12] Söz konusu anlaşmanın

Financial Contribution and Withholding of Prize Money başlıklı 4.maddesine göre,

UEFA kulübün alacağına bloke koyabilmektedir.

https://www.uefa.com/MultimediaFiles/Download/OfficialDocument/u

efaorg/ClubFinancialControl/02/36/75/00/2367500_DOWNLOAD.pdf 

 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  8304  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43314227

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.