Hüseyin Kutay -14 Mart 20222019 un ikinci yarısından beri Türkiye Futbol Federasyonunun,
- Yaşanan pandemi sürecindeki kararları,
- Yayıncı Kuruluşla olan sıkıntılı sürecin yönetimi,
- Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu kararlarında ölçüsüz çelişkileri,
- Milli Takımın sürekli başarısızlıkları ve yeni Teknik Direktör atama süreci,
- Stratejik plan, konsept, proje diye demeçler verip ortaya somut bir şey koyamaması, ya da varsa kimseyle paylaşmaması,
- Ekonomistlerin, Kamuoyunun ve hiçbir katkıları/yanlışları yokmuş gibi Kulüp Başkanlarının ‘’’Türk Futbolu batmıştır’’ tespitlerinde TFF nin ürettiği/üretemediği çözümler,
- Türk futbolunun geleceği ile ilgili tek bir somut projenin hayata geçirilmemiş olması, varsa paylaşılmamış olması,
- Talimatlara uygun diplomaları olmamasına rağmen, 600 e yakın Pro Lisans sahibi Antrenör varken, eski futbolcuların çizgi kenarında aktif Teknik Direktörlük yapmasına göz yumması. Bunun yarın emsal gösterilerek Türk futbolunda çok sıkıntılı sorunlar yaratacağının farkında olmaması,
- Bugüne kadar Futbolumuzun tüm sorunlarını çözecek bir proje üretememiş olmaları. Bu ve benzer sorunları, kırk yıldır olduğu gibi, kendilerinden sonra geleceklere devir edecek olması,
- Yeni yayın ihalesindeki süreç yönetimi,
Bu liste çok uzar. Altına sistemin içinde olandan taraftara, sporsevere kadar herkes daha bir sürü sorun ekleyebilir…
11 Martta Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç’un 2008 den beri aralıksız 14 yıldır Federasyonda bulunan Servet Yardımcı ’ya;
’’Siz bu sektöre zarar veriyorsunuz. Hem federasyonu hem hakemleri hem de devlet büyüklerimizi zorda bırakıyorsunuz. Tez zamanda bence bu işi bırakın. Hatta TFF ve MHK, hepiniz bırakın. Bu sektörün yolunu açın. Sizden rica ediyorum. Geldiğimiz yol artık gidilecek bir yol değil, her şey tıkandı ve kaos içinde.’’
Sayın Ali Koç çok net, yanlış anlaşılmaya meydan vermeyecek, herkesin anlayacağı şekilde durumu özetledi.
Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığına da istemem demeyen Ali Koç’un futbolu bu kaostan çıkaracak bir hazırlığı var mı, zaten zaman fakiri olan Ali Beyin çok mesai isteyen bu niyetine camianın tepkisi nasıl olur bilemem.
*****
Spor hepimiz için çok önemli.
Aktif olarak yapsak da yapmasak da…
Uzun vadede Ülkelerin beka sorununun, ülkenin ekonomisinin, sağlık sektörünün, savunmasının, üretiminin, politikasının iyi olmasından çok spor yapan insanlar ülkesi olup olmaması ile daha çok yakın ilişkisi olduğunu da not düşeyim buraya.
Yukarıdaki konulardaki sıkıntılar 3, 5, 15, 20 yılda düzeltilebilir. Sağlıklı insanlardan oluşan bir ülke olmak için en az iki nesile ihtiyaç var ki bu da 60 yıl demektir.
Daha 40 yaşında ikinci kata çıkmak için asansör bekleyen insanlardan ülke yararına üretken ve sürdürülebilir yüksek bir performans beklenemez.
*****
Sadece Futbola değil Türk sporunun profesyonel, amatör, sağlık için, eğlence için yaptığı tüm sportif aktivitelerinin genel durumuna baktığımızda, olabileceği mümkün olan seviyelerden çok uzakta olduğunu görüyoruz.
’’Türk sporunu yeniden yapılandıramayız. Çürümüş temelin üzerine sağlam bir yapı kurulmaz. Türk sporunu sıfırlamalı ve sağlıklı bir spor sistemiyle yeniden başlatmalıyız.’’
*****
Türkiye’de kimsenin yapmadığı, iki devasa devlet projesinin akıbetini paylaşacağım sizlerle.
Yazılıp çizilenler arşivde, konuşulanlar dört göz arasında kalmasın.
*****
13 Ekim 2004 deki randevu talebime ertesi günü bizzat telefon ederek bana ulaşan ve 26 Ekim 2004 saat 12 de Ankara’da makamında görüştüğümüz Spordan sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin Beyle başlayan süreç 04.02. 2022 ye kadar devam etti.
18 yıllık bu süreçte hiyerarşi kurallarına uyarak sırayla en alttan en tepeye kadar konuyla ilgili sorumlu ve yetkili olan hemen herkesle iletişim kurdum.
Kısaca, ’’TÜRKİYE OLİMPİYAT HAZIRLIK MERKEZLERİ’’ (TOM) ve ’’TÜRKİYE FUTBOL AKADEMİLERİ ve SERTİFİKASYON PROGRAMI’’
Projelerimden bilgi sahibi olması gereken, hayata geçirilmesinde öncü olabilecek herkesin haberi var.
En yetkili ve sorumlu, uygun görürse düğmeye basacak olan Sayın Cumhurbaşkanımız hariç.
Son dokuz yıldır her türlü çabayı harcamama rağmen ulaşamadığım, kendileri de gençliğinden beri sporun aktif ve pasif olarak sürekli içinde olan Sayın Cumhurbaşkanımızla bu iki devlet projesini paylaşamadım.
Sayın Cumhurbaşkanımızın bu projelerden bugün bile haberdar olmadığından adım gibi eminim.
TOHM dan haberi var deniyor da o TOHM un bu TOM olduğundan haberdar edilmemiş.
Tüm bunları, kimlerle, nerede, ne zaman, ne hakkında, nasıl iletişim kurduğumu ve sonuçlarını bir sonraki yazımdan itibaren anlatmaya başlayacağım.
Türk sporunun neden bu seviyelerde olduğunu, neden gelişmediğini bunda kimlerin rolü olduğunu anlatacağım.
Sayın Ali Koç gibi açık, net, anlaşılabilir şekilde
Türkiye’de spor camiasında çok az insanın özgeçmişine ulaşılabiliyor. Yüzde 90 dan fazlasının sporla ilgili bir geçmişi yok ama o pozisyonlarda yer işgal edip ülke sporuna zarar veriyorlar. Pozisyonlarına uymayan özgeçmişlerini de paylaşamıyorlar haliyle.
Önem arz eden ve hassas olduğum bu konu Twitter deki profilimde duruyor;
’’Sporumuzun yönetimi, kendi çıkarı için sisteme girenlere, bırakılmayacak kadar önemlidir.’’