Süper Ligimiz Rekabette Ne Kadar Süper?
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Tuğrul AKŞAR Süper Ligimiz Rekabette Ne Kadar Süper?

Süper Ligimiz Rekabette Ne Kadar Süper?

SUPERLIG

Tuğrul Akşar/23 Ağustos 2015 Bir ligin kalitesini, o ligin rekabet düzeyi belirliyor. Rekabetçi denge yükseldikçe, yani dengede rekabet arttıkça, ligin kalitesi ve izlenilirliği de artıyor.

 

Buna bağlı olarak süreç içinde o ligin iktisadi ve finansal rekabet gücü de artmaya başlıyor.


Bu hafta Süper Lig ve Avrupa’nın üst düzey liglerinde, takım değerleri ve bazı rekabet göstergeleri üzerinden bir rekabet analizi yapacağız.


Süper Lig Parasal Rekabette Önemli Yol Aldı!


Avrupa futbolunun parasal gelişiminden Türk futbolu son 18 yılda önemli bir pay aldı. Gerek yıllık 700 Milyon Euro’ya ulaşan geliri, gerekse 1.1 Milyar Euro’ya yaklaşan değeriyle Süper Lig, parasal büyüklükler bakımından Avrupa’nın en değerli altıncı ligi haline geldi.


Bununla birlikte, Süper Ligimizde finansal rekabet açısından kopmalar da yaşanmaya başladı. Rekabette, takımların yıllık gelirlerinin yanı sıra, sahip oldukları takım değerleri de çok önemli.


Süper Lig’imizde takım değerleri bakımından rekabet analizine geçmeden önce, Süper Lig’in Avrupalı liglerle rekabet güçlerine kısaca bir bakalım.


Rekabette de Zenginlikte de Premier Lig


Premier Lig şüphesiz ki, gerek sportif anlamda, gerekse iktisadi ve mali olarak hala Avrupa’nın ve Dünya’nın en önemli futbol ligi.


Premier Lig 2014-15 sezonunda yıllık yarattığı 3.9 Milyar Euro geliri ve 4.030 Milyon Euro’ya ulaşan değeriyle finansal olarak, UEFA kulüp futbolunda Avrupa'nın ve Dünya'nın en değerli ve en önemli ligi konumunda.

 

Premier Lig'in futbolun sadece sportif yanına değil, aynı zamanda show-business yönüne de odaklı yaklaşımı, bu ligi adeta bir Dünya Ligi'ne dönüştürmüş durumda.  Futbolu yeşil sahalardan parasal alana taşıma başarısı gösteren Premier Lig, futbolu tam bir gösteri endüstrisine dönüştürmesi sonucu, her hafta sonu 176 ülkede yayınlanıyor ve yaklaşık 600 milyon insan tarafından izleniyor. Buradan bu ligin değerini ve önemini çok net anlıyoruz.


Gerçekten de Premier Lig bugün modern endüstriyel ve finansal futbolun kabesi konumunda. Bu ligde 20 takımda 544 oyuncu top koşturuyor. Oyuncuların %68’i yabancı ve ortalama takım değeri 201.5 Milyon Euro’ya ulaşıyor.


Premier Lig’e parasal olarak en yakın lig 3.090 Milyon Euro’luk değeriyle İspanyol La Liga. Premier Lig’le arasında yaklaşık 1 milyar Euroluk bir değer farkından bahsediyoruz. Yıllık 1.9 Milyar Euro bir gelir yaratan La Liga ile Premier Lig arasındaki 2 Milyar Euro’luk finansal fark, bu iki lig arasında büyük bir uçurum olduğunu da bize gösteriyor. Premier Lig yıllık, La Liga’nın iki katına yakın daha fazla gelir elde ediyor. İki Lig arasındaki farkın kısa vadede kapanması çok da mümkün görünmüyor.  La Liga’da ortalama takım değeri ise 154.5 Milyon Euro düzeyinde.


Son on yılın iktisadi, finansal ve sportif anlamda en istikrarlı gelişen, yıldız liginin Alman Bundesliga olduğunu söyleyebiliriz. Almanlar sportif, yönetsel ve finansal anlamda bu süreçte çok önemli yol kat ettiler. Alman Bundesliga her ne kadar 2.2 Milyar Euro’luk değeriyle İspanyol La Liga’dan sonra geliyor olsa bile, yıllık yarattığı 2.3 Milyar Euro gelirle, Premier Lig’den sonra Avrupa’nın ne fazla gelir yaratan ikinci ligi durumunda.


Süper Ligimize baktığımızda ise; Süper Lig beş büyük merkez ligin dışında sahip olduğu 1.020 Milyon Euro parasal değeri ve yıllık 720 Milyon Euro’ya yaklaşan geliriyle Avrupa’nın en fazla gelir yaratan ve en değerli altıncı ligi konumunda.


Süper Lig Finansal Olarak Değerli ama Önemli Bir Lig Değil!


Bir lig çok büyük değerlere ve gelirlere sahip olabilir ama önemli liglerden birisi olamayabilir. Çünkü, parasal büyüklük eğer sportif performans temelinde yükselmiyorsa, muhtemelen o lig sübvansiyonla büyümüş bir ligdir. Bir lig ancak kendi dinamikleriyle belirli bir finansal performansa ulaşıyorsa, bu lig zaten süreç içinde sağlayacağı rekabet avantajlarıyla önemli bir lig haline gelebilir.


Bu bağlamda Süper Lig analizimize bakıldığında, Süper Lig finansal olarak Merkez Liglere en yakın Çevre Liglerin başında geliyor.


Nitekim, bu anlamda Süper Lig son onsekiz yılda parasal gelirlerini %480 arttırarak, 725 Milyon Euro’ya taşıdı. Bu gerçekten çok büyük bir başarı olmakla birlikte, Süper Lig sportif olarak Çevre Ligler içinde en düşük performans sergileyen Liglerden birisi. Bu nedenle, Avrupa’nın finansal olarak en fazla gelir yaratan altıncı ligi olmasına karşın, önemli liglerinden birisi değil.


Süper Lig açısından burada yanıtlanması gereken en önemli soru şu: Parasal olarak Çevre Ligler içinde en fazla gelir yaratan Süper Ligimiz, neden sportif olarak Avrupa’nın önemli ligleri arasına giremiyor? Bu soruya arayacağımız yanıtlar bizi futbolda ciddi bir makas ayrımına getiriyor. Futbolumuzu sadece finansal anlamda değil, aynı zamanda sportif, yönetsel ve tesis olarak da Avrupalılaştırmamız gerekiyor.

 

 

 aksar-tablo1

 

Liglerde Yoğunlaşma ve Rekabet Kalitesi

 

Tablo:2’de Avrupa’nın önemli Merkez Ligleri ve Çevre Ligleri arasında rekabet düzeylerini sizlerle paylaştık. Bu tabloyu yaparken özellikle o ligi domine eden ve 2014-15 sezonu itibariyle ligi ilk beş sırada tamamlayan takımlar bazında lig yoğunlaşmalarına odaklandık. Örneğin, Premier Lig’de 2014-15 sezonunu ilk beş sırada tamamlayan beş takımın (Chelsea- Manchester City, Arsenal, Manchester United ve Tottenham Hotspur) parasal değerlerini topladığımızda ilk beş takımın değeri 2.121 Milyon Euro’ya ulaşıyor. (Takım değerleri transfermarkt sitesinden alınmıştır) Bu takımların toplam değeri, Premier Lig değerinin %53’üne karşılık geliyor. Bir diğer deyişle, kalan 15 takımın değeri Premier Lig değerinin yarısından az.


Yine, Premier Lig’i birinci sırada bitiren Chelsea ile sonuncu sırada tamamlayan QPR arasında değer olarak tam 9.9 kat fark var. Takım başına değerlerin ortalaması baz alındığında ise, Premier Lig’de ortalama 201.5 Milyon takım değerinin altında kalan 14 takım olduğunu görüyoruz. Bir diğer ifadeyle, Premier Lig’de takımların %70’i (sahip oldukları değerleri itibariyle) ortalama değerin altında kalmıştır.

 

Süper Lig’de Rekabet Düzeyi Düşüyor, Yoğunlaşma Artıyor!


Süper Ligimizdeki yoğunlaşma ve rekabet kalitesine baktığımızda ise, Süper Ligi 2014-15 sezonda ilk beş sırada tamamlayan takımların değerleri toplamının (Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve Bursaspor) 598 Milyon Euro’ya ulaştığını görüyoruz. Bu bağlamda, ilk beş takımın değeri, Süper Lig’in toplam değerinin %59’unu oluşturuyor. Diğer ifadeyle kalan 13 takımın toplam değeri Süper Lig değerinin yüzde kırkı civarında.


Süper Ligde 56.7 Milyon Euro ortalama takım değerinin altında kalan takım sayısı ise 14. Buna göre takımların yüzde yetmişsekizi ortalama değerin altında kalmış durumda. Süper Lig’de şampiyon Galatasaray ile lig sonuncusu Balıkesirspor arasında takım değeri olarak tam 6.8 kat fark bulunuyor.

 

Tablo:3 Süper Lig’de 23 Ağustos 2015 itibariyle Takım ve Oyuncu Değerleri

 

 Kulup degerleri

 

Tablolar Bize Yoğunlaşma ve Rekabet Kalitesi Açısından Neyi Söylüyor?
 

 

Tablo:1 ve Tablo:2 bize yoğunlaşma ve rekabet düzeyleri hakkında bazı ip uçları veriyor. Önce, bu tabloları kısa başlıklarla yorumlamaya çalışalım.


1. Ligleri genel olarak sportif ve finansal olarak ilk beş takım domine ediyor. Bu nedenle bu takımlar sahip oldukları parasal üstünlüğü sportif performansa çevirebilme avantajına sahipler. Bu da onlara rekabet üstünlüğü sağlıyor.


2. İlk beş takımın toplam değerleri, lig değerinin ortalama %63’ünü oluşturuyor. Kadrolarında en kaliteli oyuncu ve teknik damları barındırıyorlar. Bu nedenle yüksek kadro değerleri her zaman onlara sportif ve parasal rekabet üstünlüğü sağlıyor.


3. Lig birincisi ile sonuncusu arasında takım değerleri bakımından 18.5 kat fark bulunuyor. Bu nedenle bu takımlar arasında derin rekabet uçurumu bulunuyor.


4. Liglerde ortalama takım değerinin altında kalan takım sayısı 13’e ulaşıyor. Bu takımlar ile ilk beş takım arasındaki dengesiz güç üstünlüğü nedeniyle, daha lig bitmeden kopmalar yaşanıyor.


5. Liglerde takımların yüzde yetmişbiri, sahip oldukları takım değeri itibariyle ortalama değerin altında kalıyor. Genel olarak bu takımlar ligi domine edemeyen, başaltı takımları ya da rekabete katkıda bulunan takımlar olarak karşımıza çıkıyor.


6. Beş büyük ligde ilk beş takımın toplam değerleri ortalaması 1.6 Milyar Euro’ya ulaşırken, Çevre Liglerde diğer beş takımın ortalama değerleri 490.5 Milyon Euro civarında. Yani, Merkez Lig ilk beş takım ortalama değerleri, Çevre Lig ilk beş takım ortalama değerinden 2.26 kat daha değerli. Bu nedenlerle, Beş Büyük Lig takımları Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde sportif olarak daha başarılılar.

 

Süper Lig’de Yoğunlaşma ve Rekabet Ne Düzeyde?


Yukarıdaki verilerden hareket edersek, Süper Ligimizde yoğunlaşma ve rekabet düzeylerine ilişkin aşağıdaki sonuçlarla karşılaşırız.


1. Süper Lig’de ilk beş takım değeri, diğer Çevre Liglerden Rusya ve Portekiz’in gerisinde. Süper Lig’in konsolide değeri, bu iki ligin üzerindeyken, ilk beşteki takımların değerinin diğer iki ligin gerisinde olmasını, yoğunlaşma ve rekabet açısından daha olumlu olarak değerlendirebiliriz.


2. Süper Lig’de ilk beş takımın, konsolide lig değerinin %59’unu oluşturuyor olması, Ligler ortalaması %63’ün altında kaldığı için daha olumlu olarak karşılanabilir.


3. Süper Lig’de lig birincisi ile sonuncusu arasındaki takım değeri farkı 6.8 kat ile analizimize konu aldığımız top ligler içinde en iyi oranı oluşturuyor.. Bu oran aynı zamanda tüm ligler ortalaması olan 18.5 kat oranından da çok daha iyi durumda. Yoğunlaşma ve rekabet açısından bu rasyoyu da olumlu olarak değerlendirebiliriz.


4. Süper Lig’de takım değeri olarak ortalamanın altında kalan takım yüzdesi, %78 ile ligler ortalama değeri olan %71’in üzerinde. Bu nedenle bu oranı olumsuz olarak değerlendirmemiz gerekiyor.


5. Tüm liglerde ortalama 13 takım, sahip oldukları takım değerleri itibariyle ortalama takım sayısının altında kalırken, bu sayı Süper Lig’de 14. Bu nedenle, bu sayıyı da olumsuz değerlendirmemiz gerekiyor.


Sonuç


Süper Lig’de gerek gelirlerin paylaşımı ve gerekse takım değerlerinin oluşumunda önemli farklılıklar bulunuyor. Bu farklılıklar, süreç içinde büyüklerin lehine, küçüklerin aleyhine haksız ve dengesiz bir rekabetin oluşmasına neden oluyor. Bu dengesizlik, dengede rekabete çok izin vermediği için de, rekabet ve buna bağlı olarak futbol kalitemiz düşmeye başlıyor.


Bu durum aslında, 1990’lardan itibaren endüstriyelleşip 2000’lerden sonra da finansallaşmaya başlayan futbolun genel karakteristiğinden kaynaklanıyor. Finansallaşan futbol anlayışı liglerde genel olarak bir yoğunlaşmaya yol açıyor. Bu da, liglerde takımlar arasında finansal ve sportif büyük uçurumların oluşmasına neden oluyor.


Endüstriyel ve finansal futbol, reytingi yüksek takımları futbolun lokomotifi konumuna getirmiş durumda.


Gösteri endüstrisinin daha çok para kazanabilmesi, rekabette küçük takımların öldürülmeden, büyük takımların birer payandası olarak rekabette bulunmalarına bağlı. Hal böyle olunca da, dengesiz rekabet temelindeki futbol yapılanması, bir süre sonra futbol seyircisini/taraftarını/müşterisini televizyon başlarında, statlarda büyük takımların kazanma duygusunu körükleyen, arzulayan, haksız rekabeti yücelten içsel bir olgu haline getiriyor…


Finansallaşan futbolda yukarıdaki belirlediğimiz olumsuzluklar, lig bazında belli başlı takımlara bazı finansal ve sportif rekabet üstünlükleri sağlıyorsa da, makro düzeyde genel olarak lig karşılaştırmaları yaptığımızda, bu dengesizlikler belirli ölçülerde ligler arasında normalize oluyor gibi görünüyor. Yani, Süper Lig’de dengesiz ve haksız rekabet takımlar arasında derin uçurumlar oluştururken, diğer taraftan bu dengesizlikleri Avrupalı ligler arasında da gözlemliyor olmamız; hatta bu ligler arasında da benzeri farklılıkların olduğunu ortaya koyuyor olmamız, bu sıra dışılığın sıradanlaştırılması gibi bir algının yaratılmasına neden oluyor. Bazı istatistiki veriler demeti içinde bu analize bakıldığında, ligler arasında bazı olumsuzluklar sanki normalmiş gibi algılanabilir. Hatta bizim analizimizde olduğu gibi bazı verilerde Süper Lig değerleri daha iyi, daha rekabetçi ve adil bir rekabete sahipmiş gibi de görülebilir.

 

Ancak, her lig bazında mikro ölçekteki (takım bazında) farklılıklar derin olmakla birlikte, karşılaştırmalı analizler yaptığımızda, bazı konularda bu dengesizliğin ve farkların Ligler arasında normalize olduğunu görüyoruz. Bu aslında istatistik biliminin neden olduğu bir yanılsamadan başka bir şey değildir.


Ancak, ne olursa olsun bugün Süper Lig’de parasal gelişimin, sportif gelişimin önüne çıkmış olması, futbolumuzda rekabetsizliği ve kalitesizliği beraberinde getiriyor. Yani, siyaseti arkasına almış bugünkü futbol yapılanması Süper Lig’i bir şekilde sübvanse ederek para yaratıyor olsa ve değerini maksimize edip Avrupa’nın en değerli altıncı ligi haline getirse bile, önemli lig olma özelliğini ona kazandıramıyor.


İşte, Türk futbolunun çözülmeyi bekleyen başat sorunu bu. Bu çelişkiyi çözmeden, Süper Ligi önemli ligler arasına sokamayız. Bunun için sadece tesadüfü sportif başarıların peşinden koşmaktan çok, istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeyle futbol kalitemizin kalıcı bir şekilde arttırılmasını sağlayacak stratejilerle Süper Ligimizi Avrupa’nın önemli ligleri arasına sokabiliriz. Bu nedenle hem altyapıda, hem de üst yapıda çok önemli sorunlar Türk futbolunun önünde bekliyor.{jcomments on}

 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  13009  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan

Kimler Sitede

Şu anda 901 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 52922937

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1